Geçtiğimiz
yılı 560 milyon dolar ciro ile kapatan Borusan Lojistik, bu yıl yüzde 20
oranında bir büyüme hedefliyor. Yatırımlarını ağırlıklı olarak proje taşımacılığı,
liman, inovasyon ve dijitalleşmeye ayırarak geçtiğimiz yıl 20 milyon dolar
yatırım yapan şirketin bu yılki yatırım miktarı hedefi ise 17 milyon dolar.
Yeşil liman sertifikası alarak Türkiye’nin bu alanda da ilklerine girmeye
hazırlanan Borusan Lojistik yakın gelecekte özellikle dijitalleşmeye ağırlık
verecek. 5 yıllık stratejik planlar yaparak çalıştıklarını belirten Borusan
Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen, 2016’nın ortaya farklı bir fotoğraf
çıkarttığını vurguluyor ve ekliyor: “Tabii ki son bir iki yıldır baktığımızda
pazar çok hızlı değişiyor. Bu değişimi yakalayabilip anlamak ve koymuş
olduğunuz hedeflerin hala doğru olduğunu kontrol etmek ve üzerinde bazı
taktiksel değişiklikler yapmak zorunda kalıyorsunuz. İşte bizim burada
yapacağımız, yaşanan bu değişimlerin bugünkü stratejilerimiz üzerindeki
etkilerini doğru anlayıp buna göre hem insan kaynakları hem bilişim
teknolojileri hem de ekipman anlamında yatırımlarımızı doğru yerlere doğru
şekilde aktarmak olacak.”
Borusan
Lojistik’in 2002 yılından bu yana genel müdürlüğünü yapan Kaan Gürgenç,
geçtiğimiz mart ayında görevini İbrahim Dölen’e devretti. 2001 yılından bu yana
Borusan Lojistik’te çalışan İbrahim Dölen, şirketin lojistik, uluslararası
taşımacılık ve liman işletmeciliğinden oluşan 3 ana faaliyet alanında farklı
zamanlarda Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldı. Özetle, Borusan
Lojistik’in yeni genel müdürü İbrahim Dölen, şirketin 2000’li yılların başında
başlattığı büyüme ve atılım stratejisini yakından biliyor ve bu stratejinin
oluşturulmasında büyük katkıları bulunuyor.
Borusan
Lojistik, İbrahim Dölen ile birlikte yine eskisi gibi büyüme, “fark yaratan,
fayda sağlayan” vizyonuna paralel sektöre getirdiği yenilikler ile sektörün
liderliğini sürdürmeye ye devam edecek diyebiliriz. Hem sektörü iyi bilen hem
de Borusan Lojistik’i iyi bilen İbrahim Dölen, kendi genel müdürlüğü döneminde
neler yapacak? Yeni büyüme stratejileri olacak mı, olacaksa bunlar nelerdir?
Türkiye’deki sosyal ve ekonomik gelişmeler sektörü ve Borusan Lojistik’in
çalışmalarını nasıl etkiliyor? Bu ve buna benzer soruları yöneltmek için
www.yesillojistikciler.com olarak Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen
ile bir araya geldik. İşte İbrahim Dölen’in www.yesillojistikciler.com’a
yaptığı özel açıklamalar…
“15
YILDIR BORUSAN LOJİSTİK ’TEYİM BÜTÜN İŞ BİRİMLERİNDE GÖREV ALDIM”
2001
yılından bu yana yani 15 yıldır Borusan Lojistik’in içinde yer alıyorum. Bu 15
yıllık zaman içinde Borusan Lojistik’in hemen hemen her iş biriminde değişik
görevlerde sorumluluk sahibi oldum. Bu süre zarfında Borusan Lojistik’i benim
de karar mekanizmasının içinde olduğum, hazırladığımız stratejik planlar ile
yönettik. Doğru adımlar ile ilerledik ve bugüne geldik. Bundan sonra da yine
stratejik planlar ile yönetiyor olacağız Borusan Lojistik’i ve Borusan
Lojistik’ten çok farklı bir Borusan Lojistik önümüzdeki yıllarda sektöre
sunuyor olmayacağız. Çünkü biz geçmiş yıllarda zaten doğru bildiğimizi doğru
hedeflerle ve doğru kaynaklarla ve şirket kaynaklarımızla gerçekleştirdik.
BORUSAN
LOJİSTİK FARKLI YARIN BORUSAN LOJİSTİK BUGÜNDEN TAMAMEN FARKLI DİYE BİR ŞEY
OLMAYACAKTIR
Borusan
Lojistik olarak 5 yıllık stratejik planlarla çalışıyoruz. Önümüzde ki 5 yıl
için ne yapmak istediğimizi, hangi iş alanlarında büyümek istediğimizi,
yatırımlarımızı nereye yapmak istediğimizi bunların hepsini büyük bir
planımızın parçası olarak görüyoruz. Bu bizim açımızdan hep böyle dolayısıyla
şu anda da devam eden bir stratejik planımızın içindeyiz. Bundan dolayı dün
başka bir Borusan Lojistik vardı, yarın
bugünden tamamen farklı yeni bir Borusan Lojistik olacak diye bir şey olmayacak..
Çünkü doğru yoldayız.
PAZAR
ÇOK HIZLI DEĞİŞİYOR
Tabii
ki son bir iki yıldır baktığımızda pazar çok hızlı değişiyor. Bu değişimi
yakalayabilip anlamak ve koymuş olduğunuz hedeflerin hala doğru olduğunu
kontrol etmek ve üzerinde bazı taktiksel değişiklikler yapmak zorunda
kalıyorsunuz. İşte bizim burada yapacağımız, yaşanan bu değişimlerin bugünkü
stratejilerimiz üzerindeki etkilerini doğru anlayıp buna göre hem insan
kaynakları hem bilişim teknolojileri hem de ekipman anlamında yatırımlarımızı
doğru yerlere doğru şekilde aktarmak olacak.
SON
BİR AYDA 2016 BİZE ÇOK FARKLI BİR FOTOĞRAF ORTAYA ÇIKARDI
Borusan
Lojistik’in 2019 yılına kadar bir stratejik planı var. Bunun stratejik planın
şu an tam ortasındayız. Ama stratejimizi revize etme ihtiyacı hem benim
gelmemden kaynaklı, hem de Türkiye’de ve dünyada kur değişimleri yaşanmasından
dolayı bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Son bir ayda 2016 için bize çok yeni
bir fotoğraf çekti. Şimdi öncelikle
bütün bunları anlamaya çalışıyoruz. Gelecek yıllar içerisinde etkisi ne olacak,
bu planımızda değişiklik yapmaya ihtiyaç duyulacak bir büyüklükte bir farklılık
bize getirecek mi? Şu anda aslında tam bunları tartıştığımız, kendi içimizde
adreslemeye çalıştığımız dönemdeyiz.
YAŞANAN
GELİŞMELER STRATEJİYİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMENİZİ ZORUNLU KILIYOR
Faaliyette
bulunduğumuz coğrafyalarda yaşanmakta olan gelişmeler ister istemez şirketlerin
stratejilerini de etkiliyor. Yani hiçbir strateji katı değildir sonuçta ortaya
çıkan makro değişimler sizin o an için strateji yaparken öngörmediğiniz kadar
çok büyük bir fırsatın önünüze çıkıyor olması, bunların hepsi stratejiyi tekrar
gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor. Aksi takdirde zaten belli kalıplar içinde
beş yıl boyunca sabit çalışan organizasyon haline gelirsiniz. Hayat o kadar
statik değil ne yazık ki.
TÜRKİYE
BU KALKIŞMAYI KISA SÜREDE ATLATACAKTIR, İNŞALLAH BUNU FIRSATA ÇEVİREBİLİRİZ
Hepimizin
gördüğü bu aslında büyük kalkışma ya da darbe girişimini Türkiye’nin kısa
sürede atlatacağını düşünüyorum. İnşallah bunu bir fırsata çevirebiliriz,
bundan doğru şeyler öğrenip geleceğimiz adına en azından umutla bakabileceğimiz
bir zemin sağlayabiliriz. Bunu sağladığımız zaman ben belki bundan bir uzun
vadeli çıkarlar sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Türk halkının darbeye karşı
gelme demokrasiyi koruması her yerde görünebilecek bir tepki değil. Bunu doğru
okuyabilirsek ülkenin geleceği ile ilgili doğru yollara gidebiliriz ve uzun
vadeli büyümemize çok ciddi katkıları olabilir. Kısa vadeli olarak evet planlar
değişebilir 2016 yılının bundan sonra ki döneminde 2017 için önümüzdeki birkaç
ayda görebileceğimiz dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durum fotoğrafı
değiştirebilir ama uzun vadede çok farklılık yapacağını düşünmüyorum.
2015’te
iki tane büyük seçim yaşadı Türkiye ve buna rağmen yüzde 4 büyüdü. Tabi ki de
bu yaşanan olayın getirmiş olduğu bir belirsizlikten dolayı bir sıkıntı bir
duraklama olacaktır ama bir dip yapma noktasının olacağını düşünmüyorum.
Belirsizlik
ülke büyümesinin önünde ki önemli bir engel. Belirsizlik dönemlerinde en doğal
refleks olan insanların “bekleyelim görelim dur bakalım ne olacak” yaklaşımı
aslında ekonomiyi etkileyen şirketler içinde geçerli. Ülkenin beklediği
yatırımların daha geç geliyor olması, şirketlerinde benzer önemli yatırım
kararlarını öteliyor olması ülkenin
ulaşabileceği potansiyel büyümesini de biraz daha öteliyor olacak. Şu an
aslında herkesin yaptığı muhtemelen iş
hayatında bunun kendi stratejilerine olan etkileri nedir, biz bunu nasıl
minimum hala getirebiliriz şeklindeki çalışmalarını sürdürmek diye düşünüyorum. Biz de benzer çalışma içinden
geçiyoruz. Ama bir ticari kurum olarak
üzerimize düşenlerin farkındayız. Her sosyal katmanın, ülkenin geçirdiği zor
durumları aşarken üzerine düşen farklı görevler var. Biz de vatanını seven bir
ticari kurum statümüzle, elbette içinde bulunduğumuz durumu doğru analiz
ederek, ama planladığımız yatırımlardan belirsizlik nedeni ile geri adım
atmadan üzerimize düşen görevi yerine getirmeye devam edeceğiz.
SALIDAN
SONRA İŞLER TEKRAR ESKİ RİTMİNE DÖNDÜ
Bu
olayın olduğu haftanın sonrasındaki pazartesi ve salı günlerinden sonra işler
tekrar eski ritmine döndü. Sanırım insanlar şunu gördü evet önemli bir kriz
atlatıldı ama bu krizin önemli bir bölümü aslında cumartesi sabahı kalktığımız
da atlatılmıştı. Tabi ki bunun etkileri yaşanacak ama ekonomik hayat ve günlük
hayat hala devam ediyor. 5-6 yıl önce böyle bir durum ile karşılaşılsaydı çok
daha farklı ve tepkisel olurdu. Her bir krizden sonra dolar alır başını
giderdi, insanlar bankalar önünde kuyruk olurdu hemen her yerden işçi çıkarmalar
başlardı ekonomik tepki koyarlardı. Şu an bizim ve kimsenin gündeminde böyle
bir durum yok ve olacağını da öngörmüyorum.
Türkiye
olarak o kadar çok değişken karşısında yaşamaya ve kendimizi adapte etmeye
alıştık ki, bu hızlı değişim bizi ister istemez bizi bundan altı ay, bir yıl
önce ya da iki yıl önce yaşadığımız o dönemin önemli olaylarının çabucak
hafızamızdan çıkmasını hemen önümüzde ya da bir hafta önce yaşamış olduğumuz
konuya odaklanmamızı da sağlıyor. Ama bizi ülke olarak bu tarz belirsiz dönemleri,
durgunlukları aşmak konusunda komando
olarak görüyorum, dünyanın ünlü ekonomistlerinin bile nasıl kurguladığımızı
hala çözemedikleri metotlar ile pek çok krizi, başka ülkelere göre çok daha hızlı
ve az zarar alarak aştık.
İRAN
PAZARI ÇOK BÜYÜK BİR FIRSAT
İran’da
ABD’nin ambargoyu kaldırıyor olması gerçi şu an tamamıyla kalkmış değil ama
Türkiye açısından da çok büyük bir fırsat. Borusan açısından da büyük bir
fırsat. Çünkü sonuçta Türkiye ile sınırları olan 80 milyonluk ciddi bir tüketim
potansiyeli olan yıllardır yatırım yapılmayan bir ülkeden bahsediyoruz. Çok
büyük bir potansiyel, çoğu insan şaşırır ama İran’da üretilen araç sayısı
Türkiye’den fazla. Böyle baktığımız zaman Türkiye’nin oraya ihraç edebileceği
veya Türkiye’yi de geliştirebileceği pek çok fırsatın olduğunu
düşünüyoruz. 2015 yılı için bu bizim
stratejimizi tekrar gözden geçirmek için ele aldığımız konulardan bir tanesi,
şu anda da üzerinde ciddi olarak çalışılıyor. Sektörümüzde ve sektör dışında da
pek çok sektör açısından herkesin fırsat beklediği bir konu gibi gözüküyor
şuanda. İran, Borusan Lojistik olarak bizim büyümemize önemli katkılar
yapmasını beklediğimiz bir pazar. İran pazarının sağlayacağı katkının toplam
ciromuz içinde yüzde 10’lara kadar çıkabilecek bir potansiyelin olduğunu
düşünüyoruz. Tabi bunun ne zaman gerçek hayat geçileceği, ne zaman hızlanacağı
bu belli bir zaman alacaktır.
BALNAK,
BORUSAN LOJİSTİK’E TAM OLARAK ENTEGRE OLDU MU?
Balnak
bizim 2012 yılı sonunda Borusan Lojistik olarak satın almış olduğumuz Türkiye’nin
önemli lojistik hizmet sağlayıcılarından bir tanesi. Satın almayı
gerçekleştirdiğimiz dönemde her iki firmanın da hem Borusan Lojistik’in hem de
Balnak’ın cirosal olarak baktığımız zaman 300 milyon dolara 200 milyon dolar
seviyelerindeydi. Geçen süreç iki büyük organizasyonu entegre etmenin dışardan
görüldüğü kadar kolay olmadığını bize gösterdi. Çünkü en basitinden muhasebe
sistemlerinin birleştirilmesi iş akışlarının benzer hala getirilmesi,
kullandığınız sistemlerin birbiriyle konumlanmasının sağlanması, raporların
belli bir düzene getirilmesi, baktığımızda gerçekten içeride yapılması gereken
çok iş olduğunu gördük. Şu an bu entegrasyonu tamamen sağladık. Her iki
şirkette Borusan Lojistik çatısı altında tek bir şirket olarak varlığını
sürdürüyor. Balnak’ın isim hakkını da satın almış olduğumuz için hala onu
kullanıyoruz ama Borusan Lojistik markası altında her iki firmayı da
birleştirdik. Beklediğimiz kadar büyük bir başarı elde edebildik mi? Hayır, çok
daha büyük hedeflere ulaşabileceğimizi öngörmüştük. . Kötü bir satın alma mı?
Hayır, müşterilerimize veremediğimiz önemli bir ihtiyacı Balnak sayesinde
kazandık, organik büyüme ile yıllarca gelemeyeceğimiz yetkinliklere bu
satınalma ile ulaştık. Aslında sorunuzu
böyle cevaplamak daha doğru.
ULUSLARARASI
TAŞIMACILIK TOPLAM CİROMUZ İÇİNDE YAKLAŞIK YÜZDE 35-40 SEVİYELERİNDE BİR PAYA
SAHİP
Bizim
en büyük iş bölümümüz Türkiye’deki yerleşik olan lojistik aktivitelerimizden
meydana geliyor. Hem yurt içi taşımacılığımız hem depolama faaliyetlerimiz hem
şu an son geçen sene içine girmiş olduğumuz ve bu uğurda önemli yatırım yapmış
olduğumuz ağır taşımacılık, araç lojistiği gibi hizmetlerimiz toplam ciromuzun
neredeyse yarısını oluşturuyor. Bu tabi ki Borusan Lojistik’in Türkiye de kurulmuş olmasının getirdiği bir etki.
