Ar-Ge
deyince herkesin aklına sanayi ve üretim geliyor. Yeni ürünler, teknolojiler,
inovasyonlar… Peki, lojistiğin Ar-Ge’si olur mu? Ekol Lojistik, 4 yıldır Sanayi
Bakanlığı onaylı Türkiye’nin sektördeki ilk ve tek onaylı Ar-Ge merkezinde 130
çalışanla önemli projelere imza atıyor. Şirket taşımacılık ve depolama
faaliyetlerinde kullandığı bilgi, teknoloji ve yazılımları kendi Ar-Ge
merkezinde üretiyor. Depoda kendi kendini yöneten cihazlar, treyler takip
sistemleri, yüz tanıma sistemi, otomasyon sistemleri, sesli ürün toplama
sistemleri, dikey asansör sistemleri, otomatik ayrıştırma sistemleri, otomatik
yükleme ve boşaltma sistemleri… hepsi Ekol Ar-Ge merkezi ürünü.. Cirosunun yüzde
1.5’ini Ar-Ge’ye harcayan marka, yakın gelecekte bunu yüzde 3’e çıkaracak.
Ar-Ge
çalışmalarının sanayi ve üretimde yoğunlaştığı Türkiye’de hizmet sektöründe
Ar-Ge çalışmaları bilinmiyor. Konu lojistik olunca herkesin aklına lojistiğin
Ar-Ge’si nasıl olur? Sorusu geliyor. Haziran 2012’de Sanayi Bakanlığı’ndan
Ar-Ge merkezi belgesini alan ve 4 yıldır önemli projelere imza atan Ekol
Lojistik’in Ar-Ge Merkezi Direktörü Erdem Özsalih ile ne tür çalışmalar
yaptıklarını ve sektördeki tüm süreçlerde yapılan yaratıcı tasarım ve
uygulamaları konuştuk. Lojistik sektöründe Ar-Ge’nin ne olduğunu ve nasıl bu
alana uygulandığını anlatan Erdem Özsalih, üretimde Ar-Ge’nin tanımlanması ve
somut olarak algılanmasının çok daha kolay olduğunu söylüyor. “Çünkü ortada
somut bir ürün var. O ürünün geliştirilmesi ve pazara sürülmesi Ar-Ge’nin bir
sonucu olarak rahatlıkla algılanıyor” diyor. Hizmet sektöründeki Ar-Ge’nin;
ortaya sıfırdan tasarlanan bir hizmet değil, var olan hizmetlerin
geliştirilmesi ve farklı iş modelleriyle bunun desteklenmesi olarak
tanımlanabileceğini söyleyen Özsalih, yaptığı tanımı şu şekilde açıyor:
“Taşımacılık, depolama hizmetleri yıllardır var. Bunlara alternatif yeni
hizmetler ortaya koymuyoruz ama o işi nasıl yeniden tasarladığımız, hangi
süreçlerle yaptığınız ve süreçlerin devamlılığını sağlamak için nasıl bir
teknoloji ortaya koyduğunuz sizin verimliliğinizi veya müşterilere sunacağınız
hizmetin kalitesini belirliyor. Bizim yaptığımız hizmet de bunların
geliştirilmesi, zenginleştirilmesi ve yeni iş modellerinin oluşturulması.”
AR-GE
FAALİYETLERİ TAŞIMACILIK VE DEPOLAMA DİYE AYRILIYOR
Ekol
lojistik Ar-Ge merkezinin faaliyetleri, taşımacılık ve depolama şeklinde 2’ye
ayrılıyor. Erdem Özsalih, taşımacılıkta hem yurtiçinde hem yurtdışındaki
çözümler için çalışmalar yaptıklarını söylüyor. Ve bu iki alan için yapılan
çalışmaların odağını şöyle anlatıyor: “Depolama tarafında malları depo
içerisinde fiziki olarak hareket ettirmek için, iş gücünü asgariye düşürecek
bir takım otomasyon çözümleri, otomasyon sistemlerinin mekanik ve yazılım
kısımlarının uyumlu bir şekilde çalışabiliyor olması gerekiyor. Farklı
sektörlerin hatta sektörün içerisindeki farklı ihtiyacı olan müşterilerin ürün
veya hizmet beklentilerinde farklılaşan ihtiyaçlarına farklı otomasyonlarla cevap
verebilmek gerekiyor. Dolayısıyla taşımacılık tarafında rotalara, o rotalarda
kullanılacak araçların planlanmasına, işin yürütülmesi esnasında ortaya çıkan
aksaklıkları bir takım uyarı mekanizmaları ile birlikte merkezi bir şekilde
izleyebileceğimiz bir yapıdan bahsedebiliriz. Depoda daha çok ürün yerleştirme
ve toplamada kullandığımız otomasyon sistemlerini Ar-Ge faaliyetlerimizin
odağına koyabiliriz” diyor.
DEV
MÜHENDİSLİK EKİBİ
Ekol
lojistik Ar-Ge merkezinde çalışmaları yazılım ekipleri yürütüyor. Bunlar
bilgisayar uzmanlığı kökenli mühendisler. Otomasyon kısmında ise elektronik,
mekatronik gibi farklı mühendislik dallarından gelenler var. Bunlar arasında
bağlantıyı kuran hem yazılımcılarla hem elektronikçilerle çalışan süreçleri ve
otomasyon sistemlerinin detaylarını tasarlayan ağırlıklı olarak endüstri
mühendislerinden oluşan farklı gruplar var. Erdem Özsalih, bu ekiplerin proje
bazlı birlikte çalıştıklarını söylüyor. “Üzerinde çalışılan alana göre farklı
alt uzmanlık grubundaki insanlar bir araya geliyorlar. Mobil teknoloji ile
ilgili bir hizmet üreteceksek bu konuda uzmanlığı olan bir yazılımcıyla bu
süreçlere hakim bir mühendis bir araya gelerek bu projede görev alabiliyor.
Depo elamanlarının mekanik kısmı söz konusu olduğunda bir makine mühendisi veya
elektronik mühendisi o projede yer alıyor” diyor.
KENDİ
LABORATUVARINI KURUYOR
Erdem
Özsalih, Türkiye’de büyük üreticilerin otomasyonlu depolar istediklerini ve ilk
tercihin; yurtdışından alınan bir otomasyon sistemi ve onu çalıştıran yazılımın
depoya uygulanması olduğunu belirtiyor. Ekol Lojistik bu durumu tersine
çevirmek için de adımlar atıyor. İlk başlarda donanımları farklı üreticilerden
alıp sadece kendi yazılımlarını geliştiren Ekol Ar-Ge ekibi artık donanım
geliştirmeye başlıyor. Bunun için Ar-Ge ekibine bağlı ayrı bir laboratuvar
ortamı yaratılmış. Özsalih, Ar-Ge personelinin bir kısmının burada görev
alacağını söylüyor ve “Burada; konveyör hatları, etiketleme cihazları, ürün
sort etmeye yarayan mekanizmalarla ilgili prototipler ve kendimize özgü
patentleyebileceğimiz otomasyon çözümleri geliştireceğiz” diyor.
EKOL
AR-GE’DEN TREYLER TAKİP SİSTEMİ
Birkaç
hafta içerisinde devreye alınacak olan laboratuvarda depo ekipmanlarının
yanında treyler takip sistemi de üretilecek. Farklı ve özel bir takip sistemin
tasarlanacağını aktaran Özsalih, hem yazılımsal hem donanımsal tarafının kendi
ekipleri tarafından yapılacağını söylüyor. Treyler takip sistemi; konum
bilgisi, yük ağırlığı, treyler lastik basıncı, akslara binen ağırlık gibi
bilgileri anlık olarak merkeze gönderebilecek. Tabi bu sistemi daha özel kılan
ise treylerin iç fotoğrafının çekilmesi. Bu şu anlama geliyor; çekilen fotoğraf
dijital veriye dönüştürülüyor ve araç içerisindeki doluluk oranı tam olarak
ortaya çıkıyor. Ayrıca yüklerin devrilmesi ve suiistimalleri de ortan
kaldırıyor. Erdem Özsalih, treylerin çekici ile kullanılmadığı intermodal
taşımacılık yapan firmaların ihtiyaçlarının karşılanacağını söylüyor. YENİ
AR-GE YASASI İYİ OLDU Yeni Ar-Ge yasasını yorumlayan Erdem Özsalih, “Bizim için
iyi oldu” diyor. “Yeni yasa Ar-Ge personelinin yüksek lisans ve doktora eğitimi
için geçirdiği süreleri de teşvik kapsamına dahil ediyor. Ar-Ge merkezinde
çalıştırılacak temel bilim mezunlarına bir takım teşvikler sunuyor. Projeler
için dışarıda geçirilen zamanlar teşvike alındı. Bu da bizim için
kolaylaştırıcı bir unsur.” Özsalih, asıl önemsedikleri noktanın teşvikten çok
tasdik kısmı olduğunun altını çiziyor. “Çünkü sektörümüzde yenilikçi
uygulamaları hayata geçirdiğimiz, teknolojiye herkesten çok yatırım yaptığımız,
bu anlamda Türkiye’nin lojistik sektöründe değil bütün sektörler içerisinde
Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan şirketlerden bir olduğumuz tasdik edilmiş
oluyor” diyor.
