Deniz
Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli, "Dünyanın sayılı konteyner
operatörlerinin uğrak sayılarını arttırmaları, ülkemizin gittikçe bölgesinde
bir lojistik ve transit merkezi olduğunun göstergesidir” dedi.
Dış ticarette
denizyolunun parasal değer olarak payının son 13 yılda %250 artışla 199 milyar
dolara yükseldiğini vurgulayan Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli,
“Dünyanın önde gelen liman terminal operatörleri Marmara Denizi başta olmak
üzere, Mersin, Aliağa ve İzmit Körfezi’nde önemli yatırımlar gerçekleştirdi.
Ayrıca dünyanın sayılı konteyner operatörlerinin uğrak sayılarını arttırmaları,
ülkemizin gittikçe bölgesinde bir lojistik ve transit merkezi olduğunun
göstergesidir” dedi. Şevli, 2023 için konteyner elleçleme kapasitesinin 32
milyon TEU'ya, Türk sahipli deniz ticaret filosunun tonaj bazında 50 milyon
DWTye çıkarılması hedefini ise yineledi.
Türkiye’nin
dünya denizyolu taşımacılığındaki payı ve yeri hakkında bilgi verir misiniz?
2016 yılı
sonu itibariyle Türk sahipli deniz ticaret filosu, dünya deniz ticaret
filosunun; adet bazında %3,64’ünü, tonaj (DWT) bazında %1,7’sini oluşturmakta.
Dünyada denizyoluyla taşınan yük açısından bakıldığımızda ülkemizin payı %1,2
düzeyinde. Limanlarımıza boşaltılan/taşınan konteyner miktarı ise, dünyada
taşınan/boşaltılan konteyner miktarının TEU bazında %2,1’isini, ton bazında
%2,7’sine denk gelmekte.
Türkiye’nin
son 13 yılda yakaladığı büyüme denizcilik sektörüne nasıl yansıdı?
Türkiye
ekonomisi son 10 yıllık süreçte ciddi bir büyüme yakaladı. 2011 yılında
dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi oldu. Türkiye bugün 2015 rakamlarına
göre dünyanın en büyük 18. ekonomisi, Avrupa’nın ise en büyük 7. büyük
ekonomisi konumunda. 2016 yılı rakamlarına göre de 79,8 milyon nüfusu ve 31,4
yaş ortalamasıyla Avrupa’daki en genç nüfusa sahip güçlü ve bölgesinde lider
bir ülkedir. Ekonomide yakalanan istikrar, denizcilik sektöründe de kendini
gösterdi. Denizciliğin birçok alanında önemli atılımlar gerçekleştirildi. Son
on dört yılda, denizciliğimizin her alanında kayda değer bir artış meydana
geldi. 1000 GRT ve üzeri Türk sahipli filomuz 2003 yılında 571 adet iken, 2016
yılı sonunda 1.547 adet oldu. Adet bazında son 14 yılda yaklaşık 1 artış
gerçekleşti. 1000 GRT ve üzeri Türk sahipli filomuz 2003 yılında 8,9 milyon DWT
ile 18. sırada iken, 2016 yılı sonunda 29,3 milyon DWT’luk kapasite ile dünyada
15. sırada yer aldı. Tonaj bazında son 14 yılda yaklaşık %229 artış
gerçekleşti. Denizyoluyla gerçekleştirilen dış ticaret taşımaları 2003 yılında
46 milyon tonu ihracat, 73 milyon tonu ithalat olmak üzere toplam 149 milyon
ton iken, 2016’da 2003’e göre 7 artarak, 95 milyon tonu ihracat, 215 milyon
tonu ithalat olmak üzere toplamda 310 milyon tona ulaştı. Toplam dış ticaret
içerisinde denizyolunun parasal değer olarak payı 2016’da 2003’e göre yaklaşık
%250 arttı. 2003’te 57 milyar dolar iken 2016’da 199 milyar dolara yükseldi.
ELLEÇLENEN
YÜK MİKTARI % 7 ARTTI
Limanlarda
elleçlenen yük miktarı nasıl bir seviyeye ulaştı?
cemalettin-sevli-002.jpgLimanlarımızda
elleçlenen yük miktarı 2003 yılında yaklaşık 190 milyon ton iken, yüzde 7
artışla 2016’da 430 milyon tona ulaştı. Elleçlenen konteyner miktarı 2003
yılında yaklaşık 2,5 milyon TEU iken, %251 oranında artarak 2016’da 8,8 milyon
TEU olarak gerçekleşti. Kabotajda elleçlenen yük miktarı 2003 yılında yaklaşık
29 milyon ton iken, %86 artarak 2016’da 53 milyon tona çıktı. Düzenli hat izni
alınan kabotaj hatlarında taşınan araç sayısı 2003 yılında 6,2 milyon adet
iken, 5 artarak 2016’da yaklaşık 12,8 milyona ulaştı. Uluslararası düzenli
Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı 2003 yılında 220 bin araç iken, 5 artışla 2016’da 452 bin araç taşındı. Limanlarımızı
ziyaret eden kruvaziyer gemi sayısı 2003 yılında 887 adet iken, %33’lük
azalışla 2016’da 590 adet gemiye geriledi.
Taşımalarda
öne çıkan ülkeler ve sektörler ne oldu?
2016 yılında
dış ticaret taşımasında en fazla elleçlenen yük grupları sırasıyla; 89 milyon
ton ile makineler, taşıma teçhizatı, aksam ve çeşitli parçaları ile
konteynerler grubu, 66 milyon ton ile petrol ürünleri grubu, 40 milyon ton ile
katı mineral yakıtlar grubu, 30 milyon ton ile cevher ve metal atıkları grubu
ve 27 milyon ton ile metal ürünleri grubunda gerçekleşti. En fazla dış ticaret
taşıması gerçekleştirilen ülkeler ise sırasıyla; İtalya (60.040.621 ton), Rusya
Federasyonu (42.494.521 ton), Mısır (27.081.468 ton), ABD (18.734.077 ton) ve
Kolombiya (16.885.714 ton) oldu.
YATIRIMLAR
HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR
Liman yatırımlarından
söz eder misiniz?
Türkiye üç
kıtanın geçiş yollarında olan coğrafi konumu nedeniyle; Cebelitarık Boğazı ile
Atlas Okyanusuna, Süveyş Kanalı ile Arap Yarımadası ve Hint Okyanusuna, Türk
Boğazlarının Karadeniz-Akdeniz bağlantılarıyla Avrasya ve Uzakdoğu’ya uzanan
bir ulaşım ağının odak noktasındadır. Dünyanın önde gelen liman terminal
operatörleri Marmara Denizi başta olmak üzere, Mersin, Aliağa ve İzmit
Körfezi’nde önemli yatırımlar gerçekleştirdi. Ayrıca dünyanın sayılı konteyner
operatörlerinin uğrak sayılarını arttırmaları, ülkemizin gittikçe bölgesinde
bir lojistik ve transit merkezi olduğunun göstergesidir.
Avrupa’nın
büyük limanları arasında yer alacak olan Çandarlı Limanı, Alsancak Limanı ile
birlikte değerlendirilen bölgesel bazlı önemli bir projemiz olarak devam etmektedir.
Karadeniz’in çıkış kapısı olacak 25 milyon ton/yıl nihai kapasiteli Filyos
Limanı, hem Marmara Limanları ve Boğazların yükünü hafifletecek hem de Orta
Asya ve Karadeniz kaynaklı dış ticaretin demiryolu ağımız üzerinden Güney’e ve
Ortadoğu’ya ulaşmasını sağlayacaktır. YİD modeliyle ihalesi gerçekleştirilen
Karasu Limanı’na ise ilk gemiler yanaştı ve elleçleme faaliyetleri yürütülmeye
başlandı. Yine, kamu kaynağı kullanılmadan YİD modeliyle ihale edilen; Antalya
Gazipaşa Yat Limanı, Datça Yat Limanı, Dalaman Yat Limanı ve Deniz Otobüsü
Yanaşma Yeri, Haliç Yat Limanı ve Kompleksi, Tekirdağ Yat Limanı projelerinin
çalışmaları devam etmektedir. Asrın projesi olan Kanal İstanbul projesinde ise
güzergah çalışması son aşamaya gelindi, imar ve finansman modeli çalışmaları
devam etmektedir.
Kamunun liman
projeleri devam ederken bunlar haricinde özel sektörün limancılık alanında
yoğun yatırımları artarak devam etmekte ve bu husus memnuniyetle
karşılanmaktadır. Yılport Gemport 660 bin TEU, DP World Yarımca 1,3 milyon TEU,
Apm Terminals Petlim Aliağa 1,5 milyon TEU, MSC Asyaport Tekirdağ 2,5 milyon
TEU kapasiteli yatırımlar örnek olarak verilebilir. Bunlarla birlikte ülkemiz
liman işleticileri sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde liman
işletmeye başlamış ve bu husus da Bakanlığımızca dikkatle takip edilmekte.
İşletmecilerimizin yaşadığı sorunların çözümü adına azami gayret sarf
edilmektedir.
Denizyolu
taşımacılığının geliştirilmesine yönelik ne tür adımlar atıldı ve hangi
projeler hayata geçirildi?
