Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / TÜRKİYE LOJİSTİK BİR ÜS’TÜR, ATILACAK BİRKAÇ ADIMLA KONUMU GÜÇLENDİRİLEBİLİR

TÜRKİYE LOJİSTİK BİR ÜS’TÜR, ATILACAK BİRKAÇ ADIMLA KONUMU GÜÇLENDİRİLEBİLİR

TÜRKİYE LOJİSTİK BİR ÜS’TÜR, ATILACAK BİRKAÇ ADIMLA KONUMU GÜÇLENDİRİLEBİLİR18.12.2023Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneğ'nin (UTİKAD) Kasım ayının sonunda yapılan Olağan Seçimli Genel Kurul’unda başkanlığı seçilen Bilgehan Engin ile bir araya geldik. Yeşil Lojistikçiler olarak UTİKAD Başkanı Bilgehan Engin’e Türkiye lojistik sektörü ve UTİKAD’ın çalışmaları hakkında sorular yönelttik. İşte Başkan Bilgehan Engin’in sorularımıza verdiği cevaplar…

"LOJİSTİK FAALİYETLERİMİZ YEŞİL DÖNÜŞÜMDEN ETKİLENECEK"

UTİKAD Başkanı seçildikten sonra öncelikle hangi konulara ağırlık verilecek? Bu konularla ilgili neler yapılacak?

27 Kasım 2023 tarihinde yapılan 41. Olağan Seçimli Genel Kurul toplantısında üyelerimizin göstermiş olduğu teveccüh sayesinde oybirliğiyle yeni bir Yönetim Kurulu seçildi ve ben de 2021 yılından bu yana dahil olduğum UTİKAD Yönetim Kurulu’ndaki görevime UTİKAD Başkanı olarak devam edeceğim.

UTİKAD Başkanlığı hem bir ayrıcalık hem de önemli bir sorumluluk. Sektöründe bir referans noktası halinde gelen UTİKAD’da devraldığım bayrağı daha üst seviyelere taşımak Yönetim Kurulundaki tüm arkadaşlarım ile birlikte ağırlık vermemiz gereken en önemli görevimiz olacak.

Her sivil toplum kuruluşun olduğu gibi UTİKAD’ın da en temel görevi üyelerini temsil etmek ve üyelerinin taleplerinin doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlamak. Geldiğimiz noktada UTİKAD sektörünü hem uluslararası hem de ulusal alanda en iyi şekilde temsil ediyor. Sektörümüzü ve üyelerimizi temsil görevimizi daha da derinleştirmek, sağlamlaştırmak ve bunun yanı sıra diğer sektör STK’’ları ile ilişkilerimizi güçlendirmek, güçlü ilişkilerimizden sektörümüzün geleceği için yararlanmak önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Geçtiğimiz çalışma döneminde üyelerimiz ile dernek arasındaki ilişki daha da güçlendi ve sağlamlaştı. Bu dönem de gerek üye buluşmaları ve gerekse bölgesel çalışma grupları yapılanmaları ile İstanbul dışında üyelerimizin yoğun olduğu bölgelerde ve illerde güçlü varlığımız etkinliğimiz sürecek.

Bir diğer önemli konu ise sektörümüzün yeşil dönüşümü. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile üretim sektörlerine olduğu kadar lojistik sektöründe de önemli görevler düşüyor. İhracatımızın neredeyse yüzde 50’sini yaptığımız Avrupa yönündeki lojistik faaliyetlerimiz yeşil dönüşümden etkilenecek. Üyelerimizin bu süreçte en doğru bilgiyi almaları konusunda çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

5 ÖNEMLİ SORUN

Türkiye lojistik sektörünün şu an itibarıyla size göre en önemli 5 sorunu nedir?

UTİKAD’ın gündeminde sektöre dair birçok konu var. Ancak 5 konuyu önceliklendirmek gerekirse; Sektörel eğitim, lojistik merkezlerin doğru yapılandırılması, ülkemizde transit taşımacılığın geliştirilmesi, karayolunda vize, kota ve sürücü eksikliği sorunlarının giderilmesi ve TİO Yönetmeliği’nin sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde revize edilmesi.

"SEKTÖRÜMÜZDE YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜNE MUAZZAM BİR İHTİYAÇ VAR"

Bu sorunların çözülmesi için sizce neler yapılmalı? UTİKAD olarak neler yapacaksınız?

Sektörümüzde yetişmiş insan gücüne muazzam bir ihtiyaç var. Liselerimizin ve üniversitelerimizin ilgili bölümlerinden mezun meslektaş adaylarımızın sektörümüze donanımlı bir şekilde giriş yapmaları büyük önem arz ediyor.

LOJİSTİK EĞİTİMİ

Sektör çalışanlarının belirli becerilere, uzmanlıklara ve teknolojik bilgiye sahip olması oldukça önemli. beceri ve uzmanlık alanlarının yanı sıra, sürekli olarak değişen küresel ekonomik koşullar ve teknolojik gelişmelerle başa çıkabilme yeteneği de lojistik sektöründe çalışanlardan beklenen önemli özelliklerdir. Bu nedenle, lojistik sektöründe çalışanların kendilerini sürekli olarak geliştirmeleri ve güncel trendlere ayak uydurmaları önemlidir. Multi-disipliner bir yapıdaki sektörümüzün mühendislik mezunlarına olan ihtiyacı da göz önüne bulundurulduğunda yetişmiş insan gücünün önemi daha da ortaya çıkmaktadır.

Bu konuda iş birliği yaptığımız LODER ile birlikte uygulamalı lojistik operasyonları eğitimini sektördeki yetişmiş insan gücü ihtiyacını karşılaması için geliştirdik. Bu eğitim hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler derneğimizle iletişime geçebilirler.

LOJİSTİK MERKEZLER

Ülkemizi çevreleyen ve ülkemizden geçen taşıma koridorları, 4 taşıma modunu da verimli bir şekilde kullanabildiğimiz lojistik altyapımız ve doğu ile batı arasındaki köprü konumumuz göz önüne alındığında ülkemizin bir lojistik hub olması noktasında lojistik merkezlerin doğru kurgulanmış olması önem arz ediyor. Günümüzde lojistik merkez olarak adlandırılan yapılar gelişmiş ülkelerdeki örneklerinden çok uzakta, adeta bir aktarma merkezi olarak işlev gören yapılar halinde. Lojistik merkezlerin doğru kurgulanması, ülkemizin bölgesinde bir lojistik merkez olmasına katkı sağlayacak en önemli unsurların başında geliyor. Aktif olarak çalışmalarına destek verdiğimiz 12. Kalkınma Planında da lojistik merkezler konusunun ele alındığını görüyoruz. Derneğimizin 2015 yılında yayınladığı Hasanbey Lojistik Merkezi özelindeki Lojistik Merkezleri Değerlendirme Çalışması’nda, bir lojistik merkezin sahip olması gereken unsurlara yer verilmektedir.

TRANSİT TAŞIMACILIK

Transit taşımacılık derneğimizin uzun zamandır gündeminde olan bir konu iken özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası transit taşımacılığın önemi daha geniş kitlelerce anlaşılır oldu. Birtakım iyileştirmeler yapılsa da bunlar ülkemizin transit taşımacılıkta birincil tercih noktası olmasını sağlamaktan halen uzak. Gümrük süreçlerinden fiziki altyapı yatırımlarına kadar transit taşımacılığın gelişimine katkı sağlayacak pek çok alan bulunuyor. Bunları da yayınladığımız transit taşımacılık raporuyla kamu idaresi birimleri ile paylaştık ve konunun takipçisi olmaya devam ediyoruz. Transit taşımacılık ülkemizin hizmet ticareti gelirlerini oldukça arttıracak potansiyele sahiptir.