Uluslararası taşımacılık toplam ciromuz içinde yaklaşık yüzde 30 seviyelerinde bir paya sahip. Liman
faaliyetlerimiz de yaklaşık yüzde 10’luk bir paya sahip cironun içinde. Ama
bunun dışında da hizmet verdiğimiz pek çok farklı firmanın ya da sektörün
ihtiyaçları doğrultusunda gelişmiş alanlarımız da bulunuyor. Örneğin otomotiv
sektöründe çok ciddi bir pazar payına sahibiz. Borusan Lojistik olarak Türkiye
pazarında üretilen yaklaşık 1 milyon aracın 500 bin civarındakine dokunuyoruz.
GEÇEN
YIL 1.4 MİLYAR LİRA CİRO ELDE ETTİK
2016
yılı için yaklaşık yüzde 20 gibi bir büyüme öngörmüştük. Geçen yılı 1.4 milyar
lira seviyesinde bir ciro ile kapatmıştık. Çünkü çok değişken var. Örneğin
doların nerede duracağı… Biz Borusan Grubu olarak içeride dolar kuru
konuşuyoruz. Böyle baktığımızda 560 milyon dolar seviyesinde bir ciro ile
kapattığımız gözüküyor. Bundan sonrası ne getirir bilmiyorum açıkçası ama biz
şu anki iş hacimlerimiz kazanmış olduğumuz işler olarak baktığımızda bütçemizi
rahatlıkla yakalayacağımızı ve büyüyeceğimizi öngörüyoruz. Bu yıl yüzde 20
büyümeyi öngörüyoruz.
DEMİRYOLLARININ
SERBESTLEŞMESİYLE İLGİLİ KISA VADELİ BİR STRATEJİMİZ YOK AMA BEKLİYORUZ
Demiryollarının
serbestleşmesi ile ilgili uzun yıllardır çalışmalar yürütülüyor. Borusan
Lojistik olarak bizim yakın planda demiryollarının serbestleşmesi sonrası için
bir stratejimiz yok ama bekliyoruz.
SON
DÖNEMDE YATIRIMLARIMIZI AĞIRLIKLI OLARAK LİMANIMIZA YAPTIK
Biz
son dönemdeki yatırımlarımızı çok ciddi anlamda limanlara yaptık. Geçen sene
başladığımız bir iskelemizi uzatma projemizi tamamladık, iskelemizin boyunu 110
metre uzatarak 560 metreye çıkarttık. Bu artan gemi boylarının getirmiş olduğu
hem kapasite artırımı hem de müşterilerinin ihtiyaçlarını aynı anda karşılamak adına
yapmış olduğumuz bir yatırımdı. Bu yıl içerisinde de iki dolum alanının
inşasını tamamladık, liman sahamızı 30 dönüm büyüttük. Dolayısıyla stok sahamız
anlamında yeni ithalat ihracat araçlarının artacak ihtiyaçlarını da karşılamış
tamamlamış olduk. Geçen yıl Gemlik’te bulunan Borusan Limanımız için 11 milyon
dolar yatırım yaptık.
KANAT
ADAPTÖRÜ (ROTOR BLADE ADAPTOR) TEKNOLOJİSİ YATIRIMI İLE DAHA ÇEVRECİ
Borusan
Lojistik olarak 2015 yılında tüm alanlar için 20 milyon dolar civarında bir
yatırım yaptık. Bu yılki yatırım tutarımız 17 milyon dolar seviyelerinde
olacak. Ağırlıklı olarak her iş koluna, dijitalleşme ve inovasyon alanlarında
yatırımımız var ama bu sene bizim için ilk sırada ağır taşımacılık faaliyet
alanın da kendi ekipmanlarımıza yapmış olduğumuz yatırımlar olacak. Özellikle
önümüzde ki dönem de rüzgar enerjisi konusunda Türkiye’nin büyüyeceğini bu
alanda yatırımların yapılacağını görmekteyiz.
Bu
öngörüye paralel olarak, Borusan Lojistik olarak sektörün lider oyuncusu
olmanın verdiği bilinçle enerji ve proje lojistiğinde de ezber bozan hamleler
yapmaya devam ediyoruz.
