Xinerji,
kaynak planlama ve dağıtım süreçleri ile firmalara en uygun standardı sunuyor.
Firmanın Genel Müdürü Erkan Durdağı, “Teknoloji, lojistik sektöründe firmaları
öne çıkartan çok önemli bir unsur” diyor.
2003
yılında Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde yüzde yüz yerli
sermaye ile kurulan Xinerji, bugün lojistik sektöründe 5 binin üzerindeki
kullanıcıya yazılım hizmeti veriyor. Koç, Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerinin
akademik danışmanlıklarını da alan firma, lojistik sektörüne; geliştirdiği
ürünlerin yanında, teknoloji danışmanlığı ve proje bazlı yazılım geliştirme
hizmetleri sunuyor. Teknoloji merkezli Xinerji’nin Genel Müdürü Erkan Durdağı,
teknolojinin iş yaşamıyla daha fazla entegre olması gerektiğini söylüyor.
Durdağı, “Türkiye’de Lojistik Sektörü Kurumsal firmalarda teknoloji kullanımı
iyi seviyede” diyerek, “Xinerji şirketlere kaynak planlama ve dağıtma süreçleri
için standart bir uygulama sunuyor. Bu uygulama ile kaynaklarınızı
planlayabilir, en doğru işe en uygun kaynağı atayabilir, değişen servis
ihtiyaçları gerektirdiği takdirde planlarınızı kolaylıkla yeniden
düzenleyebilirsiniz” diyor.
İzleme
süreçlerinde verimlilik sağlıyor
Xinerji’nin
müşterilere getirdiği en büyük kazanımlardan birinin günlük akışların
izlenmesinde güçlü ve detaylı yetkilendirme yapısı ile hata izleme ve giderme
iş yükünü, bilgi sistemleri kullanıcısından iş kullanıcısına kaydırması olarak
özetleyen Erkan Durdağı, Xinerji’nin kullanıcı dostu grafik arayüzü iş
kullanıcılarının takip ve hata giderme işlemlerini kendilerinin yapmasına
olanak sağlayarak izleme süreçlerinde verimlilik sağladığının altını özellikle
çiziyor. “Azalan marjlar ve yoğun rekabet nedeniyle pek çok hizmet ve bakım
odaklı organizasyon, sundukları hizmet seviyesini daha yukarılara taşımak
gerektiğini fark ediyor” diyen Durdağı, bunun da en iyi kaynakların en doğru
görevlere zamanında atanmasını gerektirdiğini belirtiyor.
Firmalar
birbirinden ‘Teknoloji’ ile ayrılır
Teknolojik
ilerlemenin firmaları birbirinden ayıran en önemli unsur olduğunu belirten
Durdağı, “Zaman en değerli maliyet olduğu için teknoloji kullanan kurumsal
firmaların rakiplerinde oluşturduğu fark en büyük kazanım. Yine aynı mantıktan
hareketle, lojistik teknoloji çözümü, iş akışları ve süreç yönetimleri
tanımlanabilen, hızlı, kendi içinde ve dış sistemler ile entegrasyon yeteneği
yüksek, güvenlik konularında güçlü ve karar destek mekanizmasına çıktılar
üretebilecek yapıda olmalı. Büyük şehirlerdeki lojistik firmalarının, ülke
geneline yayılmasında, ofis ya da şube açılması haricinde, yerel firmalar ile
işbirliği yaparak onları desteklemesi gerektiğine inanıyorum” diyor.
Türkiye
‘lojistik üs’ konumunda
Türkiye’nin
“lojistik üs” niteliği taşıdığını da ifade eden Durdağı konuşmasına şöyle devam
ediyor: “2000’lerin başında fark yaratmaya çalışan firmalar, Lojistik Meslek
Yüksekokulu mezunları ile sektörde nitelikli personel istihdamını oluşturmak
üzere öncülük yapmış bu durumun akabinde devlet desteği ile üniversitelerde
bölüm olarak lojistik yaygınlaşmaya başladı.
Türkiye’nin, coğrafi konumu itibari ile ‘lojistik üs’ olabilecek
potansiyelde olduğu bilinen bir gerçek. Karayolları, Hava ve Deniz Limanları,
yaygınlaştırılması ile demiryollarının da dâhil olması sonucu, taşımacılık
platformunda güvenli ve depolama alanındaki gelişmelerle güçlü bir durumda.”
Kaynak:
lojiport.com