VİZE, GEÇİŞ BELGESİ

Karayolunda şoförlerimiz vize sorunuyla uğraşırken öte yandan geçiş belgesi kotaları karayolu taşımacılık operasyonlarımızın potansiyelini baltalamaya devam ediyor. Malların serbest dolaşımı söz konusuyken serbest dolaşımı sağlayacak sürücüler vize sorunuyla baş başa kalmış durumda. Küresel bir sorun olan şoför eksikliği sorunu ülkemizde de hissedilirken vize ve kota uygulamaları karayolu taşımacılık operasyonlarını zorlamaya devam ediyor. Brüksel’de AB Nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı ve T.C. Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal ile bir araya gelerek bu sorunları birinci ağızdan kendileri ile paylaştık ve desteklerini istedik.

TİO BELGESİ

Sektörümüzün temel mevzuat metinlerinden olan Taşıma İşleri Organizatörleri Yönetmeliği’nde 2022 yılında yapılan bir takım değişiklikler, sektörümüzdeki iş yapış modelleri ile tam örtüşmemektedir. Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü ile çok yakın temas içerisinde yönetmeliğin sektör uygulamaları ile eşlenik bir şekilde düzenlenmesi amacıyla bir çalıştay düzenledik ve yönetmeliğe yönelik görüşlerimizi Genel Müdürlük ile paylaştık.

"PANDEMİDE STRATEJİK ÖNEMİ BİLİNEN LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN BU ÖNEMİ DAHA GENİŞ KİTLELERCE ANLAŞILDI"

Sektörde çokça bahsedilen "Türkiye lojistik sektörü pandemide önemli bir büyüme gerçekleştirdi ve stratejik önemli daha anlaşılır oldu" tespiti hakkında düşünceleriniz nelerdir? Bu evrilme sizce nereye gidecektir?

Bu tespit oldukça yerinde bir tespit ve hatta UTİKAD olarak bu tespiti çoğu yerde dile getiriyoruz. Sahada icra edilmesi gereken bir faaliyet olması sebebiyle lojistik sektörü pandemide durmadan çalıştı. Stratejik önemi bilinen lojistik sektörünün bu önemi daha geniş kitlelerce anlaşıldı. Teknolojinin de etkisiyle bu evrilme sürdürülebilirlik odaklı stratejileri ve esnek lojistik çözümleri de içererek lojistiğin daha kapsayıcı bir alana doğru yönelmesi sürecini beraberinde getirecektir.

Dijitalleşmenin sektörde giderek daha çok kullanılmaya başlanması sektörü nasıl şekillendiriyor? Bu değişime Türk lojistik sektörü ayak uydurabiliyor mu?

Ülkemizde lojistik sektöründe sunulan hizmetler küresel standartlarda sunulmaktadır. Belki de teknolojiye ayak uyduran, ve hatta işin doğası gereği ayak uydurması gereken, sektörlerin başında lojistik sektörü geliyor. Dünyanın bir noktasında yüklenen bir yükün tam tersi operasyonu ile boşaltma operasyonu yapılması gerekirken tüm dünya ile aynı dili aynı araçlar ile konuşmak gerekiyor.

Dijitalleşme süreci sektörümüzü daha verimli, esnek ve müşteri odaklı hale getiriyor. Dijitalleşmenin etki ettiği her sektörde olduğu gibi yapay zeka kullanımı, gerçek zamanlı takip, mobil uygulamalar ve insansız araçlar gibi örnekler sektörün dinamizmini arttırırken müşteri talebi odaklı operasyon ve süreçlerin de önemini gözler önüne seriyor.

"TÜRKİYE LOJİSTİK BİR ÜS’TÜR, BİRKAÇ ADIMLA KONUMU DAHA DA GÜÇLENDİRİLEBİLİR"

Türkiye bir lojistik üs müdür? Değilse ne zaman ve neler yaparsa olur?

