Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / İTHAL YÜKLERİ KAPTIRABİLİRİZ

İTHAL YÜKLERİ KAPTIRABİLİRİZ

İTHAL YÜKLERİ KAPTIRABİLİRİZ09.12.2009

Gümrük Yönetmeliği’nin 83/4 maddesinde yapılacak değişikliğin antrepoları kapamak anlamına geleceğini öne süren sektör temsilcileri tepkili...

Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen ve 1 Temmuz’da yürürlüğe girecekken TASİŞ’in antrepolarının yetersiz olduğu gerekçesiyle 5 Ekim’e ertelenen Gümrük Yönetmeliği’nin 83. Madde 4. Paragrafındaki değişiklik, belirlenen tarihte yürürlüğe girdi.  Söz konusu değişiklik Erenköy Gümrüğü’nde uygulamaya geçirilirken, eylül ayında yaşanan sel felaketi nedeniyle Halkalı Gümrüğü’nde ocak ayına ertelendi. Lojistik sektörünün temsilcileri uygulamanın başlamasıyla Erenköy Gümrüğü’nde antrepodaki işlerin yüzde 60 oranında düştüğünü belirtiyorlar. Buradaki yüklerin Avrupa yakasındaki antrepolara kaydığını belirten yetkililer, “Değişikliğin Halkalı Gümrüğü’nde uygulamaya geçmesiyle her şey daha da kötüleşecek. İthal yüklerin yüzde 90’ı geçici depolama statüsünde. Antrepoların kapanmasıyla bu yükler başka ülkelere kayacak. Türkiye lojistik üs olma hedefinde, ama bu uygulamayla bu hedeften uzaklaşmak üzere” uyarısında bulundular.

Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği Genel Müdürü Cumhur Atılgan, 5 Ekim’de yürürlüğe giren Gümrük Yönetmeliği’nin 83. madde 4. fıkrasındaki değişikliğin Türkiye’yi lojistik üs olma hedefinden uzaklaştıracağını söyledi. “Bugün Türkiye’ye yapılan ithalatın büyük bir kısmı Türkiye’de yerleşik olan antrepolara geçici depolama süresi içerisinde konulmakta ve buradan da doğrudan serbest dolaşıma sokulmaktadır” diyen Atılgan, “Yeni getirilen uygulamayla ithal edilen bir eşyanın antrepoya alınabilmesi için mutlaka antrepo beyannamesi verilmesi gerekiyor. Burada birçok sıkıntı var. Türkiye’ye karayoluyla gelen eşyanın aşağı yukarı yüzde 65’e yakın bölümü parsiyel kargodur. Bunun anlamı bir kamyonun içinde 20–30 farklı alıcının malı vardır. Eski uygulamada taşıyıcı özet beyan ile eşyanın tamamını antrepoya bırakıyordu. ve taşıt boşaltılmasının hemen ardından başka bir yük almak üzere sevk ediliyordu. Yeni uygulamayla bu araçta bulunan eşyaların tamamına, eşya sahiplerince antrepo beyannamesi verilmesi gerekeceğinden bir imkânsızlık ortaya çıkıyor.  Çünkü eşyanın sahiplerinin tamamını aynı gün içerisinde bulmak mümkün değil. Bu şartlar altında kamyon boşaltılamıyor. Araç bir hafta antreponun önünde beklemek zorunda kalıyor. Aracın Gümrük Müsteşarlığı tarafından öngörülen geçici depolama yerlerine eşya boşaltması ise sorunu çözmüyor. Zira burada altyapı arzı, personel ve ekipman arzı fevkalade kısıtlı. Bu beklemelerin uluslararası taşımacı için maliyetini düşünebiliyor musunuz?” dedi.

Antrepo işleticilerinin de 12 seneden beri çok büyük oranda yatırım yaptığını vurgulayan Atılgan, “Bu yatırım karşılığında çok büyük oranda istihdam, altyapı ve üstyapı kazandırıldı. Antrepo işleticilerinin yapmış oldukları işlemlerin çok büyük bir kısmı geçici  depolama statüsündeki eşyalara yönelik olmaktadır. Bu doğrultuda antrepoların eşyanın geçici depolama mahalli olarak kullanılması engellenirse o zaman yapılan bütün yatırımların ve yaratılmış istihdamın karşısına geçilmiş olur. Bu da ekonomimize çok büyük bir darbedir” diye konuştu.

