Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Dünyadan / MAERSK, 2010 LİMAN STRATEJİSİNİ BELİRLEDİ

MAERSK, 2010 LİMAN STRATEJİSİNİ BELİRLEDİ

MAERSK, 2010 LİMAN STRATEJİSİNİ BELİRLEDİ09.12.2009

A.P. Moller – Maersk Grubu’nun baş ekonomisti Graham Slack 2009 yılında devam eden ekonomik krizi değerlendirerek, A.P. Moller-Maersk Grubu'nun faaliyetlerinin olumsuz etkilendiğini açıkladı.

Maersk'ün 2010 Liman Stratejisi

A.P. Moller Maersk Grubu’nun baş ekonomisti Graham Slack ve aynı gruba bağlı dünya denizcilik devi Maersk Line’in Türkiye ve Karadeniz Bölgesi Genel Müdürü Keith Svendsen ile Türkiye’ye, Çandarlı ve diğer limanlara bakış açıları üzerine navlunlar ve gelecek planlamalarına dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Maersk’in bir asırlık tarihi

Temeli 1904 yılında, o zamanlar 28 yaşındaki Arnold Peter Moller tarafından atılan AP Moller-Mærsk Grubu; aradan geçen yüzyıllık sürede bir dünya devi haline geldi. Baba oğul Moller’lerin Svendborg’ da kurdukları A/S Dampskibsselskabet Svendborg (Svendborg Buharlı Gemi fiirketi) adlı şirketin ilk gemisi, yine Svendborg adını verdikleri 2200 dwt’lik ikinci el bir buharlı gemiydi. İlk ofisleri ise A.P. Moller’in çocukluğunun geçtiği Svendborg’taki evin bir odası oldu.

A.P. Moller-Maersk Grubu kısa sürede kat ettikleri bu başarılı yolda, bugün yaklaşık 130 ülkede 120 bin çalışanıyla geniş bir yelpazede faaliyet göstermektedir.

Günümüzde Maersk grubu sadece konteynır taşımacılığı değil; ham petrol, LPG, LNG, kimyasal tankerleri, offshore petrol ve gaz platformları, bu platformlara hizmet eden destek-tedarik gemileri, genel kargo ve yolcu taşımacılığı yapan gemileri, pilotaj, romörkaj ve kurtarma gemileri, ortak olduğu veya işlettiği limanları ile dünya denizcilik sektörünün önde gelen şirketlerinden biridir. Sadece konteynır filosunda 500’den fazla gemi, Bir milyon 900 binden fazla konteynır bulunmaktadır. Bunlara ilaveten süpermarketçilik, tersanecilik, konteyner imalatı, bankacılık, petrol ve doğalgaz üretimi ile dünyanın önde gelen grupları arasında yer almaktadır.

 

Sayın Keith Svendsen öncelikle denizcilik alanında Türkiye ile olan ilişkilerinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Merkezi Gayrettepe İstanbul’da bulunan Maersk Denizcilik A.Ş., A.P. Moller Maersk A/S ve Merit Gemicilik ortaklığıyla mart 2001’de faaliyete başladı. Bu tarihe kadar acentelik hizmeti veren Merit Gemicilik’ten acentelik işlerini devraldı. Geçen yıl da Merit Gemicilik’in hisselerini satın alarak yüzde 100 A.P. Moller Maersk A/S şirketi olarak faaliyetini sürdürüyor.

Maersk Denizcilik A.Ş.’nin İstanbul, İzmir, Gemlik ve Bursa’da dört ofisi bulunuyor. Maersk; Haydarpaşa, Kumport, Evyap, Gemlik, İzmir ve Mersin Terminalleri’ne haftalık fiks tarifeyle uğruyor. Müşterilerine en iyi servis ve en etkili, düzgün operasyonları sunmaya kendini adamış olan Maersk; faaliyet gösterdiği tüm limanlarda kendi operasyon ekiplerine de sahiptir.

 

Türk limanları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’deki özel limanlar son yıllarda büyük bir gelişme içerisinde. Limanlara yapılan yatırımlar, özel limanları ve özelleştirilen devlet limanlarını oldukça iyi yerlere getirdi. Türk ekonomisinin büyümesi, ülkenin dış ticaret hacminin artmasını sağladı. Mevcut limanlara yapılacak yatırımlar ve yeni liman yatırımları, ithal ve ihraç ürünlerinin ülke içine ve dışına sağlıklı bir şekilde taşınmasını sağlayacaktır. Maersk olarak biz de son beş yılda üç liman ihalesinde yer aldık; ancak geride kaldık. Bundan sonra da Türkiye’de karlı bir yatırım olursa yine katılmak isteriz.

Peki, Türkiye’deki limanların hub liman olması hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Coğrafi konumu Türkiye için inanılmaz bir avantaj. Özellikle Karadeniz’e sınırı olan veya Karadeniz’e yakın ülkelerin bir aktarma limanı (hub) olma şansı çok yüksek. Bunu yapabilmek için iki önemli nokta söz konusu. İlk olarak Marmara Denizi’ndeki limanların alt yapısının iyileştirilmesi gerekiyor; ikinci olarak da mevzuatın buna uyarlanması, yasal düzenlemelerin yapılması gerekmekte.

