DEİK,
Türkiye’nin ihracatını artırmak için ülke bazlı çalışacak. Bu kapsamda 2017 ve
sonrasında ihracat ve yatırım potansiyeli olan 10 ülke özel olarak radara
alınıyor.
Türkiye’nin
ihracatı 2012’den bu yana 140-150 milyar dolar bandına sıkıştı. Son 3 yıldır
ise geriliyor. Doğrudan yatırımlarda da beklenen performans sergilenemiyor.
Geçen yıl Türkiye’ye gelen yabancı yatırımların yaklaşık yarı yarıya azaldığı
tahmin ediliyor. Bu süreci tersine çevirmek de kolay değil. Tüm dünyada mal
ticareti geriliyor ya da yerinde sayıyor. Daralan pasta için rekabet artıyor. Artık
makro dış ticaret politikalarının etkisi düşük kalıyor. Ürün ve ülke bazında
yapılan çalışmalarla sonuç alınıyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu da (DEİK)
çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırıyor.
DEİK,
Türkiye’nin halihazırda güçlü olduğu Avrupa ya da yeni yeni açılım yaptığı
Afrika ve Güney Amerika gibi bölgeler bir yana bırakıldığında 5 bölgede 10
hedef ülke belirledi. Bu ülkeler; Uzakdoğu’da Çin ve Hindistan, komşularda İran
ve Irak, Kuzey Amerika’da ABD ve Kanada, Orta Asya’da Kazakistan ve Özbekistan,
körfezde ise Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri. Her ülkenin kendi hikayesi,
Türkiye açısından ayrı bir önemi var.
“ABD’ye
Kanada’dan girebiliriz”
DEİK
Başkanı Ömer Cihad Vardan, hem ticaret hem de karşılıklı yatırımların artması
için 2017 ve sonrasında önem verecekleri ülkeleri şöyle anlattı: “Çin’in
önemini anlatmak bile gerekli değil. Ancak bu ülke ile dış ticarette ciddi açık
var. Bunu sürdürülebilir bir seviyeye getirmek için bir rapor hazırladık.
Devamı da gelecek. Hindistan devasa yapısına rağmen Türkiye’nin radarına çok
giremedi. Bunun için özel olarak çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımızla bu yıl bir
Hindistan ziyareti gerçekleştirebiliriz. Komşulardan İran’da hala sorunlar
aşılmadı. Bunun için hem yasal sorunların aşılması hem de güvenin sağlanması gerekiyor.
Bu sağlanınca cirolarda katlarla ifade edilebilecek büyüme imkanları var.
Irak’ta da önemli gelişmeler oluyor. Oranın istikrara kavuşmasıyla yatırımlar
ve ticaret tekrar artışa geçebilir.
Körfez
ülkeleri Katar ve BAE’de bazı sıkıntılar yaşandı ama bunlar aşılıyor gibi
görünüyor. Petrol fiyatlarının yükselişe geçmesi ile burada oluşacak iş
fırsatlarını kaçırmak istemiyoruz. Aynı şekilde Orta Asya’da Kazakistan ve
Özbekistan ekonomilerinin de canlanmasını bekliyoruz. Özellikle yönetimin
değiştiği Özbekistan’da sıçrama yapabiliriz. En önemlisi ise Kuzey Amerika. Çok
büyük piyasa, hacimler çok yüksek. Orada da risk var. Trump ile birlikte içe
dönecek mi dönmeyecek mi ona bakacağız. Hedef eyaletler belirledik ve buna
yönelik çalışıyoruz. Öne çıkmayan ancak etkisi çok büyük ülke ise Kanada. Bu
ülkeye yapacağınız ticaretin oradan ABD’ye sirayet etme imkanı daha yüksek.
ABD’ye çok mal satamıyoruz. Belki dolaylı yapmak direk yapmaktan daha kolay. Bunları
araştıracağız.”
“Düşük
not olan konseyler değişecek”
Vardan,
DEİK'in iki sene içinde yaptıklarını ve önümüzdeki dönemdeki hedeflerini ise
şöyle açıkladı: “2014 sonunda görevi devraldık. O zamandan bu yana öncelikle
altyapıyı yeniden yapılandırdık. İş konseylerinin sayısı 118’den 134’e çıktı.
Hedefimiz Türk Büyükelçiliklerinin olduğu tüm ülkelerde iş konseyi açmak.
Dünyada 127 ülke ile irtibat halinde olan tek kuruluşuz. Benzersiz bir çalışma
DEİK: Bunun çok daha etkili olması için performans kriteri koyduk. İlk başta
uzun yıllarda konseylerde uzun yıllardır çalışan, gerek yaşları gerekse de ilgi
alanları bakımından farklılaşan arkadaşların yerlerine yenilerini getirdik. İş
konseyinin yüzde 63’ü yeniledik ve yeni bir heyecan oluştu. 2017’de de değişmesi
gerekenler değişecek. Her ülkeye hedefler ve kriterler belirledik. Bu kişilerin
performanslarını ölçüyoruz. Kurulan ilişkilerden, ticarette sağlanan artışa
kadar farklı kriterleri içeren bir değerlendirme yapacağız”
“Rakipler
de boş durmuyor”
DEİK
Başkanı Vardan, Türkiye’nin ihracatını artırma politikalarının geniş çerçevede
düşünülmeden işe yaramasının zor olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Biz
ihracatımızı artırmak istiyoruz da başkaları da aynı şeyi düşünüyor. Bütün
ülkeler daralan ticaret ortamında en azından mevcudiyetini korumaya mümkünse de
gelişmeye çalışıyorlar. Rekabet o kadar çok ki küçük bir ülke olsanız, kendi
yağınızda kavrulmak isterseniz sıkıntı yok. Ancak Türkiye’nin büyük hedefleri
var. Dünya ülkesi olmak istiyor. Dünya arenasında rüzgar çok sert ediyor.
Rakipleriniz dünya ülkeleri. Onlarla rekabet edebilecek ölçüde bir performansa
ulaşmanız gerekiyor. Bu da fiyat, ürün kalitesi, teknoloji gibi faktörleri
içeriyor. Bizim kendimizi orada konumlandırmamız lazım. Dünya dönüşüm geçirirken,
biz seyirci mi kalacağız, yoksa bunu yönlendiren mi olacağız. Önümüzdeki soru
bu. Biz DEİK olarak yaptığımız işlerde önceliği içeriğe veriyoruz. Böylece
yaptığımız işlerden aldığımız verimi artıralım.”
“Türk
girişimciler her yerde”
Bu
ortamda Türkiye’nin en büyük gücünün farklı coğrafyalara yayılan Türk
girişimciler olduğunu kaydeden Vardan, “Dünyanın neresine gidersek gidelim
cevval Türk müteşebbislerin girişimlerini görüyoruz. Bu da bize onur veriyor.
Sibirya’dan Afrika’nın çok bilinmeyen yerlerine kadar binlerce kişi çalıştıran
tesislerimiz var. Biz de bu kapsamda sadece ticareti değil, karşılıklı yatırımı
da savunuyoruz. Çünkü bazen orada olmanız gerekiyor” diye konuştu.
Savaş,
terör, aşırı sağ ve popülizm gölgesinde dış ticaret
Türkiye
2016’yı oldukça çalkantılı geçirdi. 2017’ye de çok iyi başlamadı. Bu ortamda
senaryolar oluşturmak, planlar yapmak çok zor. DEİK de hem Türkiye hem de dünya
konjonktürünü anlamaya ve tahmin etmeye çalışıyor. Ömer Cihad Vardan, 2017’de
dikkatle izledikleri 4 başlığı şöyle anlattı: “2017’nin planlarını yaparken,
dünyanın ve Türkiye’nin nereye gideceğini hesaplamaya çalışıyoruz. Bizim
arzumuz ümidimiz bölgede akan kanın durması. Savaşın nihayete ermesi. Sonuçta
insanların tekrar yaşayabilecek bir ortama kavuşuyor olmaları. Son ateşkes çok
önemli bir adım. Müzakerelerin de olumlu neticelenmesini ümit ediyoruz.
Buradaki gelişmeler bizim dış ekonomik ilişkileri şekillendirecek bir
potansiyel içeriyor. Kısa vadede çözüm gelmeyebilir ama yakından takip
ediyoruz. Ayrıca en büyük temennimiz terör olaylarının da artık olmaması.
Dünyaya baktığımızda da ABD’de bir Trump hadisesi var. O göreve geldikten sonra
dünya konjonktürünün nasıl hareket edeceği çok kritik. Sadece bizi değil tüm
dünyada dengeler değişebilir.
Öte
yandan Almanya, Fransa ve Hollanda’da çok önemli seçimler var. Bu ülkelerdeki
gelişmeler tüm hesaplamaları bozabilir. Aşırı sağın yükselişi AB'nin kaderinde
etkili olabilir. Brexit’in de etkileri bir yandan görülmeye başlanacak.
Ekonomik ilişkilerimizin yarısını gerçekleştirdiğimiz ‘Avrupa’nın geleceği ne
olacak?’ sorusu bütün stratejileri belirliyor. Tüm bu gelişmelerin tamamında
menfi ve müspet etkiler olacak. Dileğimiz menfi olayları biraz daha iyi analiz
edip oradan çıkarımlar elde edebilmek. Dış ilişkiler alanında çalıştığımız için
devamlı tüm dünyada olan olayları takip edip onlara göre adım atmak zorundayız.
STK
çalışmalarına 'dayı' serzenişi
Ömer
Cihad Vardan, yıllardır STK çalışmaları içinde yer alıyor. Yaklaşık 20 yıl
MÜSİAD’da aktif olarak çalıştı, başkanlık yaptı. Sonrasında İKV’de görev aldı.
2014 sonundan bu yana DEİK başkanlığı görevini yürütüyor. Bu çalışmalara aile
içinden de zaman zaman serzeniş gelebiliyor. Vardan, dayısının konuyla ilgili
şu sözlerini aktardı: “Sen buralara harcadığım zamanı, bizim şirkete
harcasaydım kim bilir nelere gelirdik.” Buna rağmen Vardan, çok fazla şikayet
etmiyor: “Bu işi bizden istendiği için yapıyoruz. Elimizden geldiği kadar da
yürütmeye gayret ettik. Bir şey kazanmıyoruz ama ülkemize kazandırmaya
çalışıyoruz. Yoksa zaten bu süreç çekilmez.”
Doğu
Avrupa'ya akın var
Son
dönemde Türkiye’den Doğu Avrupa’da ciddi bir kaynak akışı var. Çok sayıda
şirket üretimlerini oraya kaydırıyor ya da orada ofis açıyor. Türkiye’nin AB
ile ilişkilerinin tıkanma noktasına gelmesi bunda önemli bir etmen. Bugün başta
AB ile müzakerelere başlayan ülkeler ciddi potansiyel barındırıyor. Zamanında
Türkiye de bu dalgadan yararlanmıştı. Bugün Türk yatırımcılar Sırbistan,
Makedonya ve Bosna Hersek gibi ülkelere gidiyor. Vardan, konuyla ilgili şunları
söyledi: “Orada hem yaşam kolay hem de değişik imkanlar sunuyorlar. Mesela
Sırbistan Başbakanı oradaki yatırımcılarla ticari pazarlık yapar gibi
konuşabiliyor. Ayrıca orada itibarımız çok yüksek.”
Yazı
gelir gelmez TÜSİAD’a parasını geri ödedik
DEİK
Başkanı Vardan, üyelerinin gönüllülük esasına göre aidat ödeyerek DEİK’e üye
olduğunu, istemeyenlerin DEİK’e üye olmayacağını hatırlattı. TÜSİAD, DEİK
kurucu kuruluşu olması ve ilgili aidatı ödemesi hususunun kendi rızaları
dahilinde olmadığı gerekçesiyle Ekonomi Bakanlığına açtığı davada Danıştay’ın
yürütmeyi durdurma kararı vermesine ilişkin Vardan, “TÜSİAD, yönetmelik gereği
ödemesi gereken aidatları bize ödemişti. Bunu öderken de dava açtıkları için
şerhli olarak ödemişlerdi. Sonuç itibarıyla dava henüz sonuçlanmadı, sadece
yürütmeyi durdurma kararı verildi. Onlar da yürütmeyi durdurma kararı kendi
lehlerine sonuçlandığı için ödedikleri parayı geri istediler. Biz de parayı,
yazı gelir gelmez hemen geri ödedik. Şu anda TÜSİAD, DEİK’in kurucu kuruluşlarından
birisi değil” ifadelerini kullandı.
Kalsalardı
iyi olurdu
TÜSİAD’ın
kendisini haklı görerek davayı açtığını ancak DEİK kurucu kuruluşu olmaktan
vazgeçerek aslında yapılan bunca çalışmanın içerisinde yer almamayı seçtiğini,
bu nedenle TÜSİAD adına üzüldüğünü dile getiren Vardan, konuşmasını şöyle
tamamladı: “Ben her konuşmamda onların da bizim kurucu kuruluşlarımız arasında
olduğunu söyleyerek onları onurlandırmaya çalıştım. Ama sonuçta onların kendi
bileceği bir karar... TÜSİAD üyelerinden bazıları bizim hala hem yönetim
kurulumuzda yer alıyor hem de aralarında iş konseyi başkanlarımız olanlar var.
Ayrıca, hatırlanacağı üzere TÜSİAD, DEİK’in ilk kuruluşundan beri vardı.
Dolayısıyla TÜSİAD da sistem içinde olsaydı tabii ki hoş olurdu. Ama olmak istemiyorlarsa
bu, onların kendi tercihleri, bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok.”
İşimizi
kur tahminine göre ayarlamayız
DEİK
Başkanı Vardan, yatırımların artması için faiz oranlarının mevcut seviyelerin
altında olması gerektiğini söyledi. Vardan, ekonomiye ilişkin 2017
beklentilerini dile getirirken de, Türkiye ekonomisinde yükselme yönlü bir
gelişme beklediğini dile getirdi. Döviz kurlarına ilişkin tahminde bulunmanın
yanıltıcı olacağını belirten Vardan, “Bu konuda kimse de bir şey söyleyemez.
Yani bu kurlarla ilgili bir tahminde bulunup işleri ona göre de ayarlayamayız”
dedi.
Kaynak:
dunya.com