Limancılar, 1 Ocak 2010’da yürürlüğe girecek zorunlu mali sorumluluk sigortasına tepkili.
Kıyıda tesisi olan işletmeleri yeni yılda zor günler bekliyor. Aralarında rafineri, petrol yükleme veya boşaltma limanı, dolum tesisleri, enerji santralleri, terminal ve tersanelerin de bulunduğu işletmeler, deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptıracak.
Kıyıda tesisi olan işletmeleri yeni yılda zor günler bekliyor. Aralarında rafineri, petrol yükleme veya boşaltma limanı, dolum tesisleri, enerji santralleri, terminal ve tersanelerin de bulunduğu işletmeler, deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptıracak.
Sigorta primi, sigortalanacak tesisin faaliyet konusu, yıllık işlem, üretim veya yük elleçleme kapasitesi, konumu, mevcut güvenlik önlemleri, varsa risk değerlendirmesi ve acil müdahale planları ile benzeri hususlar göz önünde bulundurularak sigorta şirketince tespit edilecek.
Şirketler, saptadıkları fiyatlar ile bunlar üzerinden yapacakları indirim ve artırım örneklerini gösteren tarife ve poliçe örneklerini, uygulamadan en az 15 gün önce Hazine Müsteşarlığına gönderecek.
Sigortanın kapsamına, rafineriler, petrol ve petrol ürünlerinin yükleme veya boşaltımının yapıldığı limanlar ve istasyonlar, dolum tesisleri, depolama tesisleri, gaz terminalleri, enerji santralleri, endüstriyel üretim tesisleri, yükleme veya boşaltma yapılan limanlar ve iskeleler, terminaller, tersaneler, gemi söküm tesisleri, gemi inşa ve onarımının yapıldığı diğer tesisler ile farklı adlarda olsa bile aynı ya da benzeri faaliyetlerin gerçekleştirildiği kıyı tesisleri girecek.
Tüpraş ile Kumport aynı kefeye konulabilir mi?
Görüşlerine başvurduğumuz Altaş Ambarlı Liman Tesisleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Altan Köseoğlu, 4 yıllık çalışmadan sonra ortaya çıkan sonuçtan hiç memnun değil. Kıyı tesislerinin hepsini aynı kefeye koymanın anlamsız olduğunu ifade eden Köseoğlu, “Bu iş Marpol’e dayandığı için birilerinin denizleri kirletmesinden doğan sorumlulukları devam ettiği sürece kıyı tesislerine ek yükümlülük getirmemek gerekir. Öncelikle kıyı tesisleri denizi nasıl kirletir ona bakmak lazım. Kıyı tesisi diye bütün hepsini bir torbaya koyup sallıyorlar. Örneğin, Tüpraş bir kıyı tesisidir. Diğer yandan Kumport Limanı da bir kıyı tesisidir. Diyelim ki, Tüpraş 5 milyon ton üzeri ham petrol, fuel oil, mazot işliyor. Bu bir petrol terminali. Ben de 5 milyon ton buğday, şeker, çimento vb elleçliyorum. Ben de aynı sigorta teminatını, Tüpraş da aynı teminatı verecek. Bunu daha önce de anlatmaya çalıştık ama bir türlü dinletemedik. Benim deniz yükü olarak elleçlediğim yükler zaten Marpol’e göre kodlu. 5 milyon ton elleçlediğim yükte bunlar en fazla 100 ton tutar. Veya 500 bin TEU konteyner elleçlersem içinde 10 bin TEU tehlikeli madde ya var ya yoktur. Şimdi ben 5 milyon ton elleçledim diye 4 milyon liralık maddi zarar, 6 milyon lira da tedavi giderlerine koyarsan bu ne biçim bir teminattır. Bunu 40 kere söyledik, ama değişen bir şey yok” diye konuştu.
Yapılan sigortacıya hizmettir
Önümüzdeki günlerde sigortacılarla büyük çekişmeler yaşanacağına dikkat çeken Altan Köseoğlu, “Şimdi ben sigortacılarla kavga edeceğim. Gemi geldi, petrol verirken deniz kirlendi, bundan liman değil, gemi sorumludur. Gemi sorumluysa, bana rücu edebileceği tek şey gemi limanda yokken yapılan kirliliktir. Ancak, limanlardan denize yağ, petrol dökülmez. Dökülürse, petrol terminalinden dökülür. O da gemiyle alışveriş yaparken. Bunu nasıl anlatacağımızı bilemiyorum. Deseler ki, sen bir elleçleme yapıyorsun. Bu elleçleme içindeki tehlikeli madde toplam yükün arasında hangi miktardaysa o miktardan sorumlusun. Buna kimsenin itirazı olmaz. Ne kadar elleçliyorsan demek başka; ne kadar tehlikeli yük elleçliyorsan demek başkadır. 5312’de deniz ortamına karışıp kirlenme yaratan radyoaktif hariç her türlü madde deniyor. Nedir bu? Böyle kanun, böyle anlatım olur mu? Ben böyle bir ceza koyacağım ve sigortacıları memnun edeceğim dersen o başka. Bu düzenleme haklı bir sigorta sistemini ortaya çıkartmıyor. 10-15 milyon liralık teminatlar çıkarılmış, bunun primi bedava mı? Şimdi, biz oturacağız sigortacı ile kavga edeceğiz. Tersanede işlenilen çeliğe bakacaksın, peki diğerlerinde nereye bakacaksın? Sigortacıların da yüzde 90’ı yabancı. Yine paraları alıp gidecekler. Yapılan yabancı sigortacıya hizmettir. Tamam verelim ama haksızlık olmasın” sözleriyle tepkisini ortaya koydu.