Kabotaj
hattında düzenli sefer yapan gemilere “Denizyolu İle Yapılacak Düzenli
Seferlere Dair Yönetmelik” kapsamında hat izni verilmektedir. Düzenli yolcu
ve/veya araç taşımacılığı yapılan 104 hatta, 37 firma ve 235 gemi ile hizmet
verilmektedir. 19 Aralık 2016 itibariyle Düzenli Hat İzin işlemleri Düzenli
Seferler Bilgi Sistemi (DSBS) ile elektronik ortamda yapılmaya başlandı. Deniz
Ticareti Gözetim Hizmetleri Yönetmeliği, 16 Aralık 2016 Tarihli ve 29920 sayılı
Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
1 Ocak 2004
tarihinde ÖTV İndirilmiş Yakıt Uygulaması’na başlandı. O tarihden 2016 yılı sonuna kadar, toplamda
sektöre 5 milyar 607 milyon TL ve 4 milyon 171 bin ton yakıt destek sağlandı.
Bu desteğin %22’si kamu, %78’i özel sektör tarafından kullanıldı. Böylece;
ÖTV’siz yakıt uygulaması ile sektöre yıllık ortalama 431 milyon TL destek
sağlanmaktadır. Kullanılan ÖTV’siz yakıt miktarının gemi cinsleri bazında
dağılımına bakılacak olursa; en büyük payı %45’lik oranla yolcu gemileri ve
feribotların aldığı, %26’lık payı ise balıkçı gemilerinin aldığı görülmektedir.
Ancak yanlış bir algı ise yatların çok fazla ÖTV’siz yakıt kullandıkları
izlenimidir. Hâlbuki ÖTV’siz yakıt kullanan yatlar özel yatlar olmayıp, %3’lük
en düşük pay oranı ile ticari olarak çalışan yatlardır.
Diğer yandan
başlatılan “Limanların Islahı ve Verimliliğinin Arttırılması Projesi”
kapsamında; özellikle liman kümeleşmesinin olduğu yerlerde lojistik merkez
kapsamında liman bölgelerinin kurulması, liman yatırım sürecinin
sadeleştirilmesi ve kısaltılması,
Lojistik
Performans Endeksinde sıralamamızın yükseltilmesi, konteyner limanlarında dwell
time (liman kalış) sürelerinin ve operasyon maliyetlerinin düşürülmesi
hedeflenmektedir.
“YEŞİL LİMAN”
OLMAK İÇİN SIRAYA GİRDİLER
“Yeşil Liman
Projesi”nin amaçları ve hedeflerinden söz eder misiniz?
Liman
operasyonlarında enerji verimliliği, çevre, iş sağlığı ve güvenliği
hassasiyetlerinin üst seviyelere çıkartılarak, sürdürülebilir limanların ülkeye
kazandırılması amacıyla "Yeşil Liman Projesi” başlatıldı. Bu proje ile;
limanlarda entegre kalite yönetim sistemi tesisi, liman çevresindeki su
kalitesinin korunup artırılması, gemi ve
liman operasyonları kaynaklı çevresel kirliliğin azaltılması, liman faaliyeti
kaynaklı sera gazı emisyonunun düşürülmesi, yenilenebilir enerji projelerinin
geliştirilmesi, atık yönetim modeli oluşturulması, limanlarda iş sağlığı ve
güvenilirliğinin artırılması hedeflenmektedir. “Yeşil Liman Projesi” ile
limanlarımızın Akdeniz ve Karadeniz çanağında yer alan diğer uluslararası
limanlar karşısında rekabet gücünü en üst seviyelere çıkartılarak büyük hat
operatörlerinin liman seçiminde ülkemiz limanlarının tercih edilmesinin
bakanlığımız projesi ile desteklenmesini sağlamaktadır. Ayrıca, limanların
genişlemelerinde veya alt ve üstyapı yatırımları esnasında duyulan finansmanın
karşılanması esnasında yeşil liman vb. sertifikalar günümüzde daha da önem
kazanmaktadır.
Ülkemizde
bulunan tüm limanların hemen hepsi yabancı menşeili firmalar kanalıyla kalite
yönetim sistem belgelendirmelerini gerçekleştirerek milli sermayenin yurtdışına
çıkışına neden olmaktadır. “Yeşil Liman Projesi” kapsamında Bakanlığımız ile
Türk Standartları Enstitüsü arasında yapılan protokol ile kalite yönetim
sistemleri milli kuruluşumuz olan TSE tarafından yapılması zorunlu hale
getirilerek sermayenin yurtdışına çıkışı önlenmesi amaçlanmaktadır.
Bakanlığımızca yayınlanan Yeşil-Eko Liman başvuru şartları ve kriterleri
dâhilinde, başvurusunu gerçekleştiren Marport Liman işletmesi yapılan
denetimlerin sonucunda, ilk Yeşil Liman Sertifikası’nı almaya hak kazandı. Saha
denetimi gerçekleşen Evyap, Kumport, Borusan Lojistik Konteyner Limanı;
Solventaş, Aksa Petkim Sıvı Dökme Yük Limanı; Egeport, Bodrum Kruvaziyer
Limanı; Ford Otosan Araç Limanı kategorilerinde Yeşil Liman sertifikalandırma
süreci tamamlandı. Bu kapsamda, limanların yeşil liman sektörel denetimleri
yılda bir yapılmaktadır.