EKOL
AR-GE 4 YILDA 130 PROJE ÜRETTİ
Ekol
Lojistik’te Ar-Ge merkezi olmadan önce de benzer çalışmaları yapan bir kısmın
olduğunu anlatan Özsalih, “Ar-Ge merkezi olduktan sonraki 4 yılda 130 farklı
proje üzerinde çalışıldı. Bunların 10’u TUBİTAK ve Sanayi Bakanlığı tarafından
onaylanan, tasdiklenen ve desteklenen projeler oldu” diye konuşuyor. Yaptıkları
patent başvuruları ile ilgili de “Patent konusu bizim sektör için çok zor bir
alan. Üründe patentleşme çok daha kolay. Aynı ürünle ilgili 10’larca patent
başvurusu yapıp farklı farklı kabuller alabiliyorsunuz. Patent konusu bizim
sonradan aktif olduğumuz bir alan. Şu ana kadar 6 başvurumuz oldu. Yazılım
algoritmalarının da patentlenebilmesiyle ilgili yeni bir fırsat olduğunu
gördük. Özellikle kullandığımız sistemlerde özelleşmiş algoritmalarında da
patent başvuru yaparak bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuşarak
hedefleri hakkında bilgi veriyor.
HERKES
KENDİ İHTİYACINI EN İYİ BİLENDİR
Ender
Özsalih’e Ekol Lojistik’in de diğer firmalar gibi neden dışarıdan destek
almayıp kendi Ar-Ge merkezini kurarak üretim yaptığını soruyoruz. “Bütün
lojistik şirketleri kendi ihtiyaçlarını en iyi bilen şirketlerdir. Siz
dışarıdan yazılım alsanız da onların size sunacağı, dikte edeceği uygulamalarla
işinizi yapamazsınız. Oradan gelen insanlar size o yazılımın, o sistemin temel
dinamiklerini aktarır; siz şu da olsa iyi olur, bize bunu da sunmalısınız diye
birtakım talepler iletirsiniz. O firmanın özelleşmiş bu talepleri
karşılayabilmesi de, sizin o teknolojiyi kullanıp kullanmama konusundaki en
önemli kriterlerden biridir. Hiçbir zaman alıp da o sistemi olduğu gibi
kullanmayı hiç kimse tercih etmez. Çünkü ufak gibi görünen detaylar işin
yazılım kısmında büyük farklar getirebilir. Bizim bu tarz özelleştirme ve
geliştirmeleri yapabilme esnekliğimiz ve kolaylığımız bu yatırımı yapmaya
başlamamızın sebebiydi. 1990’ların ortasından itibaren bunu yapmaya başladık.
Ekol’ün teknolojinin başındaki genel müdürümüz ve yine teknolojiden sorumlu
direktörümüz firmamızın 17’inci ve 18’inci çalışanları. Firma ilk kurulduğunda
yazılım geliştirsinler diye işe alınmış. Yani böyle bir vizyonla başlanmış.”
YÜZ
TANIMA SİSTEMİ
Ekol
Lojistik Ar-Ge merkezi verimliliği artıracak yeni bir sistem üzerinde
çalışıyor. Sistem depo çalışanlarının kart yerine özel yüz okuma sistemiyle
giriş-çıkış yapmalarını sağlayacak. Güvenlik ve verimliği artırmak için
tasarlanan sistem hakkında bilgi veren Özsalih, “Ekol Lojistik kendi
çalışanlarının yanında taşeron işçiler de çalıştırıyor. Bu sayı bir depo için
100’ü geçiyor. Giriş çıkışların daha efektif olması gerekiyor. Ayrıca çalışma
esnasında suiistimallerin önüne geçmek ve bunları tespit etmek için güvenlik
kodları var. Kayıt yerine yüz tanıma sistemiyle bunu yapacağız. Aynı zamanda
çalışma alanları arasındaki geçişlerde de hareketi algılayıp yüzü tanıyor,
kimin nerede çalıştığını gösteriyor dolayısıyla verimliliği artırıyor. Şu anda
sistemin laboratuvar ortamındaki tasarım çalışmaları sürüyor” şeklinde bilgi
veriyor.
