Uluslar arası
Demiryolu Birliği (UIC) ve Uluslar arası Nakliye Acenteleri Birliği Federasyonu
(FIATA) tarafından organize edilen 2.Pazar Alanı Semineri, Uluslararası
Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenler Derneği (UTIKAD) ile Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının (TCDD) partnerliğinde, 22-23 Ekim 2009
tarihleri arasında İstanbul Sürmeli Otel’de gerçekleştirilmiştir.
Demiryolu kuruluşlarını, nakliyecileri, lojistikçileri
ve müşterileri bir araya getirerek, demiryolu sektöründe işbirliğini
geliştirmeyi, pazar alanını genişletmeyi, aynı platformda ortak sorunlara çözüm
önerileri getirmeyi amaçlayan Seminer, bu yıl sadece büyüyen bir pazar değil,
aynı zamanda Avrupa’yı Ortadoğu ve Asya’ya bağlayan stratejik bir ülke olan
Türkiye üzerine odaklandı.
Seminere Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Fransa,
İsviçre, İtalya, İran, Ürdün, Slovenya, İsveç, Romanya, Ukrayna ve Bulgaristan
gibi ülkelerden 150’nin üzerinde demiryolu idaresi, nakliyeci, lojistikçi ve
müşteri temsilcileri katıldı.
GYSEV,
CEO, Mr. Csaba Szekely;
“Türkiye
büyüyen bir Pazar”
Mr. Szekely; “Türkiye’nin ikinci bir Çin olması mümkün
değil çünkü Türkiye gurulu bir ülke. 783.562 km2’lik bir alana sahip olan
Türkiye’de yaklaşık 75 milyon insan yaşıyor ve Türkiye Dünya çapında tam 35
milyardere sahip. Beko, Arçelik gibi büyük firmalara sahip olan Türkiye krize
rağmen büyümeye devam edecektir. Türkiye büyüyen bir Pazar” dedi.
Konuşmasına “Blok Tren ve Balkan Tren Projeleri’ni”
anlatarak devam eden Mr. Szekely, Türkiye demiryolu ağını değerlendirdi. Mr.
Szekely; “Demiryolu taşımalarında genel olarak bir düşüşün olduğu yadsınamaz.
Geçen seneye oranla tren sayısı bu sene %60 oranında azalmıştır. Fakat Türkiye
– Orta Avrupa arasındaki taşıma krize rağmen oldukça iyi durumda. Fakat yine de
bu hatta iyileştirme çalışmaları yapılmalı. Türkiye Eylül ayında bir sel
felaketi yaşadı ama ağır hasar gören halkalı gümrüğü şuan hizmette.
Demiryollarında sunulan hizmete genel olarak baktığımızda durumun iyi olmadığını
görüyoruz. İyileştirme çalışmaları yapılmalı. Gelecekte ekonomiler
yavaşlayabilir ama Türkiye bundan etkilenmez. Türkiye gelecekte de iyi yönde
gelişecektir. Bu durum bir şekilde değerlendirilmeli. Demiryollarında
özelleştirme, liberizasyon en fazla 2 sene içerinde gerçekleştirilmeli.“
Slovenya
Demiryolları Mirjam Kastelic;
Konuşmasına Türkiye’nin büyümeye yatkın bir ülke
olduğunu söyleyerek başladı.
“2008 yılında AB’den(seçilmiş ülkeler) Türkiye’ye
yapılan mal ihracatı 11 milyon ton’dur. Ancak bunun sadece %1’i demiryoluyla
yapılmıştır. Aynı dönemde Türkiye’den AB’ye(seçilmiş ülkeler) yapılan mal
ihracatı ise 10 milyon ton iken bunun %4’ünün altında kalan bir kısmı
demiryollarıyla gerçekleşmiştir” dedi. Sektördeki demiryolu firmalarının
yatırım yapmaları gerektiğini belirten Mrs. Mirjam devletlerin de sınır
geçişlerini kolaylaştırmaları gerektiğini, özellikle Pan-Avrupa koridoru
üzerindeki alt yapıda yapılması gereken iyileştirmelerin biran önce yapılması
gerektiğini vurguladı.
BSH
Türkiye, Lojistik Direktörü Mr.Kipper;
“Demiryolu
taşımalarında kimse sorumluluk almıyor”
BSH Türkiye’nin 500 bin m2 depolama alanının ve kendi
tren yollarının bulunduğunu ve bu tren yollarının depolama alanlarının içine
kadar girdiğini belirtti. Mr. Kipper; “ BSH Türkiye 1998’den beri, kendi
konteyner alanına sahip. 500 civarında boş konteyner sürekli depoda
beklemektedir. Bu konteynerların %60’ı yurt dışına çalışır. En fazla çalışılan
ülke Avrupa-Almanya’dır” dedi.
