Lojistik sektörüne ‘Sizin isteğiniz bizim vazifemiz’ ilkesi ile Aralık 2001’de giriş yapan Maviyol firması Sibel Gültekin ve Aydın Dal tarafından kuruldu. R2, G2, UTİKAD, TC Patent Enstitüsü Marka Tescil Belgesi, UND Diploması, IRU Diploması gibi birçok belge ve diplomaya sahip olan Maviyol, geçtiğimiz yedi yıl içinde taşıdığı gabari dışı projelerin yanı sıra İran-Türkiye doğal hattında kullanılan tüm tel rulolar, makine, demir-çelik, rafineri malzemeleri, kağıt rulolar gibi çok farklı ürün gruplarının taşınmasında rol aldı.
Taşımalarda karayolu ile ülkelerarası hizmet veren Maviyol, denizyolu konteyner taşımacılığı ve açık yük taşımacılığında da birçok acentesi ile kaliteli hatları birleştirerek hizmet kalitesini yükseltmeye devam ediyor. Avrupa’da İspanyol plakalı araçları ile, Türki Cumhuriyetler ve Rusya icin Kazakistan temsilcimiz LİKTRANS firmasına ait 30 Kazak plakalı Tır ile taşıma organizayonlarını gerçekleştirirken İran plakalı araçları ile de müşterilerine hizmet veren Maviyol, bu sayede müşterilerine daha rekabetçi fiyatlar sunabiliyor. Firma ortağı Sibel Gültekin, “Herkesin yapmadığı yeni destinasyonları kombine ederek transit sürelerini uzatmadan daha düşük maliyetlerle hizmet sunuyoruz” diyor. Aydın Dal ise müşterilerine fiyat avantajı sunabilmelerinin yöntemini yurtdışı bağlantılarının gücüyle bağdaştırarak şöyle açıklıyor:
“2008 yılı başında İspanya’da AG8 firması ile iş ortaklığına başladık. AG8 firma sahibi Mr. Luis bizlere Akdeniz insanının sıcaklığını ve samimiyetini göstererek bütün iş imkanlarını ve araç tahsisini sağladı. Bu şirketin araç parkurunda yer alan 162 adet İspanyol plakalı aracın “CEMT’’ belgeleri ile Avrupa güzergahında geciş üstünlükleri sayın ithalatçı ve ihracatçı müşterilerimize navlunlarda indirim ve transit time’da da çift şoförler ile hız kazandırdı. Şu an için İspanyol plakalı araçlarımızı Doğtaş Mobilya’nın Avrupa sevkiyatlarında ve yine birçok değerli müşterilerimizin ihracat sevkiyatlarında kullanmaktayız. İran’da da Azargun Intenational Transport şirketi ile ortaklık kurduk. Oradaki ortağımız Yakup Haşhemi ile birlikte güzel işlere imza atıyoruz. Bu şirket kanalı ile İran’da da tırlar satın aldık ve İran plakalı bu araçlarla tüm Ortadoğu’da kendi tırlarımızla hizmet sunmaya başladık. İran karayolları 28 ve 32 m uzunluğundaki taşıyıcı asansörlerle Maviyol sayesinde tanıştı. Bu taşıyıcı asansörleri gerek türkiye’de gerek İran’da tüm yol izinlerini alarak dollylerle taşıdık. Bu da 14 tırlık büyük bir projeydi.”
Maviyol gücünü referanslarından alıyor
İran taşımalarında çok farklı sektörlere hizmet sunduklarını belirten Aydın Dal, talep doğrultusunda müşterilerine anahtar teslim hizmetler sunduklarını da şu sözlerle aktarıyor:
“Büyük bir demirçelik haddecisinin Türkiye’deki tesisisin sökülüp İran’a taşınması projesinde yer aldık. Yaklaşık 60 tırlık bu projede Türkiye’deki tesis tamamen söküldü ve makineler fabrika sahasında ambalajlanarak tırlara, lowbedlere, dollylere yüklenip İran’a taşındı. Birden çok karayolu ekipmanını kullandığımız bu projede makinelerin temizlenmesinden boyanmasına, bakımının yapılmasına kadar her tür hizmeti müşterimize sunduk.”
Maviyol’un taşımalarını gerçekleştirdiği müşterileri arasında Aksa Jeneratör, Tefken, Doğtaş Mobilya, Delta Güç Sistemleri, Sanko, Tezgüller, Ritaş Holding, Samtaş, Karbosan, İpeksan, Leccepen Kalemcilik, Pelitaslan, Çilingirler Tavukçuluk gibi birbirinden farklı sektörlerin güçlü firmaları yer alıyor.
‘Sektörün örtülü sorununa dikkat!’
Türkiye’deki lojistik sektörüne özellikle son dönemde global markaların giriş yaptığına atıfta bulunan Sibel Gültekin ve Aydın Dal bu süreçte madalyonun iki yüzü olduğunu söylüyor ve gelecekteki bazı tehlikelere dikkat çekiyor. Gültekin ve Dal, global markaların gelmesi ile bilginin arttığına ve kendilerinin de bu rekabetten korkmadıklarına vurgu yaparken şunları söylüyor: “Global firmalar Türkiye pazarına girdikten sonra lojistik sektöründe bilgi arttı ve bu sektörün en önemli karı oldu. Bu sayede Türkiye merkezli lojistik firmaları edindikleri yeni bilgilerle kendilerini geliştirdiler ve dünya ayarındaki kalitede hizmeti düşük fiyatlarla sunmaya başladılar.”
Madalyonun olumlu yüzünde bu tablo gözlenirken diğer yüzünde ise gelecekte lojistik sektörünü bekleyen tehlikelere de işaret ediyorlar. Global markaların hizmet sundukları firmaların içinde yer alan lojistik ekibini zaman içinde bertaraf edip hizmet alan firmanın içine kendi personelini yerleştirmek sureti ile tamamen bu firmaların tüm tedarik zinciri yönetimine egemen olduklarını söyleyen Maviyol ortakları bu noktadaki sakıncayı şöyle açıklıyor:
Zaman içinde bu lojistikçiler hizmet sundukları firmaların tedarik zinciri yönetimini yerleştirdikleri ve maaşlarını kendilerinin ödedikleri personelleri ile tamamen yönetmeye başlıyorlar. Başlangıçta firmalara cazip gelen bu sistem zaman içinde hem maliyetsel hem de organizasyonel açıdan çeşitli sakıncalara yol açıyor.
Sözkonusu lojistik firması da sistemi tamamen kendi kontrolüne alınca alt tedarikçileri de kendi çıkarları doğrultusunda belirlemeye başlıyor. Böylesi bir yapıda hizmet alan firma belli bir zaman sonra rahatsız olup bu sistemi değiştirmek istediğinde çok geç kalmış oluyor çünkü artık sistem tamamen lojistik firmasının kurallarına göre işliyor. Bu yapı da lojistik sektörünün kendi içindeki dengelerini bozuyor. Uzun vadede de alt tedarikçi seçimlerinde tekelleşmeye giden süreçler ortaya çıkıyor. Maviyol ortakları bu yöntemin hizmet alanı huzursuz ederken, global firmaların Türkiye pazarını tamamen ele geçirmeye yönelik adımları olduğunu belirtiyor. Ayrıca Türk lojistik firmalarının bağlı bulundukları derneklerden ve Bakanlıktan gerekli eğitim sertifika, yeterlilik belgelerini mutlaka alıp bu yarışın içinde var olabilmenin koşulsuz garantisi olduğunu söylüyor.
Maviyol Firma ortağı Aydın DAL R2 belgesi ile ilgili olarak da şunları kaydediyor: “Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nü de 4925 sayılı kanuna göre yeterlilik belgelerine sahip olmayan ve mevzuata uygun olmayan firmaları denetim altına almaya davet ediyoruz. R2 belgesi (Bugün için nakit değeri 258 bin TL olan ve Ulaştırma Bakanlığı hesabına nakit ödenen R2 Belgesi) bütün belgeler arasında en itibarlı, en üst derecede, bir numarada olan belgedir. Kaliteyi ilke edinmiş belgeli firmaların bu belge ile birlikte haklarının korunmasını yine aynı şekilde ihracatçı ve ithalatçı firmaların da mevzuat ve belgeler konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini önemle hatırlatıyoruz.”
UTA Lojistik