Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Ekonomi / İş Dünyası / AB Mİ KAZIK ATTI? BİZ Mİ ISKALADIK?

AB Mİ KAZIK ATTI? BİZ Mİ ISKALADIK?

AB Mİ KAZIK ATTI? BİZ Mİ ISKALADIK?27.10.2009

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Cezayir'de "Serbest Ticaret Anlaşmalarına" (STA) değinerek, "1996'da yapılan Gümrük Birliği Anlaşması'nda serbest ticaret anlaşmalarıyla ilgili maddeyi unutmuş, atlamışız. Üstelik bu 3 adım atlama değil, çok yüksek bir atlama" diyerek mevcut durumun yarattığı haksız rekabetten de şikâyet eden bakan, konunun müzakere edilmesi gerektiğine değinmiş.

Sabah gazetesi de bu haberi, "AB'nin 13 yıllık kazığının nedeni unutulan madde" şeklinde vermiş.

Sayın bakanın tespiti doğru.

Doğru ama bu kadar önemli bir konunun 8 yıllık AKP iktidarının 8'inci yılında hatırlanmasına da kocaman bir "Günaydııııın" çekmeden edemiyorum.

Öyle ya, 13 yıllık "unutma" sürecinin 8 yılında AKP iktidarı var.

Arşivime bakıyorum, bu konuyu son 4 yılda tam 9 defa yazmışım.

Sayın Çağlayan'ın yeni fark ettiği bu sorunu derinlemesine yazarak örnekler vermişim.

2007 seçimleri öncesinde yazdığım "Gümrük Birliği Tartışılmalıdır (GB)" başlıklı uzunca bir çalışmayı AKP hariç tüm partilerin benden talep ettiklerini hatırlıyorum. "Tartışılmalıdır" düşüncemi ağırlıklı olarak STA'ları ve vize engelleri üzerine oluşturmuş ve "Sonuçta Allah emri değil; oturulur, müzakere edilir ve günün şartlarına uygun hale getirilir" demişim.

Ertuğ Yaşar da konuyu cuma günü köşesine taşıyarak, "Gümrük Birliği Elbisesi Bize Dar Geliyor" demiş.

Önce, Ertuğ kardeşimin yorumuna bir katkıda bulunayım.

"Gümrük Birliği bu haliyle bize dar gelmeyi çoktan aştı sevgili Ertuğ, artık sıkıyor, boğuyor!"

Ve sonra da Ertuğ'un kaldığı yerden devam edeyim.

1996 öncesinde AB'nin dış ticaret politikaları "Çok taraflı ticaret anlaşmalarından" yanaydı ve görüşmeler de bu minvalde devam ediyordu. Ayrıca tam üye olmadan önce aday ülke belli bir GB süreci yaşıyor ve hemen ardından tam üye oluyorlardı. 1996 başında yürürlüğe girecek olan GB görüşmeleri AB'nin "Çok taraflı ticaret anlaşmaları" politikası bağlamında ve kısa sürede tam üye olunacağı anlayışında yürütüldü. Bu tabloda yürütülen görüşmeler sonrasında tam üyelik beklendiğinden, anlaşmadaki 13'üncü maddede ifade edilen "Türkiye AB'nin tüm ticaret politikalarını üstlenmiştir" maddesine imza atılmakta bir sakınca görülmedi ve GB anlaşması bu anlayışla imzalanarak 1996 başında yürürlüğe girdi.

Ancak, bir süre sonra ABD'nin başlattığı "Çok taraflı ticaret anlaşmaları" politikası, yerini "ikili ticaret anlaşmalarına" bırakarak STA'larını gündeme getirdi. ABD'deki bu ticaret politikası değişikliği AB'yi de benzer politikaları düşünmeye itti ve kısa sürede AB de çok taraflı ticaret anlaşmaları politikasını terk ederek "ikili ticaret anlaşmaları" politikasına dönüş yaptı ve süratle birçok ülke ile STA'ları imzalamaya başladı.

Bu noktada bir kazık ve unutmadan bahsedeceksek,o kazık ve unutma STA değil, GB'nin hemen sonrasında rutin tam üyelik anlaşmasının yapılmayarak günümüze kadar tavsatılmasıdır.