Mr. Kipper, BSH Türkiye’nin yapmış olduğu ihracatta %85
oranında denizyolu, %10 oranında demiryolu ve % 5 oranında karayolunun (genel
olarak İsviçre hattında Express olarak olağan üstü durumlarda kullanılır)
tercih ettiğini belirtti.
Ayrıca Türkiye ile ilgili; “Türkiye’nin demiryolu
konusunda alt yapı eksikliklerinin bulunduğunu söyleyerek asıl tercihlerinin
demiryolu taşıması olduğunu söyledi. Türkiye’deki ve Dünya’daki tüm depolarına
demiryolu ulaşımlarının olduğunu belirten Mr. Kipper, vagon eksikliklerinden, vagonların
ürüne uygunsuz ve temizlik açısından yetersiz olmalarından dolayı taşımalarında
demiryolu payını arttıramadıklarını belirtti. Mr. Kipper ayrıca “ Demiryolu
taşımalarında kimse sorumluluk almıyor. Mesela bir hırsızlık olduğunda bunun
sorumlusu yok. Muhatap bulunamıyor. Denizyolu öyle değil mesela. Denizyolu
taşımasında tek bir muhatabınız vardır. Ama biz yine de demiryolu taşımasına
karşı ilgiliyiz.”
Mr. Kipper; “Bir de BSH’da vagon gidiş gelişi belli bir
sayıdadır. Biz vagonu yurt dışına yükümüz ile çıkartabiliriz ama vagonun
dönüşünün nasıl olacağının hesabını yapamayız. Ben malı gönderirim ama dönüşünü
siz düşünmelisiniz. Pazarı bu şekilde araştırmalısınız. Sektörün gelişmesi için
belki de risk alınmalı.”
Mr. Kipper; “Bir başka konu da kavramlar, fiyatlar..
Kriz ortamında herkes fiyat düşürürken demiryolları fiyat artırımına gitti.
Herkes maliyetini düşünüyor. Fiyatlar alta çekilmeli. Ayrıca alt yapı
iyileştirilmeli. Demiryollarında da denizyolunda olduğu gibi rekabet ortamı
oluşturulmalı.”
“BSH
olarak, tüm taşımalarımızı demiryoluna çevirebiliriz ama öncelikle fiyat, vagon
ve işletme sorunları çözüme ulaştırılmalı. Gelişmelerde bizlerden de fikir
alın” dedi.
DB Schenker,
Regional Director Rail Southeast Europe Mr. Klaus Lippstreu;
Avrupa
ile Türkiye arasında 6 farklı ülke olduğuna değinen Mr. Lippstreu “ Bu demek
oluyor ki 6 farklı demiryolu işleticisi var. Her birinin görüşleri, bakış
açıları, işletme sistemleri farklı. Müşteriler demiryolunu tercih ettiklerinde
en başta böyle bir zorlukla karşılaşıyorlar” dedi. Mr. Lippstreu, gelecek için
rekabet ve fiyatlandırmanın çok önemli olduğunu belirterek, taşıyıcıların rollerinin
çok önemli olduğunu söyledi.
Transit
süreleri ile ilgili olarak: Mr. Lippstreu “Köhln – İstanbul arası mesafe 6
gündür. Yakın zamanda tadilat, grev gibi nedenler ile bu süre 9 güne çıktı. Bu
da firma olarak bize güven kaybına neden oldu. Bu noktada yan yollar önem
kazanıyor” dedi.
Gelecek
ile ilgili multimodal taşımanın ve demiryolu üzerindeki volümün artacağını
savunan Mr. Lippstreu, alt yapının geliştirilmesinin, istasyonların
modernleştirilmesinin, lojistik köylerin olmasının (demiryolu bağlantılı),
özellikle blok trenler için uygun fiyatlandırmanın yapılmasının, yüke uygun
vagonların temin edilmesi ile tüm akslarda esnekliliğin sağlanmasının, kuzey - güney
ile güney – kuzey fiyatlarında esnekliğe gidilmesinin ve izleme takip
sistemlerinin gerekliliğinin altını çizdi.
Mr.
Lippstreu; “Gelecekte sınırlarda durmayan trenlere ihtiyaç olacak. Transit
taşımacılıkta Türkiye çok dikkat çekici olacak. Yalnız bunun için fiyatlar
aşağı çekilmeli, alt yapı geliştirilmelidir” dedi.

