Ticaret, aşama-aşama, trampadan ülkelerarası ekonomik birlikteliklere kadar uzanan değişik alışveriş şekillerine tanık olmuştur. Bunların hepsinde de “mal pazarında değerlenir” kuramı ulaştırmayla birlikte işlevini sürdürmüştür.
Toplumlar arasında karşılıklı ilişkilerin gelişmesi ticareti de geliştirmiş, buysa genelde dünya ticaretini büyütmüştür. Dünya ticareti sınır ticareti, bölgesel ticaret, kıta-içi ticaret, kıtalar arası ticaret gibi değişik coğrafyaya yönelik ticaret tarzlarında şekillenmektedir. Buralarda değişik ulaşım sistemleri - sisteme özgü ekonomisiyle bezenmiş olarak ve haklı rekabet anlayışı içinde - dünya ticaretinin gelişmesine katkı sağlamaktadır.
Dünya ticaretinin yürütücü gücü ulaştırmadır. Kara, hava ve deniz değişik ulaştırma şekillerinin uygulandığı ulaşım ortamlarıdır. Bu ulaşım ortamlarında demiryolu, karayolu, boruyolu, denizyolu ve havayolu taşıma sistemleri hizmet vermektedir.
İnsanoğlu okyanuslara açılana değin mal alışverişini karadan yürüttü. İpek Yolu farklı denizleri kullanan güzergâhlarıyla ulaştırma koridorları arasında en eskisi, en uzunu ve en önemlisi idi. İpek Yolu, 15000 km uzunluğuyla Asya’yı Avrupa’ya ulaştıran deniz ve kara bağlantılı ulaşım hattıydı. Çin ve Orta Asya ülkelerini Karadeniz’e, Ege Denizi’ne, Mezopotamya’ya ve Doğu Akdeniz’e bağlayan bu ulaşım köprüsü 1000 yılı aşkın bir süreyle değişik kültürlerin birbirleriyle kaynaşmasına da ortam hazırlamıştır.
İpek Yolu, kuzey ve güney yolu olarak iki ana güzergâhta bütünleşmekteydi. Kuzey İpek Yolu Kuzey Çin’in ticaret merkezlerini Karadeniz’e, Balkanlar’a ve sonuçta Marmara Denizi aracılığıyla Venedik’e bağlamaktaydı. Güney İpek Yolu ise Çin’i Türkistan ve İran yoluyla Mezopotamya, Anadolu’nun Akdeniz kıyıları, Suriye ve Mısır’a ulaştırmaktaydı.
İpek Yolu, güzergâhında transit taşımaların güvenli olmayı yitirmesi sonrasında da tarihe mal olmuştur. İpekyolu aslında tek bir güzergâhtan ibaret değildi. Çeşitli kervan yollarının bütünleşmesinden oluşan çok yollu bir ulaşım koridoruydu. Bu ulaşım köprüsünün odağında da Kaşgar yer almaktaydı.
İnsanoğlu denizlere cesaretle açılınca deniz, taşımacılıkta karaya egemen olmaya başladı. Yerkürenin coğrafi dağılımında denizlerin ağırlıklı yer tutması da bunu körükledi.
Ulaştırma sistemlerinin çeşitlendiği ve her bir sistemin kendi içinde türevlendiği günümüzde rakamlar dünya coğrafyasına denk sonuçlar ortaya koymakta, denizin ağırlıklı yani egemen ulaşım ortamı olduğunu söylemektedir.
Deniz önceden limandan limana taşımalara olanak tanımaktaydı. Gemiler malı bir limanda yükler; taşımayı da limanlar arasında yapardı. Günümüzde klasikleşmiş (konvansiyonel) deniz taşımacılığı hala bu anlayışla hizmet sürdürmektedir. Ancak, konteyner ve diğer standart yükçünlerin (taşıma/yük kaplarının) yaygınlaşmasıyla birlikte, satıcının ardiyesinden alıcının mağazasına kadar uzanan taşıma hizmeti anlayışı dünya ticaretine ağırlığını koydu.
Bu yolla değişik ulaşım sistemleri birbirleriyle entegre edilerek taşıma sığası genişledi; taşıtanlar her bir taşıma sisteminin kendine özgü muhatabıyla uğraşmak yerine tek bir taşıyanla sorunlarını çözümlemeye yöneldi. Bir anlamda yük ilgilisi yükünü daha kolay izleyebilir duruma geldi.
Kaynak: Persembe Rotası