Büyük
ekonomilerin can damarları olan ulaştırma ve lojistik sektörü Türkiye’nin Gayri
Safi Yurtiçi Hasılası’nda yaklaşık, 7’lik bir yer tutmakta ve 2023 hedeflerimiz
için de oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu itibarla, bölgemizdeki dış ticaret
ağlarının merkezinde olmamız hususunu da dikkate alarak lojistikte bölgesel bir
üs olmayı hedeflemekteyiz. Bu doğrultuda, lojistik maliyetlerin düşürülmesi,
ticaretin geliştirilmesi ve rekabet gücünün arttırılması için çalışmaktayız.
Zaten
dünyadaki ekonomik kriz de dikkate alındığında, zenginlik merkezlerinde önemli
değişmeler yaşanmakta. Son 30-40 yıllık dönemde başta Avrupa olmak üzere
okyanus ötesinde bulunan zenginlik merkezlerinin yavaş yavaş doğuya hareket
ettiği görülmektedir. Bu durum, hızla yükselen doğu ekonomileriyle batı
arasında, karayolu, demiryolu ve denizyolu taşımacılığı ile lojistik
hizmetlerde artan bir talebi de beraberinde getirmektedir. Bu itibarla, gelecek
dönem, bizim coğrafyamızın da içinde bulunduğu bölgelerin dönemi olacaktır. Bu
nedenle biz Türkiye’yi en kısa sürede Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve
Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz ülkeleri arasında ulaşımın her modunda
uluslararası bir koridora çevirmeye çalışıyoruz.
Bu noktada
“Orta Koridor” olarak adlandırılan ve Çin’den başlayarak Orta Asya ve Hazar
bölgesini ülkemiz üzerinden Avrupa’ya bağlayacak hat, tarihi İpek Yolu’nun bir
devamı olarak büyük öneme sahiptir. Orta Koridor, Çin’den başlayarak Kazakistan
ve Azerbaycan üzerinden Türkiye’ye ulaşmakta buradan da Avrupa’ya
bağlanmaktadır. Bu tablo içinde Avrupa ve Asya’yı tarihsel olarak bağlayan İpek
Yolu güzergâhı yeniden önem kazanmış, yeni bir süper güç olmaya aday Çin Halk
Cumhuriyeti, Modern İpek Yolu’na yönelik çok önemli bir açılım başlatmıştır.
“Bir Kuşak Bir Yol Projesi” olarak adlandırılan ve Mart 2015’de Vizyon Belgesi
yayınlanan girişim çerçevesinde Çin; Asya, Avrupa ve Ortadoğu’yu birbirine
bağlayan devasa bir altyapı ve ulaşım, yatırım, enerji ve ticaret ağı
oluşturmayı amaçlamaktadır.
Ülkelerimizin bu artan ticaret hacminden ve yatırım ortamından daha
fazla pay sahibi olmasını sağlamak için ana ulaştırma koridorları üzerinde yer
almak ve ulaştırma altyapılarımızı bu bakış açısıyla ele almak zorundayız. Bu
itibarla Türkiye olarak, Orta Koridor yaklaşımımızın Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol
Projesi’ne ilişkin aktif bir diplomasi başlattık. Bu noktada da ülkemizin
ulaştırma politikalarının temel eksenini, Çin’den Londra’ya kesintisiz bir
taşımacılık hattı sağlamak üzere büyük ölçekli altyapı yatırımları
gerçekleştirmek oldu.
Bugün gelinen
noktada Türkiye’nin, ulaşım altyapı çalışmalarında muazzam bir değişim
yaşamasında ve dev yatırımları bir bir hayata geçirmesinde işte bu çaba
yatmaktadır. Dünyaya parmak ısırtan bu dev projelerin önemli bir bölümünü ise
kamu kaynakları ile yapılması mümkün olmadığı için Yap-İşlet-Devret Modeli
(YİD) ile hayata geçirmiş bulunuyoruz.
Avrasya Tüp Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü dahil
İstanbul- Otoyolu, İstanbul Yeni Havalimanı ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi dev
projeler kamu özel ortaklığının en güzel örnekleri olarak yerini aldı.
Kamu-Özel
İşbirliği ile hayata geçirdiğimiz bu projeler Türkiye’yi her geçen gün daha da
güçlendirmektedir. Bu büyük projelerle Doğu-Batı ekseninde transit trafiğin
oluşturulmasına ve zaman-maliyet açısından tasarruf edilmesine önemli katkı
sağlanacak; hem bölge ülkelerinin refahına hem de ekonomik büyüme ve
kalkınmalarına önemli oranda destek sağlayacaktır.
Bizim bu
yatırımları yaparken çabalarımızın ve faaliyetlerimizin amacı, sadece
Türkiye’nin refahı, ekonomisi, ulaştırma ve ticaret akışına katkıda bulunmak
değil, bölgeye bütünüyle hizmet etmektir. Önümüzdeki dönemde de bölgemizin ve
tüm dünyanın insani gelişimine, refahına, kalkınmasına ve istikrarına yönelik
katkı ve çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu bağlamda, bölgede yer alan ülkeler arasındaki ticari
ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması ve yukarıda da kısaca değindiğim
dev projelerin hayata geçirilmesiyle, Türkiye hızlı bir biçimde Asya, Avrupa ve
Afrika kıtaları arasındaki ticarette bir ana
merkez konumuna gelme imkânı bulacaktır.
Ahmet ARSLAN
/ Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Kaynak: dunya.com