TCDD Genel Müdür
Yard. Veysi Kurt; Kurt, konuşmasına Türkiye demiryollarının ve limanlarının mevcut
durumunu anlatarak başladı.
Kurt;
Türkiye Demiryolları ve limanları ile ilgili “Önce altyapı sağlamlaştırılmalı.
Alt yapı olmadan kalite olmaz” dedi.
Kurt;
“ Samsun’da bir istasyon yapıyoruz. Rusya ile taşımacılığı bu istasyondan
yapmayı planlıyoruz. Bir diğer projemiz ise: Muratlı demiryolu Hattı’dır.
Türkiye’nin ithalat ve ihracatının %40’ı Türkiye’nin batısından
gerçekleşmektedir. Bu projedeki amaç; bu bölgedeki ticareti geliştirmektir.
Tekirdağ- Bandırma Feribot Projesi, Basra Projesi, Boğaz Tüp Geçiş
Projesi(2011’de bitmesi bekleniyor), İstanbul- Ankara YHT projesi üzerinde
çalışılan diğer projelerdir.”
Kurt;
“ Van Gölü geçişi şuan taşımacılık için sorun teşkil etmektedir. Burayı
canlandırma çalışmalarımız var.”
Kurt;
“Asıl sorunun taşımada %1’lik bir paya sahip olan demiryolunun neden
geliştirilemediğidir. Burada ihmal edilebilir bir noktadayız. Şuana kadar
demiryolları devletin işletmesindeydi. Bu durumun önümüzdeki sene sonuna kadar
değişmesini hedefliyoruz. Burada antrepoculuk ve depoculuk da önemlidir. Taşıma
güvenliği açısından tehlikeli maddelerin doğru taşınması, muhafaza edilmesi de
önemlidir. Tehlikeli maddeler ile ilgili en önemli sorun bu maddeler için özel
terminal alanlarının olmayışıdır. Tabi ki bunların yapılması planlanmaktadır.”
TCDD’ye
ait 17000 adet, özel sektöre ait ise 2500adet vagon bulunduğunu kaydeden Kurt,
2023 için hedefin bu oranın %50-50 paylaşılması olduğunu belirtti.
Lojistik
köylerin önemine de değinen Kurt, “Hız, maliyet ve kalite için konteynerlere
yatırım yapılmalı” dedi.
“Aslında tüm sistemler bir kardeş gibi
düşünülmeli. Ne karayolu ne demiryolu ne de denizyolu birbirinin yükünü
almamalı. Hepsi bir bütün olarak düşünülmeli”
Ayrıca
Türkiye’de demiryolu + karayolu ve demiryolu + denizyolunun sıklıkla
kullanıldığına değinen Kurt; “Aslında
tüm sistemler bir kardeş gibi düşünülmeli. Ne karayolu ne demiryolu ne de
denizyolu birbirinin yükünü almamalı. Hepsi bir bütün olarak düşünülmeli” dedi.
Şuan
demiryolu yatırımlarının ağırlıklı olarak blok tren üzerinde yapıldığına dikkat
çeken Sayın Kurt, blok tren fiyatları ile ilgili de bir indirimin şuan için
gündemde olmadığını belirtti. Söz konusu projelere ek olarak Halkalı’nın
geliştirileceğini, bunun yanı sıra Anadolu yakasında bir projeleri olduğunu
söyleyen Kurt, Marmara Bölgesinde 4 yeni projenin olduğunun, Hadımköy Lojistik
köy projesinin ise selden sonra tekrar değerlendirmede olduğunu kaydetti.
Fiyat
politikası ile ilgili olarak Kurt; “Ben kendi fiyat tarifemi oluşturuyorum ve
bunu yayınlıyorum ama ben sadece kendi ülkemden geçen yol için fiyatlandırma
yapabiliyorum. Güzergah üzerindeki diğer ülkelerin fiyatlarını göremiyorum.
Durum böyle olunca ben bir yük kaybedince aslında sadece ben değil güzergah
üzerindeki tüm ülkeler kaybetmiş oluyor. Hepimiz aslında aynı vücuttayız ama
organlarımızı bir araya getiremiyoruz. Bunun için kaliteyi de yakalayamıyoruz”
dedi.
Marmaray
Boğaz Tüp geçişi ile ilgili olarak Kurt; “Bu
hatta yük taşımacılığı da yapılabilecek ancak, tehlikeli maddeler bu güzergahı
kullanamayacak. Bu maddeler bu projeye alternatif olarak gösterilebilecek olan
Muratlı – Tekirdağ(bandırma-Derince) hattını kullanabilecek” dedi.
