ManpowerGroup
Yetenek Devrimi araştırmasına göre dijitalleşme ve teknoloji Türkiye dahil
birçok ülkede yeni iş alanlarının yaratılmasını sağlayacak. Önümüzdeki dönemin
en büyük gücü; kalıcı olmak, öğrenme isteği ve yetisine sahip olmak.
Bugüne kadar
iş dünyasının geleceğini tahmin etmek adına çok şey söylendi: Daha çok/az iş
imkânı, daha farklı iş imkanları ve hatta sıfır iş. 2016’da McKinsey tarafından
yapılan bir araştırma, bugün insanların ücret karşılığında yaptığı işlerin
yüzde 45’inin teknoloji sayesinde makineler tarafından otomatik olarak
yapılabileceğini ortaya koydu. Bu ilk bakışta yakın gelecekte insanlığı
işsizlik günlerinin beklediğine işaret ediyor gibi görünse de durum pek de
böyle değil. İstihdam piyasası daha önce de pek çok evrime şahit oldu. Örneğin
daktilocular yerini sözcük işlemci programlarına, veznedarlar müşteri temsilcilerine
bıraktı. İş imkânlarının değişmesi, dönüşmesi, bozulması ve yeniden
şekillenmesi yeni bir olgu değil. Şimdiki tek fark ihtiyaç duyulan becerilerin
değişme hızının gelmiş geçmiş en yüksek seviyede olması ve değişimin baş
döndüren bir hızla gerçekleşmesi. Dijitalleşme çağında, belki de henüz adı bile
duyulmamış işlerde kalıcı olmak için hızla yeni beceriler edinmek ve bu
becerileri daha sık kullanmak gerekecek. Yetenek Devrimi çağında beceri ve
yetenek şimdiye kadar olduğundan daha da değerli olacak. Z neslinin sahip
olacağı mesleklerin yüzde 65’i ise henüz dünya üzerinde olmayan meslekler
olacak.
İstihdam
piyasasının geleceği parlak
ManpowerGroup
tarafından yapılan ve 43 ülkeden 18 bin işverenin katıldığı Yetenek Devrimi
(The Skills Revolution) araştırmasına göre istihdam piyasasının geleceği parlak
görünüyor.
Araştırmaya
göre, her beş işverenden biri ( yüzde 19), geleceğin iş dünyasına adapte
olunabildiği takdirde teknolojik gelişmelerin iş imkânlarını artıracağını, her
10 işverenden altısı ( yüzde 64) ise çalışan adaylarının doğru becerilere sahip
olması ve öğrenmeye, uygulamaya ve adaptasyona hazır olması halinde çalışan
sayısını aynı tutacağını ya da artıracağını belirtiyor. İşverenlerin yüzde
90’dan fazlası ise önümüzdeki iki sene içinde işletmelerinin dijitalleşme
trendinden etkileneceğini düşünüyor. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Reha
Hatipoğlu araştırma sonuçlarını şöyle değerlendiriyor:
Yetenek devrimi
çağının yeni değerleri var
“Dijitalleşme
ve teknolojideki gelişmeler hayatın her evresini etkilerken, mutlaka iş
dünyasını da etkilemesi bekleniyordu, The Skills Revolution araştırması da bize
bu durumu kanıtlamış oldu. Genel kanı dijitalleşmenin ve teknolojideki
gelişmelerin işsizliği tetikleyeceği ve insanların işlerini kaybedeceği yönündeydi.
Raporumuz ise bunun tam tersine bir beklenti ortaya koyuyor. Özellikle kısa
vadede Türkiye dahil birçok ülkede bırakın işsizlik yaratmasını, yeni iş
alanları çıkartacağını gösteriyor. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz Yetenek
Devrimi çağında, bir işte kalıcı olmak ve bir çalışan olarak değerini korumak
için öğrenme isteği ve yetisine sahip olmak en büyük güç olacak. Artık doğru
becerilere sahip olanlarla geride kalma riski taşıyanlar arasındaki açığı
kapatmak için derhal harekete geçerek çalışanları geliştirmek için adım atma
zamanı.”
Türkiye, yeni
iş fırsatlarının doğacağı ülkeler arasında
“Türkiye bu
alana hala yeterince yatırım yapmamış olsa da, ülkemizde BT ve bilişim
sektöründe istihdam artışı olması yönünde önemli bir beklenti var. Bu alanda
gidecek çok yolumuz olduğu için bilişim sektöründe çalışan/çalışacak kişiler
için önemli fırsatlar çıkacaktır. Üretimde de teknolojik gelişmelerin olumlu
bir yansıması olacak. Özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların ağırlıklı
olduğu bir ortamda gerçekten fark yaratabilecek bir dönüşümden bahsediyoruz.”
Ezberci
değil, araştırmacı şirketlere ihtiyacımız var
“Z kuşağının
çalışacağı işlerin yüzde 65’i, şu anda dünyada var olmayan işler. Dünyada var
olmayan bir iş konusunda eğitim planlayamazsınız. Ancak kişilerin adaptasyon
yeteneklerini ve öğrenme yetilerini geliştirmek yönünde bir eğitim planlayabilirsiniz.
Ezberci değil araştırmacı ve öğrenmeye açık kişilere ihtiyacımız var. Eğitim
sistemimiz bunu desteklemese de gençler, tekniğin yanı sıra sosyal beceri
alanlarında da kendilerini geliştirmeli, her zaman yeni şeyler öğrenmeye açık
olmalı ve kendini eğitmeli. Bu yetkinliği kazanan gençler yeni işlere çok çabuk
adapte olup kolayca öğrenebilir. Ancak adaptasyonda sorun yaşayan kişiler iş
dünyasında tutunmakta zorluk yaşayacaktır. Türkiye’deki ve dünyadaki birçok
firma kendisini bu noktada hazır görmüyor ve bir hazırlık ihtiyacı var.”
Türkiye'deki
yetenek açığı tersine beyin göçüne neden olabilir
“ManpowerGroup’un
her yıl global çapta gerçekleştirdiği bir Yetenek Açığı araştırması var. Bu
araştırmada, dünyanın en büyük sıkıntılarından birisinin yetenekli iş gücü
bulamamak olduğunu görüyoruz. Çağımızda artık yetenek de mobilize oldu. Doğru
yeteneklere sahipseniz dünyanın pek çok yerinde rahatça iş bulabiliyorsunuz.
Transferler daha hızlı gerçekleşmeye başladı. Türkiye özelinde baktığınız zaman
bu iki yönlü etki edebilir. Birincisi, beyin göçü de yaşanabilir. Kendini
geliştiren ve öğrenme yetisini artıran kişiler yurt dışında mutlaka değer
göreceklerdir. Fakat Türkiye’deki eğitim sistemi yapısal olarak
değiştirilmediği takdirde, ezberciliğe dayalı bir ortamda yetişen gençler
kendilerini bu değişikliklere tam olarak adapte edemeyebilirler. Bu da tersine
beyin göçüne neden olabilir ve Türkiye’deki işverenler yurt dışından yeni
çalışanlar almak durumunda kalabilir.”
Kaynak: dunya.com