Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / ATP ANLAŞMASININ SOĞUK ZİNCİR SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

ATP ANLAŞMASININ SOĞUK ZİNCİR SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

ATP ANLAŞMASININ SOĞUK ZİNCİR SEKTÖRÜNE ETKİLERİ01.02.2022
Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü Öğretim Üyesi ve LODER Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Atiye Tümenbatur, "ATP Anlaşmasının Soğuk Zincir Sektörüne Etkileri"ni yesillojistikciler.com'a yazdı. İşte Dr. Atiye Tümenbatur’un konuyla ilgili yazısı...

Bozulabilir Gıda Maddelerinin Taşımacılığında Kullanılacak Özel Ekipmanlar Hakkında Yönetmelik (ATP), 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. İmzalayan ülkeler arasındaki çok taraflı bir Birleşmiş Milletler anlaşması olan ATP anlaşmasının temeli, UNECE’nin bozulabilir gıda maddelerinin taşınmasındaki faaliyetlerinin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan gıda kıtlığı karşısında, bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası taşımacılığının niteliğini ve hacmini incelemek için bir Çalışma Grubu (Working Party on the Transport of Perishable Foodstuffs) kurulmasına karar verildiği 1948 yılına dayanmaktadır. Günümüzde 50 ülkenin üye olduğu anlaşmayı onaylayan devletler arasında ticarete konu bozulabilir gıdaların uluslararası nakliyesinde kullanılacak ekipmanlara ilişkin standartlar belirlenmiştir.

1 Eylül 1970'de Cenevre'de imzalanan uluslararası anlaşmasının amacı, özellikle uluslararası ticarette, bozulabilir gıda maddelerinin taşıma sırasında kalitesini ve koruma koşullarını iyileştirerek bozulabilir gıda maddelerinin ticaretinin genişlemesini teşvik etmektir. ATP anlaşmasında bozulabilir gıda maddelerinin tanımı bulunmamakla birlikte sözleşmede yer alan eklerde belirtilen sıcaklık seviyeleri kapsamında kullanılacak taşıma ekipmanlarının standartları belirtilmektedir. Anlaşmanın yazılı olmayan amacı ise; gıda güvenliğini korumak ve güvenli olmayan gıdalardan kaynaklanan insan sağlığına yönelik tehditleri önlemektir. Aslında taşıma esnasında sıcaklık kontrolü gereksinimi olsa da taze meyve ve sebzeler işlenmedikçe ATP sözleşmesi kapsamında yer almamaktadır.

ATP uluslararası bir anlaşmadır. Bu nedenle uluslararası taşımacılık için geçerli olan kuralları içermektedir. Malların yüklendiği ve boşaltıldığı yer iki farklı ülkeyse ve boşaltıldıkları yer anlaşmaya taraf bir ülkedeyse uygulanmakta olup malların yüklendiği ülke anlaşmaya taraf olmasa bile geçerli olmaktadır. Araçların karayolu kontrolleri, sınır geçişlerinde veya gıda işleme tesislerinde denetimler yoluyla anlaşmanın uygulanmasını organize etmek ülkelerin sorumluluğundadır. Araçlar, yükün ısı derecesine uygun ATP anlaşmasında belirtilen sertifikalardan birine sahip olmadığında imzalayan ülkeler arasında bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası bir sınırdan taşınmasına izin verilmemektedir. Bununla birlikte Fransa, İtalya, Rusya, Slovakya gibi ülkeler kendi yurtiçi taşımalarında kullanılmak üzere ATP anlaşması kurallarını benimsemiştir. Yine bazı ülkeler dışında sadece yurtiçi taşımacılıkta gıda maddesi taşıyan karayolu taşımacılığı işletmecileri ve lojistik şirketleri için ATP' ye ilişkin herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamaktadır. Türkiye’de ise 1 Ocak 2022’de yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte bu durum; uluslararası taşımalarda ATP uygunluk sertifikasına sahip araçlarla taşıma yapılabileceği, ulusal taşımalar ve ATP anlaşmasına taraf olmayan ülkelerle yapılan taşımalarda ise Bozulabilir Gıda Taşıma Belgesi’ne sahip araçlarla taşıma yapılabilecektir şeklinde açıkça belirtilmektedir.