Bunun
yanı sıra “ Demiryolu Yasası 1 sene içerisinde yürürlüğe girecek. O zaman şuan
yaşanan birçok sorun da çözümlenmiş olacak” dedi.
Placke, Vice
President, Ivan Liptuga;
Konuşmasına
günümüz piyasa koşullarından bahsederek başlayan Mr. Liptuga, Odessa’da kurulacak
olan yeni konteyner terminali “TIS” ve “Odessa – Samara – Astana Konteyner
Treni” hakkında bilgiler verdi. NCTS sisteminden bahseden Liptuga, e-documan’ın
da önemine değindi.
Mr.
Liptuga demiryollarının gelişebilmesi için “teknoloji takip edilmeli,
liberizasyon yapılmalı, taşıma sürelerinin kısaltılması ve navlunların
düşürülmesi ile ilgili çalışmalar yapılmalı, 7/24 enformasyon ve eğitim
konularına dikkat edilmeli” dedi.
Gefco Türkiye,
CEO, Mr. Fulvio Villa;
Konuşmasına
GEFCO’yu tanıtarak başlayan Mr. Villa, sektörün gelişmesi ile ilgili olarak;
“Rusya bağlantısındaki zaman kısaltılmalı, Suriye bağlantısı geliştirilmeli,
Pakistan Projesi çok güzel bir proje, geliştirilmeli, alt yapıya yatırım
yapılmalı, YHT projeleri geliştirilmeli” dedi.
Balnak Pazarlama
ve Satış koordinatörü Emre Yenal;
Yenal, demiryolu taşımacılığının önemine değinerek,
herkesin dünyayı yeşil tutmaya özen gösterdiğini demiryolu taşımacılığının da
çevre dostu taşıma sistemi olması nedeniyle giderek daha da önem kazandığına
dikkat çekti.
Balnak olarak hava, deniz ve karayolu taşımacılığının
yanı sıra demiryolu taşımacılığı da yaptıklarını söyleyen Yenal, konuyla ilgili
olarak şu bilgileri verdi:
Yenal; “Demiryolu taşımacılığı ile inşaat, hammadde,
demir-çelik, lüle taşı ve cam gibi ürünler taşıyoruz. BDT ülkelerine blok
taşımalarımız devam ediyor. Bununla birlikte Van Gölü ve Boğazı geçmek en büyük
sorunlarımızdan birini oluşturuyor. TCDD’den feribotla geçmeye yönelik
taleplerimiz oluyor. Şu anki feribotlar oldukça eski, bu sebeple hizmette
aksamalar oluyor. Bu durumda ürünleri konteyner ya da vagonlardan karayolu
araçlarına nakletmemiz gerekiyor. Bu yöntem hem pahalı hem de riskli bir iş. Bu
gibi durumlarda karşı karşıya kaldığımızda BDT yönüne yapılan taşımalarda İran
koridoru yerine Karadeniz ve Rusya koridorunu kullanıyoruz. Bu yöntem ise, ucuz
ve hızlı. İyileştirici çalışmalar olmadığı taktirde Türk demiryolları müşteri
ve iş kaybetmeye devam edecek.”
Demiryolu taşımacılığında bugünkü ve gelecekteki
fırsatlardan yararlanılması gerektiğini vurgulayan Yenal, demiryolu
taşımacılığının giderek daha da arttırılması gerektiğini kaydetti.
CIT, uluslar
arası Trafik, Dr.Eric Emtimov;
Konuşmasına
yeni gümrük yönetmeliğinin yeni bir yasal düzen sağlayacağını söyleyerek
başlayan Mr. Emtimov, CIM, COTIV, CMCS’den bahsederek; “Yeşil taşımacılık
desteklenmeli” dedi.
Kuehne+Nagel International AG, Senior Vice
President Rail Logistics, Rainer Goedde;
Mr.
Goedde, “ Türkiye’de karayolu taşımacılığı maliyetleri arttırıyor. Denizyolu
taşıması karayoluna nispeten daha uygun bir taşıma modudur. Demiryollarına
bakacak olur isek, karayollarında olduğu gibi fiyatlarda esneklik görülmüyor.
İthalat ve ihracat arasında ise, dengesizlik söz konusudur. Öncelikle bu
sorunlar çözümlendirilmelidir” dedi.