Cumhur Atılgan, “Lojistik faaliyetlerin en önemli alanlarından biri de Türkiye’nin bir stoklama merkezi bir başka ifade transiter ülke olması haline gelmesidir. Türkiye’nin transiter ülke konumunda olması gerekir” diyerek, “Ürünler Avrupa’dan veya doğudan gelecek ve belirli bir süre ülkemizde stoklanacak. Bunun üstüne bir takım elleçlemeler ile katma değer yaratılacak. Ondan sonra diğer dünya ülkelerine gönderilecek. Bu da Türkiye’ye bir katma değer yaratacak. Lojistik faaliyet denilirken sadece ürünlerin planlı olarak sevkıyatından bahsedemeyiz. Bu ürünlerin ülkemizde elleçlenmesi, bazılarının konsolide edilerek diğer ülkelere sevk edilmesi, bir yandan ölçek ekonomisi  doğrultusunda maliyetleri aşağıya çekecek, diğer yandan bu tür geçici stoklamadan dolayı bir hizmet yaratılacak. Bu da milli gelir artışına sebebiyet verecektir. Bu yönde yol alırken bakın ne oldu? Gümrük Yönetmeliği’ndeki değişiklikle malların Türkiye üzerinden transit gitmesi engelleniyor. Türkiye lojistik üs olma yolundan sapmak üzeredir” uyarısını yaptı.

 

“Zarar 4 milyar doları bulur”

Atılgan, yeni getirilen uygulama ile Türkiye’nin lojistik üs olma fırsatını kaçıracağını belirterek, “O zaman bu faaliyet kimin tarafından yapılacaktır? Rakip ülkeler de ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi Bulgaristan hatta Romanya’dır.  Türkiye’nin elindeki bu potansiyeli başka ülkeler ele geçirmek üzere. Bu pazarlar kolay kolay elde edilmiyor. Bir kez pazarı kaybettiğimiz zaman geri almak çok zor. Lojistik sektörünün bir bütün olarak buradan kaybı 4 milyar dolara yaklaşmaktadır. Bu sadece transit geçişin ve eşyanın geçici depolanmasının kaybedilmesiyle ortaya çıkacak rakamdır. Nakliyecinin hizmet verimliliğinden dolayı ortaya çıkan kaybı bu rakama dâhil değildir. Yani, zararın boyutu göründüğünden çok daha büyüktür” açıklamasını yaptı.

 

“Lojistik köy projemiz de etkilenecek”

RODER’in Hadımköy’de bir lojistik köy projesi için yatırım aşamasında olduğunu hatırlatan Atılgan, “Lojistik Köy projemizin önemli bir bölümü de antrepolardır. Burada büyük alanlarda antrepolar kurulacak. Elbette ki bu antrepoların faaliyet gösterebilmesi için buraya eşyanın geçici  depolama statüsünde konulabilmesi gerekir. Doğal olarak böylesi bir uygulamadan bizim bu projemiz maalesef olumsuz etkilenecektir. Yatırım aşamasında olan bir proje bile etkilenmektedir. Yatırımı bitirmiş olan ve faaliyette olan zaten etkilenecektir. Ama geleceğe yönelik böyle bir projeye imza atan bir kurum olarak etkilenmeyecek dememiz mümkün değil” diye konuştu.  

 

“Antrepoları gümrükleme şirketi yerine koyuyorlar”

Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Mine Kaya, Gümrük Müsteşarlığı’nın sorunu giderecek yönde adım atmaktansa, antrepoculara antrepo beyannamesi verme yetkisi getirdiğini, bunun da antrepoları gümrükleme şirketi yerine koymak anlamına geldiğini belirtti.

Kaya “İstanbul-Halkalı gümrüğüne gelen yükler haricinde araçlar her seferde bir geçici depolama yerine fazladan uğruyorlar ve buralarda bir gün kayıp var” bilgisini verdi ve bunun dışında yükün antrepolara boşaltılması için  beklenen antrepo beyannamesi yüzünden,  bir günlük kayıp daha yaşandığını ifade etti. “Bu da yaklaşık yılda 40 gün eder ki, aracın %10-15’lik verimlilik kaybı demektir” diyen Kaya, “Müsteşarlık ikinci kısım zaman kayıplarını engellemek ve antrepo sahiplerini de biraz olsun memnun edebilmek için yönetmelikten gelen yetkisini hemen kullandı ve antrepo beyannamelerini antrepo sahipleri de verebilir maddesini uygulamaya aldı.  Ancak hiçbir antrepo bu uygulamaya geçmedi, geçmeyi de pek düşünmüyorlar” açıklamasını yaptı.

 

“Antrepocular dava açabilir”

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın önümüzdeki süreçte bu konuda Ankara'da bir toplantı düzenleyeceğini ve bu toplantıya ilgili tüm kuruluş temsilcilerini davet edeceğini belirten Kaya, “Burada konu tekrar masaya yatırılıp mevcut yasa ve yönetmeliğin hız kaybını engellemesi için alınacak tedbirler ve alınacak ek önlemlerin konuşulacağını düşünüyorum. Bunun dışında antrepoların daha önceki gibi Geçici Depolama statülerini geri kazanması gibi konular da masada olacaktır. Eğer sonuç alınamaz ise mevcut antrepoların müktesep hak vb. davalar açması muhtemel görünmektedir” dedi.

