1929 Büyük Buhran döneminden bu yana görülen en kötü finansal krizle azalan risk iştahının adeta öldürdüğü carry trade işlemleri geri dönüş sinyalleri vermeye başladı. Bloomberg'ün verilerine göre 20 Mart ile 10 Nisan tarihleri arasında dolar, euro ve yen ile Brezilya, Macaristan, Endonezya, Güney Afrika, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi ülkelerin yerel para birimlerine yatırım yapanlar yüzde 8 kazanç sağladı. Bu, 1999 yılından bu yana bu para birimlerinin bir haftada kazandırdığı en büyük oran olarak gösteriliyor. Goldman Sachs ve benzeri yatırım bankaları ise yatırımcılarına carry trade tavsiyesinde bulunmaya başladı bile. ABD'den Avrupa ve Asya'ya kadar çok sayıda ülke trilyonlarca dolarlık teşvik planı açıklayarak ilk aşamada yatırımcının güvenini kazanmaya çalıştı. Ardından ABD, İngiltere ve Japonya resmen "sıfır faiz"e geçerek yatırımcı için "Buradan borç al, yüksek yere yatır" motivasyonu sağladı. Böylece, indirime gitmelerine rağmen faiz oranları hâlâ yüzde 13'lere varan oranlarda dolaşan ve sıfır faizli ülkelerden daha çekici olan gelişmekte olan piyasalarda yatırımcının iştahını açtı. ABD hükümeti ile Merkez Bankası'nın (FED) bankacılık sistemi ve ekonomiyi toparlamak için harcadığı 12.8 trilyon dolar ile G-20 ülkelerinin Londra zirvesinde IMF'ye 1 trilyon dolar aktaracaklarına dair verdikleri söz yatırımcının iştahını artıran sebepler arasında.
TL'nin de olduğu sepet yüzde 196 kazandırdı
Eşit miktarda Türk Lirası, Brezilya Reali, Macaristan Forinti, Endonezya Rupisi, Güney Afrika Randı ve Avustralya ve Yeni Zelanda Doları içeren döviz sepeti 2 Mart-10 Nisan aralığında yıllık bazda yüzde 196 kazandı. Aynı sepet, geçen yıl küresel krizin fitilini ateşleyen ABD'li Lehman Brothers'ın iflas ettiği eylül ayından 2009 Şubatına kadar olan dönemde yüzde 41 değer kaybetmişti. Bu ülkelerde faizler yüzde 3-11,25 arasında değişiyor. Euro Bölgesi, Japonya ve ABD'de ise faizler yüzde 1,25-0 arasında. Dolayısıyla örneğin yüzde 1,13 seviyesindeki 3 aylık Libor faizi üzerinden dolarla borçlanıp, Brezilya realini yüzde 10,51 faizle satın almak kurların sabit kaldığı varsayımı ile yatırımcıya yıllık bazda yüzde 9,38 gibi bir kâr sağlıyor.
GERÇEĞE DÖNÜŞ KAPIDA
Krizin patlak verdiği ilk dönemlerde küresel yatırımcı dolar ve ABD hazine tahvilleri gibi geleneksel güvenli yatırım araçlarından kaçıp yüksek faizli gelişmekte olan piyasalara yönelmiş, hatta aşırı yüklenme sonucu emtia balonu şişmiş, fiyatlar tavan yapmıştı. Ancak ABD ve Avrupa'daki yavaşlamanın 2008 sonuna doğru gelişmekte olan ülkeleri daha fazla vurmaya başladığı ortaya çıkınca bu piyasalardan kaçış hızlanmış, özellikle Türkiye gibi yüksek cari açıklı ülkeler için bu açığın finansmanında kilit önemde olan carry trade işlemleri de durma noktasına gelmişti. Şimdi ise senaryo yeniden tersine dönmüş görünüyor. Ancak yine de carry trade'in "muhteşem bir dönüş" yaptığını söylemek zor. Çünkü piyasalarda mart ayında yaşanan "ayı piyasası rallisi"nin ardından gerçeğe dönüş başladı. Japon Yeni dün dolar karşısında 98.98'den 98.41 seviyesine kadar yükselerek 31 Mart'tan bu yanaki en yüksek seviyesini gördü. Yen, euro karşısında da 131.25 seviyesinden 129.93 seviyesine kadar çıkarak 1 Nisan'dan bu yanaki en yüksek değere ulaştı. Yendeki bu değerlenmeler ise carry trade işlemcileri için avantajlı olmaktan uzak.
Referans