Ulaştırma Bakanlığı tarafından, "Hedef 2023" sloganıyla gerçekleştirilen "10. Ulaştırma Şurası" sonunda, ulaştırma sektörüne ilişkin 100'ün üzerinde karar alındı. Elbette bu kararların içinde deniz ve kara taşımacılığını ve hatta özürlüleri ilgilendiren önemli kararlar da var. Ama bizi asıl ilgilendiren havacılık sektörüyle ilgili olarak alınan kararlardır. Şimdi bu kararları teker teker ele alıp alıp, hangisinin ne kadar mümkün olup olmadığını irdelemekte yarar görüyoruz. Bunu yaparken de insanların şevk ve motivasyonunu bozmadan yorum getirmekten yana olacağız.
Ulaştırma Bakanlığı tarafından, "Hedef
2023" sloganıyla gerçekleştirilen "10. Ulaştırma Şurası"
sonunda, ulaştırma sektörüne ilişkin 100'ün üzerinde karar alındı. Elbette bu
kararların içinde deniz ve kara taşımacılığını ve hatta
özürlüleri ilgilendiren önemli kararlar da var. Ama bizi asıl ilgilendiren
havacılık sektörüyle ilgili olarak alınan kararlardır. Şimdi bu kararları teker
teker ele alıp alıp, hangisinin ne kadar mümkün olup olmadığını irdelemekte
yarar görüyoruz. Bunu yaparken de insanların şevk ve motivasyonunu bozmadan
yorum getirmekten yana olacağız.
Ulaştırma Bakanlığı Strateji
Geliştirme Başkanı ve 10. Ulaştırma
Şurası Genel Sekreteri Kenan Bozgeyik, kapanış oturumunda alınan
şura kararlarını açıklarken, havacılık sektörüyle ilgili zapta geçen kararları
şöyle sıralıyordu.
• İstanbul'da 60
milyon/yolcu kapasiteli bir havaalanı ile Türkiye'de 30 milyon kapasiteli iki,
15 milyon kapasiteli 3 havaalanı yapılması. (İstanbul'a yapılacak olan ve
yeri belirlenen üçüncü havalimanının 60 milyon yolcu kapasiteli bir alan olması
bu kararın hayata geçirilmesi demektir)
• Uçak-dolmuş-taksi işletmelerinin kurulması ve
yaygınlaştırılması. (Bunun için bürokratik şartlar
hafifletilmeli,vergiler ve harçlar düşürülmeli, işadamları bu alana yatırım
için teşvik edilmeli.)
• Deniz, göl vb. yerlere yakın olan turizm yerleşim merkezlerine
hitap edecek deniz hava araçlarının kullanılarak, bu alanda gelişimin
sağlanması. (Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde ne yazık ki bu konu
çok az gelişmiştir. Hemen el atılmalı.)
• Döner kanat hava aracı taşımacılığı sisteminin kurulup, desteklenmesi.
(Bazıları beğenmese de bu konulara da pekala yatırım yapılabilir)
• ILS kategori I, II ve III hassasiyetinde yerde tesis edilen
pozisyon doğrulama sistemlerinin (GBAS) yaygınlaşması. (Doğaldır ki her
alana aletli iniş sistemi denen ILS kurmak mümkün değildir. Bazen de
gereksizdir. Laf olsun diye konuşup biz de ILS isteriz diyenler boş konuşuyor)
• Hava kargo taşımacılığına uygun olan havaalanlarımızın
"serbest bölge" ilan edilmesi. (Kargocuların en büyük ayağı
olan AHL'den gitmemek gibi bir niyetleri var. Ama Çorlu niye yapıldı, orası iyi
bir kargo merkezi olamaz mı diye de sormak gerek)
• Yerli imalat olarak en az 2 tip uluslararası bilinirliği olan
tek/çift motor pervaneli ve çift motorlu hafif jet uçağı üretiminin
gerçekleştirmesi.
( Hükümete saldırmak için bu konuyu istismar edecekler çıkacaktır. Ama bu
ülkenin ve bu milletin geçmişinde Nuri Demirağ ve Vecihi Hürkuş'ler var. Bunu
unutmadan sahiplenmek lazım bu kararı)
• Türk sivil hava
taşımacılığı filo yapısının 2023 yılında 100 geniş gövde, 450 dar gövde ve 200
bölgesel uçak olacak şekilde 750 uçaklık bir yapıya ulaşması. (Buna da
hayal diye bakanlar olabilir. Ama THY'nin 2023 hedefi 300 uçak olduktan
sonra neden olmasın)
• SHGM ve DHMİ Genel
Müdürlüğü'nün yeniden yapılandırılması.
(Bu iki kurum hem yeniden yapılandırılmalı ve her ikisi de İsanbul'a
taşınmalı, görev tanımları da yeniden belirlenmelidir)
• Hava Ulaştırma Araştırma
Enstitüsü'nün kurulması. (Bu da geç kalınmış ve mutlaka
gerçekleştirilmesi gereken bir konudur, Pekala hayata geçirilebilir.)
Kararları ve yorumlarımızı yazdık. Elbette bizim
gibi düşünmeyenler de vardır. Ama önemli olan bu işe inanmaktır. Başta Sayın
Bakan Binali Yıldırım ve ekibi buna inanıyor. İnanmak bir işin yarısını
yapmak demektir. Yapıcı eleştiriler de bence en büyük memleket severliktir.
Kaynak: Lojiport