Geçtiğimiz
sene başladığımız, kullandığımız metot ile Türkiye’de pek çok ilke imza
attığımız bir proje de Danimarkalı VestasWindSystems A/S’nın ürettiği 10 adet
rüzgâr türbinine ait 30 devasa rüzgâr kanadını taşıma işini üstlendik. Bu
kanatlar 6 seti üretime geçen, EnBW
Enerji’nin, İzmir Kemalpaşa ilçesi sınırları içerisinde yer alan Fuat Rüzgâr
Enerjisi Santralı (RES) projesinde kullanılıyor.
Müşterilerimize
verdiğimiz Yalın, Yakın ve Hızlı’ sözümüzün gereği, bizim için imkânsız diye
bir şey yok. Taşımasını üstlendiğimiz VestasWindSystems A/S işinde
kullanacağımız kanatları 10 km’lik stabilize bir yolda ve kanatları 50 derece
açıyla dik konumda tutarak taşımak durumundaydık. Diğer yandan yol eğiminin
yüzde 18’ler seviyesinde olması da bizi bir hayli yoracaktı. Sektörde yüzde
12’lik eğimleri çok dik rampa olarak adlandırdığımız düşünülürse bizim tırmandığımız
yüzde 18’lik eğimin dikliği daha iyi anlaşılacaktır. Biz çevreye duyarlı olarak
ve pratik bir şekilde bu kanatları nasıl taşıyabileceğimizi araştırmaya
başladık. Kanat Adaptörü ‘Rotar Blade Adaptor’ teknolojisi ile 60 metrelik
devasa rüzgâr kanatlarını 15 metrelik tırlarımıza yükleyerek taşıyabileceğimizi
gördük. Bu teknoloji sayesinde araç uzunluğumuz 35 metreye kadar düşüyordu.
Kanatları yere 50 derece açıyla taşıma izni veren Kanat Adaptörü taşıması
sayesinde bir yandan yol yapım maliyetlerimizi azaltılırken, aynı zamanda gri
sektörün yeşil oyuncusu misyonumuz ile yeni yol yapımı dolayısıyla doğaya
verilen zararı da asgari düzeye indirmiş olduk. 50 derece açıyla taşıyarak
yaklaşık 10 bin kamyon hafriyat çıkmasına engel olduk. Ayrıca 100 bin
metreküpten fazla toprak kaybının da önüne geçerek ekolojik dengenin bozulmamasını
sağladık. Devam eden bu başarılı projenin ardından bu sene başı itibarı ile
RES’lerin kurulacağı lokasyonlara taşınmasın da sektör için bir farklılık olan
bir yatırımımızı hayata geçirdik.
Önümüzdeki
dönemde mevcut işlerimize ve kendimizi hızla geliştirdiğimiz yeni iş
alanlarımıza odaklanacağız. Geçtiğimiz sene pek çok ilke imza attığımız proje
lojistiği ve RES lojistiği yine gündemimizde olacak.
GEMLİK’TE
YEŞİL BİR DÜNYA LİMANI
Türkiye’nin
ilk belgeli yeşil limanlarından olmak başvurumuzu yaptık. Tüm hazırlıklarımızı
yaptık gelip tüm incelemeleri yaptılar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’ndan yakında da belgemizi almış olacağız.
Liman
da yaptığımız çevreci çalışmalar ile bu belgeyi almayı hak ettiğimizi
düşünüyorum. Örneğin 2013 yılında başlattığımız limanımızda led dönüşüm projesini hayata geçirdik.. Proje
kapsamında armatürlerimizi değiştirerek led sisteme geçtik. Bu sayede yıllık
1,2 milyon kWh tasarruf sağlıyoruz. 2016 yılı Eylül ayından itibaren ise
projemizin ikinci fazını devreye alarak tasarrufumuzu 1,5 milyon kWh
seviyesinde ilave tasarruf sağlıyor olacağız. Aynı şekilde kendi içimizde
yaptığımız geri kazanımlar ve iyileştirmeler sonucunda Limanda 3 bin metreküp
ağacı ısıl işleme tabi tutarak, 12 bin 332 ağacı kesilmekten kurtardık. Bu
sayede 25 bin kişinin yıllık oksijen ihtiyacını karşılamış olduk.
1
MİLYON AĞAÇ DİKMEYİ HEDEFLİYORUZ
Öte
yandan 2011 yılında ÇEKÜL ile '7 Ağaç Ormanları' program protokolünü imzaladık.