ATP anlaşmasında 34 farklı sertifika sınıfı ve işaretlemesi bulunmaktadır. Ancak sektörde genellikle ATP belgesi denilince FRC sertifikası akla gelmektedir. FRC, ATP belgelendirmesi/sertifikalandırması işleminde kullanılan bir işaretleme türüdür. Sözleşmede belirtilen kamyon, treyler/yarı römork, vagon, sıvı gıda tankerleri, küçük yalıtımlı kutular, konteyner gibi özel nakliye ekipmanlarının yalıtımlı, soğutmalı, mekanik soğutmalı, ısıtmalı, mekanik soğutmalı ve ısıtmalı, çoklu sıcaklık (multi-temp ) gibi farklı türdeki özelliklere sahip olması gerekmektedir. Belgelendirme/Sertifikalandırma sınıfı, ekipmanın türüne, soğutma / ısıtma yönteminin türüne ve gövdenin iç kısmının sıcaklık durumuna göre değişiklik göstermektedir. Örneğin ATP kapsamında yer alan FRC belgesindeki F: mekanik olarak soğutulan ekipman, R; yoğun yalıtılmış ekipman ve C ise sıcaklık kriteri anlamına gelmektedir. Bir başka örnek olarak FNA belgesinde ise F: mekanik olarak soğutulmuş ekipman, N: normal yalıtılmış ekipman, A: sıcaklık kriteri anlamına gelmektedir.

Türkiye’de anlaşmaya taraf olmayan ve yurt içi taşımalar için kullanılacak ekipmanlara ilişkin alınması zorunlu Bozulabilir Gıda Taşıma Belgesi’ne ilişkin işaretlemeler 2/7/2021 tarih ve 31529 sayılı Bozulabilir Gıda Maddelerinin Taşımacılığında Kullanılacak Özel Ekipmanlar Hakkında Yönetmeliği çerçevesinde oluşturulan yönergede açıklanmıştır. Buna göre işaretlemede ilk göze çarpan detay örneğin FRC belgesinin yurt içi kullanımı durumunda T-FrC işaretlemesi olduğu görülmektedir.

Bununla birlikte Anlaşma içeriğinde bulunan kriterlere ek olarak, EN 12830 ve EN 13486 standartlarına atıflar bulunmaktadır. Yani soğutma/ısıtma cihazlarında EN12830 standardına uygun bir veriler (datalogger) içermesi gerekmektedir. Bu şekilde nakliye esnasında gıda maddelerinin ısı değişimleri takip edilebilmektedir.

ATP'nin Gıda Güvenliğine Etkileri

"Sıcaklık kontrollü lojistik" olarak geliştirilen soğuk zincirler, büyük miktarlarda gıdayı uzun mesafelerde güvenli bir şekilde taşımak için giderek daha fazla gerekli hale gelmiştir. Bu çerçevede soğuk zincir, temel olarak sıcaklık kontrollü bir tedarik zinciri olup ilaç, gıda, bitki ve çeşitli tehlikeli maddelerin belirlenmiş sıcaklık aralığında kontrollü olarak taşınması, depolanması ve tedarik zincirini oluşturan diğer aracı işletmelere dağıtılması süreçlerini içermektedir. Burada sıcaklık kontrollü araçların kullanımı zincirin kırılmasını önemli ölçüde önlemekle birlikte zincirin tamamında ürünün izlenebilirliğinin sağlanabilmesi gereklidir. Ayrıca ürüne doğrudan temas eden ambalajlamanın da sağlık açısından uygun standartlarda olmasının yanı sıra gerek depolamada gerekse taşımada enerji kaybını önleyecek yapıda olmasına önem verilmesi gereklidir. Bu kapsamda soğuk zincir sektörünün yeni teknolojiyi kullanması süreç içinde etkinlik ve verimlilik yaratmasının yanı sıra sürdürülebilirliğin desteklenmesine de olanak sağlamaktadır. Bir başka deyişle, gıdanın üretilmesi süresince tüketilen kaynakların etkin kullanımının uzun dönemde ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda olumlu katkıları bulunmaktadır.

Sonuç olarak gıda güvenliği özellikle insan sağlığını doğrudan etkilemesi bakımından önemli olup zincirde oluşabilecek herhangi bir kırılma doğrudan bireylerin yaşam şartlarını olumsuz etkilemektedir. ATP konvansiyonunun uygulamaya geçilmesi tabii ki büyük bir adımdır. Ancak zincir boyunca süreçlerin izlendiği, ısı değişimlerinin tam zamanında iletildiği alt yapıların oluşturulmasının yanı sıra ürün aktarmalarının yapıldığı alanlarda da gerekli altyapının sunulması önemlidir. Bu kapsamda devletin sekterdeki işletmelere sunacağı kümelenme ve teşvik gibi programlar sektörün gelişmesine katkı sağlayacaktır. Ayrıca gerek bozulabilir gıda maddelerinin gerekse taze meyve ve sebze gibi çabuk bozulabilir nitelikteki ürünlerin üretim yerlerinden tüketim yerlerine hareketi süresince kapsamı dahilinde yer alan tüm kurumların ortaklaşa ve koordineli olarak hareket etmesi önemlidir.

Kaynak: www.yesillojistikciler.com