Türkiye’nin
en büyük lojistik şirketlerinden biri olan Ekol Lojistik’in kurucusu Ahmet
Musul, şirketini ‘kimsesizleştirip’ sonsuza kadar yaşatma planı yaptı.
2020’de
55 yaşına geldiğinde şirketini çalışanlarına bırakacak olan işadamı, İznik’te
ve Romanya’da muhtaç hayvanlar için bir doğal hayat parkı kuracak.
Türkiye’de
lojistik sektöründe yenilikçiliğiyle tanınan Ekol Lojistik’in sahibi Ahmet
Musul, 2016 yılında yeni yatırımlara hız kesmeden devam ediyor. 2016 yılındı
750 milyon Euro ciro hedefleyen Musul, 2020 yılında 55 yaşındayken ise
şirketini bırakmayı planlıyor. Lojistikte Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük
şirketlerinden birini yaratan Musul, şirketinin yaşaması için de bugüne kadar
pek rastlanmayan bir plan yapmış. Şirketini çalışanlarına bırakmayı planlayan
Musul’un aslında amacı şirketini “kimsesizleştirmek”. Ekol şirketini kârın 3’te birinin
çalışanlarına pozisyonlarına göre dağıtılacağı geri kalanının da sermaye olarak
kullanılacağı bir sisteme geçeceğini söyleyen Musul, 3 yıldır bunun
hazırlıklarını sürdürüyormuş. Türk Ticari Kanunu’ndaki düzenlemeler izin
vermediği için Hollanda’da bir Vakıf kurduğunu belirten Musul, “Evli ve çocuklu
olsaydım farklı mı düşünürdüm bilmiyorum. Çünkü birçok şirket 2’inci 3’üncü
nesli görmüyor. Hukukçulara çok danıştım. Türkiye’de bir şirket ancak
kendisinin yüzde 10 hissesine sahip olabiliyor. Yaptığımız çalışmalar hayal
ettiğim yapıyı ancak Hollanda’da bir vakıf kurarak gerçekleştirebileceğimizi
gördük. Bunun hazırlıkları içindeyiz” diyor.
Hayvan ve doğa sever bir işadamı olan Musul, 55 yaşından sonra İznik’te
ve Romanya’da Doğal Yaşam Parkı kuracağını da belirtiyor. Musul, sorularımızı
şöyle yanıtladı:
İş
yaşamında kısa bir deneyimden sonra kendi şirketinizi kurmuşsunuz… Türkiye’nin
en büyük lojistik şirketlerinden biri olmayı hedeflemiş miydiniz?
-
Üniversite sırasında deneyim kazandım. Çalıştığım şirkette yapmak istediklerimi
yapamayacağımı görünce ayrıldım. Sıfır sermayeyle 1990 yılında kurdum
şirketimi. Müşteri odaklı yaklaşımla büyük fark yaratılacağını görmüştüm. O dönemde firmalar nakliyeciler için
çalışıyor gibiydi. Bizim farklılığımız müşteriye müşteri olduğunu hissettirmek
oldu. 1994 yılında bir taşıma aracımı aldım. Adım adım büyüdük. 1995 yılında
yurtdışına açıldık.
VİRAJI
2000’DE ALDIK
Her şirketin hikayesinde virajlar vardır. Siz
nasıl aldınız virajı? Köklü birçok şirket geride kalırken siz nasıl atak
yaptınız?
-
2000 yılında viraj aldık. Boyner Grubu ile çalışmaya başladık. 20 milyon Euro
ciromuz vardı, bir o kadarlık daha yatırım yaptık. Lojistikte köklü aile
şirketleri var ama onların çoğu yavaş hareket ediyor. Dünyada da lojistikte
büyük değişim oldu. Bu değişime ayak uyduramayanlar yolda kaldı, bazı
birleşmeler oldu. Bizim filomuz da katlanarak büyüdü. Canlı hayvan ve donmuş
gıda dışında her şeyi taşıyoruz. Daha çok otomotiv ve tekstil sektörü, kimya,
ilaç sektörlerine hizmet veriyoruz.
Sektörde
genelde köklü aile şirketleri var. Siz ise bir girişimci olarak işe başladınız.
Zorlukları, avantajları neler oldu?
-
Türkiye’de birinci kuşak ölmediği sürece genelde ikinci kuşağa pek yetki
vermiyor. Sorumluluğu vermek istemiyorlar. Sektör çok hızlı değişti. Son 20
yılda bu alanda bazı devler birleşti çünkü değişime ayak uyduramayanlar elendi.
Lojistikte uzmanlık alanları oluştu. Benimle birlikte kurulan birçok şirket en
başarılı şirketler oldu. Yenilikleri takip etmek, hızlı karar almak avantajımız
oldu.