İşte bu değişimden sonra Türkiye'nin, AB'nin STA imzaladığı ülkeler karşısında eli kolu bağlı kaldı ve bu durumun yarattığı haksız rekabet sanayiyi de ihracatı da zorlamaya başladı.

Öyle ki GB anlaşmasındaki "AB'nin ticaret politikalarını üstlenme maddesi", AB'nin STA imzaladığı ülke ürünlerinin AB pazarına ve pazarımıza girmesiyle Türkiye'yi rekabet anlamında dengelerini bozan yoğun bir haksız rekabet ile karşı karşıya bırakıyordu.

AB ile STA imzalayan ülkeler, AB pazarına düşük veya sıfır gümrükle girerlerken, aynı ülkelerin ürünleri Türkiye ile STA'sı olmamasına rağmen pazarımıza düşük veya sıfır gümrük vergileri oranlarında girmekteydi.

Gelin görün ki Türk ürünleri AB'nin STA imzaladığı ülkelere yüksek gümrük oranlarıyla giriyordu.

Türkiye, AB ile beraber o STA görüşmelerine alınmıyor, görüşü dahi sorulmuyordu. AB ile görüşmelere giren veya STA imzalayan ülkeler de AB ile imzaladıkları STA'nın verdiği avantajı kullanarak, Türkiye ile STA yapmaya yanaşmıyorlardı.

AB yaklaşık 50 ülke ile STA imzalamış durumda. Türkiye bu ülkelerden daha 20'siyle dahi STA imzalayabilmiş değil. Değil çünkü malum nedenlerle bizimle STA imzalamaya yanaşmıyorlar.

AB en son Güney Kore ile STA imzaladı. Yaklaşık 5 milyar dolarlık dış ticaretimiz olan G.Kore ürünleri artık pazarımıza AB ile yaptığı STA şartlarında kolayca girebilecek. Bizim ürünlerimiz ise G.Kore'ye onların tespit ettiği gümrük oranlarında girecek.

İhracat pazarımızın yüzde 45'ini oluşturan AB pazarında, STA şartlarında karşımıza rakip olarak çıkacak. Özellikle otomotiv, elektronik, tekstil ürünleri ve beyaz eşya ihracatçılarımızı hem o pazarda hem de iç pazarımızda hayli rahatsız edecek.

Dahası, AB'ye giren G. Kore ürünlerinin AB üzerinden ülkemize gelmeleri halinde gümrük vergileri ilk giriş yapılan herhangi bir AB ülkesinde tahsil edileceğinden ATR-1 belgesi ile gelen bu ürünlerden Türkiye gümrük vergisi alamayacak.

AB, Hindistan STA görüşmeleri de sona ermek üzere. G. Kore benzeri sorunları bu ülke ile de yaşayacağımız muhakkak.

5 yıldır bu köşelerde defalarca "GB şartları tartışılarak günümüz ticaret politikalarına uyum sağlamalıdır" demem işte bu sıkıntımdandır.

Hayli geç de olsa, bu aşamadan sonra AKP hükümetinden beklenen; AB üzerinde baskı kurarak GB'yi bu bağlamda tartışmaya açtırıp GB anlaşmasında bir iç düzenleme yaptırarak, "Türkiye'de AB'nin yapacağı STA görüşmelerinde AB ile eş zamanlı olarak bulunacak, tartışmalara katılacak, görüşlerini sunacak ve AB'nin imzaladığı STA aynı ülke ile aynı zamanda ve aynı şartlarda uygulanacaktır" maddesini koydurtmak olmalıdır.

Bu gerçekleştirilemezse, sanayimiz savunmasız kalacak ve 2023 yılında hedef konulan 500 milyar dolarlık ihracat bir mega hayalden başka bir şey olmayacaktır...

Şimdi sorulacak soru, 13 yıl önce kazık mı yedik, unuttuk mu, 8 yıl sonra mı fark ettiniz değil, yukarıda yazdığım beklentimi gerçekleştirebilecek kararlılık ve yetenekte bir hükümetin olup olmadığıdır.


Kaynak: Referans


Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr