Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Dünyadan / TÜRKİYE VE BRIC

TÜRKİYE VE BRIC

TÜRKİYE VE BRIC02.07.2009Dünya'yı sarsan finans krizi, dengelerin yeniden oluşmasına ortam hazırladı bir anlamda..

Dünya'yı sarsan küresel finans krizi, dengelerin yeniden oluşmasına ortam hazırladı bir anlamda. Düne kadar Dünya'ya yön veren ABD ve Batı Avrupa ekonomileri can çekişir duruma geldi bir anda. Başlangıçta herkesin çok büyük ölçüde etkileneceği ön var sayılan kriz, Uzak Doğu ülkeleri ve Rusya üzerinde bu denli yıkıcı sonuçlara yol açmadı. Pek çok ülke ekonomisi küçülürken, Çin, Rusya gibi ülkelerin ekonomilerindeki gelişme potansiyeli onları koruyor bu küçülme kabusundan. Öyle ki; IMF bu ülkelerin finansmanı ile Dünya ekonomisinin ihtiyaç duyduğu kaynağı sağlama yoluna gidilmesi üzerinde çalışmakta. Bundan bir süre önce Çin ve Rusya'nın 2050'li yılların lider ülkeleri olacağı konuşulmaktaydı Bu konunun konuşulduğu yıllarda ekonomik göstergeler böylesi belirgin değildi ne var ki. Şimdi bu iki ülkenin ekonomileri diğerleri arasında sivrilirken, Hindistan ve Birezilya da katıldı bu ikiliye. Gelecek on yıllara bu dörtlünün yön vermesi, Dünya'yı ABD ve batı avrupa hakimiyetinden bağımsız bir duruma getirmesi üzerinde konuşulmakta.

 

Türkiye ve BRIC dörtlüsü...

Dünya'nın dengeleri yeniden kurulur, liderlikler, rol sahibi ülkeler değişirken, bizim daha etkin ve aktif olmamız gerekmekte. Geleceğe yön vermesi beklenen bu dörtlü ile o ya da bu biçimde ilişkilerimiz, bir ticaret hacmimiz var bugün için. Ancak; Çin ile olan ticaret hacmi çok büyük ölçüde Çin'in lehine gelişmekte, Birezilya ile ise coğrafi uzaklıktan kaynaklanan bir zorluğumuz var. Ekonomik ilişkilerimizi, politikalarımızı biran önce oluşturmak, yeni Dünya'da hakettiğimiz yeri almak için çalışmak zorundayız zaman kaybetmeksizin. Rusya ile zaten var olan ticari hayatımızı daha da güçlendirmenin alt yapısını oluşturmak (enerji kaynaklarının ve dağıtım ağlarının yönetimi), Çin'le teknoloji bazlı yatırım ortaklıklarına girişmek, düşünülebilecek eylem pılanın iki küçük parçası olabilir örneğin. Kriz senaryolarından ve felaket tellallığından sıyrılıp, ayakları yere basan, dengeli ekonomi politikaları ile değişen Dünya dengelerinde hayal ettiğimiz ağırlığa sahip olabiliriz.

Dünyanın Yükselen Dörtlüsü – BRIC

Son günlerde uluslararası basının gündeminde, Brezilya-Rusya-Hindistan-Çin'den oluşan

ve kısaca BRIC adı verilen ülkeler grubunun kendi aralarında ticareti arttırmak için biraraya gelmelerinden söz ediliyor. BRIC'in yeni bir uluslararası ticaret düzeninin başlangıcı olacağını vurgulayan saygıdeğer ekonomistler var. Finansal krizden en büyük zararlarla çıkan Batı'nın gelişmiş ekonomileri ile hızla büyüyen gelişmekte olan ülkeler arasında yeni dengelerin kurulması bekleniyor. Ekonomik güçlerini birleştirdiklerinde, dünyada şu an bile sarsılmaz bir konumları var. Mevcut durumda, BRIC küresel ekonominin yüzde 15'i, küresel ticaret hacminin yüzde 13'ü ve 2.43 trilyon dolar veya dünyanın yabancı döviz rezervlerinin yüzde 41'ine ve dünya nüfusunun yüzde 42'sine sahip.

BRIC, bir yatırım bankacısı ve satış ekibi tarafından ortaya konulan ilk çok uluslu blok. Goldman Sachs'in baş ekonomisti Jim O'Neill, BRIC'in önümüzdeki 50 yıl içinde, küreselleşmeye yön vereceği ve küresel ekonomiyi hegenomonisi altına alacağı görüşünü 2001'de ortaya atmış.  O'Neill'e göre, bu yüzyılın başında yaşanan değişim bizlere yarının sadece ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya'nın oluşturduğu G-6 tarafından yönlendirilemeyeceğini gösteriyor. Bu ekonomik güç değişiminde gelişmiş ülkelerin yerlerini BRIC ülkeleri alacak. Küresel para politikaları, ticaret açıkları ve küresel ısınma gibi dünyayı ilgilendiren konular sadece gelişmiş ülkelerin karar alıp, dünya ülkelerine uygulattığı politikalar olmaktan...

Kaynak: Dünya Gazetesi