Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / OTOMOTİV LOJİSTİĞİ CİDDİ BİR İŞ POTANSİYELİ KAYBINA UĞRADI

OTOMOTİV LOJİSTİĞİ CİDDİ BİR İŞ POTANSİYELİ KAYBINA UĞRADI

OTOMOTİV LOJİSTİĞİ CİDDİ BİR İŞ POTANSİYELİ KAYBINA UĞRADI12.05.2020
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını birçok sektörü etkisi altına aldı. Çin'de ortaya çıkan ve hızlı bir şekilde diğer ülkelere yayılan koronavirüs birçok sektörde etkilerini göstermeye devam ediyor. Tabii ki küreselleşmenin etkileri altında virüsün dünya piyasalarında yarattığı olumsuz etkiden söz etmeden geçemeyiz. Çünkü Çin, büyük bir pazar olması yanında, küresel otomotiv sanayinin ana tedarikçi ülkesi durumundaydı. Otomotiv ve yedek parça sektörünün tedarik zincirinin kopmadan yürütülebilmesi, lojistik faaliyetlerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesine sıkı sıkıya bağlı durumda. Sektörün hem ihracatı hem de ithalatı, ihtiyaca göre farklı taşıma modlarının kullanılması ile gerçekleştiriliyor. Bu noktada ithal araçların getirilmesi, limanlarda elleçlenmesi, gümrüklü park alanlarına sevk edilmesi, gümrükleme işlemleri, yedek parça sevkiyatları, montaj malzemelerinin taşınması ve gemilere yüklenmesi vb. faaliyetlerinin tümü otomotiv lojistiği içerisinde yer alıyor.

Virüsün yayılmaya başladığı nokta olan Çin'den başlayarak üretimine ara veren otomobil üreticileri, virüsün Avrupa'da da yayılmaya başlamasıyla birlikte üreticilerin fabrikalarına kilit vurmasına sebep oldu. Ayrıca Amerika'da da birçok üretici bu süreç içerisinde üretimlerine ara vermek zorunda kaldılar. Son olarak Türkiye'deki birçok otomotiv firması da hem virüsün yayılmasını önlemek hem de çalışanlarının sağlığını korumak amacıyla üretime ara verdiler. İhracatının yüzde 80'den fazlasını AB ülkelerine gerçekleştiren otomotiv sektöründe ciddi aksaklık ve kayıplar yaşanmaya başladı. Aynı şekilde otomotiv yedek parça satışlarında ciddi düşüşler yaşanıyor. Karantina sürecinde ana sanayide üretime ara verilirken, yan sanayi de durdu. Türkiye'de Ocak-Mart döneminde toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde altı azalarak 341 bin 136 adet olarak gerçekleşti. İhracat ise bir önceki yıla göre adet bazında yüzde 14 azalma ile 276 bin 348 adet oldu. Bu düşüşler tabii ki otomotiv lojistiğinde de etkisini gösterdi ve ciddi bir iş potansiyeli kaybına neden oldu.

AB pazarındaki sert daralma nedeniyle sipariş iptalleri gelmesi, sınır geçişleri ve limanlarda yaşanan kesinti ve yavaşlamalar nedeniyle lojistik süreçlerinin sürdürülmesine ilişkin problemler yaşanması ile Avrupa'dan temin edilen ürünlerin tedarikinde yaşanan zorluklar üretimde aksamayı da beraberinde getirdi. Yapılan araştırmalar sonucu 2020 yılı otomobil üretiminde ciddi miktarlarda azalma tahmin ediliyor. Verilen son bilgilere göre Türkiye'de yılın iki ayında geçen yıla göre yüzde 90 artış gösteren otomobil ve hafif ticari araç pazarında, mart ayının sonuna gelindiğinde artış yaklaşık yüzde 40'a kadar gerileme yaşandı. Avrupa'da ise satış ve üretimin bir önceki yıla göre yüzde 70-90 bandında daraldığı ifade ediliyor. Yılın ikinci çeyreğinde ise bu negatif etkisinin hissedilecek olması öngörülse de Çin'deki satışların Mart ayında nispeten toparlanmış olması sektörü umutlandırıyor. Çin'in dünyanın en büyük otomobil pazarı olan kendi iç pazarında satışları canlandırmak için otomobil alacaklara nakit yardım yapmaya başlaması bu pazarın kendi ayakları üzerinde durabilmesi için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bunun yanı sıra lojistik sektörünün kendi dinamiklerinde de sorunlar devam ediyor. Karayolu trafiği azaldı ve riskli ülkelerden dönüş yapan şoförler de sınır kapılarında karantinaya alınıyor. Armatörler dünya çapında azalan konteyner taleplerinden dolayı birtakım seferlerini daha az limana uğrayarak sürdürüp diğer seferlerini de iptal etti¬ler. Uzak Doğu'dan ithalatımız kesilince de boş konteynerin ülkemize dönüşü geç olmaya başladı. Demiryolu taşımacılığında artan bir talep artışı mevcut ancak hem altyapı hem de kapasite yetersizliğinden dolayı istenen ölçüde verim alınamıyor. Karayolu ve denizyolundaki aksamalar sebebiyle yüklerin büyük bir çoğunluğu havayoluna kaymış durumda. Hava kargo acenteleri yaşanan bu yoğunluğa bağlı olarak, maliyeti çok daha yüksek olmasına karşın kargo uçaklarını da devreye soktu ve artan talebi karşılamaya çalışıyor.

Emre ELDENER
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı
Ekovitrin Mayıs