Türkiye’nin konumu itibarıyla bir lojistik üs olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan altyapı yatırımları da Türkiye’nin lojistik üs konumunu destekler niteliktedir. İstanbul Havalimanı, karayolu ve demiryolu yatırımları, Marmaray, köprüler ve liman yatırımları gibi yatırımlar ile Türkiye bölgesinde halihazırda bir lojistik üs konumundadır. Ancak atılacak birkaç adım ile birlikte bu konum daha da güçlendirilebilir.

Özellikle karayolu ve demiryolu başta olmak üzere modlar arası yük dağılımının demiryolu lehine geliştirilmesi, limanların ve OSB’lerin demiryolu bağlantılarının yapılması, gümrük mevzuatının ve uygulamaların transit taşımacılığı destekler nitelikte olması Türkiye’nin lojistik üs olarak konumunu güçlendirecektir.

Demiryolu özelinde belirtmek isterim ki, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün projede olan demiryolu bağlantısının işler hale getirilmesi gerekiyor. Zira Orta Koridor’un potansiyelinin Türkiye üzerinde Avrupa pazarına ulaşması bu köprü üzerinde geçecek olan demiryolu projesinin aktif hale gelmesi ve aynı zamanda Marmaray’ın yük kapasitesinin artırılması ile mümkün olacaktır. Çünkü Kuzey Koridor’un Rusya-Ukrayna savaşından sonra işlevini yitirmesi Orta Koridor üzerinden Türkiye’ye çok güzel fırsatlar yaratmaktadır.

LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ’NDE OLMAMIZ GEREKEN YER İLK 20

Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’ndeki (LPI) yerimiz sizce nerede olmalı? Bulunduğumuz yerden daha üst sıralara çıkabilmemiz için neler yapmalıyız?

Katılımcıların öznel değerlendirmeleri ile şekillenen ve 2023 yılında yayınlanan Lojistik Performans Endeksi ile Türkiye 38. sıraya yükseldi. En son 2018 yılında yayınlanan raporda Türkiye 47. sıraya kadar gerilemişti. Önceki döneme göre ilerleme sağlanmış olsa da rapora göre özellikle altyapı alanında ülkemizin gelişime açık bir çok yönü bulunmaktadır. Ülkemizin rekabet avantajını koruyabilmesi için modlar arası aktarmaların kolaylıkla yapılabildiği lojistik merkezler ile kolaylaştırılmış gümrük uygulamaları ülkemizi LPI’de daha üst seviyelere, olmamız gereken ilk 20 ülke arasında taşıyacaktır.

LOJİSTİKTE YAPAY ZEKA KULLANIMI

Yapay zeka kullanımı sizce lojistiği hangi noktaya taşıyacaktır?

Yapay zeka hemen her iş alanını olduğu gibi lojistik sektöründeki iş yapış modellerini de derinden etkiliyor. Bu etki en temelde verimlilik ekseninde hissediliyor. Birkaç uygulama alanından bahsetmek gerekirse;

Yapay zeka, büyük veri analizi ve öğrenme algoritmalarını kullanarak gelecekteki talepleri tahmin etme yeteneği sağlayarak lojistik şirketlerinin envanterlerini daha etkili bir şekilde yönetmelerine ve talebi karşılamak için stok seviyelerini optimize etmelerine yardımcı olmaktadır.

Yapay zeka ile gerçek zamanlı trafik, hava durumu ve diğer değişkenleri göz önünde bulundurarak daha etkili ve optimize edilmiş taşıma rotaları oluşturularak yakıt maliyetleri düşürülebilir ve teslimat süreçleri hızlandırılabilir.

TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK BÜYÜKLÜĞÜ YAKLAŞIK 150 MİLYAR DOLAR

Türkiye'nin lojistik büyüklüğü nedir? Bununla ilgili net bir rakam var mıdır?