Tüm limanları aynı çatı altına
almak kanunun ruhuna aykırı
Yasanın yanlış başlayıp, yanlış devam ettiğini belirten Türklim Genel Sekreteri İrfan Bilgin ise, 5312 sayılı kanunun kapsamına sadece Marpol 1 ve Marpol 2’deki petrol ve türevleri girmesi gerekirken; kapsamın oldukça geniş tutulduğuna dikkat çekti. 5312 sayılı kanunun uygulama yönetmeliğinde kıyı tesisi tanımının “Açık deniz tesisleri ve boru hatları da dahil kıyıda veya kıyıya yakın bölgelerde denizlerin petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenmesine yol açabilecek faaliyetleri icra eden tesis” olarak geçtiğini ifade eden Bilgin, “Yönetmelikte diğer zararlı maddeler tanımına baktığımızda zehirli sıvı maddeleri içerdiğini görüyoruz. Yani, 5312 sayılı kanunun kapsamına sadece Marpol 1 ve Marpol 2’deki petrol ve türevleri girmesi gerekirken; kapsam geniş tutularak araç, konteyner, genel kargo limanları da aynı çatı altında toplanmış. Bu durum, kanunun ruhuna aykırıdır. Çıkartılan mali sorumluluk sigortasında sadece ton baz alınmış. Ancak, konteyner limanındaki standart TEU’dur. Bir araç limanında araç adedi; sıvı elleçleyen limanlarda ise metreküptür. 5 milyon ton üzeri yük elleçleyen ve bu kanunda tanımı yapılan zararlı maddelerle hiç alakası olmayan bir limanla petrol elleçleyen bir liman aynı kategoriye konulmuş durumda” açıklamasını yaptı.
SEVESO 2 adlı Avrupa Birliği’nin yayınladığı direktifin, tehlikeli madde içeren gemi kazalarının önlenmesi, kazaların insan üzerindeki etkilerinin sınırlandırılması, topluluk içerisinde insan ve çevreyi yüksek seviyeli korumayı içerdiğini belirten Bilgin, “Bu direktifte gemi yükleme ve boşaltması bunun dışında tutulmuş. Ancak, bizde gemi yanaştığında tehlike yaratırsa diye, petrol elleçleyen veya elleçlemeyen bütün limanlar aynı kategoriye sokuluyor. Bu da Avrupa Birliği’nin SEVESO 2 direktifine aykırıdır” dedi.
Teminat kapsamında kıyı tesisinin sorumlu olmadığı olaylardan da sorumlu tutulduğuna dikkat çeken Bilgin, “Gemi çalışanlarının ihmal veya hatalarından kaynaklanan kirlilikler de hiç ayrım yapılmadan kıyı tesisinin üzerine yüklenmiş. Halbuki bu durumdan geminin sorumlu olması gerekir. Türkiye’deki sigortacılarla görüşülsün bir konsensus sonucunda bunu belirleyelim demiştik; ona da uyulmamış, sigortacılara primi serbest bırakmışlar. Fakat kıyı tesislerini zorunlu tutmuşlar” ifadelerini kullandı.
Limancılar neleri eleştiriyor?
- 5312 sayılı kanunun kapsamına sadece Marpol 1 ve Marpol 2’deki petrol ve türevleri girmesi gerekirken; kapsam çok geniş tutulmuş.
- Teminatlar yalnızca ton üzerinden hesaplanmış. Oysa, bu hesaplama konteyner limanında TEU; araç limanında adet; sıvı yük elleçleyen limanlarda ise, metreküp üzerinden hesaplanır.
- SEVESO 2 adlı Avrupa Birliği’nin yayınladığı direktifte gemi yükleme ve boşaltması kapsam dışında tutulmuş. Ancak, bizde gemi yanaştığında tehlike yaratırsa diye, petrol elleçleyen veya elleçlemeyen bütün limanlar aynı kategoriye sokulmuş.
- Toplamda 10-15 milyon liralık teminatlar yer alıyor. Fakat, bunun prim ödemesi belirtilmemiş. Limancılar, bunun da bir konsensus çerçevesinde oluşmasını istiyor.
Kaynak: Perşembe Rotası