Binlerce yolcu ve bagajın transit aktarıldığı Atatürk Havalimanı’nı bir düşünün! Konteynırlar için de aynı ilkeler geçerli olmalı. Konteynırların transit aktarılmasının doğasına uygun hızlı ve etkin gümrük prosedürleri, Rotterdam ve Singapur Limanları’ndaki inanılmaz büyüme ve gelişmenin altında yatan temel etmenlerdir. Bu limanların ait olduğu ülkelere katkı da cabası... Türkiye de bunu kolayca yapabilir!

Çandarlı Limanı sizce bir sıkıntı doğuracak mı?

Çandarlı Limanı’nın herhangi bir sıkıntı doğuracağını tahmin etmiyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesiyle Türkiye açısından önemli gelişmelerin olacağını düşünüyoruz. Daha önce belirttiğimiz üzere, Türkiye’nin modern ve verimli limanlara ihtiyacı var.

 

2010 yılında yaşanması beklenen ekonomik kriz Maersk açısından bir resesyon tehlikesi olarak addedilebilir mi?

2010 yılında yeni bir kriz olmasını, yaşanmasını hayal bile etmek istemiyoruz. Hatta 2009 son çeyreğindeki gelişmeler ekonominin yükselişe geçtiğine işaret ediyor; işlem hacimlerinde sezona bağlı değişimlere rağmen navlunlarda ve bunker ek primlerinde bir artış söz konusu oldu. Bu yükseliş devam etse bile henüz eski seviyelerden oldukça uzak ve toparlanmanın çok kısa sürede olacağını söylemek güç; bu bir gerçek!

Denizcilik sektöründe rakiplerinizi nasıl görüyorsunuz?Sizce Maersk lider mi?

Deniz taşımacılığında rakipler, aynı zamanda iyi birer iş ortaklarıdır. Örneğin; konteynır taşımacıları, dönemsel olarak ortak sefer düzenlerler, bazen de aynı gemiyi kullanırlar. Dünyanın en köklü, en eski kuruluşları, hatta güven kurumlarıdır. Maersk de bu grubun en önde gelen üyelerinden biridir.

Türkiye denizcilik sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin coğrafi konumu, sanayileşmede geldiği nokta ve büyüme potansiyeli dikkate alındığında, denizcilik sektörünün ülke için çok önemli olduğu rahatlıkla söylenebilir. Beyaz Liste’ye geçiş ve kriz öncesi tersanecilikte gelinen nokta bunun en önemli kanıtları. Uygun teşvik politikaları uygulanır ve küresel pazarlarla entegrasyonun artırılması yoluna gidilirse, küresel ticarette Türkiye’nin payı daha da artar. Kısacası Türkiye için denizcilik sektörünün öneminin büyük olduğunu ve sektöre duyulan gereksinimin artmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Peki, Sayın Graham Slack Transport Intelligence’den Thomas Cullen yazısında, Maersk’in bu yılki gelirlerinde toplam 1 milyar dolarlık bir kaybın yaşanacağı tahmininde bulundu. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

2009 yılında devam eden ekonomik kriz, A.P. Moller-Maersk Grubu'nun faaliyetlerinin de önemli ölçüde olumsuz etkilenmesine sebep oldu. Bir önceki yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında ilk dokuz ayda navlunlar yüzde 30, işlem hacmi ise yüzde 5 daha düşük seviyede gerçekleşti. Grubun petrol ve doğal gaz üretimi yüzde 9 daha yukarıda olmasına rağmen, aynı dönemdeki ortalama ham petrol fiyatları yüzde 48 düştü. Grubun konteynır ve tanker taşımacılığı faaliyetlerindeki olumsuzluk, pazar koşullarına bağlı olarak üçüncü çeyrekte de devam etti. Maliyetleri azaltma yönünde önemli adımlar atıldı ve devam ediyor. Grup 1.6 milyar dolarlık hisse satışı ve yeni oluşturulan 1.1 milyar dolarlık hisse ile finansal yapısını daha da güçlendirdi. Ancak 2009'un genel değerlendirmesinde bundan sonra büyük değişiklikler beklenmemekte ve maalesef 1 milyar dolar zarar öngörülmektedir.

Türkiye’de bir liman işletmecisi ile gemi acentesinin ilk kez birlikte yürüttükleri bir proje olan ve Borusan Lojistik ve Maersk Denizcilik’te uygulanan 6 Sigma metodolojisi nasıl gidiyor?

Borusan Grubu’na bağlı Borusan Lojistik en değerli iş ortaklarımızdan birisidir. Her iki şirketin de gurur duyacağı bir işbirliği ile bir saatte elleçlenen konteynır sayısında önemli bir verimlilik yakalanmıştı. Süreç gelişerek devam ediyor. Ayrıca, iki şirketin beraber çalışmasının, işbirliğinin neler sağladığına çok iyi bir örnek teşkil etti.

Kaynak: Simge SOYEL - İstanbul Haber Ajans /www.UlasimOnline.Com (ÖZEL)

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr