Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Üye Şirketlerden / TEK BİR TIR’I BİLE YOK AMA YILDA 40 BİN SEFER YAPIYOR!

TEK BİR TIR’I BİLE YOK AMA YILDA 40 BİN SEFER YAPIYOR!

TEK BİR TIR’I BİLE YOK AMA YILDA 40 BİN SEFER YAPIYOR!17.05.2016Sektörün son 5 yılda her yıl ortalama yüzde 5 oranında büyüdüğünü ancak kendilerinin her yıl ortalama yüzde 25 oranında büyüme başarısı gösterdiğini söyleyen DHL Freight Güneydoğu Avrupa Bölge CEO’su Selçuk Boztepe, alt yüklenicilerinden temin ettikleri yaklaşık 1000 TIR ile yılda 40 bin sefer gerçekleştirdiklerini belirtti. Selçuk Boztepe, DHL Freight Türkiye’nin hiç TIR’ı olmadan sadece forwarderlık yaparak uluslararası kara nakliye sektöründe faaliyet gösteren şirketler arasında hem yük sayısı hem de ciro olarak ilk sırada yer aldığını vurguladı.

ÖZEL RÖPORTAJ - Lojistik devi DHL’nin dört iş ünitesinden biri olan DHL Freight, 2004’ün sonunda Türkiye’de faaliyet göstermeye başlıyor. Kara taşımacılığı yapan DHL Freight’ın filosunda hiç TIR yok. Çünkü DHL Freight, çalışmasını “asset-light iş modeli” ile yürütüyor. Yani DHL Freight, filo sahibi olmak yerine, Türkiye’nin mevcut taşıma ekipmanını ve altyapısını kullanarak hem yerel taşıma firmalarına iş hacmi yaratıyor hem de kendi maliyetlerini kontrol altında tutarak müşterilerine avantajlı fiyatlar sunabiliyor. DHL Freight, son 5 yılda ortalama yüzde 25 oranında büyüyor. Ve yine yılda 40 bin civarında seferin yapılmasını sağlıyor. Hiç araç filosu olmayan DHL Freight, yılda 40 bin seferi alt taşımacılarının 1000 civarında TIR’ı ile gerçekleştiriyor. Ve şu an Türkiye’de “asset-light iş modeli” ile faaliyet gösteren firmalar içinde ilk sırada yer alıyor.

DHL Freight Güneydoğu Avrupa Bölge CEO’su Selçuk Boztepe, firmanın Türkiye’deki faaliyetlerine başladığı günden bu yana işin içinde bulunuyor. yesillojistikciler.com olarak Selçuk Boztepe’ye 2004’te deyim yerindeyse “bir masa, bir kasa” ile başlayan ve bugün yılda 40 bin sefer düzenleyen yapıya nasıl ulaştıklarını ve gelecekle ilgili hedeflerini sorduk. İşte Selçuk Boztepe’nin yesillojistikciler.com’a yaptığı özel açıklamalar…

TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNE AYAK UYDURABİLEN BİR LOJİSTİK ALTYAPISINA İHTİYAÇ VAR

Türkiye hızla gelişen, bölgesel ve küresel büyüme rakamlarını geride bırakan bir ülke. Sürekli geliştirdiğimiz hizmetlerimiz, dünyaca bilinen kaliteli işgücümüz ve genç kadromuzla fark yaratıyoruz. Giderek daha çok markamız uluslararası pazarlarda kendine yer buluyor. Türkiye’nin ve Türkiye’de faaliyet gösteren tüm şirketlerin bu başarısına ve büyümelerine ayak uydurabilen bir lojistik altyapısına ihtiyacı var.

SADECE TÜRK TAŞIMACILARLA ÇALIŞIYORUZ

Avrupa- Türkiye arasında taşıma yaparken özellikle Türk firmaları ile çalışıyoruz. Çünkü DHL olarak bulunduğumuz ülkeye her türlü katkıda bulunmayı istiyoruz. Avrupa'dan Türkiye'ye taşıma yaparken yüksek oranda Türk nakliyecisi ile taşıma yapacağız. Hem oradan buraya Türk nakliyecisi ile getireceğiz hem de buradan Ortadoğu ve BDT ülkelerine Türk nakliyecisi ile göndereceğiz. Böylece iki taraflı katma değer yaratmış olacağız. Biz bu transit yükleri Türkiye üzerinden getirdiğimizde pazar da büyüyecek. Bölgedeki ülkelere açılma planlarımız doğrultusunda Güney'de ve İç Anadolu’da ofisler açacağız. Şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir'de olmak üzere 3 ofisimiz var. Bu sayıyı 2016 sonuna kadar 10'a çıkaracağız. Bu da ülkemiz için önemli sayıda istihdam yaratılacak demek. Anadolu'ya açılırken o bölgelerdeki firmaların gelişimine de katkı sağlamak amacıyla düzenli workshoplar düzenliyor ve ücretsiz olarak yararlanabilecekleri danışmanlık masaları kuruyoruz.

