Türkiye’de
hava kargo taşımacılığının yaklaşık %90’ının İstanbul üzerinden
gerçekleştirildiğini vurgulayan Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi, “3.
Havaalanı’nın hizmete girmesiyle İstanbul gerek sivil havacılık gerek hava
kargo ve lojistik konusunda dünyanın sayılı merkezlerinden biri olacak” diyor.
TÜRKİYE
HAVA KARGODA KAPASİTESİNİ 3 KAT ARTTIRDI
2003
yılda yapılan özelleştirme sonrasında bugüne hava kargo sektörü nasıl bir
büyüklüğe ulaştı?
Hava
taşımacılığın 2003 yılında özel sektöre açılması ile birlikte oluşan rekabet
ortamında havacılığımız hızla gelişmeye başlamış ve buna paralel olarak
havayolu işletmelerimizin ve uçak filomuzdaki uçak sayısında önemli artış
yaşanmıştır. Ülkemiz sivil havacılık sektöründe, kargo veya yük taşımacılığı
yapan 13 havayolu şirketi bulunmaktadır. 3 havayolumuz ise sadece kargo
taşımacılığı için yetkilendirilmiştir.
Havayolu şirketlerinin 2014 yılında 422 olan uçak sayısı, 2015 yılında,
88 artışla 489’a yükselmiştir. 2016 Nisan ayı ile birlikte 511’e ulaşan büyük gövdeli
uçaklarımızın 26 tanesi kargo, 485 tanesi yolcu uçağıdır. Havayolu filomuzda
bulunan bu uçakların toplam yük kapasitesi ise 1.828.600 kg’dır.
2015
yılsonu rakamları dikkate alındığında 14 yıl içinde kargo kapasitesinde %481
oranında artış yaşanmıştır. Havayolu ile taşınan yük miktarında ise 2014 yılına
göre artış yaşanarak iç ve dış hatlarda toplam 3 milyon 951 tona yükselmiştir.
Nisan sonu itibariyle de iç ve dış hatlarda taşınan yük miktarı 840.574 tona
ulaşmıştır.
DIŞ
TİCARETTEKİ PAYI ’E ÇIKARILACAK
Türkiye
hava kargoda transit hub olmaya ne kadar yakın? İstanbul Yeni Havalimanı büyüme
hedeflerine nasıl bir katkı sunacak?
Türkiye’de
hava kargo taşımacılığının yaklaşık %90’ı İstanbul üzerinden
gerçekleştirilmektedir. Bununla birlikte, sivil havacılıkta dünya genelinde en
hızlı gelişen ülkelerden biri olarak Atatürk Havalimanı’nın gelecekteki
potansiyeli karşılamaya yeterli olmayacağı düşüncesiyle 3. Havaalanı’nın yapımı
planlanmıştır. Bu havaalanının hizmete girmesinin ardından İstanbul’un gerek
sivil havacılık gerek hava kargo ve lojistik konusunda dünyanın sayılı
merkezlerinden biri olacağı düşünülmektedir.
Kargo
taşımacılığında en büyük ilerlemeyi sağlayacak hususun Lojistik Kalkınma Planı
olacağının da altını çizmek gerekmektedir. 10. Kalkınma Planı kapsamında
bilindiği gibi, “Taşımacılıkta Lojistiğe Dönüşüm Programı Eylem Planı”
hazırlanması kararı alınmıştır. Bu plan kapsamında “Yeni Havaalanı’nın ilk
etabı plan dönemi sonuna kadar tamamlanacak, havayolunda İstanbul’un bir
uluslararası aktarma merkezi ve bakım onarım merkezi olması desteklenecek”
şeklinde bir karar da alınmıştır. Bu çerçevede toplam dış ticaret hacminde hava
kargonun payının 2018 yılına kadar. 7’den 12.9’a yükseltilmesi ve Dünya Bankası
Küresel Lojistik Performansı Endeksi’nde ise 27. sıradan 15. sıraya gelinmesi
hedeflendiği belirtilmektedir.
Türkiye’nin
imzalanan hava ulaştırma anlaşması ile bugün dünya genelinde uçuş ağı kaç
ülkeye ulaştı?
