- Yılın ilk dokuz ayında ihracat gerilerinde gerileme yüzde 32.67 oranındadır. Bunun faturası, geçen yılın ilk 9 ayına göre 22.5 milyar dolarlık bir döviz kayıbıdır.
- Eylülden geriye 12 aylık ihracattaki gerileme yüzde 28.29 oldu. Bunun parasal karşılığı 12 ayda 27.2 milyar dolarlık döviz kayıbıdır.
İhracatçılar uyarıyorlar: 2008 yılında 130 milyar dolarlık ihracat geliri elde etmiştik. Halbuki bu gerileme karşısında hükümetin hazırladığı Orta Vadeli Plan'a göre biz ancak 2012 yılında 130 milyar dolarlık ihracat gelirine ulaşabileceğiz.
İhracattaki gerilemenin ekonomiye, halkın yaşamına 2 büyük etkisi vardır:
(1) İhracat gerilemesi döviz açığı, döviz kayıbı demektir. İhracattan gelmeyen dövizi nasıl bulacağız?
(2) İhracat demek, dış talep demektir. İhracat, üretimin dinamiğidir. İhracatın gerilemesi üretimde ve istihdamda gerileme demektir. Üretimde ve istihdamda gerileme ülkenin fakirleşmesi, sorunlarının artması demektir.
İhracat gerilemesinde 2 etken vardır:
(1) Dış pazarlar daraldı. Dış talep canlanmadan ihracat artmaz.
(2) Türk parası değer kazanmaya başladı. Değerli Türk parası değer kazanmaya başladı. Değerli Türk parası ile ihracat yapılamaz.
Bu 2 etkenden hangisi daha önemlidir? Bu soru tartışılmıyor. Küresel pazarlardaki daralma yüzde 30'lar dolayında değil. Ama Türkiye'nin ihracatı bu oranda küçülüyor.
O halde, acaba Türk Lirası'nın değerli olması ihracattaki daralmanın olması gerekenden daha büyük olmasının ana nedeni mi?
İhracat rakamlarına bakarak "ah-vah" edecek yerde bu konularda daha ciddi araştırmalara yönelmeye mecburuz.
Kaynak: Dünya