BAŞBAKAN
SEKTÖR İÇİN BÜYÜK AVANTAJ
Başbakan
Yıldırım ulaştırma sektörünü en iyi bilenlerden. Sizin beklentileriniz nedir?
-
Başbakanımız Binali Yldırım’ın ulaştırmanın alt yapısını çok iyi bilmesi çok
büyük avantaj. En önemli yanı da bence demiryoluna önem veren biri olması.
Yıllardır ihmal edilen bir konu bu. Özellikle taşımacılıkta mutlaka atılım
yapmamız gereken bir nokta. Türkiye’nin rekabet etme gücü demiryolunu daha iyi
kullanmaktan geçiyor. Türkiye’de yolcu alanında çok iyileştirme yapıldı, artık
yük anlamında da iyileştirmelere ihtiyaç var. Bunlar da yapılmaya başlandı.
Sorun diye sordunuz, Türkiye’de gümrüklü bir malı yerinden oynatırken
harcadığımız zaman Avrupa ülkelerinden çok uzun. Avrupa’daki firmalar
ihalelerde süreyi saat olarak koyuyor, oralarda 2-3 saat verilirken, bizler 48
saat veriyoruz. Bu verimlilik açısından çok geride olduğumuzu gösteriyor.
Sektörde atılan güzel adımlar var, bürokrasi biraz önümüzü kesiyor, atılan
adımların altının doldurulması lazım. Rotterdam’da 45 dakikada yapılan bir iş
için Türkiye’de günlerce bekleniliyorsa Türkiye lojistik üs olamaz. Türkiye
coğrafi konumuyla doğal bir köprü. Bu avantajını çok iyi değerlendirmeli.
Lojistik çok önemli stratejik bir sektör. Türkiye’nin de avantajlarını iyi
değerlendirmesi gerekiyor.
İRAN’A
BÜYÜK İŞLE GİRECEĞİM
Toplam
kaç ülkede faaliyettesiniz?
-
14 ülke. Bu yıl bu sayı artacak. Çekya deniliyor artık eski Çek Cumhuriyeti
oraya giriyoruz. Ve planlarımızda İran da var. Doğu Avrupa ve AB ülkelerinin
hepsinde varız. Adriyatik, Karadeniz ve Akdeniz’de her yerde olmayı
hedefliyoruz. 2010 yılında Ukrayna’da ortaklık kurduk. Bu yıl da Bulgaristan,
İran ve Çekya’da olacağız. 2020’te kadar Avrupa’daki ilk 10 şirket arasına
girmeyi planlıyoruz. 2016 yılında Ro-Ro işimizle birlikte 750 milyon Euro ciro
beklentimiz var. İran’a büyük bir iş ile giriyoruz. Unilever ile birlikteyiz.
Orada büyük bir yatırım yapıyor Unilever. Orada hem taşımacılık hem de depolama
hizmeti yapacağız. İran’ın süreç içinde çok iyi bir iş olacağına inanıyoruz.
2015
zor bir yıldı. 2016 da terör saldırıları, turizmin düşüşü ile başladı, darbe
kalkışması oldu. Sizin İşleriniz etkilendi mi?
-
Etkilenmemesi mümkün değil. Ancak. Bizim uluslararası networkümüzde hitap
ettiğimiz firmaların hepsi uluslararsı firmalar. Bu anlamda müşteri portföyümüz
rahat. Biz Türkiye’de kaybettiğimiz ciro payını yurtdışındaki faaliyetlerimizi
artırarak giderdik.
Bundan
sonrası için beklentileriniz nedir?
Türkiye
15 Temmuz’dan sonra farklı bir ruh haline girdi. Birleşmiş, daha fazla paylaşan
bir Türkiye atmosferi ileriye taşınırsa bu daha güzel şeylere yol açabilir.
Yurtdışında yansımaları biraz soru işareti yaratıyor. Hükümet bu süreci iyi
yönetirse, Rusya ile atılan adımlar gibi, Türkiye 15 Temmuz’dan önce
düşünemediğimiz kadar daha iyi noktalara gelebilir.
AHMET
MUSUL KİMDİR?
1964
yılında doğan Ahmet Musul 1987 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat
Fakültesi’nden mezun oldu. Unok Uluslararası Nakliyat A.Ş.’de iş hayatına
başlayan Musul, 1990 yılında Ekol Lojistik’i kudru. 2013 yılında Alternative
Taşımacılık A.Ş’yi, 2015 yılında ise Yalova Ro-Ro Terminali A.Ş’yi kuran Musul,
her iki şirketin de Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde.
Kaynak:
lojiport.com