Türkiye
ikili havacılık anlaşmalarında ve uçuş noktalarında ciddi bir atılım
gerçekleştirmiş ve dünya genelinde uçuş ağı en geniş olan ülkelerden biri
haline gelmiştir. Türkiye’nin bugün iç hatlarda 60, dış hatlarda 261 nokta
olmak üzere, toplam 321 uçuş noktası bulunmaktadır. Bu ikili anlaşmamız bulunan
165 ülkenin birçoğunda hava kargo taşımacılığında sınırlama bulunmamaktadır.
Kısmi sınırlama bulunan diğer ülkelerle ise mevcut ihracat-ithalat kapasitenin
çok üstünde frekans hakkımız mevcuttur.
Dünyada
hava kargo sektöründeki gelişmeler Türkiye’ye nasıl yansıyor? Türkiye bugün
hava kargo potansiyelinin yüzde kaçını kullanabiliyor?
Uluslararası
Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) tarafından 2016'da yük trafiğinde %4.4
büyüme yaşanacağı kaydedilmiştir. Boeing tarafından yapılan araştırmaya göre
de; hava kargo trafiğinin önümüzdeki 20 yıl boyunca her yıl %4,7 büyüyeceği
öngörülmektedir. Türkiye’nin kıtalararası coğrafi konumu özellikle lojistik
sektörü açısından büyük avantajları beraberinde getirmektedir. Diğer taraftan
havaalanları başta olmak üzere son dönemde yapılan yatırımlar hızla
artmaktadır. Yerli havayolu taşıyıcılarımızın filolarına dahil ettikleri yeni
uçaklarla kargo kapasitesi artarken, kargo uçuşu yapılan destinasyonlara
yenileri eklenmektedir.
Bu
gelişmelere rağmen havayolu kargo taşımacılığı kapasitesinin henüz %56’sının
kullanıldığını söyleyebiliriz. Dünyanın pek çok ülkesine kargo seferi
düzenlenmesi konusunda engel bulunmamaktadır. Dolayısı ile ülke ekonomisindeki
gelişmeler ve ticaret hacminin büyümesine paralel olarak bu kapasitenin
kullanımı daha da artacaktır.
‘GÜVENLİ KARGO’ PROJESİ
IATA
ile birlikte hayata geçirilmesi planlanan Güvenli Kargo Projesi, hava kargo
hizmetlerinde hız, maliyet ve güvenliğe nasıl yansıyacak?
Bilindiği
üzere, Uluslararası Havayolu Taşımacıları Birliği (IATA) ile 2013 yılında
“Güvenli Kargo Projesi”ne ilişkin bir protokol imzalanmıştır. Bu, IATA ile
Türkiye arasında yürütülmekte olan önemli projelerden biridir. Havalimanları ve
ulusal mevzuatların öncelikle AB ile uyumlu hale getirilmesinin bir sonucu
olarak, “Güvenli Kargo” projesinin hayata geçmesi ile birlikte ülkemizde
üretilen ürünlerin nakliyesi havalimanlarında güvenlik taramasına maruz
kalmayacaktır. Bu sayede kargolar daha hızlı hareket ederek ciddi anlamda zaman
ve maddi kaybın önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Havalimanı
ve ulusal mevzuatlar AB ile uyumlu hale getirilerek, Türkiye’deki bir fabrikada
üretilen malzeme nakliyesi boyunca uğradığı her havalimanında güvenlik
taramasına maruz kalmayacaktır. Böylece kargolar daha hızlı hareket ederek,
zaman ve maddi kaybın önüne geçilecek ve kargoların kesintisiz akışını
sağlanacaktır. Bu proje kapsamında bilinen gönderici (known consignor) ve
yetkili acente (regulated agent) sistemi ile güvenli kargo tedarik zincirinin
gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede kargo, üretildiği yerde, çıkış
noktasında güvenli hale getirilecek ve havalimanında taramaya tabi tutulmadan
direk uçağa yüklenebilecektir.
Hava
kargo sektörünün mevcut sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerileriniz neler?
Hava
kargo taşımacılığında maliyet, altyapı, lojistik süreçlerindeki iyileştirmeler
gerçekleştirildiği takdirde hava kargo taşımacılığında kullanılmayan
kapasitenin de değerlendirilmesi mümkün olabilecektir. Ticaret hacmi ve gümrük
uygulamaları havayolu ile kargo taşımacılığının daha da gelişmesi için temel
bileşenler olup, bu alanlarda kaydedilecek ilerleme havayolu ile yük
taşımacılığının artmasında lokomotif bir etki oluşturacaktır.
Kaynak:
lojistikhatti.com