2023 HEDEFİ
50 MİLYON DTW
Denizcilik
sektörü için 2023 yılı hedefleri neler?
Bakanlığımızca
hazırlanan “Türkiye Ulaşım Ve İletişim Stratejisi Hedef 2023” adlı çalışmada
denizcilik sektörünün stratejik amacı “Türkiye denizcilik sisteminin,
uluslararası rekabet gücü yüksek, küresel ağ ile entegrasyonu sağlanmış, ülke
ekonomisini destekleyen ve istihdamda artan paya sahip bir yapıda, yolcu ve
yüklerin zamanında, güvenli ve kesintisiz ulaşımını sağlayacak yapıya
kavuşturulması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması” olarak belirlenmiştir.
2023’e kadar dünyanın en büyük on ekonomisi içinde yer alınmasına yönelik ülke
hedefimiz kapsamında, Cumhuriyetimizin 100. Yılında, “Denizci Millet, Denizci
Ülke” vizyonuyla, konteyner elleçleme kapasitesinin 32 milyon TEU’ya, Türk
sahipli deniz filosu gemi tonajının (1000 GT ve üzeri) 50 milyon DWT’ye
ulaştırılması temel hedeflerimizdir. Bunlarla birlikte, bir bütün olarak
düşünüldüğünde 3,4 milyon TEU elleçleme değeriyle dünyada 40. sırada Avrupa’da
9. sırada yer alan Ambarlı Limanı ile birlikte dünyada ilk 50’de altyapısı ve
operasyonel verimliliği ile daha fazla liman tesisimizin yer alması
hedeflenmektedir. Diğer taraftan öne çıkan diğer 2023 hedeflerimiz ise
şöyledir:
• Ana
limanlar demiryolu ağına bağlanarak kombine taşımacılık imkânları
geliştirilecektir.
• Liman
altyapısı, genel ve kuru dökme yükte 500 milyon ton, sıvı dökme yükte 350
milyon ton elleçleyebilecek kapasiteye çıkarılacaktır.
• Liman ve
deniz tesislerinin ulusal ulaşım ve trans Avrupa ağlarına entegre edilmesi
sağlanacaktır. Transit taşımacılıktan daha fazla pay almak için Akdeniz, Ege ve
Karadeniz’de kurulacak aktarma limanları lojistik merkezleriyle bağlantılı hale
getirilecek ve Trans Avrupa ağlarının üzerindeki deniz ulaştırma altyapısı
geliştirilecektir.
• Bölge
ülkelerine göre ticari anlamda rekabet avantajı sağlanması, bürokrasinin
azaltılması ve deniz ticareti hacminin arttırılması amacıyla yapılacak idari ve
mevzuat düzenlemeleri ile serbest bölge özelliklerine sahip liman bölgeleri inşa
edilmesi teşvik edilecektir.
• Deniz
gümrüğü, limancılık ve transit işlemlerinin basitleştirilmesi yönünde
düzenlemeler yapılacaktır,
• Denizcilik
sektöründeki tüm işlemler tek pencere (single window) sistemiyle izlenecek ve
yürütülecektir.
• Türkiye’nin
enerji taşımalarının Türk sahipli gemilerle daha fazla yapılmasını sağlamak
üzere çalışmalar yapılacaktır.
• Toplumda
deniz ilgisi ve sevgisinin geliştirilmesi ve deniz çevresinin korunmasının
önemi üzerine bilinçlendirilme çalışmaları yürütülerek deniz turizmi sektörünün
kalitesi, eğitim seviyesi ve oluşturduğu katma değer arttırılacaktır.
• Türkiye’nin
denizcilik alanındaki teknolojik önceliklerin belirlenmesi amacıyla AR-GE
Master Planı oluşturulacaktır.
“Ülkemiz
Uluslararası Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Sözleşmesi’ne (FAL’65) 1 Şubat
2016 tarihli ve 2016/8498 sayılı Katılıma Dair Bakanlar Kurulu Kararı ile taraf
oldu. Sözleşme, Türkiye açısından 12/07/2016 itibariyle yürürlüğe girdi.
Sözleşmede 2016 yılında kapsamlı bir değişikliğe gidildi. Son değişiklikleri
içeren nihai metin, Türkçeye çeviri aşamasındadır. Çeviriyi müteakip ülkemiz
uygulamalarının IMO’ya bildirilmesi gerekmektedir. Sözleşme, Tek Pencere
Uygulaması, Zorunlu Elektronik Bilgi Değişimi gibi önemli hususları
içermektedir.”
Kaynak: lojiport.com