İki yıla kadar her biri bir kasabanın ihtiyacını karşılayacak büyüklükte dev konteyner gemileri sisteme giriyor. A.P Moller-Maersk Karadeniz’den Sorumlu Türkiye Genel Müdürü Keith Svendsen’in dikkat çektiği ayrıntıya göre, fırsat da işte tam burada yatıyor. Çünkü, genelde küçük kargo gemilerinin çalıştığı Karadeniz’e gidecek yükler, Türkiye’deki aktarma limanlarından bölgeye ulaştırılabilir.
Dünyanın en büyük konteyner gemi işleticisi A.P. Moller-Maersk’in ‘2023 Türk Taşımacılık Sektöründe Maersk’in Vizyonu’ konulu toplantısı geçen hafta Ankara’da yapıldı. Danimarka Büyükelçiliği’nde gerçekleştirilen etkinliğe Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Suat Hayri Aka ve Talat Yılmaz; Deniz Ulaştırma Genel Müdürü Dr. Özkan Poyraz, DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Geza Dologh ile Danimarka’nın Ankara Büyükelçisi Christian Hoppe ve A.P. Moller-Maersk’in üst düzey yöneticileri katıldı.
Dışardan izleyen biri olarak Türk denizlerindeki hareketlilikten oldukça memnun olduğunu ifade eden A.P Moller-Maersk’un Karadeniz’den Sorumlu Türkiye Genel Müdürü Keith Svendsen, Türk şirketleri ile işbirliklerinin artması için çalışacaklarını vurguladı.
Denizlerimizdeki hareketliliğin yanı sıra, karayolunda kamyon taşımacılığının da azımsanmayacak kadar çok yapıldığını belirten Svendsen, “Orta vadede karayolunun kaderini etkileyecek çok önemli değişiklikler beklenmektedir. Hollanda hükümeti, geçen hafta çok önemli bir karar aldı. Karayolundaki araçlara her bir kilometre başına 0.03 Euro vergi getirilmesi öngörülüyor. Bu vergi oranı da 2018 yılına kadar artarak devam edecek. Kararla trafik sıkışıklığı ve ölümcül kazaların azaltılması ile emisyondan doğan hava kirliliğinin azaltılması hedefleniyor. Bu politikanın yaygınlaşacağını düşünüyorum. Deniz ve demiryolu ulaşımının önümüzdeki dönemde hem daha rantabl olacağını, hem de daha çevre dostu yöntemler olarak benimseneceğini görebiliriz. Türkiye de ulaştırma politikalarını özellikle Avrupa’daki bu gelişmeleri göz önüne alarak yapmalı” diye konuştu.
“Karadeniz aktarma yoluyla ulaşılan bir nokta olacak”
Önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük tonajlı konteyner gemilerinin inşa edileceğinin altını çizen Svendsen, bu durumdan Türkiye’nin de pozitif bir şekilde yararlanabileceğini de şu sözlerle açıkladı: “Büyük konteyner gemilerinin Asya ve daha çok Kuzey Avrupa yönlü çalıştıklarını görüyoruz. Karadeniz’de çalışan gemilerin büyük bir kısmı daha küçük kargo gemileridir. Önümüzdeki 1-2 yıl içinde çok büyük konteyner gemilerinin inşası gündemde. Bunlar markete girince 8 bin TEU ya da daha düşük tonajlı gemiler başka pazarlara kayacak. Bu büyük gemiler sisteme girince kısa ve uzun mesafedeki maliyetler düşecek. İşte bu pazarlardan biri de Türkiye. Bu da Karadeniz’in aktarma yoluyla ulaşılacak bir nokta olacağı anlamına geliyor. Çünkü, Türkiye’nin bu görevi üstlenmesi en mantıklı olanıdır.”
Liman altyapısı ve gümrükte reform şart
Türkiye, aktarma limanı olmak için en optimum ülke, ancak Svendsen’e göre bazı kural ve yapıların da değişmesi lazım. Özellikle liman altyapısı ve akışlar ile gümrük açısından birtakım sorunların pozitif yönde düzeltilmesi gerektiğine dikkat çeken Svendsen, “Bu misyonu Türkiye yerine başka bir ülke üstlenirse bunun ithalat ve ihracata yansımaları olumsuz sonuçlara yol açacaktır. Saat işlemeye başlamıştır ve artık birtakım adımların atılması gerekmektedir. İki yıl içinde ticaret akışında çok önemli değişiklikler olacak. Öncelikle taşımacılık maliyetlerinin birim başına azaltılması lazım. Türkiye’deki altyapıların diğer ülkelerle kıyaslandığında daha optimum seviyelere gelmesi gerekiyor. Römorkör, kılavuz kaptanlar, taşıyıcılık ve konteyner maliyetleri gibi alanlarda iyileştirmeler şart. Total ulaştırma maliyetlerinin düşürülmesi hayati bir öneme sahip. Özellikle gümrük işlemlerinde ciddi reformların olması lazım. Transit kargolar söz konusu olduğunda Atatürk Havalimanı örneğini anımsatıyorum. Düşünün binlerce uçak ve yolcu iniyor. Bir uçaktan diğerine binebiliyorlar, herhangi bir sorun yaşanmıyor. İşte aslında aktarma işlemlerine bu şekilde yaklaşmamız gerektiğini gerekir” açıklamasını yaptı.
Konteyner kapasiteleri internete taşınıyor
2010 yılı için planlanan yeni projelere imza atacaklarını belirten Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka da, İzmir’den başlanacak olan projede internet üzerinden konteyner kapasitelerine yönelik çalışmaların yapılacağını söyledi. Aka, özel anlaşmalarla bunların destekleneceğini ve konteyner kapasitelerinin yüz yüze görüşülerek planlanmasının hedeflendiğini ifade etti. Suat Hayri Aka konuşmasını; “Türkiye’nin en büyük konteyner limanlarından biri olacak Çandarlı Limanı’nın yapımına başlandıktan sonraki tahmini bitiriliş tarihinin 2012 yılını bulması hedefleniyor. Zonguldak’taki Filyos projesinin ilk yıl 9 bin, ikinci yıl ise 12 bin tonaja çıkarılması planlanıyor.” diyerek sürdürdü.
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hayri Suat Aka, ayrıca Danimarka ile 23 Ocak 2010 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan toplantıda Marmaray tünel hattı projesi, Bakü tren yolları, Irak-İran demiryolları, Ukrayna-Rusya demiryolları projeleriyle birlikte geleceğin sistem demiryolları planlarının görüşülmesinin hedeflendiğini belirtti.
Kaynak: Perşembe Rotası