Hizmetlerin bütünleşmesi ve Küresel Rekabet
Bugünlerde klasik forwarder’ların risk profilini incelemek zordur. Son 15 yıl içinde faaliyet ortamı değişikliğe uğramıştır. Müşteriler günümüzde karmaşık, bütünleşmiş ve örgüt temelli hizmetlerin sunulmasını istemektedirler. Üretimin başka bölgelere aktarılması (outsourcing), tedarik zinciri yönetimi, kontratlara dayanan uzun vadeli lojistik hizmetleri, zamanında teslim, 3 PL (3. Parti Lojistik Hizmetleri), 4 PL (4. Parti Lojistik Hizmetleri ) vb hizmetler lojistik sektörünün gelişimini tarif eder. Dağıtım ağlarına erişim, platformlar, müşteri bazında bilişim teknolojisi çözümleri, kalite yönetimi ölçütleri oluşturur. Deniz/Hava/Kara/Demiryolu gibi standart hizmet/ürün ayrımları gün geçtikçe önemini kaybetmektedir.
Gelişim eğilimi, sadece Avrupa ve Kuzey Amerika ile sınırlı olmayıp, küresel olarak görülmektedir. Küçük ve orta ölçekli lojistik operatörleri de, büyükler kadar bu gelişime ayak uydurmak zorundadırlar. Dahası, taşımacılık ve lojistik pazarı büyük ölçüde rekabetçi ve küreseldir. Müşteriler satın alma güçlerini piyasadaki en düşük fiyata erişmek için ölçek ekonomisi düşüncesine göre kullanmaktadır. Bu da lojistik operatörlerine büyük çapta maliyet yükü oluşturur.
Ayrıca, zayıf, insan gücüne dayanan bir yapılanma ile antrepolara, filoya, altyapıya, bilişim teknolojilerine vb. alanlara yapılan yatırımlar sermaye ağırlıklı bir yapılanmayı ortaya çıkartmaktadır.
Risk Yönetimi Bakımından Bu Gelişmelerin Etkisi Nedir?
Lojistik Operatörü açısından mevcut risklerinin yanı sıra yeni ve ilave riskler oluşmaktadır. Bu yeni riskler yukarıda bahsi edilen unsurlarla bağlantılı olup, genişleyen yükümlülüklerden ötürü daha büyük finansman kayıpları ile karşı karşıya kalma durumunu doğurmaktadır. Sadece sigorta çözümleri ile sınırlı kalmayıp, aynı şekilde dahili risk takibi ve profesyonel danışmanlığa da talep olmaktadır.
Ana Riskler
Sektördeki yanlış bir düşünce; “Profesyonel Yükümlülük Sigortası ( Kargo Yükümlülüğü ) varsa, bir şey olmaz, güvendeyiz” düşüncesidir. Ne yazık ki işler olduğundan daha karmaşıktır. Kargolarda hata ve atlamalar sonucu oluşan zarar ve ziyan böyle bir sigorta kapsamında karşılanabilir. Ancak, bu kapsam söz konusu riskler ile tıpa tıp uymakta mıdır? Tüm faaliyetler tarif edilip kapsam içine alınmış mıdır? Konşimentoların düzenlenmesi, gümrük müşavirliği, paketleme, depolama, filo? Sigortalanan meblağlar yeterli mi, kapsam alanı tüm dünya için geçerli mi, belirli müşteriler için “özel kontratlar”, “genişletilmiş yükümlülükler” dahil edilmiş midir? Sigorta söz konusu olduğunda envanter kayıpları dikkate alınıyor mu? Alt yüklenici (taşeron) ve acenteler için sigortalama yapılıyor mu?
Üçüncü Taraf Yükümlülük Sigortası
Bu sigortanın her lojistik operatörü tarafından yapılması gerekir. Örnek bir olay anlatacak olur isek; Lojistik Operatör tarafınca içi doldurulan bir konteynır Kuzey Amerika’da alev alıp, infilak eder. İnsanlar ağır şekilde yaralanır ya da ölür. Bunun sonucunda bir antrepoda yangın çıkar ve olayın yakındaki akarsuda kirlenme oluşur. Lojistik Operatörünün tek başına bu konuda yükümlüğü olmayabilir ancak bu durum sonucunda, lojistik operatörü uzun ve masraflı bir dava sürecinin bir parçası olmaktan kaçamaz. Şayet Üçüncü Taraf Yükümlülük poliçesi, hukuki savunma sürecini ve çevreye verilen zararı dünya genelinde kapsamıyorsa, Lojistik Operatörü, rahatlıkla yedi haneli rakamlara ulaşabilecek olan masraflarla yüz yüze kalabilir.
Ek Unsurlar
Katma Değer Hizmetleri, Montaj ve Elleçleme: Lojistik Operatörü, ürün tamamlama hizmetleri yönüyle müşterilerin montaj hattı çalışmalarında daha fazla yer alma eğilimi içerisindedir. Paketleme, sipariş verme, antrepoda birleştirme vb hizmetler katma değer oluşturan hizmetlerin içinde yer alır. Günümüzde tedarik zinciri yönetimi sisteminin bir parçası olarak Lojistik Operatörü, daha geniş kapsamlı faaliyetlerin içinde yer almaktadır. Ürünlerin montajı, parça değişikliği, parçalara ilaveler vb hizmetler buna örnek olarak verilebilir. Bu faaliyetlerin içerdiği riskler çok çeşitli olup, bir imalatçı veya üretici firmanın karşılaştığı riskler ile benzetilebilir. Ürünlerle ilgili yükümlülüklere, ürünlerin geri çağırılması gibi durumlar örnek olarak verilebilir. Yapılmış olan anlaşmaya göre; Lojistik Operatörü müşterilerinin ürünlerini alıp satmakla yükümlü tutulmuş olabilir ve bu da sonuç olarak bilançoya büyük bir yük getirebilir. Ticaretin riskleri asla akıldan çıkarılmamalı. Üstlenilen hizmetlerin yapılabilirliği enine boyuna bir incelemeyi ve ürünlerin sigorta kapsamına alınmasını gerektirir.
Kilit Performans Göstergeleri ve Cezalar: Lojistik operatörünün yükümlülükleri, ulusal yasalarla, Standart Ticaret Şartları ve Uluslararası Taşımacılık Konvansiyonları (Anlaşmaları) ile düzenlenir. Genel olarak yükümlülüklerin meblağı; kg, konteynır veya her bir vaka ile sınırlıdır. Yükümlü olabilmek için en azından belli bir derecede “kusur” un ispat edilmesi gerekir (ihmal, kasıtlı fiil vb.). Bu, lojistik yükümlülüğü gösterir. Kilit performans göstergeleri ve cezalar devreye girdiği zaman, karşılaşılacak yükümlülüklerin tahmin edilmesi de güçleşir. Kilit performans göstergeleri, beklenen performans için ölçülebilen doğrudan doğruya operasyonel göstergelerin de takibini ister (örneğin % 98 zamanında teslimat gibi). Parametreler birbirleri ile uyumlu ise, yükümlülük derecesine hiçbir şekilde bakılmaksızın, önceden tespit edilen ceza uygulanır (örneğin parasal cezanın navlundan düşülmesi gibi). Lojistik Operatörünün yükümlülük sigortası, yükümlülükleri kapsamakta fakat açıkça belirtmemişse, ceza vb. durumları kapsamamaktadır.
Bilişim Teknolojileri: Elektronik Veri Yönetimine bağımlılığın arttığı görülmektedir. Antrepo yönetimi, elektronik olarak izlenen dağıtım sistemleri, müşterilerin isteğine göre yapılmış bilişim sistemleri en önemli örneklerdir. Buradaki amaç; İşin aksaması, kesintiye uğraması, bunların sonucunda zararların oluşmaması, müşterilerin kar kaybetmemeleridir.
