Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / DÜNYA DENİZCİLERİ İSTANBULDAYDI

DÜNYA DENİZCİLERİ İSTANBULDAYDI

DÜNYA DENİZCİLERİ İSTANBULDAYDI20.10.2009

Uluslararası Feribot İşletmecileri Birliği’nin (Interferry) yaklaşık 30 yılı aşkın tarihinde ilk kez bir Türk yöneticinin, İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy’un oybirliği ile başkanlığa seçilmesiyle başlayan süreç, Türkiye’yi denizcilerin buluşma noktası haline getirdi. Interferry’nin Genel Kurulu niteliğindeki konferans, 14-17 Ekim 2009 tarihleri arasında, İDO’nun ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlendi.

Dünya denizcilik sektörüne yön veren şirketlerin üst düzey yöneticilerini İstanbul’da ağırlıyor olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Interferry Başkanı ve İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy, “Çeşitli ülkelerin üst düzey şirket yöneticilerin Türkiye’ye gelmesi, ülkemiz açısından gurur kaynağı olduğu kadar, Türkiye’ nin tanıtımı için de bulunmaz bir fırsat yaratmaktadır” dedi.

Bu büyük organizasyonun Türkiye’de yapılmasında, son yıllarda gösterdiği hızlı atılımlarla “Dünyanın En Büyük Yolcu Taşımacılık Şirketi” haline gelme başarısını gösteren İDO’nun uluslararası saygınlığının önemli rolü olduğuna dikkat çeken Paksoy, 2009 Interferry İstanbul toplantısını, İDO’nun uluslararası düzeyde gördüğü takdirin somut bir kanıtı olarak değerlendirdiğini söyledi.

Paksoy: “Hızlı adımlarla ilerliyoruz”

Interferry Başkanı ve İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Interferry Başkanlığı ile denizcilerin bu büyük buluşmasına İstanbul’da ev sahipliği yapabiliyor olmamız, ülkemizin dünya denizcilik sektöründeki algısı ve değişen konumu açısından büyük önem taşıyor. ‘2009 Interferry İstanbul’ ile dünya denizciliğinin kalbi kentimizde atıyor. Interferry, büyük bir işletme yapısını çatısı altında barındıran, sektörün tek örgütü. Bu prestijli oluşum, Uluslararası Denizcilik Örgütü İMO’da ‘Danışman’, Avrupa Birliği nezdinde ise ‘Gözlemci’ statüsünde bulunuyor. Bu yanıyla Türk denizcilik sektörünün dünyadaki yeri ve gücü açısından, yıllardır özlemini duyduğumuz noktaya hızlı adımlarla ilerliyoruz. 2009 Interferry İstanbul buluşmasını bu perspektiften değerlendirmek gerekir.”

Ahmet Paksoy, 100 milyon yolcu ve 6,5 milyon araç taşıyan İDO’nun “Dünyanın En Büyük Yolcu Taşımacılık Şirketi” unvanı ve sahip olduğu know-how ile uluslararası platformda başarılarıyla kabul ve takdir gördüğünü belirterek, bu yanıyla “örnek oyuncu” olan şirketin atmış olduğu adımları, markalaşmaya dönük önemli bir süreç olarak değerlendirdiklerini ifade etti.

2009 Interferry İstanbul: “Zor Zamanlarda Doğru Rotayı Seçmek”

2009 Interferry Konferansı’nın bu yılki ana teması ‘Zor Zamanlarda Doğru Rotayı Seçmek’. Bu ana başlık altında; başta ekonomik krizin feribot ve deniz taşımacılığı sektöründe yarattığı etkiler, operasyon ve risk yönetimi, petrol fiyatları, çevre sorunları, alternatif üretim ve finansman modelleri ile gibi pek çok önemli konular masaya yatırılarak, denizcilik alanındaki yeni açılımlar değerlendirilecek.

Toplantıya, dünyanın önde gelen gemi mimari tasarım şirketlerinden Ellit Bay Design Group Kurucusu John Waterhouse, uluslararası taşımacılık sektöründe dünyanın uzmanlaşmış en önemli bankası olan DVB’in ( Deutsche Verkehrs Bank) üst düzey temsilcileri, İsveç’in en büyük Ro-Ro taşımacılık şirketi Stena RoRo, Kanadalı feribot şirketi BC Ferry Services Inc ile güç ve özdevinim teknolojilerinde bir dünya lideri olan ABB Industry Oy Power Electronics’in yanı sıra pek çok sektör lideri kişi ve kurum katılıyor.

