Alam, Türkiye'nin girişimi ve Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya ve Pakistan'ın katılımıyla 1997 tarihinde kurulan D-8'in gelecek projelerine ilişkin olarak soruları yanıtladı.
Örgütün genel sekreterliğine 2007 yılının şubat ayında getirildiğinde, 10 yıl önce kurulmuş olmasına rağmen bir yol haritası, kural ve prosedürler, web sitesinin yanı sıra örgütün merkezinin Türkiye'de olmasına ilişkin gerekli yasal altyapının da bulunmadığını anlatan Alam, görev süresinin ilk 1-1,5 yılında kurumsal gelişmeye yoğunlaştığını kaydetti.
Alam, "2008 yılında küresel krize rağmen D-8 ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 78 milyar dolara yükseldi. D-8'in toplam ticaret hacmi ise 1,3 trilyon dolar oldu.
D-8 içi ticaretin payı yüzde 6,08 olarak gerçekleşti. Burada ciddi bir artış oldu. Yol haritamıza göre 2018'e kadar D-8 içi ticaretin oranının yüzde 10-15 seviyesine çıkacağını öngörüyoruz" diye konuştu.
Dipo Alam, bunun gerçekleşmesinde halihazırda imzalanmış bulunan ancak ülkelerin onayını bekleyen tercihli ticaret, vize kolaylaştırma ve gümrük konularında çok taraflı idari yardımlaşma anlaşmalarının önemli rol oynayacağını kaydetti.
D-8 üyesi ülkelerin aynı zamanda İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) üyesi olduklarını hatırlatan Alam, D-8'in ekonomik işbirliğine odaklandığını, yüksek nüfuslara sahip bu ülkelerin benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu ve ticarete odaklanıldığı için benzer ekonomik yapıya sahip ülkeler arasında müzakerelerin daha kolay yürütüldüğünü dile getirdi.
Alam, D-8'in önümüzdeki döneme ilişkin projeleri hakkında da bilgi vererek, "Ortak yatırım fonu kurma çalışmalarımız var. İran bu fona 15 milyon avro vermeyi taahhüt etti, bunun diğer ülkeler tarafından takip edileceğini umuyorum" dedi.
Örgütün stratejisinin iç ticareti ve ortak yatırımları art ırmaya yoğunlaştığını belirten Alam, şöyle devam etti:
"Uygulanabilir ortak yatırım projeleri hazırlamanın önemli ve daha faydalı olduğunu düşünüyorum. Bunun için Ankara'yı, TİKA'yı, Dünya Bankası'nı, çeşitli kurumları ziyaret ettim. Ne tür reel projeler olabileceğine bakıyoruz. Örneğin, gübre üretimi konusunda bir ortak yatırım olabilir.
İran, Nijerya, Endonezya ve Malezya'nın suni gübre üretimi için ciddi nitrojen kaynakları var. İran'da bir üretim olabilir. İran'da daha önce yatırım yapan Gübretaş'la da görüştüm. Endonezya ve İran 600 milyon dolarlık bir yatırım planlıyor. Diğer ülkelerin de buna katılmasını bekliyoruz."
Alam, ortak yatırım fonu projesinin 2010 yılında hayata geçirilmesinin planlandığını bildirdi. Alam, Türkiye'nin de gübre üretiminde kullanılabilecek bor kaynaklarına sahip olduğuna dikkati çekerek, bu konuda da D-8 tarafından bir ortak yatırımı desteklediklerini, bunun için özel sektörün işe dahil olması gerektiğini, hükümetlerin ancak destek sağlayabileceğini bildirdi.
Dipo Alam, havayolları, gıda ve çeşitli turizm alanlarında ortak yatırım fırsatları bulunduğunu kaydetti.
D-8 ülkelerinden giden göçmen işçilerin ülkelerine gönderdikleri paraların yarattığı potansiyele de işaret eden Alam, bu işçilerin fakir ailelerini finansal olarak destekleyebilmeleri için bir kapasite oluşturmayı planladıklarını bildirdi.
Alam, yurt dışındaki yakınlarından para alanların finansal bilgilerinin zayıflığı nedeniyle gönderilen paraların önemli bir kısmının yanlış şekilde harcanarak kaybedildiğini belirterek, D-8'in göçmen işçilere ilişkin çalışma grubunun en azından bu işçilere ve ailelerine bu parayı nasıl daha faydalı şekilde kullanacakları konusunda bilgi vermesini planladıklarını anlattı.
D-8 ülkelerinden yurt dışına çalışmaya giden en az 15 milyon işçi bulunduğunu söyleyen Alam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsimleri Ahmet, Muhammed gibi olan kişiler ülkelerine para gönderirken bazı sıkıntılarla karşılaşabiliyor. Bazen CIA ve benzer kurumlar, gönderilen paraların, terörü desteklemeye yönelik fonlar olduğu gerekçesiyle paraları haftalarca, hatta aylarca alıkoyabiliyor. Hem güvenli olacak hem de işçilerin ailelerine gerçek zamanlı para transferini gerçekleştirmelerini ve bunu sadece 4-5 dolara yapmalarını sağlayacak bir teknoloji üzerinde çalışacağız."
D-8 ülkeleri arasında Endonezya ve Türkiye'nin yüksek GSYH'ları ile G20 arasında yer aldığını, ancak bu iki ülke arasında ticaret hacminin 2 milyar doların altında olduğunu kaydeden Alam, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Pek çok araştırma 2050'lerde BRIC ülkelerinin (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) kazanacağı önemden bahsediyor. Biz ise BRICMIT'ten bahsediyoruz. Çabalarımız, BRIC ülkelerine Meksika, Malezya, Endonezya ve Türkiye'nin de dahil olması yönünde. D-8'in bu konuda bir potansiyeli var.
Türkiye ve Endonezya pazar büyüklükleri, doğal kaynakları, dünyadaki ve İslam ülkelerindeki rolleri düşünüldüğünde önemli potansiyele sahip. D-8 gelecekte bugünkü G7 haline gelebilir ya da onu bile geçebilir. Ancak bunun için iç politik sorunların çözülmesi gerekir."
Kaynak: developing8.org