İNSANSIZ
DEPO İÇİ TAŞIMA ARAÇLARI
“Deponun
içinde tamamen kendi kendini yöneten, kolilere taşıyabilen cihazlar konusunda
çalışmalar hedefliyoruz” diyen Erdem Özsalih, bundan sonraki aşamanın da koli
içinden ürünü alıp başka koliye koyan robot kolları gibi uygulamalar olacağını
kaydediyor. Ekol’ün Ar-Ge merkezinden çıkan ve şu anda kullanılan “Işıklı
Depolama ve Dağıtım Sistemi” de bulunuyor. Sistem ürünlerin konsolide
edilmesini sağlıyor. E-ticaretin yoğunlaştığı, farklı ebat ve ağırlıktaki
ürünlerin tek partide raftan ve otomasyonlu depolama sisteminden alınıp kişi
bazlı dağıtım sistemine ışıklı yönlendirme ile gönderildiği bir sistem. Erdem
Özsalih patentinin de alındığı bu ürünü tanımlarken “Üstün ileri teknolojiden
ziyade teknolojiyi doğru alanda yaratıcı şekilde kullanmaya örnek bir çözüm.
Gelen ürünlerin barkodu okutulduğu anda ışık yanıyor. Ve çalışan kişi ışık
yanan koliye ürünü bırakıyor. Basit bir dağıtım sistemi ama yarattığı
verimlilik kazancı çok fazla” diyerek inovasyonun bu alandaki iyi bir örneğini
gösteriyor.
EKOL
AR-GE’Sİ HENKEL VE UNILEVER’E KURDUĞU DEPOLAMA SİSTEMİ İLE GLOBALLEŞTİ
Ortaya
konan uygulamaların ve inovasyonların ölçülen ve ölçülemeyen kazanımları
olduğunu ifade eden Özsalih, depolamada kullanılan otomasyonel çözümler
sayesinde yerli ve yabancı şirketlerin ihalelerine çağrılmalarını sağladığını
belirtiyor. 2008 yılında Ankara’daki Henkel deposu için oluşturdukları paletli
depolama modeli örnek gösteren Özsalih, bu modeli Henkel’in globalde de
uyguladığını aktarıyor. Özsalih, “Sistem sayesinde Henkel 500-600 kişiyle
yapacağı işi 66 çalışanla yapabiliyor. Bu modelimizi Henkel alarak Almanya’daki
tesisine kurdu. Bu büyük bir know-how ve buradaki bilgimizi Unilever’in
Konya’daki deposunda da kullandık.
YENİ
VİZYONUMUZ NESNELERİN İNTERNETİ
“Nesnelerin
birbiriyle konuşacağı bir dünya geliyor. Ekol’ü buna adapte etmek gerekiyor”
diyen Özsalih, Ar-Ge merkezlerinin bundan sonraki vizyonlarından birinin de bu
olduğunu belirtiyor. Birkaç projeyle buna start verdiklerini anlatan Özsalih,
“Kullandığımız teknolojiyi yenileştirmek, mobil dünyayla interaktiviteyi
artıracak altyapıyla değiştirmek gibi bir misyonumuz var. Quadro sistemimizi
yeniden yazıyoruz. Farklı alt yapılarda e-mobiliteye uygun programlama
dilleriyle daha esnek kendi kendine öğrenebilen bir sistem olacak” diyor.
EKOL
AR-GE MERKEZİ AKADEMİSYENLERİ BEKLİYOR
“Projeleri
sadece kendi kaynaklarınızla yapamıyorsunuz. Akademik derinlik gerektiren bazı
alanlarda optimizasyon simülasyon gibi alanlarda yerli ve yabancı
üniversitelerle beraber çalışıyoruz ve projeler üretiyoruz” diyen Özsalih
akademisyenlere çağrıda bulunarak, “Ekol Ar-Ge merkezinde akademisyenleri destekleyici
bir ortam var. Akademisyenlerden bize gelen başvurulara olumlu cevap vermeye
çalışıyoruz” diyor.
Kaynak:
transmedya.com