2009 Interferry İstanbul, dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz döneminde yeni pazar arayışlarını sürdüren Türk denizcilik şirketlerinin, sektörün uluslararası temsilcileriyle İstanbul’da biraraya gelme şansına kavuşması açısından da özel önem taşıyor.

Ahmet Paksoy: “Interferry Başkanı’I olarak 34 üncü Interferry Genel Kurulu’na hepiniz hoşgeldiniz! Interferry Başkanı olarak İDO’nun evsahipliğinde gerçekleşen ve deniz taşımacılığı sektörünün nabzının atacağı bu toplantıda, ,dünya denizcilik sektörüne yön veren şirketlerin yöneticilerini güzel şehrimiz İstanbul’da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.

25 ülkeden 200’den fazla işletmenin temsil edildiği, sektörümüzün çatı örgütü Interferry’nin 34’üncü Genel Kurulu’nun, dünyadaki ekonomik gelişmeler ve küresel kriz gölgesinde özel bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Nitekim, bu yılki ana temamızı da “ Zor Zamanlarda Doğru Rotayı Seçmek” olarak belirledik.

Küresel ekonomik hareketlilik ve sermayenin dünya üzerindeki öngörülemeyen yer değişimi, diğer sektörler gibi denizcilik sektörünü de yeni pazar arayışına, yeni üretim modellerine yöneltti. Bu süreç yakıt, çevre gibi işletme önceliklerinde; uygun maliyetli, verimli ve kaliteyi esas alan tasarım ve üretim arayışlarını hayatımıza taşıdı.

Bu buluşmanın, dünya denizcilik sektörü ile ülkemizin bu alanda hızlı bir gelişim gösteren finansman, know- how ve üretim deneyimi doğrultusunda önemli işbirliği ve görüş alışverişi fırsatı yaratacağını düşünüyorum. Kuşkusuz bir sosyal buluşma niteliği de taşıyan konferansımız, değerli üyelerimizin, ülkemizin tarih, kültür ve değerlerini yakından tanıyabilmeleri açısından keyifli ve unutulmaz olacak.

Değerli konuklar,

Büyük bir aile olarak yeni hedeflerimize ulaşabilmek için her yıl bir araya gelmeye devam edeceğiz. İçinden deniz geçen, Asya ve Avrupa’yı birleştiren, Doğu’nun ve Batı’nın buluşma noktası İstanbul’a, 2009 Interferry İstanbul’a hoş geldiniz der, hepinize saygılar sunarım.”

Kadir Topbaş:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, bugün (15 Ekim 2009) “2009 nterferry İstanbul Konferansının” açılışında yaptığı konuşma.

“Dünya feribot işletmecilerini çatısı altında toplayan tek örgüt, Uluslararası Feribot İşletmecileri Birliği’nin (Interferry) 34’üncü konferansına hoş geldiniz.

Dünya denizciliğinin kalbi kabul edilen bu birliğin toplantısının İstanbul’da yapılıyor olmasından duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Dünya denizcilik sektörüne yön veren şirketlerin temsilcileri başta olmak üzere bu toplantıya iştirak eden siz saygıdeğer misafirleri saygıyla selamlıyorum.

‘Zor Zamanlarda Doğru Rotayı Seçmek’ ana başlığı altında gerçekleşecek bu toplantıların hayırlı olmasını diliyorum.

Ekonomik krizin, deniz taşımacılığında meydana getirdiği etkilerin değerlendirileceği bu toplantının denizcilik alanında yeni açılımlar getireceğine inanıyorum.

Yine dünya ekonomik krizinin değerlendirildiği ve çıkış yollarının arandığı IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarının ardından sizleri, Asya ile Avrupa’nın buluştuğu bu 8500 yıllık kadim medeniyetlerin beşiği olan İstanbul’da ağırlamaktan büyük onur duyuyoruz.

İstanbul, eşsiz bir coğrafyadır. Yalnızca doğu ile batının değil, başkentliliğini yaptığı eski medeniyetlerle modernin de buluştuğu bir köprüdür aynı zamanda.

Bir dünya kentidir. Yeryüzü kültürlerinin, yeryüzü dinlerinin kendi özgün renkleriyle süslediği farklı bir atmosfer, orijinal bir hayat tarzına sahiptir.

Farklı inanç, kültür ve fikirlerin hoşgörü ve güven içinde bir arada yaşadıkları “Medeniyetler İttifakının” sembol kentidir.

Zengin ve renkli kültürel dokusuyla “2010 Avrupa Kültür Başkenti’dir.

Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının tarihi eserlerine kentin doğal güzellikleri de eklenince muhteşem bir tablo çıkar önümüze.

İstanbul’un en büyük özelliği bir deniz kentidir. Avrupa ve Asya’yı ayıran boğazın yukarısına doğru geleneksel ve unutulmaz bir deniz gezisi yapmadan İstanbul gezisi tamamlanmış sayılmaz.

Büyük bir ihtişam ve duru bir güzellik yansıtan kıyılar, geçmişin ve günümüzün lezzetini bir arada sunar.

Türk boğazlarının kilit noktası olarak jeopolitik konumu ile dünyada tektir.

Karadeniz’i Akdeniz’e ve dolayısıyla Karadeniz’i diğer açık denizlere bağlayan Boğazlar, tek deniz geçidi olmaları nedeniyle sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın en önemli deniz ticaret yollarındandır.

Servet denizde, sağlık denizde, istiklal denizde, tek kelime ile “hayat denizdedir.”

Elbette bugün Türkiye’yi Türkiye yapan, jeopolitik olarak değerine değer katan, onun etrafını saran, onu dünyanın dört köşesine bağlayan denizlerdir.

Düşününüz: Akdeniz’de, Ege’de, Marmara’da, Karadeniz’de sahili olan bir devletiz. Türkiye yaklaşık 8 bin 400 kilometrelik sahil şeridiyle, bir deniz ülkesidir.

Bu sınırlarımızın uzunluğu, kara sınırlarımızın uzunluğunun 3 misli!..

Hükümetimiz, bundan 7 yıl önce iktidara geldiğinde vakit kaybetmeksizin reform niteliğinde aldığı kararlarla, denizcilik sektöründe çok büyük atılımlar gerçekleştirmiştir.

Böylece gemi inşa sanayinde tam kapasiteler kullanılmaya başlandı. Uluslar arası nakliyatçılıkta rotalar denize kaydı.

Gelişen bu potansiyel karşısında yeni gemilerle birlikte daha büyük limanların, daha büyük tersanelerin ihtiyacı hissedildi.

Aynı zamanda büyük bir memnuniyetle görüyoruz ki Türkiye, Gemi İnşa Sanayinde büyük başarılara imza atıyor. Türk gemiciliği ‘altın çağını” yaşıyor.

Türkiye gemi yapımında dünyada 23. sıradan 5. sıraya yükselmiştir. Mega yat inşasında ise dünya sıralamasında 4.sırada yer alması Türk Denizciliği adına büyük bir ilerlemedir.

Gemi sektöründe büyük gelişme gösteren Türkiye, dünya liderliğine doğru hızla ilerliyor. İnşa ettiği gemilerin yüzde 60’ının ihraç ediliyor olması bunun bir göstergesidir.

Önemle belirtmeliyim ki, İstanbul boğazının iki yakası arasında yani Sirkeci- Harem hattında çalışmaya başlayan 4 arabalı vapuru, 5 adet yolcu gemisi, 3 adet Haliç Gemileri ile sayıları 15 adedi bulacak Deniz Taksilerin yapımını yerli üreticilerimize yaptırdık ve inşa ettirmeye devam ediyoruz.

Bu projelerimizin tutarı 110 milyon dolar olmuştur. Bu vesileyle Türkiye’nin modern altyapıya sahip tersanelerini dikkatinize sunmak istiyorum.

Denizcilikte yaşanan bu gelişmelerle birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bizler de deniz ulaşımını cazip hale getirecek yeni projeler hayata geçirdik.

1871 yılında kurulan asırlık deniz şirketimiz Şirketi Hayriye’nin İDO’ya devri sayesinde deniz taşımacılığındaki gücümüzü arttırdık.

Filomuzu, manevra yeteneği yüksek, iskeleye kolay yanaşıp ayrılabilen, hızlı, yolculuk taleplerine uygun kapasitelerde gemiler ile takviye ettik.

İDO’nun 5 yılda yaptığı yatırım miktarı 361 milyon dolara ulaştı.

Geçen dönem 4 araba vapuru, 2 hızlı feribot, 5 deniz otobüsü, 5 vapur ve 4 açık güverteli hızlı feribot aldık.

Deniz ulaşımındaki atılımlarımız, İDO’yu dünyanın en büyük deniz filosuna sahip şirketi konumuna getirdi.

