Aliağa
Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Saka: "Daha fazla katma değer
için lojistik köy şart. Yalnız taşıma ile lojistik olmuyor. Buraya gelen
malları, bölgemizde ayrıştıracak ve sevkiyatını yapacak bir lojistik köy
kurmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin
en önemli petrokimya, demir-çelik, enerji ve sanayi bölgesi olarak bilinen
Aliağa, son yıllarda limancılık faaliyetlerinde kat ettiği mesafeyle ‘liman
merkezi’ hedefine doğru ilerlerken, ilçenin yeni hedefi büyük yük hareketinin
planlı bir şekilde elleçlenebileceği bir lojistik köye sahip olmak. Aliağa
limanlarının 2016 yılı verilerini değerlendiren Aliağa Ticaret Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Adnan Saka, denizcilik firmalarının zaman, maliyet ve derinlik
avantajı ile daha fizibıl olan Aliağa limanlarını tercih ettiğini ifade ederek,
bölgede elleçlenen bu yükten daha fazla katma değer sağlamak için bir lojistik
köy kurulması gerektiğini söyledi.
TÜRKİYE'NİN
EN YOĞUN İKİNCİ LİMANI
Ege’nin
dünyaya açılan kapısı olan Aliağa Nemrut Körfezi’nde bulunan Tüpraş, Petkim,
Ege Çelik, İDÇ, Poaş, Ege Gübre, Habaş, Nemport, Batıçim, Ege Gaz, Total,
Alpet, Milangaz liman işletmelerinde 2016 yılında toplam 4 bin 959 gemi
hareketi olurken, Aliağa limanları İzmit’ten sonra Türkiye’nin ikinci yoğun
limanı oldu.
13 LİMANDAN
50 MİLYON TON ELLEÇLEME
Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı verilerine göre, Aliağa limanları 2016
yılında bir önceki yıla göre 48 milyon 794 bin ton olan elleçleme miktarını da
artırarak, toplam 50 milyon 540 bin ton elleçleme miktarına ulaştı. 2015
yılında 580 bin 250 TEU olan konteyner yük hareketleri ise 2016 yılında da
artış göstererek toplam 641 bin 845 TEU olarak gerçekleşti.
‘YALNIZ
TAŞIMA İLE LOJİSTİK OLMUYOR’
Lojistik
avantajların Aliağa’yı yatırımcı için cazibe merkezi haline getirdiğini
belirten Saka, bu gelişmenin daha da hızlanmasını engelleyen, planlamaya dönük
bazı eksikliler olduğunu, bunları da kısa sürede gidermek gerektiğini
vurgulayarak, “Yalnız taşıma ile lojistik olmuyor. Buraya gelen malları,
bölgemizde ayrıştıracak ve yeniden sevkıyatını yapacak bir lojistik köy
kurmamız gerekiyor. Bunun altyapısını şimdiden hazırlamak zorundayız.
Aliağa’daki herhangi bir limana bir gemi ile dökme olarak binlerce ayakkabı
geldiğinde, bir firmanın o ürünleri lojistik köye alarak orada, ambalajlayıp,
parti parti farklı adreslere göndereceği bir yapıda çalışabilmemiz gerekiyor.
Bu sistemi kurduğumuzda, malın asıl sahibi buradaki lojistik köyde hizmet veren
bir firma ile anlaşacak, navlun maliyetlerini düşürmek için bazı işleri buraya
aktaracak ve ürün buradan son tüketiciye ulaşacak. Aliağa’da elleçlediği
yüklerden çok daha fazla katma değer sağlamış olacak. Aliağa’da lojistik köyü
kurmak için doğru yeri seçip, doğru planlama ile zamanında bütün yatırımlarını
yapmamız lazım” diye konuştu.
‘İSTATİSTİKLER YATIRIMLARIN NE KADAR DOĞRU
OLDUĞUNU GÖSTERİYOR’
Kara, deniz,
demiryolu ulaşım ağlarının odağında yer alan Aliağa'nın, Manisa, Denizli başta
olmak üzere, Batı Anadolu’nun dünya ticaretine açıldığı bir nokta haline
geldiğini ifade eden Saka, “Aliağa tek başına ülke dış ticaretinin yüzde
12'sini elleçliyor. Limanlarda yaşanan gemi hareketleri bakımından da
Türkiye'nin en yoğun ikinci limanı konumunda. Ege Gübre ve Nemport limanlarında
gerçekleşen konteyner hareketlerinin yanı sıra geçtiğimiz günlerde ilk etabı
hizmete giren APM Terminals’in işlettiği liman ile birlikte Alsancak Limanı’nın
geçileceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Tüm bu istatistikler Aliağa'da yapılan ve
yapılacak olan yatırımların ne kadar doğru olduğunu gösteriyor” dedi.
'MALİYET VE
ZAMAN TASARRUFU'
Saka,
İzmir-Çanakkale Otoyoluna bağlanacak İzmir-Çandarlı çevre yolunun bir bölümünün
daha geçtiğimiz günlerde ihale edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Proje, İzmir’in kuzeyi için oldukça önemli bir gelişme. Yolun tamamlanmasıyla
Nemrut Limanı, Aliağa ve Menemen arasında günde 40 bin aracın geçtiği bölgenin
trafik sorunu çözülmüş olacak. Otoyolun Aliağa sanayisi ve limanlarına
bağlantısıyla birlikte ihracat için temel öneme sahip maliyet ve zaman
açısından kazanım sağlayacağız. Proje yap-işlet-devret modeli ile yapılacak.
Böyle olursa belki paralı olacak ama çok daha hızlı biteceği için biz
destekliyoruz. Bizim için en önemlisi yolun en kısa sürede bitmesi. Zaten
trafikte bekleyerek, dur-kalk ile boşa yakıt harcıyoruz. Harcadığımız yakıtı
ithal ediyoruz ve milyon dolarlarımız boşa gidiyor. Yolun ücreti boşa yakılan
akaryakıtın ücretinden daha fizibıl olacaktır. Aynı zamanda her alanında en
büyük ihtiyaç olan ‘zamanı’ kazanacağız. Bu nedenle bizim birinci isteğimiz
çevre yolunun en kısa sürede bitirilmesi.” (İHA)
Kaynak:
lojiport.com