Ekol Lojistik CEO, Sayın Mehmet Özal;
Özal,
demiryolu taşımacılığını değerlendirdi. Özal; “Demiryolu taşımasının
yararlarına bakacak olur isek; çevre dostu bir taşıma modudur, karayolu
taşımacılığında olduğu gibi geçiş belgesine ihtiyaç duyulmaz, hafta sonu yola
çıkılabilir, kötü hava koşullarından etkilenilmez” dedi.
Özal; “Darboğazlara
değinecek olur isek; Lokomotif değişimlerinde zaman kaybı yaşanmakta, Bilgi
akışında sorunlar yaşanabilmekte çünkü tek bir bilgi merkezi yok, Orijinal
nakliye evrakları gerektiği gibi takip edilmiyor, kayıplar yaşanabiliyor,
fiyatlar ile ilgili olarak ise karayolu ile rekabet edilemiyor” dedi.
STVA uluslar arası Operasyon Direktörü, Mr. Negre;
Konuşmasına
STVA’yı tanıtarak başlayan Mr. Negre; “STVA otomotiv lojistiği yapmaktadır.
STVA otomotiv sanayi ürünlerinin demiryolu ile taşınması amacıyla kurulmuştur.
Türkiye otomotivde büyük bir sanayidir. Bu nedenle biz de buradayız. Türkiye’de
bu alanda hem ihracat hem de ithalat yapılmakta ancak şuan için Türkiye’de
engelli bir sistem görülmekte. Gelecekte her şeyin daha iyi olması için
tohumlar atılıyor. İleriki zamanlarda her şey çok daha iyi olacaktır. Marmaray
Boğaz tüp geçitini bizler de sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
Mr.
Negre’ye göre; Gelecekte demiryolu taşımacılığı öne çıkacak çünkü petrol
fiyatları günden güne artacak. Bunun sonucu olarak ise karayolu taşımacılığı bugün
ki cazibesini yitirecektir.

Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe;
Türkiye’de
otomotiv Pazar alanının çok geliştiğini belirten Kabatepe Türkiye’nin Dünya’da
15.sırada, Avrupa’da ise, 5.sırada yer aldığını söyledi. Ford Otosan’ın
lojistik tedarik zincirinden bahseden Kabatepe, Avrupa’da yaptıkları taşımanın
%20’sinin, Türkiye’de ise, %2,5’unun demiryolu ile yapıldığını kaydetti.
Kabatepe’ye
göre çözülmesi gereken sorunlar; “vagonların ayrılması, yükün yer değiştirmesi,
dokümantasyona ait sorunlar, first major nedenlerdir.”
Kabatepe
sektörün gelişmesi için; GPRS ile izleme sistemlerinin arttırılması, iletişimin
geliştirilmesi, eski vagonların bakımı zamanında yapılması, hırsızlıklara karşı
önlemler alınması, trenlerin yolda sert dönüş yapmamalarının sağlanması,
lojistik merkezlerin kurulması, tek lokomotif ile çeşitli vagonların kullanılması
gerekliliğini savunuyor.
Kabatepe’ye
göre taşımacılıktaki bir diğer sorun ise gümrüklerde yaşanmakta. Kabatepe; “
Geçici depolama için gümrüklerde özel alanlar olmalı. Yeni yönetmelik ile bu
konuda bizi zor günler bekliyor. Çok fazla zaman kaybı yaşayacağız” dedi.
Kombiverkehr KG, Armin Riedl;
Mr. Riedl; “Türkiye çok iyi bir Pazar. Bu pazardan
yararlanabilmek için; pazarlama faaliyetleri geliştirilmeli, yeni lokomotifler,
vagonlar yapılmalı. Intermodal taşıma için ise, terminaller yapılmalı, alt yapı
geliştirilmeli.” Dedi.
Freight Transportaton Directorate Lithuanian
Railways, Deputy Director for Commerce,
Tomas Kersis;
“Karayollarında
olduğu gibi emisyon konusunda yenilikler çalışmalar yapılmalı”
Mr. Kersis, Viking Projesi
hakkında bilgi verdi. Mr. Kersis; “ Türkiye’nin potansiyeli yüksek. Pazarda biz
de olmak istiyoruz. Yalnız bunun için, fiyatlar düşürülmeli, hız ve güvenliğe
önem verilmeli” dedi. Daha entegre olmalıyız diyen Mr. Kersis fiyatlarda
esneklik sağlanmasına, rekabetin arttırılmasına ve yeşil lojistiğe dikkat çekti.
Mr. Kersis; “Karayollarında olduğu gibi emisyon konusunda yenilikler çalışmalar
yapılmalı” dedi.
Sunumlar
için tıklayınız.