Yıllardır lojistik sektöründe, rekabetin fiyat üzerinden yapılmaması için anlatıyor, konuşuyor, yazıyorum. Fiyat karşılaştırması ancak aynı kalitedeki ürün ve hizmetler üzerinde geçerlidir. Lojistiği bir noktadan diğer noktaya taşımak ve gerekirse ara yolda kısa veya uzun süreli depolamak olarak gören anlayış artık çağ dışı görülmektedir. Bunun adı taşımacılık ve depolamadır. Lojistik değildir. Müşterinin tanımladığı şekilde yapılır, hizmet üretenin bu süreç üzerinde en küçük iyileştirme yaklaşımı bile olamaz. Marketten ürün alır gibi hizmet alacaksanız fiyata yoğunlaşın, lojistiğin diğer faktörlerini unutun.
Fiyata dayalı bir sözleşme sonunda bitmek zorundadır. Satın alanın her an fiyat indirme baskısı sürerken; hizmet veren de artan yakıt fiyatlarının, yükselen işçiliğin, yeni yatırımların maliyetlerinin, artan kiranın, kredi faizlerindeki yükselmenin baskısı altındadır. Satın alan her sözleşme dönemi sonunda ürününün üzerindeki lojistik maliyetlerini azaltıp, pazar payını arttırmayı hedeflerken; bunu bir kılıç gibi lojistik firmasının tepesinde sallayacaktır. “Fiyatını indir yoksa yeniden teklif toplarım” yaklaşımıdır bu. Çoğu zamanda işe yarayacaktır. Lojistik firmasının zam talebinden vazgeçip, indirime razı olduğu da görülmektedir.
Yapılacak işi müşterinin tanımladığı hiçbir projede maliyet indirimi sağlanamaz ve hizmet kalitesi arttırılamaz. Hizmet üreten, müşterisinin kalite baskısı ile maliyetleri arasında sıkışmıştır. Maliyeti düşürmek hizmet kalitesini düşürecek, müşteri beklentisini yaralayacaktır. Müşteri beklentisini daha fazla tatmin etmek de kuruluşunu zarara sokacaktır. Müşteri ve satıcı arasındaki bu savaşın galibi yoktur. Bütün savaşların galibi olmadığı gibi. Her iki taraf da kaybeder. Kazanan biraz az, kaybeden ise biraz daha fazla. Artık savaşılmaması gerektiğini anlama zamanımız gelmiştir.
Lojistik tanımında; firmaların tedarik zinciri süreçlerinde malzeme, bilgi ve hizmet akışında üretimin dışındaki tüm hareketlerin yönetimidir. Yönetim ise planlayarak, ölçerek, karşılaştırarak ve yeniden planlayarak yapılan bir işlemdir. Sorumluluk, yetki, karar verebilme esnekliği, hız, bilgi, ekip, yatırım ve ölçek büyüklüğü gerektirir. Lojistiğin her iki taraf için bir savaş olmadan birlikte yapılan bir çalışma, bir ortak yaşam, bir evlilik olduğunu artık anlamalıyız. Tüm ortaklıklarda olduğu gibi lojistik sürecinde, iyi planlanırsa büyük katma değer yaratacağına inanmalıyız. Bunun sağlanması da iş bölümüne bağlıdır.
Lojistik süreç içinde oluşan her türlü maliyet artık hizmet üretenin değil ortakların maliyetidir. Maliyetlerin kontrolü, yeniden dizaynı, tip değiştirmesi, gerekirse kalitenin arttırılması için yükseltilmesi, yeni yatırımların planlanması birlikte yapılmalıdır. Sürecin iyileştirilmesi, optimizasyonu, son teslim zamanlarının planlanması, alternatif dağıtım metotlarının uygulanması, fazla mesailer, gereksiz raporlamaların kaldırılması, otomatik bilgi transferleri, ortak dış kaynak kullanımı incelenecek konular olmalıdır. Bu konulardan her birinden sağlanacak olan artı değer paylaşılmalı, maliyetler ortak maliyet haline getirilmelidir.
Lojistiği şimdiye kadar bir hizmet satın alması olarak görenlere sesleniyorum. Bu sene de satın almayı bırakın, birlikte yapmaya, ortak çalışmaya ve bir evliliğe başlangıç yapın. Mutlu olacağınıza inanıyorum.
Kaynak: Perşembe Rotası