ABD Trabzon’da üs kurabilmek için sivil toplum kuruluşlarının ve parti yöneticilerinin nabzını tutuyor. Trabzon’da bulunan sivil toplum kuruluşları ve parti yöneticileri ise buna karşı çıkıyor. AKP’nin Trabzon Belediye Başkanlığı’nı kazanmasının ardından ABD’li yetkililerin Trabzon’a ziyaretlerinin arttığı gözleniyor. Öte yandan, ABD’lilerin Trabzon’da sadece MHP İl Başkanı ile görüşmelerinin de, bölgede milliyetçilerin ABD’ye bakışını ölçmek amaçlı olduğu savunuluyor. Trabzon’da 1 Temmuz 2009 tarihinde kurulan Donanma Komutanlığı’na ait 2 gemi sürekli olarak Trabzon Limanı’nda bulunuyor. Gemiler 15 gün arayla ikmal için değiştiriliyor. ABD’nin Trabzon’da üs kurmak istediğine ya da üs kuracağına dair Genelkurmay Başkanlığı’ndan resmi bir açıklama ise yapılmadı.
MHP: Askerin denetiminde olur
MHP Trabzon Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlu da Karadeniz’in en stratejik kenti olan Trabzon’un küresel güçlerin hedefinde olduğunu belirterek, “Dünyaya hakim olmak isteyen küresel güçler ve onların oyuncağı ülkeler, Türkiye’yi kontrolleri altına almak için her yolu deniyor” dedi. ABD’nin Trabzon’da talep ettiği askeri üssün, Orta Doğu’daki ve özellikle de Azerbaycan’daki enerji ve petrol kaynakları açısından önemi olduğuna dikkat çeken Yunusoğlu şöyle konuşuyor: “ABD için bu bölgeyi kontrol altında tutmak hayati önem taşıyor. Bunun için de en stratejik bölge Trabzon’dur. ABD, Trabzon limanını, havaalanını ya da yeni inşa edilecek bir başka ulaşım merkezini kendisi için istiyor. Bu Türkiye için son derece zararlı sonuçlar doğuracak bir durumdur. Karadeniz kıyılarındaki ülkeler kontrol edilecekse, bunu sadece Türkiye yapmalıdır. Orada bir üs kurulacaksa da bu yalnızca TSK’nın denetiminde olmalıdır.” Trabzon’daki üs tartışmalarının henüz kamuoyuna tam olarak yansıtılmadığını da belirten Yunusoğlu, “Halk tam olarak meseleyi kavrayamadı. Ancak bu konuda bir atılım yapılırsa, milli hassasiyeti üst seviyede olan Trabzon vatandaşları buna gereken cevabı verecektir” diyor. Hükümetin, halk tepkisini ortadan kaldırmak için caydırıcı bir takım yönlendirmelere “sinsice” başvurabileceğine de dikkat çeken Yunusoğlu, “Bu gayret Trabzon’da fayda getirmez” dedi.
CHP: Tezkereyi engelledik bu projeye de karşıyız
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, 1 Mart tezkeresinin parlamentodan geçmesini engelleyen partisinin, Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde konuşlanacak ABD üssüne kesinlikle karşı çıkacağını ve böyle bir projeye onay vermeyeceğini söyledi. ABD’nin uzun bir süreden beri Trabzon ve Samsun gibi stratejik liman kentlerini kullanma niyetinde olduğunu hatırlatan Güner, şunları kaydetti: “Bunun arkasındaki tek neden, ABD’nin hem Kafkasları, hem Irak’ı, hem de İran’ı düşünerek bu bölgeye yerleşmek istemesidir. Türkiye’nin menfaatine bir durum olmadığı açıkça ortadadır. ABD Trabzon’a yerleşip nereyi gözetleyecek? Kendi çıkarlarını koruyacak. Orta Doğu’da denetim mekanizmasını oluşturacak. İran’ı, Azerbaycan’ı, Gürcistan’ı kontrol edecek. Trabzon’da üs kurmak, Karadeniz’i denetim altına almak anlamına gelir.” CHP Trabzon İl Başkanı Necip Yıldız da, Trabzon’da yabancı bir askeri gücün konuşlanmasını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Yıldız, “Biz, kentimizde ne Amerika’nın ne de bir başka ülkenin üssünü istemiyoruz. TSK’dan başka bir askeri oluşumu kabul etmiyoruz” dedi.