Erenköy Gümrüğü’ne bağlı antrepoların iş hacminin bir hayli düştüğünü, birçok şirketin daha hızlı olduğu için mallarını Halkalı Gümrüğü’nden çekmeye başladığını dile getiren Mine Kaya, “2 Ocak’ta ise bu imkan da ortadan kalkacak görünüyor. Ancak kalkabilmesi için Halkalı Gümrüğü’nün içinde geçici depolama yeri olmalı. Ancak şu anda böyle yerler bulunmuyor. Halkalıdaki depo sahaları bilindiği gibi daha önce özel şirketlere kiralanmış durumda. Bu konuda önümüzde sadece bir ay kalmasına rağmen henüz bir gelişme olmadı. Varsa da kamuoyu ile paylaşılmamış durumda. Nasıl halledileceği belli değil. Uygulama devam ederse verimlilik kaybını hem zaman hem de para olarak tüm aktörler ödemek zorunda kalacak” diye konuştu.

 

“AB’deki geçici depolama statüsü bizde de uygulanmalı”

“Bizim uluslararası nakliyeciler olarak şikayet sıralamamız daha farklı olabilir. Aynı   durum, İTO, UTİKAD, RODER, Gümrük Antrepo İşletmecileri Derneği, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği gibi kuruluşlar için de geçerli” diyerek devem eden Kaya şunları söyledi: “Bu kuruluşların tümüyle hemfikir olduğumuz bir husus var. AB ülkelerinde tüm antrepolarda geçici depolama statüsü de var. Bu, ülkemizde de uygulanmalıdır. Ama uygulama için mevcut yapıdaki sorunların çözülmesi gerekiyor ve bu da zaman alacağa benziyor. En önemli konu ise yönetmelik gerçek anlamda AB mevzuatı ile aynı içerikteyse Özet ve Detay beyan verme süreçlerinin bir an önce hızlandırılarak bize ekstra zaman kazandırması lazım. Ancak o zaman ekonomimiz-işletmelerimiz AB’li rakipleri ile baş edebilir.  Şu anda var gücümüzle yapmamız gereken müsteşarlığın yapmakta olduğu alt yapı çalışmalarına destek vermek, hızlanmalarını talep etmek ve mevzuat olarak AB’ye uyan sistemimizi uygulama aşamasında da çağdaş seviyeye ulaştırmaktır. Bu saye de gerçekten verimlilik kazanabileceğiz.”

 

“Asıl etki Halkalı devreye girdikten sonra olur”

Gümrüklü Antrepocular Derneği Başkanı Murat Özkabaş da geçici depolamaya tabi yüklerin oranının yüzde 90’a yaklaştığını belirterek, “Bu yükler antrepoların elinden çekilip alınıyor. Bunun bazı sonuçları olacak. Sanayicinin, mallarını depolayacağı yerler TASİŞ’in depoları olacak. TASİŞ’in hali ortada. Erenköy’deki antrepoların hali içler acısı. Kimse malını bulamıyor. Sıkıntı çok büyük. Sanayici yakında söylenmeye başlayacaktır.

Nakliyecileri çok yakından ilgilendiriyor. Nakliyeciler zamanla yarışıyor. 1 ay içinde 3–4 araç boşaltamadıkları sürece ne borçlarını ödeyebilirler, ne şirketlerini idame ettirebilirler. Fakat gelinen noktada bir nakliyeci aracını 1 hafta TASİŞ’in depolarında bekletmek zorunda kalıyor. En büyük mağdurlardan biri nakliyecilerdir” diye konuştu. Özkabaş en büyük yıkımın antrepolarda olacağını ifade etti. Özkabaş, “Özellikle parsiyel mal depolayan antrepolar çok zor durumda kaldı. Çok ciddi oranda antrepoların kapanacağını duyurmak lazım. Antrepocuların işleri elinden alınmış durumda. Şu anda etkisi fazla hissedilmiyor. Nedeni, Halkalı Gümrüğü’nün uygulamaya sel felaketi nedeniyle başlayamaması oldu. Şu anda Halkalı’da bir sorun yok. Asıl sorun 2 Ocak 2010’dan sonra yaşanacak. Erenköy’de 30 depo varken, Halkalı’da 90 tane depo var. Erenköy’deki yüklerin büyük bir çoğunluğu Halkalı’daki depolara kaymış durumda. Erenköy’deki antrepoların yükü TASİŞ’e kaymış değil. Yüzde 40’lık yükü Erenköy’deyse, yüzde 60’ı Avrupa yakasındaki antrepolara kaydı” açıklamasını yaptı.

 
Kaynak: İlhan DUMAN - PERŞEMBE ROTASI