2018 yılına kadar 1 milyon ağaç dikmeyi hedefliyoruz. İş ortaklarımızın da
kampanyaya dolaylı olarak katılımını sağlıyoruz. Gerçekleştirilen her 10 taşıma
ve her 10 konteyner elleçlemesi için 7 Ağaç Ormanları’na birer ağaç dikiyoruz.
Başka bir söylem ile müşterilerimiz bizi tercih ettiklerinde onlar adına
gerçekleştirilen her 10 taşıma ve her 10 konteyner elleçlemesi için 7 Ağaç Ormanları’na
birer ağaç dikiyoruz.
BİLGİYE
HIZLI ERİŞMEK KADAR DOĞRU YÖNETMEK VE YORUMLAMAK ÖNEMLİ
Bugün
artık bilgi çağındayız, yani bilginin temel kaynak olduğu, bilgi üretimi ve
iletiminin yaygınlaştığı, kesintisiz öğrenme ve bilgilenmenin kaçınılmaz hale
geldiği bir çağ bu çağ. Bilgi çağına geçiş ile baş döndürücü bir hızla
dijitalleşme hayatımızın bir parçası haline geldi.
Bunun
getirmiş olduğu tabi bir bombardıman da var. İnsanlar o kadar çok farklı
bilgiyi farklı anda alıyorlar ki çok daha hızlı bir değişimin içinde bütün
bunların etkisini doğru yorumlayabiliyorlar mı önemli bir soru mesela.
Yusuf
Has Hacip, Kutadgu Bilig’de bilgiyi, “değeri yok olmayan bir servet” biçiminde
tanımlarken, J.J.Rousseau gerek bireysel, gerek toplumsal gelişmenin bilgi ile
gerçekleşebileceğini vurgulamıştır.
Bilginin
giderek daha popüler hale gelmesinin arkasında yatan nedenlerin başında; son
yıllarda, bilginin toplanması, saklanması, işlenmesi alanlarındaki teknolojik
olanakların hızla artmış olması yatmakta. Biz bir şirket için bugün “Bilgi”nin önemli
sermayelerimizden olduğunun farkındayız.
Görüyoruz
ki günümüz organizasyonlarında, sermaye olarak paranın yerini bilginin almaya
başladı. Sürekli öğrenme ve bilgilenme
yaklaşımı, kurumlar arası yarışmanın anahtarı artık Bilgi çağının belirleyici gücü bilgi olduğuna
göre bilgi ile uğraşan, bilgiyi iş edinen çalışma alanlarının hızla gelişmesi
çok normal . Bu noktada dijitalleşme
devreye giriyor.
DİJİTALLEŞMEYE
YÖNELİK YATIRIMLARIMIZ ARTACAK
“Bilgi
yaratan” şirketin temel yaklaşımı, bireysel bilgiyi organizasyonun bütününe mal
edebilecek sistemler geliştirmektir. Bu sistemi, organizasyonun tüm
kademelerine ve iş ortaklarına ulaştırmanın yolu ise dijitalleşmeden geçmekte.
Bu nedenle dijitalleşme ve inovasyon geçen sene olduğu gibi bu sene de bizim
yatırım alanlarımızın içinde yer alıyor.
Önümüzde ki 3 yılı dijitalleşmede de fark yaratan bir şirket haline gelmiş
olarak tamamlamak istiyoruz.
Bu
konuyla ilgili ETA ve Bukoli adıyla iki tane projemizi şirket haline getirdik.
Her ikisi de Borusan Lojistik’e ait birer şirket haline geldiler ve hızla
büyümeye de devam ediyorlar. ETA, özellikle KOBİ’lerin çözüm sağlayan ve aynı
zamanda da büyük bir pazarda ki belirsizlikleri ortadan kaldıran taşımacılık
platformu. Bukoli’de e-ticaret firmalarından yapılan satın almalardan eve değil
de teslimatın belirli bir lokasyondan alınmasını sağlayan yapı olarak
çalışıyor. Bu her iki şirketimize de yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bundan
sonraki dönem de de hem bilişim teknolojileri hem de ticarileşme ile ilgili
önümüze çıkan fırsatlara yatırım yapmaya devam edeceğiz.
Kaynak:
yesillojistikciler.com