Türkiye etkisizleştirilecek
1 Haziran 2009 tarihinde Trabzon’da kurulan Donanma Komutanlığı’nı önemli bir adım olarak gördüklerini belirten MHP Trabzon İl Başkanı Nihat Birinci, ileride bu komutanlığın NATO üssüne dönüştürülmesi endişesi içinde olduklarını söyledi. Nihat Birinci, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Trabzon’a üs kurulacağının açıklanmasının ardından kurulacak olan bu üssün ABD’ye kullandırılmayacağının sözünü Genelkurmay Başkanı’ndan duymak istediklerini belirtti. Birinci, “ABD’nin Trabzon’da üs kurma talebi yeni planlanmış bir şey değildir. Yüz yıllardan beri yapılan bir hesabın sonucudur. Özellikle Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra ABD, Kafkaslar ve Orta Asya’ya hükmetmek, bu bölgenin zenginliklerini batıya taşımak, Türkiye’yi etkisizleştirmek, İran’ı alanın dışına atmak, bölgemiz üzerindeki tarihi emellerini gerçekleştirmek için Trabzon’da bir askeri üssünün olmasını hep istedi, istemeye devam ediyor. Bu üsse mecburiyeti vardır” dedi. Amerikalıların 2008 yılının ortalarında Trabzon’da üs kurma taleplerini hükümete ilettiklerini hatırlatan Birinci, “O zaman hükümet bunu yalanladı. Arkasından ABD’nin Ankara Büyükelçi yardımcısı bölgemize bir ziyaret düzenledi. Bölgenin nabzını tutmaya çalıştı. Benimle de görüştü. Bu görüşmede üs konusu gündeme gelmedi. Bölge insanının ABD’ye bakış alçısı ölçüldü. Tepki alınca da Ankara’ya döndüler” diye konuştu.
Uzmanlar uyarıyor:Türkiye doğrudan etkilenir
ASAM Uzmanı-Araştırmacı Hasan Kanbolat, ABD’nin NATO kapsamında soğuk savaş yıllarında Trabzon’da bir radar istasyonu olduğunu ve bunu daha sonra kendi isteğiyle kapattığını hatırlatarak, “Bugün ABD’nin yeniden burada bir üs talep etmesi pek akla yakın gelmiyor” diye konuştu. Kanbolat, şu değerlendirmeyi yaptı: “Şimdi bölgede tekrar bir hareketlenme varsa, bunun tek nedeni Karadeniz’de ABD’nin daha etkin olmak istemesidir. Ama bu Türkiye’ye yönelik bir hareket değil. Direk Rusya Federasyonu’na yönelik bir harekettir. Trabzon’da bir ABD üssü, Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir. Türkiye’nin şimdiye kadar ana politikası Rusya’yı ürkütmeden Avrupa Atlantik dünyası ile de dengeli ilişki kurmaktı. Karadeniz’i barış denizi halinde tutmak ana hedefti. Onun için Türkiye, Karadeniz’e kıyısı olmayan diğer bir devletin Rusya’yı etkileyecek şekilde, onu rahatsız edecek şekilde buraya konuşlanmasına izin verirse, bu komşuluk ilişkilerini de etkileyecektir. Türk boğazları ve Karadeniz’in statüsü açısından olumsuz bir etkisi olacaktır.”