Türkiye’nin lojistik sektörünün büyüklüğü genel olarak varsayımlarla hesaplanmakta olup GSYH’nin yaklaşık yüzde 12’sinin (Yüzde 6 dış ticaret firmalarının lojistik operasyonları, yüzde 6 lojistik firmalarının sunduğu hizmetler) lojistik sektöründen kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 2023 yılı sonunda GSYH’nin 1 trilyon 155 milyar dolar olması öngörülüyor. GSYH’ye yüzde 12 oranında katkı yaptığı varsayılan lojistik sektörünün büyüklüğü yaklaşık 150 milyar dolara ulaşmaktadır.

"YEŞİL MUTABAKAT’IN TÜRK LOJİSTİK SEKTÖRÜNE ETKİSİ"

Yeşil Mutabakat Türk lojistik sektörüne ne gibi yükümlülükler getirecek?

Türk lojistik sektörü, Yeşil Mutabakat ve benzeri sürdürülebilirlik girişimlerinden mutlaka etkilenecek. Daha sürdürülebilir taşıma modlarına geçiş bu süreçte bir başlık olarak karşımıza çıkacak. Yeşil Mutabakat, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik taşıma modlarında daha sürdürülebilir alternatifleri teşvik ediyor. Türk lojistik sektöründe de karbon ayak izini azaltmak amacıyla daha çevre dostu taşıma modlarının kullanılması gerekecek.

Çevreci teknoloji ve ekipmanların kullanımı gerekliliği sebebiyle Türk lojistik şirketleri, filo yönetimi, depolama ve dağıtım süreçlerinde daha çevreci teknolojilere yatırım yapma yükümlülüğü ile karşılaşabilecek..

Enerji verimliliği konusunda ise sektörümüzdeki firmalar tesislerinde ve operasyonlarında enerji verimliliği artırma ve yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etme konusunda düzenlemeleri iş süreçlerine adapte etmek durumunda kalabilecek.

Bunlara ek olarak ambalaj atıkları, geri dönüşüm ve atık azaltma konularında düzenleyici yükümlülükler, sürdürülebilirlik performanslarının düzenli olarak açıklama ve raporlama gibi yükümlülükler de sektörümüzde bir yükümlülük olarak karşımıza çıkabilecek.

Elektrikli ve hidrojen yakıtlı TIR ve kamyonların gelecekte sektörde kullanılmaya başlanacak olması ile ilgili görüşleriniz nedir? Neler değişecektir?

Mevcutta menzilleri ve yatırım maliyetleri sebebiyle tercih edilir konumda olmasalar da artan menziller ve daha erişilebilir finansal koşullar, buna ek olarak mevzuat gereklilikleri ile birlikte daha çevreci araçların kullanımı yaygınlaşacak. Lojistiğin karbon ayak izi azalırken sürdürülebilir bir çevreye katkısı olacak bu teknolojiler sadece karayolunda değil diğer birçok alanda kullanılmaya başlanacak. Ancak bu geçişin başarıyla gerçekleşebilmesi için altyapı, regülasyon, teşvikler ve işletmelerin adaptasyonu gibi bir dizi faktörün dikkate alınması önemlidir.

Bilgehan Engin kimdir?

İstanbul’da doğan Bilgehan Engin, 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’nden 1996 yılında mezun oldu. Üniversiteden mezun olduktan sonra lojistik sektöründe iş hayatına başlayan Engin, 2008’den bu yana FMS Türkiye Genel Müdürlüğü görevini yürütüyor. 2010 yılından bu yana UTİKAD’da çeşitli görevler üstlenen Bilgehan Engin, 2021 yılında Yönetim Kurulu Üyesi, Kasım 2023 yılında UTİKAD Başkanlığına seçildi. Evli ve iki çocuk babası olan Engin, Ingilizce ve Fransızca bilmektedir.

Kaynak: yesillojistikciler.com
Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr