İntermodal
taşımacılıkla her ay 850 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtardıklarının
altını çizen Ekol Lojistik Türkiye Ülke Müdürü Murat Kavrar, yakın bir zamanda
faaliyete başlayacak Yalova Ro-Ro Terminal ile de bir yıl içerisinde 3 milyon
700 bin kilogram karbondioksit azaltımı sağlayacaklarını söylüyor.
Ekol’ün çevre
ve sürdürülebilirlik alanındaki stratejisi nedir?
Çevreyi
korumak, en önemli kurumsal değerlerimiz arasında yer alıyor. Doğayı ve çevreyi
korumanın, en yaşamsal ve temel görevlerimizden birisi olduğu bilinciyle,
kurulduğumuz ilk günden bugüne yeşil lojistik konusunda çözümler üretirken,
çevreci lojistik uygulamalarını faaliyetlerimizin merkezine alıyoruz.
Şirketlerin
gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için üzerine düşen görevi
yerine getirmesi gerektiğine olan inancımızla, iş modellerimizi ve
süreçlerimizi çevreye duyarlı olarak düzenliyoruz. Çalışanlarımızı
bilinçlendirmek ve doğal hayatı korumak için çeşitli sivil toplum kuruluşları
ile iş birliği içerisindeyiz.
Doğa ve çevre
konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik her türlü çabayı
destekliyoruz. Faaliyetlerimiz sırasında meydana gelebilecek çevresel riskleri
tespit ederek, yasal mevzuatlara uygun olarak sorunun giderilmesini sağlıyoruz.
TEK BİR SEFERLE
823 LİTRE YAKIT TASARRUFU
İntermodal
taşımacılık çözümünüzle karbondioksit salınımında ne kadarlık bir düşüş
sağlıyorsunuz?
2008 yılında
hayata geçirdiğimiz ve öncülüğünü yaptığımız intermodal taşımacılık projemiz
ile bugün farklı sektörlerde hizmet veren birçok küresel markaya lojistik çözüm
ortaklığı yapıyoruz. İntermodal taşımacılık ile karayolu sefer sürelerini
kısaltırken, kendi Ro-Ro gemilerimiz, terminallerimiz ve elektrikli blok tren
seferlerimiz ile yükü aktarmadan taşıyoruz. Bu doğrultuda yakıt tüketimini
ciddi bir oranda azaltmış oluyoruz.
İntermodal
taşımacılık sistemi ile karayolu taşımacılığına oranla çevreye daha az zarar
verirken, her ay 850 futbol sahası büyüklüğünde ormanı kurtaracak ve dünyanın
etrafında 365 tur atmasına imkan verecek dizel tasarrufu sağlıyoruz. Tek bir
intermodal seferimiz ile 2 bin 429 km uzunluğundaki bir karayolunu kat etmeden;
823 litre akaryakıt, 2 bin 221 kg CO2, 5,8 kg NOX, 0,08 kg partikül tasarrufu
yapıyoruz.
Karbon ayak
izimizi ISO 14064-1’e göre ölçüyor, eş zamanlı yayınlıyor ve azaltım
hedeflerimiz için etkin aksiyonlar alırken sürdürülebilirlik stratejimize
paralel yatırımlarımıza devam ediyoruz.
“Yeşil Ofis” ve “Hatıra Ormanları”
projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
2014 yılında,
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan değerlendirme sonucunda,
Türkiye’de Yeşil Ofis Diploması alan ilk lojistik firması olmayı başardık. Bu
kapsamda çalışma alanlarımızı çevreye duyarlı Yeşil Ofis programına uygun
şekilde kuruyoruz. Program çerçevesinde belirlenen atık yönetimi, elektrik
tüketimi ve kâğıt tüketimi tasarruf kalemleri çerçevesinde projeler
tasarlayarak, hayata geçiriyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımızda personel
bilincinin arttırılması üzerine yoğunlaşıyoruz.
Yeşil Ofis Programı kapsamında Ekol’ün tesislerinde çalışanları
bilinçlendirme eğitimleri gerçekleştiriyoruz. Bu eğitimlerde “WWF, Yeşil Ofis,
sistem/ekosistem, ekolojik ayak izi, su ayak izi, iklim değişikliği” gibi
konulara ağırlık veriyoruz.
TEMA Vakfı ile
iş birliğimiz kapsamında ise 2012 yılından beri iş ortaklarımıza yeni yıl
armağanı olarak ağaç hediye ederek “Ekol Hatıra Ormanları” kuruyoruz. Hediye
ettiğimiz tüm ağaçlarla, 2012'de İzmir Urla'da, 2013'te Manisa Salihli'de,
2014’te İzmir Urla Kadıovacık'ta, 2015'te ise Burdur Tefenni Beyköy'de 5 bin
fidanlık hatıra ormanı oluşturduk. 2016 yılında ise TEMA Vakfı iş birliği
doğrultusunda süregelen uygulamamızı bir adım öteye taşıyarak müşterilerimiz
adına 2 bin 500 çocuğun doğa eğitimini üstlendik.
3 MİLYON 700
BİN KG CO2 TASARRUFU SAĞLAYACAK
Yeşil ve
çevreci lojistik anlamında gündeminizde neler var?
Ekol olarak tüm
yatırımlarımızda doğaya saygılı, çevreci bir yaklaşım gözetiyoruz. İnşaatının
yüzde 98’ini tamamladığımız ve yakın bir zamanda faaliyetlerine başlayacak
Yalova Ro-Ro Terminalimiz ile de bir yıl içerisinde 3 milyon 700 bin kilogram
karbondioksit, 4 milyon kilometre yol, 1 milyon 500 bin litre dizel, 12 bin
kilogram tehlikeli atık azaltımı sağlayarak, İstanbul trafiğinden 100 bin
treyleri çekmiş olacağız.
Gelişmiş
ülkelerle kıyasladığınızda Türkiye’de yeşil lojistik uygulamaları ne durumda?
Gerçekçi olmak
gerekirse, ülkemizde birey, kurum ve kuruluşların çevreye karşı olan sorumluluk
bilincinin hala gelişmekte olduğuna ve bu yolculukta ivmenin artması
gerektiğine inanıyoruz. Her ne kadar bu yönde kamu ve özel kuruluşlar
tarafından alınmış aksiyonlar olsa da bunların henüz gerekli seviyede
olmadığının ve gerekli hızlılıkta adımlar atılmadığının altını çizmek isteriz.
Bu çalışmaları daha genele yaymak ve projelere katılımları artırmak için kamu
tarafından yasal düzenlemeler yapılması ve gerekli yaptırımların uygulanması
bununla birlikte teşvik ve fonların arttırılması gerekiyor. Yapılan işin
içeriğine göre verilen yetki belgeleri kriterlerinin başına çevreye ilişkin
yapılacak olan çalışmaları içeren maddelerin eklenmesi ve sorgulanması, iyi uygulamaların
ise yaygınlaştırılması için özel platformlar oluşturularak özendirilmelidir.
Dünyadaki
gelişmelere baktığımızda ise, 2015 yılında iklim değişikliği konusunda kritik
adımlar atıldığını görüyoruz. En önemlisi ise; Paris İklim Zirvesi olarak bilinen
21. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP21) iklim değişikliği ile
mücadele konusunda tüm dünyanın beraber harekete geçeceği aynı zamanda 195
ülkenin delegesinin desteği ve oy birliği ile kabul edilen anlaşmanın
imzalanması. Bu zirve sera gazları salınımın azaltımı için alınmış en etkin
aksiyonlardan birisi. COP21’i imzalayan tüm ülkelerin karbon salınımlarını,
emisyonlarını 1990 yılının gerisine çekmeleri hedefleniyor. Bunun için antlaşma
dahilindeki tüm ülkelere belirli bir emisyon azaltım hedefi veriliyor. Karbon
limitleri aşıldığı zaman, karbon limitinin altında kalan ülkelerden bu hakkı
satın alabiliyorlar. Aynı mantığın mikrosu ülkeler bazında da şirketler
arasında yapılıyor. Her ülke kendi şirketlerine, endüstri türlerine, yerlerine
ve iklimlerine göre belirli bir limit koyarak karbon salınımını belirli bir
düzeyde tutmayı amaçlıyor. Aynı zamanda ülkede bir karbon borsası / piyasası
kuruluyor ve karbon limitinin altında kalan şirketler bu haklarını, limiti aşan
şirketlere servis edilebiliyor.
Paris İklim
Zirvesi’nin ardından ikinci adım olarak Fas’ın Marakeş şehrinde
gerçekleştirilmiş olan 22. Taraflar Toplantısı’nda (COP 22) karbon piyasa
mekanizmaları adına kritik kararlar alınmıştır. Bu durum da zincir olarak
iyileşmeyi teşvik ediyor. Halihazırda Endüstri 4.0 -iş yapışımızı yenilenebilir
enerji teknolojilerine dönüştürmeden- sürdürülebilirliği mümkün kılmıyor.
Bizlere ise yarınlarımızı kaybetmemek için aslında dün almamız gereken
aksiyonları bugün geç de olsa almak ve yaşam biçimimiz olarak benimsemek
kalıyor.
“Türkiye’de
yeşil lojistik çalışmalarını daha genele yaymak ve projelere katılımları
artırmak için kamu tarafından yasal düzenlemeler yapılması ve gerekli
yaptırımların uygulanması, bununla birlikte teşvik ve fonların arttırılması
gerekiyor. Yapılan işin içeriğine göre verilen yetki belgeleri kriterlerinin
başına çevreye ilişkin yapılacak olan çalışmaları içeren maddelerin eklenmesi
ve sorgulanması, iyi uygulamaların ise yaygınlaştırılması için özel
platformların oluşturulması özendirilmelidir.”
Kaynak: lojistikhatti.com