YABANCI PLAKALI ARAÇ KULLANIM ORANIMIZ YÜZDE 1’İ GEÇMEZ

Alt yüklenici olarak özellikle kendi ülkemizin TIR’cılarını destekliyoruz. Bizim operasyonlarımızda Türk plakalı araçların oranı yüzde 99’dur. Yüzde 1 yabancı plakalı araç kullanmamızın nedeni de teknik olarak zorunluluktan kaynaklanıyor. Avrupa’ya yönelik taşımalarda birçok engel var ama iyi planlama yaptığınız zaman Türk plakalı araçların yaşayacağı sıkıntı ve zorluklar çok fazla olmuyor. İlk kurulduğumuz dönemde Türk plakalı araçları kullanmak zaman zaman sıkıntı yaratıyordu ancak iyi bir planlama yaptığınız zaman pek bir sıkıntı ile karşılaşmıyorsunuz. Çok zorda kalırsak yabancı plakalı araç kullanıyoruz ancak o da yüzde 1’i geçmez. Müşterilerimize bunu anlattığımız zaman yabancı sermayeli firmalar dahi bizim bu Türk plakalı araç kullanma hassasiyetimizi takdir ediyorlar.

AĞIRLIKLI OLARAK TÜRK FİRMALARININ YÜKLERİNİ TAŞIYORUZ

Taşıdığımız yükler genellikle Türk firmalarına ait. Alman firmalarının bizim müşteri portföyümüzdeki oranı yüzde 5’i geçmez. Genellikle bizim Almanya menşeli bir firma olmamızdan dolayı müşterilerimizin çok önemli bir kısmının Alman kökenli firmalardan oluşacağı yönünde bir imaj var ancak durum öyle değil. Alman sermayeli bir firma olmanız Türkiye’de faaliyet gösteren bir Alman firmasına kolaylıkla servis sağlayacağınız anlamına gelmiyor. Toplam müşteri portföyümüzde Alman firmalarının oranı yüzde 5’i geçmiyor. Türk firmalarının oranı da yaklaşık yüzde 90.

2015 ZOR BİR YILDI, BU YIL İYİ GİDİYOR

Bu yıl lojistik sektörü iyi gidiyor. 2015 ülke için zor bir yıldı. Kimsenin beklemediği kadar zor bir yıldı. Birkaç ay arayla iki tane genel seçim geçirdik. Terör olaylarının başlaması ve belirsizliğin artması ekonomik faaliyetleri de biraz sekteye uğrattı. Buna rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4’lük bir büyüme ile kapattı. Bu büyüme oranı da olumlu anlamda Türkiye’nin potansiyelinin gücünü gösteriyor. Bir de bu sorunlar olmasa bizim ülkemiz nasıl bir büyüme oranına ulaşır, bunu düşünmek lazım. Öte yandan şunun altını da çizmek gerekiyor: Yüzde 4’lük büyümenin kalitesine baktığınızda çok kaliteli bir büyüme değil. Üretip ihraç ederek, ihracata dayalı bir büyüme elde edilmiyor. Tüketime dayalı bir büyüme gerçekleştiriyoruz. Yine de mevcut şartlar altında ülkenin durumunu ben negatif görmüyorum.

BU YIL İLK 3 AYDA YÜZDE 19 BÜYÜDÜK

2015’te yüzde 15 civarında bir büyüme gösterdik. Bu yıl da ilk üç ayda yüzde 19’luk bir büyüme gerçekleştirdik. Geçen yıldan daha iyi gidiyoruz. Bizim taşımalarımızın yüzde 90’ı Avrupa’dan ya da Avrupa’ya yönelik. Toplam taşımalarımızda hızlı tüketim ve otomotiv sektörüne yönelik taşımalarımızın oranı çok yüksek.