Adım adım büyük tezgah
ABD, dünyada giremediği tek deniz olan Karadeniz’e yerleşebilmek için inanılmaz bir planı sahneye koyuyor.
1957 yılında hazırlanan “Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Girişimi”, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasıyla birlikte “Büyük Orta Doğu Projesi” olarak devreye sokuldu. Proje kapsamında Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da Yahudi spekülatör Soros’un paralarıyla “renkli devrimler” yapıp yandaşlarını iktidara getiren ABD, Karadeniz’de askeri varlık gösterebilmek için de çeşitli girişimlerde bulundu. Irak’ı işgal etmeden önce Türkiye’den üs isteyen ABD’nin konuşlanmak istediği limanlar arasında Trabzon ve Samsun limanları da vardı. Ancak ABD’nin talepleri doğrultusunda hazırlanan “Irak Tezkeresi” nin 1 Mart 2003’te reddedilmesiyle birlikte Beyaz Saray’ın Karadeniz’e açılma umutları suya düştü.
Uyuşturucu bahanesi
Tezkerede umduğunu bulamayan ABD, daha sonra NATO’yu devreye sokarak, terör, uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadele bahanesiyle Karadeniz’e donanma göndermeye kalkıştı. Kendi ürettiği terörü bahane ederek Akdeniz’de NATO bünyesinde faaliyet gösteren ’Aktif Çaba Deniz Gücü’nün görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesini gündeme getiren ABD’nin teklifi başta Rusya olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan bazı ülkeler tarafından reddedildi.
Sorosçular destekledi,Rusya karşı çıktı
Ankara ve Moskova’nın tepki gösterdiği teklife, NATO’nun yeni üyeleri Bulgaristan ve Romanya ile Soros parasıyla iktidar koltuğuna oturan Gürcistan ve Ukrayna yönetimi ise sıcak baktı. Planlar rafa kaldırılırken boşa giden ikinci hamlenin ardından ABD’nin gerçek niyetini ortaya koyan açıklamalar gelmişti. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, açıklama yaparak, ülkesinin Karadeniz’de daimi donanma varlığı oluşturmak istediğini söylemişti.
Saakaşvili devrede
Karadeniz’e açılmak için iki girişimi de boşa çıkan ABD, çareyi bilindik taktiklere başvurmakta buldu. Soros devrimiyle iktidara getirdiği Mihail Saakaşvili yönetimini Güney Osetya’ya karşı sürekli kışkırtarak Rusya’yı rahatsız eden ABD, bölgede tansiyonu kontrollü olarak yükseltti. Gürcistan ise ABD’nin telkinleri doğrultusunda, 7 Ağustos akşamı tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’yı işgal etti, Rusya da karşılık vererek Gürcistan’ı harabeye çevirdi. Washington işte bu tezgahın ardından Karadeniz konusundaki amaçlarına ulaştı. Rusya’yı savaşa çekerek Gürcistan’ı yerle bir ettiren Beyaz Saray, insanı yardım bahanesiyle, Karadeniz’e 2 askeri kargo gemisi, 2 donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gönderme kararı aldı. ABD aynı zamanda bunu bahane ederek Polonya’yla füze kalkanı anlaşmasını imzaladı.
Savaş gemileri Boğaz’dan geçti
Türkiye ile ABD arasında yaşanan Montrö krizinin çözümlenmesinin ardından Karadeniz’de sular yeniden ısınırken ABD, Almanya ve İspanya savaş gemileri sahil güvenlik botlarının eşliğinde boğazlardan geçti.Takip eden günlerde de ABD’ye ait tonajı düşük iki donanma gemisi ve bir sahil güvenlik gemisi daha Boğazlar’dan geçerek Karadeniz’e açıldı. Gemilerin İstanbul Boğazı’ndan geçişi sırasında kendilerini “Yurtsever Cephesi” olarak adlandıran bir grup ise ABD’yi protesto ediyordu.
Kaynak: Aktüeldeniz