Küresel tedarik zincir içinde yerel operasyonlar
olarak başlayan lojistik sektörü artık eksik zincirlerini tamamlıyor ve
hinterlandını arttırıyor.
Üretimin de tüketimin de sadece
İstanbul, Bursa, İzmir şehirlerimizin aktivitesi olmadığını anlamaya başladık
artık. Diğer şehirlerimizde de üretim ve tüketim var.
Anadolu gelişiyor. Yeni açılan üniversiteleriyle lojistiği öğreniyor artık.
Yeni açılan zincir mağazaları ile klasik bayiler, acenteler, devreden çıkıyor
ve yerini lojistik firmaların, kargoların operasyonları alıyor. Ticaret ve/veya
Sanayi Odaları, Valilikler, Üniversiteler, Belediye başkanları, bir çok yerel
dernek temsilcileri bir araya geliyor ve sektöre destek olacak projeler
hazırlıyorlar. Bunların birincisi Mersin Bölgesi için yapıldı. Hızla ilerledi,
artık lojistik köyün yeri belli oldu ve yerler tahsis edilmeye başlandı.
5 Ekimde Diyarbakır’da İş Bankasının kobiler için düzenlediği 550 kişilik bir
grup karşısında Diyarbakır’ın lojistik sektörünün desteği ile nasıl
kalkınacağını anlattım. Örnekler verdim. Planda olan lojistik köy’den ve diğer
birimlerden yer alan arkadaşlarımızın bilgisini aktardım.
15 Ekim Perşembe günü de Mersin Deniz Ticaret ve Sanayi Odasının düzenlediği
Mersin Lojistik Master Planının içinde yer alan lojistik Fuarı ve lojistik
konferansını yaptık. İçeriği son derece zengin bir konferans izledik. Bu
konferansta da lojistik köylerden ve inşaat için arazi tahsisi yapılmaya
başlayan, koordinatörlüğünü yapmakta olduğum lojistik master plan
çalışmalarından söz ettim.
16 Ekim Cuma günü da Antakya’da garanti bankasının Anadolu Sohbetlerinde yine
lojistiği anlattım. Antakya’nın kalkınması için lojistik sektörü olarak neler
yapılmalı onları anlattım.
Lojistik Anadolu için bir şanstır. Yüz yıllardır doğu ve batı arasındaki kervan
yolu üzerinde bulunan Türkiye hala bu değeri taşımaktadır. Diyarbakır,
Mersin, Antakya, ülkemizin kapılarıdır. Mersin Doğu Akdeniz’de,
Diyarbakır Güneydoğu’da, Antakya Suriye ilişkilerimize yön verecek durma
noktalarıdır. Tedarik zincirinin bu en önemli fonksiyonunun yani ürünlerin
kapıda durup depoya alındıkları, bazı işlemler yaptığımız, katma değer
sağladığımız lojistik köylerin kurulma zamanı gelmiştir. Bu konuda siyasi irade
vardır, eksik olan bilgidir. İşin geleceği böyle oldukça vazgeçmek, geriye düşmek
büyük maliyetler açacaktır.
Gelin paylaşalım, bilgilerimizi, kaynaklarımızı, görüşlerimizi aktaralım.
Antakya’da da söylediğim gibi Anadolu’da yapılan bu aktiviteler Anadolu’yu
aydınlatıyor. Sunum ve açıklama için salonda bekleyen ekibe, katılımcı
misafirlere aydınlık bir Türkiye bırakalım diyorum. Birçok Anadolu ilimize
çeşitli kuruluşlar ışık götürüyorlar . Bu aydınlanmada birer mum da bizlerin
payı olsun diyorum.
Kaynak: Perşembe Rotası