TÜRKİYE’DE EN HIZLI BÜYÜYEN KARA TAŞIMACILIĞI ŞİRKETİYİZ

DHL’nin Türkiye’de faaliyet gösteren dört iş ünitesi arasında Türkiye pazarına en son giren şirket DHL Freight’tir. 2004’ün sonunda kurulduk. Eski Danzas’ın devamıyız diyebiliriz. Biz Deutsche Post DHL Grup altında kara taşımacılığından sorumluyuz. Biz Türkiye’de 2005 yılında faaliyetimize başladık. O günden bu yana da Türkiye’de en hızlı büyüyen kara taşımacılığı şirketiyiz.

BİNLERCE RAKİPLE AYNI PAZARDA REKABET EDİYORUZ

Kara taşımacılığı, ekspres taşımacılıktan çok farklı bir sektör. Binlerce rakiple aynı pazarda rekabet ediyoruz. Katma değerin, eğitim ve kalitenin düşük olduğu bir sektörde markanızla fark yaratmak oldukça zor. Sektörün kendisine ve müşterilerimizin sektöre bakışı da yaklaşımımızı belirlerken çok dikkatli olmamızı gerektiriyor. İhtiyacı iyi analiz eden ve çözüm odaklı bir ekiple çalışıyorsanız, stratejinize odaklandığınızda Türkiye’de bizim yaşadığımız büyüme ve başarılar da beraberinde geliyor.

DHL FREIGHT’IN STRATEJİSİ

Biz stratejimizi şunlara dayandırdık: Müşteri ilişkileri yönetimi, marka gücümüz, Avrupa’daki dağıtım ağımız. Özellikle bu üç unsura odaklandık ve bunların da meyvelerini topladık. Çok hızlı büyüdük. Hala da tek bir TIR’ımız bile yok. Hiçbir TIR satın almayı da düşünmüyoruz. Ancak çok başarılı Türk nakliye firmaları ile çalışıyoruz. Bir alt taşıyıcı ile el sıkışmamız kolay olmuyor ancak el sıkıştığımız zaman da omuz omuza hep devam ediyoruz. Bizim ilişkilerimizi genellikle de uzun soluklu oluyor.

SEKTÖR SON 5 YILDA ORTALAMA YÜZDE 5 BÜYÜDÜ, BİZ YÜZDE 25 BÜYÜDÜK

UND verilerine göre uluslararası kara nakliye sektörü son 5 yılda yüzde 5 civarında büyüme göstermiş. Sektörde ciddi bir dalgalanma var ama ortalamasını aldığınız zaman büyüme oranı yüzde 5. Gerçi sektör geçen yıl hafif bir küçülme yaşadı. Burada cirodan değil de sefer sayısından bahsediyorum. Bizim son 5 yıllık büyümemize baktığınız zaman bu oran yüzde 25. 2005’ten bu yana her yıl ortalama yüzde 40-50 aralığında bir büyüme gösterdik. Ancak biz daha çok son 5 yılı öne çıkartıyoruz. Çünkü 2005’te sıfırdan başladığımız için her büyüme yüksek büyümeye denk geliyor. Bu da adil olmayacağı için son 5 yılı değerlendirmemiz daha doğru olur. Her yıl ciddi bir pazar payı artışı yaşayarak ilerliyoruz. Planladığımızdan hedeflediğimizden çok daha önce bir numaraya oturduk. Asset-light iş modelinde şu an bir numarayız. Hiç TIR’ı olmadan sadece forwarderlık yaparak uluslararası kara nakliye sektöründe faaliyet gösteren şirketler arasında 2013’te ilk sırayı ele geçirdik. Kara taşımacılığında hiç TIR’ı olmadan forwarder olarak faaliyet gösteren şirketler arasında hem yük sayısı hem de ciro olarak bir numarayız.

ASSET-LIGHT İŞ MODELİ

DHL Freight olarak bölgede faaliyetlerimizi asset-light iş modeli ile sürdürüyoruz. Yani filo sahibi olmak yerine, Türkiye’nin mevcut taşıma ekipmanını ve altyapısını kullanarak hem yerel taşıma firmalarına iş hacmi yaratıyoruz, hem de kendi maliyetlerimizi kontrol altında tutarak müşterilerimize avantajlı fiyatlar sunabiliyoruz. Eğitime, insana ve teknolojiye yatırım yaparak yenilikçi çözümlerimizle fark yaratıyoruz. Müşterilerin beklentilerini ve önceliklerini iyi anlayan uzman bir ekip ile hizmet vermek çok önemli bir avantaj. Bu özelliğimizle pazarda bir adım öne çıkıyoruz. Karayoluyla uluslararası yük taşımacılığında karşılaşılan zorlukların başında, sınır geçişlerinde uygulanan gümrük prosedürleri, yabancı ülke geçişlerindeki kota uygulamaları ve sezonsal kapasite dalgalanmaları geliyor. Firmalar, lojistik iş ortaklarından bu konuda destek bekliyor. Biz de bu alanda ürettiğimiz esnek çözümler ve müşteri odaklı yaklaşımımızla fark yaratıyoruz.

TÜRKİYE BİR TIR CENNETİ!

Türkiye pazarına ilk girdiğimizde de strateji belirlerken dedik ki: “Ne yapalım?” 1000 tane 2000 tane TIR alıp nakliyeci gibi mi çalışalım, yoksa asset-light iş modeli ile mi faaliyet gösterelim dedik. Asset-light iş modeliyle faaliyet göstermeyi tercih ettik. Çünkü Türkiye bir TIR cenneti. Öte yandan Türkiye özel ve zor bir pazar. Herkesin buraya gelip pazarda başını suyun üstünde tutması kolay değil. Yabancı şirketlerin gelip Türk lojistik firmalarıyla da rekabet etmesi kolay değil. Çünkü çok başarılı Türk lojistik şirketleri var. Her geçen gün büyüyorlar ve araştırma-geliştirmeye de çok büyük yatırımlar yapıyorlar. Buna rağmen DHL, dört iş ünitesi ile çok ciddi büyüklüğe ulaştı. Dört şirketle 3 binin üzerinde kişiyi istihdam ediyor. Biz DHL’nin dört iş ünitesi olarak birbirimizi çok destekliyoruz. Birbirimizin kalitelerinden ve yetkinliklerinden çok faydalanıyoruz. DHL Freight olarak bizim Türkiye’de 100 civarında çalışanımız var.

DHL Freight olarak bizim Türkiye’de başarılı olmamızın en büyük nedenlerinden biri belki de bir araç filomuzun olmamasında yatırıyor. Böylelikle daha esnek bir yapıya sahibiz, istediğimiz TIR’ı kullanabiliyoruz. Çünkü Türkiye bir TIR cenneti.

DHL’NİN TÜRKİYE’DEKİ 4 İŞ ÜNİTESİ NEDEN BİR ÇATI ALTINDA FAALİYET GÖSTERMİYOR?

En çok gelen sorulardan biri de, “DHL’nin dört iş ünitesi olarak neden birlikte tek çatı altında faaliyet göstermiyorsunuz?” Birlikte ya da ayrı çalışmanın duruma göre artıları ve eksileri var. Fakat ayrı olmanın artıları eksilerinden çok daha fazla. En önemli artısı da şu: Siz bu iş ünitelerini birleştirseniz ve tek elden yönetseniz hepsinde bugünkü kadar odaklanma olmaz. DHL Freight olarak biz sadece kara taşımacılığı ile uğraşıyoruz. Hepimiz kendi alanlarımızda ayakta durmaya, mücadele etmeye ve değer yaratmaya çalışıyoruz. Bu dört iş ünitesini birleştirip tek çatı altında faaliyet göstermeye başladığınızda yine odaklanma olur ama daha genel olur diye düşünüyorum. Dolayısıyla bu çok önemli bir strateji ve DHL, tüm dünyada bu stratejiyi uyguluyor. Dört iş ünitesinin genel müdürleri olarak her çeyrekte bir araya geliyor ve yarım günlük toplantı yapıyoruz. Dört iş ünitesi bu toplantıda kendi finansallarını paylaşıyor, ortak projelerimizi ve  başka neleri ortak yapabilirizi konuşuyoruz. Bir araya gelip çözümler yaratmaya çalışıyoruz. Aslında tek şirket gibi hareket ederiz.

LOJİSTİK CİDDİ FİYAT SAVAŞININ YAŞANDIĞI BİR SEKTÖR

Lojistik katma değer yaratmanın çok zor olduğu bir sektör. Ciddi bir fiyat savaşının da yaşandığı bir sektör. Bizim en önemli amacımız müşterilerimiz için katma değer yaratmak. Onların tedarik zincirlerini optimize etmek. Onlar için de bir değer yaratıp yeri geldiğinde o değeri birlikte paylaşmak. Hep bu şekilde çalışıyoruz. Bu nedenle de müşterilerimizle hep uzun soluklu çalışıyoruz.

ELİNİZİ SALLASANIZ SÖZDE LOJİSTİK FİRMASINA ÇARPIYOR

Son 20 yılda o kadar çok fiyat rekabeti yaşanmış ki, sektöre giriş bariyerleri o kadar düşük ki, zamanında sektörle ilgili regülasyonlar o kadar azmış ki bugünlere geldik. Binlerce oyuncu var. Elinizi sallasanız sözde lojistik firmasına çarpıyor. O nedenle de kar marjları dibe vurmuş durumda. Kara taşımacılığından da zarar eden çok firma var. Değer yaratamazsanız ayakta durmanız da yatırım yapmanız da zorlaşıyor.

BİZ HİÇBİR ZAMAN ALT TAŞIYICILARIMIZI GÖLGEDE BIRAKMAYIZ

Türkiye’de forwarder firmalarını eleştiren nakliye firmaları olabilir ama bizim çalıştığımız firmalar da bize teşekkür ediyor. Diyorlar ki, biz normal şartlar altında hizmet veremeyeceğimiz firmalara, belli nedenlerden dolayı gidip iş yapamayacağımız firmalara hizmet veriyoruz ve onlarla ortaklık yapıyoruz, diyorlar. Biz hiçbir zaman alt taşıyıcılarımızı gölgede bırakmayız. Çünkü onlar bizim iş ortağımız. Örneğin biz, müşteriye toplantıya gittiğimizde alt taşıyıcımızla birlikte gidiyoruz. Çünkü bizim onlara, onların da bize güveni var. El sıkıştığımız zaman uzun soluklu ilişkiler kuruyoruz. Güven tesis edildikten sonra da bütün stratejimizi birlikte belirliyoruz. Böylece bir sinerji oluşuyor. Onlar da kazanıyor, bizler de kazanıyoruz. Türkiye’deki en büyük nakliyecinin bile pazardaki payı yüzde 4-5’i geçmiyor. Çok oyuncu var. Türkiye’de 2 bin 500 tane nakliyeci varsa 200-250 tane de forwarder firması var.

İŞ MODELİMİZ 1+1=5’TİR

Bizim iş modelimizde 1+1=5’tir. Bu sonuca da stratejik düşünüp seçici davranarak ulaşıyoruz. Yani bir projeye, bir işe ya da yeni bir hatta gireceğimiz zaman burada bunu en iyi kimle yaparız sorusunun cevabını arıyoruz. O eleme sırasında öyle bir taşımacı buluyoruz ki, 1+1’i birleştirdiğiniz zaman sonuç 4-5 oluyor. İşte o zaman Türkiye’nin en büyük lojistik firmaları bile 1+1=5 ile baş edemiyor. Bizim belli güçlerimiz, taşımacı firmanın belli güçleri ile bir araya geldiğinde ortaya 3 bin TIR’ı olan büyük bir lojistik firmasındakinden çok daha büyük bir güç çıkıyor.

TÜRKİYE’DE İŞİNİ DİREKT MÜŞTERİ İLE ÇEVİREN TAŞIMACI SAYISI EN FAZLA 100’DÜR

Türkiye’de taşımacılık işini direkt müşteri ile çeviren en fazla 50 tane iyi firma çıkar. Yabancı sermayeli firmaları da kattığınızda bu sayı en fazla 70 olur. Burada piyasadaki işi direkt müşteriden alma oranından bahsediyorum. Hadi diyelim bu rakam toplamda 100 olsun. Yani 2 binden fazla firmanın olduğu bu piyasayı yaklaşık 100 firma domine ediyor.

STAJYERLERE SONRADAN İŞ TEKLİF EDİYORUZ

Biz yılda 40 bin civarında sefer yapıyoruz. Bize çalışan 1000 civarında TIR var. Gelecek 5 yılda ne olursa olsun pazardan daha fazla büyüme trendimizi korumak istiyoruz. Bugüne kadar ne yaptıysak aynı şekilde çalışmalarımızı sürdürmek istiyoruz. Burada özellikle çalışan kalitesi çok önemli. Lojistik sektöründe bu yoğun yaşanan bir sıkıntı. Kaliteli, eğitimli çalışan bulma sıkıntısı. O nedenle biz üniversite öğrencisi stajyer alıp, onlara staj imkanı tanıdıktan sonra en iyilerine iş teklif ediyoruz. Genellikle istihdamı sıfırdan alıp yetiştirme yoluyla yapıyoruz.

Kaynak: yesillojistikciler.com

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr