Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / YEŞİL LOJİSTİK GELİYOR

YEŞİL LOJİSTİK GELİYOR

YEŞİL LOJİSTİK GELİYOR21.07.2009Gittikçe ısınan Dünya’da yaşıyoruz. Isınmanın nedenlerinin başında atmosfere yolladığımız, adına “sera gazları” dediğimiz, yanma veya üretim sonucunda ortaya çıkan gazlar gelmektedir. Karbon yanması sonunda ortaya çıkan CO ve CO2 bu gazların başında gelen gruptur. Dünya’ya gelen güneş ışınlarının, Dünya üzerinden uzaya yansımasını engelleyen bu tabaka, ısının içeride tutulmasına ve bir sera gibi atmosferin ısınmasına yol açmaktadır.

Isınan atmosferin deniz suyu sıcaklığını yükselttiğini ve dağların tepesindeki, her iki kutupta bulunan binlerce buzulun erimesine yol açtığını bilmekteyiz. Ülkeler sera gazlarının büyük çoğunluğunun gelişmiş ülkeler tarafından üretilmiş olduğunu görmekteler. Bu ülkelerde yerel kontrollerle çıkan sera gazlarına kontrol gelmekte, fabrika, elektrik santrali gibi tesislerin baca gazları kontrol altına alınmakta ve ölçümlemelerle limitler her yıl düşen oranda belirlenmektedir.

Sera gazlarının ortaya çıkmasındaki ikinci neden de taşımadır. Gerek kamu ve özel araçlarla denizde, havada, karada, demiryolunda yolcu taşıması gerekse de deniz, hava, kara ve demiryolu araçları ile yük taşınması sera gazlarını artırmakta ve gelişmiş ülkeler daha az CO2 üreten araçların kullanımını teşvik etmekte, üretimler o yöne kaydırılmaktadır. Küçük motorlu, az yakıt sarfiyatı olan, aerodinamik, hatta hem akaryakıt hem elektrik ile çalışan hibrid araçlar devreye girmektedir.

Demir yolları için daha büyük katarlar ve güçlü lokomotifler kullanılırken, daha büyük gemilerle deniz yoluna, intermodal taşımaya teşvik verilmektedir. Kara taşıma araçları birkaç yılda bir, daha az çevre kirleten sistemlere çekilmektedir.

Yapılan araştırmalar yolcu taşımasında havaya salınan sera gazlarının yük taşımasından dolayı ortaya çıkan sera gazlarından daha fazla olduğunu göstermektedir. Binek araçlarının motor güçleri ufalmaya devam etmekte, elektrikli hatta hidrojenli otomobiller devreye sokulmaktadır. Yük taşıması da durmamaktadır. Yüklerin taşınmasında ton-km başına daha düşük CO2 yaratan deniz ve tren taşıması teşvik edilmekte, kara yollarının genel taşımacılıktaki payı intermodal taşımanın teşvikiyle azaltılmaya çalışılmaktadır. Taşımanın kamyonetten kamyona, kamyonlardan Tır’lara çekilmesi, çekici başına birden fazla römork kullanılması, boşta çalışmanın azaltılması, yollardaki trafik hızının yükseltilmesi, Şehir içi dağıtımın özellikle kargo araçlarının elektrikli araçlarla değiştirilmesi, araçların bakım periyotlarının takibi, egzoz emisyonlarının ölçülmesi, kullanıcı eğitimlerinin sağlanması tedbirler içine girmektedir.

Depolarda da güneş panelli elektrik üretimi, ısınma, yağmur sularının yer altı tanklarında değerlendirilmesi, ısı izolasyonlarının doğru yapılması, çift kapı kullanımı, araçların park yerine rampalarda bekletilmesi, atık maddelerin değerlendirmek amacıyla stoklanması alınacak tedbirlerdendir.

Ülkeler G8 ve G 20 toplantılarında geleceğe dönük karbon emisyonunun azaltılması sözü vermektedirler. Devletler bunu kamu ve özel sektör şirketlerinde denetim ve teşvikle sağlayacaktır. Lojistik de çevre kirlenmesinde, küresel ısınmada önemli bir yer almaktadır. Yakın bir gelecekte çevreye duyarlı operasyonlar, süreç yönetimleri teşvik edilecektir. Her teşvikin ardından cezanın geleceğini unutmayalım. Şimdiden, gelecekte teşvik edilmek için yarın çocuklarımıza bırakacağımız dünyamızın onların yaşayacağı kadar temiz, kıyı limanları sular altında kalmamış, üzerinde geniş bir hayvan ve bitki türü kalmış yani çevreci yeşil bir dünya olması için çalışalım. Unutmayalım bir dünyamızı atalarımızdan miras almadık. Çocuklarımızdan ödünç aldık. Kullanıyoruz.

Kaynak: Perşembe Rotası