İDO’nun 2005’te 404 milyon lira olan aktif büyüklüğü 2008’de yüzde 56 artarak 631 milyon TL’ye çıktı. Bu muazzam bir başarıdır.

Şimdi hedefimiz çıtayı daha da yükseltmek. Şu an İDO, 87 iskelede 102 gemi ile 34 hattı 1300 seferle İstanbullulara hizmet veriyor.

İDO ile taşıdığımız yolcu sayısı 2004’te 11 milyon iken, bu rakam bugün 102 milyona ulaştı.

2003 itibariyle yılda yaklaşık 500 bin araç taşırken bugün bu sayıyı 6,7 milyona çıkardık.

Böylece İstanbul’da deniz ulaşımının kent içi ulaşımdaki payını yüzde 2,5’tan yaklaşık yüzde 5’e çıkardık. Hedefimiz bunu yüzde 10’lara çıkarmak.

Kent içi hareketliliğin 11 milyondan 23 milyona çıktığı dikkate alınırsa bu artışın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Deniz ulaşımıyla ilgili projelerimiz ve yatırımlarımız devam ediyor. 2009 yılı sonunda deniz taksilerin sayısını 6 adetten 15 âdete yükseltiyoruz.

Yine Ro-Ro projemizi 2009 yılı itibariyle aktif hale getirmeyi planlıyoruz.

4 gemi ile günde 4 bin aracı şehir içine sokmadan Marmara Denizinin iki yakasında bulunan Ambarlı ile Bursa arasında taşıma yapmayı hedefliyoruz.

İstanbul eşine az rastlanır coğrafi yapısı, tarihi ve kültürel mirası, modern havalimanı ile en prestijli otel zincirlerinin varlığıyla önemli turizm merkezlerinden biridir.

Aynı zamanda dünyanın önde gelen kurvaziyer firmalarının tercih ettiği bir şehirdir.

Biliyorsunuz Türkiye, kurvaziyer turizminde Akdeniz ülkeleri arasında İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından 4’üncü sırada.

İstanbul ve Kuşadası’na yılda bini aşkın gemi ile 1 milyon 300 bin turist geliyor.

Şu anda kurvaziyer gemilerini sadece Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin Karaköy’deki limanında konaklatabiliyoruz. Bu noktada acil yeni rıhtımlara ihtiyacımız var.

10 milyon turist hedefleyen 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, deniz ticareti ve turizminde yeni bir vizyona ve planlamaya ihtiyaç duymaktadır.

Haydarpaşa ve Galata limanları artık Türkiye için, İstanbul için yetersiz kalmaya başlamıştır.

Bu noktada yeni liman yapımlarını gündemimize aldık. Deniz kenti İstanbul’un dünyanın en önemli limanlarından biri olmasını arzu ediyoruz.

Aynı zamanda yeni marina projelerimiz var. Beşi Avrupa, beşi de Anadolu Yakası’nda olmak üzere 10 ayrı marina projesini hayata geçirmeye hazırlanıyoruz.

Elbette denizlerimizin ve dolayısıyla boğazlarımızın temizliği bizim için son derece önemlidir. Bu konuda çalışmalarımız büyük bir titizlikle sürüyor.

Yaptığımız çalışmalarla; Boğaz ve denizlerimizdeki gemilerden yılda 100 bin metreküp atık topluyoruz.

2006 yılında açılışını yaptığımız Haydarpaşa Atık Kabul Tesisimizde bu atıklardan yılda 15 bin metreküp ilave yakıt üretiyoruz.

Kıyı ve plajlarımızdan yılda 30 bin metreküp, deniz yüzeyinden ise 6 bin metreküp atık topluyoruz.

Ayrıca Deniz Denetim Ekiplerimiz tarafından yapılan çalışmalarda deniz kirliliğine neden olan deniz araçlarına cezai müeyyide uygulanmıştır.

Bu konudaki çalışmalarımızı büyük bir hassasiyetle yürütüyoruz.

25 ülkeden 215 büyük işletmenin, 1000’e yakın üst düzey yöneticisinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu konferansın, dünya denizciliğinin yaşadığı ekonomik krizden deniz yollarının güvenliğine kadar birçok soruna getireceği çözümlerle tarihe geçeceğine inanıyorum.

Uluslararası Feribot İşletmecileri Birliği’nin (Interferry) 34’üncü konferansının hayırlı olmasını diliyorum.”

Kaynak: Lojistik Haber Türkiye