Denizyolunun
dış ticaret içindeki payının 12 yıl içinde 3,6 kat artarak, 202 milyar dolara
yükseldiğini vurgulayan Deniz Ticareti Genel Müdürü Cemalettin Şevli, “Hali
hazırda 3’ü kamu, 23’ü ise özel sektör tarafından gerçekleştirilecek 26 adet
liman projesi mevcuttur. Bu yatırımların hayata geçirilmesiyle limanlarımızda
konteyner elleçleme kapasitesi 21 milyon TEU’ya, yük elleçleme kapasitesi ise
319 milyon tona yükselecek” diyor.
Türkiye’nin
denizyolu taşımacılığında avantajları ve dezavantajları neler? Global deniz ticaretinde
nasıl bir pay alıyor?
Üç
tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye, doğu-batı, kuzey-güney hatlarında geçiş
güzergâhların üzerinde olmasından dolayı hep göz önünde olan bir ülkedir.
Ülkemizin coğrafi yapısına bakıldığında; denizyolu ulaşımında süre ve maliyet
açısından en uygun hatlar Körfez Bölgeleri’dir. Kabotaj taşımacılığı açısından
bakıldığında ise, nüfusun batı bölgelerde yoğunlaşması, doğu-batı aksında yeterli
talep olmaması, işletme maliyetlerinin düşük talep nedeniyle artması ve
denizyolu taşımacılığının süre bakımından da uzun olması en büyük engeldir. Bu
alanda yetkin iş gücü ve deneyimli şirketlerle gücümüzü artırabiliriz.
Ülkemiz
global denizyolu ticaretinde ise oldukça iyi bir konumdadır. Dünyada en büyük
14. deniz ticareti filosuna sahibiz. Çok ciddi liman ve arka saha
yatırımlarımız var. Gemi sökümünde belli tip gemi üretiminde de dünya
liderliğine oynadığımızı gururla ifade etmek isterim.
416
MİLYON TON YÜK ELLEÇLENDİ
Dış
ticaret taşımalarında denizyolu nasıl bir pay alıyor? 2015 yılında Türkiye
limanlarında ne kadarlık bir yük elleçlendi? 2016’ya ilişkin beklentileriniz
neler?
Ülkemizin
toplam dış ticareti içerisinde denizyolunun parasal değer olarak payı 2015 yılı
sonunda 2003’e göre 3,6 kat artmıştır. 2003’te 57 milyar dolar olan değer, 2015
yılı sonu itibariyle 202 milyar dolara yükselmiştir. TÜİK’in 2015 yılı
rakamlarına göre, denizyolunun toplam dış ticaretteki payı %57,7, ihracattaki
payı %54,3, ithalattaki payı %60’tır.
Türkiye
limanlarında 2015 yılında 416 milyon ton yük elleçlendi. Bunun 208.3 milyon
tonu ithalat, 92.2 milyon tonu ihracat, 63.1 milyon tonu transit yükler, 52.5
milyon tonu ise kabotaj elleçlemeleri oluşturdu. 2016 yıl sonunda,
limanlarımızda elleçlenen toplam yük miktarının 440 milyon ton olmasını
hedeflemekteyiz.
2023
hedefleri kapsamında Türkiye limanlarında gerçekleştirilen yatırımlardan ve
özelleştirmeden söz eder misiniz?
"Üç
Denizde Üç Liman" projesinde nasıl bir aşamaya gelindi?
Bakanlığımız
tarafından ülkemiz limanları ile ilgili yapılan master plan çalışmasında yer
alan Mersin Konteyner, Çandarlı Konteyner ve Filyos Liman projeleri ile ilgili
etüt çalışmaları tamamlanmıştır. Çandarlı Limanı ihale aşamasına gelmiş
bulunmaktadır. Yaklaşık 4 milyon TEU’luk bir kapasiteye sahip olacak Filyos
Limanı için ihale süreci tamamlanmak üzere. Bu yıl içinde ihaleyi alan şirketle
sözleşmenin imzalanmasını bekliyoruz. Söz konusu bu liman projelerinin hayata
geçmesi halinde özellikle konteyner konusunda ülkemizde ciddi bir kapasite
artışı gerçekleşecek, bölgesinde elleçleme kapasitesiyle en büyük ülke haline
gelecektir. Sonrası için ise önemli olan bu kapasiteyi hakkıyla kullanmaktır.
Diğer
taraftan TDİ A.Ş. ve TCDD tarafından işletilmekte iken yakın zamanda
özelleştirme işlemi gerçekleşmiş olan limanlarımızın özelleştirme öncesinde
tevsi yatırımlarının yapılabilmesi amacıyla uygulama imar planları hazırlatılıp
onaylanmıştır. İşletme hakkını devir alan şirketler tarafından bu tevsi
yatırımların yapılması sonucunda limanlarımızda ciddi bir iyileştirme söz
konusu olacaktır.
2015
yılı içerisinde konteyner limanı olarak Tekirdağ’da Asyaport Limanı, İzmit Körfezi’nde
ise DP World Limanı faaliyete başlamıştır. Bununla birlikte 2016 yılı
itibariyle İzmir’de APM Terminalleri İşletmeciliği A.Ş. tarafından konteyner
limanının açılması işlemleri son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
Ayrıca
özel sektör limanlarının tevsi yatırım talepleri de söz konusudur. Hali hazırda
yeni planlanan 26 adet liman projesi mevcuttur. Bu projelerden 3’ü kamu, 23’ü
ise özel sektör tarafından gerçekleştirilecektir. Bu yatırımların hayata
geçirilmesiyle limanlarımızda konteyner elleçleme kapasitesi 21 milyon TEU, yük
elleçleme kapasitesi 319 milyon ton artmış olacaktır.
SOLAS
KURALLARI İÇİN SEKTÖRÜ YORMAYACAK BİR YÖNTEM BULUNACAK
Bu
süreçte sektörün gündemindeki önemli konulardan biri de SOLAS Konvansiyonu. Bu
konvansiyon hangi alanlarda değişiklik yaratacak? Türkiye bu konvansiyonun
getireceği değişiklere nasıl uyum sağlayacak?
Bu
yeni direktifle, konteyneri kim doldurmuş olursa olsun, yük ne olursa olsun,
tehlikeli yük veya değil, illa ki, shipper’ın (göndericinin) bu yükün ağırlığını
doğrulaması gerekecek. Doğrulanmış Brüt Ağırlığı (DBA) ispatlanmamış
konteynerlerin gemiye yüklenmesi mümkün olmayacak. Tabi ki, bu ekstra bir
prosedür ve maliyet demektir. Sektörün içinden geçtiği bugünkü süreçte bu ne
kadar doğrudur, tartışılır. Tabi ki, burada bir kolaylık da var, düzenleme
diyor ki, isterseniz çıkarıp kantarda tartın, isterseniz boş konteyner
ağırlığına içindekilerin ambalajlı ağırlıklarını ekleyin. İlk yöntemle
tartılacaksa kalibrasyonu ve sertifikalandırılmasının yapılması gerekiyor.
İkinci yöntem ise idare tarafından onaylanacak bir usulle yapılacak. Bu konuda
ilgili genel müdürlüklerimizin çalışmaları devam ediyor. İnşallah sektörü
yormayacak, iş yükünü çok artırmayacak bir yöntem bulunacaktır.
İçsuyolu
taşımacılığı alanında ne tür çalışmalar yürütülüyor? İçsuyolu taşımalarının
Türkiye ticaretine katkısı ne olacak?
İçsu
yolu potansiyelinin belirlenmesi, mevcut içsu yolları taşımacılığında kalite ve
emniyetin artırılması, turizm potansiyeli olan bölgelerde nehir turizmine ve
taşımacılığına uyumlu altyapının oluşturulması ve içsularda denizcilik
kültürünün geliştirilmesi ve tanıtılması, çevre bilincinin artırılması amacıyla
Bakanlığımızca yürütülmekte olan “İçsu Yolu Potansiyelinin Geliştirilmesi Projesi”
2016 yılı Yatırım Programı’nda yer almaktadır. Türkiye’de İçsu Yolu
Potansiyelinin Belirlenmesi Projesi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
tarafından imzalandı, Bakanlığımız tarafından da imzalanma aşamasındadır. İçsu
Yolu Potansiyelinin Geliştirilmesi Projesi kapsamında örneğin Ermenek
Barajı’nda kullanılmak üzere bir gezinti teknesi inşası tamamlanmış ve Ermenek
Belediyesi’ne teslim edilmiştir. Ayrıca, bakanlığımız tarafından bu kapsamda; 2
adet Gaziantep Valiliği’ne, 2 adet Şanlıurfa Valiliği’ne, 2 adet Malatya
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, 1 adet Tunceli Pertek Belediye Başkanlığı’na
ve 1 adet de Tunceli Çemişgezek Belediye Başkanlığı’na olmak üzere 8 adet tekne
teslim edilmiştir.
