KÜRESEL KRİZ

KÜRESEL KRİZ22.04.2009

Dünya Bankası Türkiye Başekonomisti Mark Thomas, küresel ekonomik krizin baş göstermeye başladığı ilk dönemlerde Türkiye'nin bu kadar darbe alacağını beklemediklerini dile getirdi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde dün gerçekleştirilen "Küresel kriz ve Türkiye'ye etkileri" konulu panelde konuşan Mark Thomas, "2008'e kadar çok sayıda yatırımın gelmesiyle oluşan kapasite birikiminin krizin etkilerinin bu denli şiddetli hissedilmesinde etkisi oldu" dedi.

Dünyanın birçok ülkesinde dış finansman kaynaklarının kuruduğuna işaret eden Thomas, Türkiye'nin bu konuda diğer ülkelere nazaran avantajlı olduğunu vurgulayarak, "Bunun asıl nedeni Türk şirketlerinin yabancı ve yerli bankalarla iyi ilişkiler kurması, kur oranlarının Türkiye'de tahmin ediliyor olması ve yatırım açısından cazip yerlerin bulunmasıdır. Bu nedenlerden dolayı, dış finansman kaynakları diğer ülkelere nazaran daha avantajlı durumda" diye konuştu.

Krizin olumsuz etkilerini azaltmak için yatırımcı güveni, istihdam ve çocuklarla ilgili konularda çözüm yolu aranması gerektiğinin altını çizen Thomas, "Türkiye bizi şaşırtmıyor, 2008'in yarısına kadar Türk ekonomisi zaten yavaşlama göstermeye başlamıştı. Üretici güveni, imalatta düşüş vardı sonra kriz geldi ve ülkenin dış finansmanı etkilendi, ihracat çöktü, üreteci güveni kırıldı" dedi.

 

Tüm önlemler alınırsa yüzde 3.5 küçülürüz

TEPAV Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü Direktörü Fatih Özatay ise krizin Türkiye'yi 4 kanaldan etkilediğini belirterek, hükümetin IMF ile anlaşması gerektiğini ifade etti. Özatay sözlerine şöyle devam etti: "Bu tek başına yeterli değil. Tıkanan iç ve dış kredi kanalı çalıştırılmalı. Bankaların dış borç ödemeleri için kaynak aktarılmalı. Kredi garanti fonu uygulanmalı. Dış talebi arttırmak için harcama eğilimi en yüksek olan işsizlere, emeklilere destek verilmeli. Bu önlemler alındığında 2009'da ekonomideki küçülme yüzde 3.5 olur."

EBSO Başkanı Ender Yorgancılar da, kriz ortamında reel sektörde yaşanan daralmaya rağmen bankaların bilanço karlarını sürekli arttırmasının çelişkili olduğunu vurguladı. 

Referans