Tam ve Sınırsız Yükümlülük: Lojistik Operatörlerine “Tam Yükümlülük Anlaşmaları”nın uygulanmasına yönelik taleplerde artış görülmektedir. Başka bir deyişle, lojistik operatörlerinden Standart Ticaret Şartları ve Anlaşmalarının sınırlanmış parasal yükümlülükleri göz ardı edilerek, tam yükümlük uygulaması talep edilmektedir. Profesyonel yükümlülük poliçesi otomatikman genişletilmiş yükümlülüğü kapsamadığından, Lojistik Operatörleri için büyük sıkıntılar oluşabilmektedir. Ayrıca, Lojistik Operatörlerinin, işi sağlayanlardan daha yüksek bir yükümlülük altına gireceğini varsayarsak, yükümlülüklerin kısa kalması ile bu yükümlülüklerin alt yüklenici ile taşıyıcılara rücu etme durumları doğabilmektedir. Her bir sigorta poliçesi, belli bir vakada sigortalanın toplamına eşdeğer mutlak bir tazminat sınırı getirir. Lojistik Operatörleri, sigorta poliçesine göre (örneğin belli bir vaka ve yıl için azami tazminat 1 Milyon Dolar olabilir) bir üst sınır getirmeyip, bunun yerine sınırsız yükümlülük anlaşmaları yapmaları halinde lojistik operatörlerinin sigortalanmamış zararları da üstlenmeleri gerekecektir. Bunun için riskin sigorta edilebilmesi için üst sınırın getirilmesi gerekmektedir.
Kredi Riskleri: Lojistik anlaşmalar esaslı ciroların yaratılmasını sağlayabilir. Bu da Sonuç olarak, Lojistik Operatörünün farklı bir müşteri yapılanması ile muhatap kalmasına neden olabilir. Lojistik operatörünün cirosunun önemli bir kısmını yaratan az sayıda ki büyük hesaba bağımlılığı artırabilir. Bunun sonucu olarak da, bu büyük hesapların kredibilitesi ve ödeme yeteneği büyük önem kazanır. Profesyonel bir dahili nakit ve kredi yönetimi (sonunda kredi sigortası ile birleştirilerek) önemle tavsiye edilmektedir.
Dahili Risk İzleme ve Profesyonel Öneri / Ulusal Forwarding Derneklerinin Rolü
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, risk durumunun karşılığı olan ve boşlukları dolduran “sigorta” nın yapılması bir zorunluluktur. Ancak risk yönetimine yaklaşım daha geniş çapta ve anlaşılır olmalıdır.
Hiç kimse riskleri şirketin kendisinden daha iyi bilemez. Risk yönetimi, “Bilançonun Korunması” başlığı altında ele alınmalıdır. Şirketlerin yöneticileri ve personelleri “risk düşünme” yönünde hareket etmeleri için zorlamaya tabi tutulurlar. Belli risk izleme araçları devreye sokularak belli aralıklarla yapılacak bir risk analizi ile birçok zarar, risk ve tehlike önlenebilir.
Müşterilerle yapılan özel yükümlülük anlaşmalarının değerlendirilmesi için hukuki bir danışmanlık hizmeti alınması gerekir.
Uzmanlaşmış Sigorta Acenteleri ve Sigortacılar, doğru değer ve primi tespit etme bakımından lojistik sektörünün ihtiyaçları, gerekleri ve gelişmeleri konusunda uzman olmalıdırlar. Standart sigorta ürünleri lojistik sektörü için uygun olmayabilir. Söz konusu sigorta ürünü sektör ile “tıpa tıp” uygun olmalıdır. Esaslı bir risk analizi uygun sigorta kapsamının oluşturulmasında temel oluşturur.
Ulusal Forwarding Dernekleri, özellikle kendi bünyesinde risk yönetim araçları bulunmayan orta ve küçük ölçekli üyeleri için “Dernek Grup Sigorta Düzenlemeleri” oluşturarak yardımcı olabilirler. Dünya’daki her bir forwarderın en azından bir adet anlaşılabilir temel sigorta kapsamı olmalıdır.
Özet
Yapısı değişen lojistik sektöründe bir takım riskler maksimum önem teşkil etmektedir. Risk yönetimi ve sigorta eğer profesyonelce yönetilirse gittikçe önem kazanacaktır ki bu bir rekabet üstünlüğüdür.
Ulusal Forwarding Derneklerine, üyelerinin uygun ve hesaplı sigorta çözümleri sağlamalarına öncülük edip destekte bulunmaları tavsiye edilmektedir.
Kaynak: FIATA Review