2023
HEDEFLERİNDE ÖNEMLİ YOL KAT EDİLDİ
Türkiye
2023 yılına gelindiğinde global denizyolu ticaretinde nasıl bir pay alacak?
2023
yılında limanlarımızda gerçekleşecek toplam elleçlemenin 500 milyon tonu kuru
yük, 350 milyon tonu sıvı yük olmak üzere toplam 850 milyon tona, konteyner
elleçlemesinin ise 32 milyon TEU’ya ulaşması hedeflenmektedir. Ayrıca “Türkiye
Ulaşım ve İletişim Stratejisi Hedef 2023” çalışmasında, 2023 yılına kadar
gerçekleştirilecek temel denizcilik hedeflerimiz belirlenmiştir.
Bu
hedeflerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
•
Türk sahipli deniz ticaret filosunun tonaj bazında 50 milyon DWT’ye ulaşması ve
dünyada ilk 10 ülke arasında yer alması,
•
Denizcilikte; 100 bin zabit, 350 bin tayfa, 1 milyon amatör denizci sayısına
erişilerek uluslararası denizcilik istihdamına katkı sağlanması,
•
Ulaştırma Kıyı Yapıları Master Planı ile Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının
birbiri ile uyumlu hale getirilmesi ve vatandaşlarımızın deniz ile buluşmasının
sağlanması,
•
Ülkemizdeki kıyı tesislerinin birleştirilerek ihtisas limanları kurulması ve
sıvı yük için mevcut şamandıra sistemlerinin kaldırılarak dolfen terminal
sistemine dönüştürülmesi,
•
Mevcut olan tersanelerin teknoloji, finans ve işletmecilik modeli ile
birleşmelerinin teşvik edilerek daha etkin, rasyonel ve büyük kapasiteli tersaneler
haline dönüştürülmesi,
•
Gemi İnşa Sektöründe, elektronik ekipmanlar, teçhizat ve diğer ekipmanlar dahil
en az %70 yerli katkı payı ile gemi üretimi yapılmasının sağlanması,
•
Yüksek, orta ve düşük devirli gemi makinalarının yerli olarak imal edilmesi,
üretim tesislerinin kurulması ve dünya pazarlarına ihraç edilmesi,
•
Teknolojik afet kapsamına giren deniz kirliliklerine hızlı ve etkin müdahale
edebilmek için Ulusal Deniz Emniyeti ve Acil Müdahale Merkezi’nin faaliyete
geçmesinin sağlanması,
•
Ülkemizde denizlerin kullanımının özendirilerek tekne bağlama, barınma ve
denize iniş rampalarıyla ilgili alt yapının tamamlanıp her 75 kişiden 1 kişinin
tekne sahibi olmasını sağlayacak gerekli teşvik tedbirlerinin alınması,
•
Türkiye kıyılarında tüm gemi trafiğinin izlenmesini sağlayacak sistem ve
yazılımın yerli imkânlarla geliştirilip kullanılmaya başlanması,
•
Türk P&I Koruma ve Tazmin Sigorta Şirketinin kurulması ve orta vadede
Uluslararası Grup Kulüpleri arasına girilmesi.
Bu
hedeflerin bir kısmının ulaşılmasında daha şimdiden önemli mesafeler kat
edildiğini de sözlerime eklemek istiyorum.
DIŞ
TİCARETTE ASLAN PAYI DENİZYOLUNUN
·
Türkiye’nin
toplam ithalatı: 207,2 milyar $
·
Denizyolu
ile gerçekleştirilen ithalat: 124,4 milyar $
·
Denizyolu
ithalat payı: %60
·
Türkiye’nin
toplam ihracatı: 143,9 milyar $
·
Denizyolu
ile gerçekleştirilen ihracat: 78,1 milyar $
·
Denizyolu
ihracat payı: %54,3
·
Türkiye’nin
toplam dış ticareti: 351,1 milyar $
·
Denizyolu
ile gerçekleştirilen toplam dış ticaret:
202,5 milyar $
·
Denizyolu
dış ticaret payı: % 57,7
*Kaynak: TÜİK
Kaynak:
lojistikhatti.com