Bu
köşede, uzun zamandır lojistik sektörünün dijitalleşmesi üzerine yazılar kaleme
aldığımı ve bu konuda sektörün hem global hem de yerel anlamda diğer sektörlere
göre geride kaldığına yönelik söylemlerimin ağır basıyor. Benim yazılarımı
takip edenler bunu gayet iyi biliyor. Bu yazımda, denizcilik ve lojistik
sektörünün son günlerde dijitalleşmeye yönelik hızlı gelişmeler yaşadığını
gösterir birbirinden farklı üç konuyu sizlere aktarmaya çalışacağım. Her ne
kadar, birbirinden farklı konular gibi gözükse de günün sonunda hepsi aynı
mesajı veriyor; hızlı olmak da fayda
var.
Sektörün
Devi Maersk’in Dijitalleşmeye Bakışı…
“Is
Maersk Ready to Reinvent Itself (Maersk Kendini Bütünüyle Değiştirmeye Hazır
mı)” başlığı ile işletmenin danışmanı Lone Thier tarafından hazırlanan ve
sonrasında Nisan ayı içerisinde kamuoyu ile de paylaşılan raporda çok önemli
bulgular yer alıyor. Denizcilik ve lojistik sektörü kapsamında teknolojik anlamda
oyun değiştiricilere ihtiyaç olduğunu ve Tesla Motors’un otomotiv sektöründe
yaptığını denizcilik sektöründe de yapılması gerekliliğini ortaya koyan raporun
dijitalleşme konusuna bakışı ise çok devrimci: “Dijitalleşme; düzen bozuculuk (disruption) ve üstel büyüme değildir. Dijitalleşme, düzen
bozuculuğun ve üstel büyümenin ön şartıdır. Maersk, tartışmasız bir şekilde,
dijitalleşme konusunda yatırım yapar ise şirketin daha önce konteyner
gemilerine ve petrol işine yapmış olduğu yatırımların sonuçlarına benzer kuantum
sıçraması yaşanabilir.”
Rapor,
bu bağlamda, Maersk’in neler yapması gerektiğini de somut bir şekilde
açıklıyor:
1.Paydaşlar
arasında işbirliği sağlayacak bir platformun (uygulama) oluşturulması.
Platformun, Uber, Airbnb benzeri bir mantıkla çalışarak şeffaf, hızlı, esnek ve
yüzde 100 müşteri yönlü bir yapıda olması.
2.Tesla
Otomotiv’in yaptığına benzer bir yapılanmanın gerçekleştirilmesi ve bu bağlamda
özellikle nano malzemeler üzerinden konteynerlerin geri dönüşünün yeniden
tasarlanması, üç boyutlu yazıcıların etkin bir şekilde kullanılabilmesi.
3.Dijitalleşmeyi
kendi içinde değil de dışarıdaki “dijital devrimci” işletmeler ile birlikte
hareket ederek gerçekleştirmek ve bu tür yapılar ile ortaklıklar oluşturmak.
I-Containers’ın
Serena Fonundan Aldığı Yatırım
www.icontainers.com
kapıdan kapıya denizyolu konteyner taşımacılığında online navlun teklifi veren
ve 2015 yılında 10 milyon euro ciro
gerçekleştiren bir start-up. Diğer bir ifade ile, online freight forwarder’lık
işini yapıyor ve önemli bir iddia ile müşterilerinin karşısına çıkıyor: “3
dakika içinde rezervasyonunuzu bu platformdan yapabilmeniz mümkün.”
Kendilerini
lojistik sektörünün Expedia’sı olarak da tanımlıyor ve konumlandırıyor. Denizyolu konteyner taşımacılığındaki navlun
alma ve verme sürecini önemli derecede dijitalleştiren bu işletme, 7 Haziran
tarihi itibariyle, Serane Capital’dan 6.7 milyon dolarlık önemli bir yatırım
aldı ve toplam yatırım bedeli 9 milyon dolara ulaştı.
Flexport
Ben de Varım Diyor…
www.flexport.com
da aynen www.icontainers.com gibi online forwarderlık konusunda iş yapan bir
start-up. 2013 yılının son aylarında kurulan işletme, kurulduğu günden bu yana
gelirlerini yüzde 25 artırdı. Hizmetlerini rezervasyon hizmeti ile sınırlandırmayan
işletme; gümrükleme, sigorta, tedarik zinciri görünebilirliği, analiz
hizmetleri ve senaryo planlaması gibi katma değerli ürünleri de sunabiliyor.
Henüz
üçüncü yılını tamamlamayan bu işletmenin bugüne kadar aldığı yatırım tutarı ise
26.6 milyon doları buluyor.
Kısaca…
Dünyanın
en eski ve en büyük sektörlerinden olan lojistik ve denizcilik yılda tahminen 9
trilyon dolar gibi bir değer üretiyor. Ancak, çok şaşırtıcı bir şekilde de
teknolojinin ve dijitalleşmenin dışında kalıyor. Son dönemlerde, aldığımız ve
alacağımız haberler ile sektörün önümüzdeki beş yılının çok hızlı geçeceğini
öngörmek hiç de zor olmasa gerek. Bence, herkesin elini çabuk tutmasında fayda
var.
Prof.
Dr. Okan TUNA / Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi
Bölüm Başkanı
Kaynak:
yesillojistikciler.com