Son yıllarda web siteleri üzerinden satın aldığımız ürünleri zamandan ve mekândan tasarrufla kapımıza kadar getiren e-ticaret, hepimizin bildiği alışveriş kavramımızı değiştirerek hayatımızın vazgeçilmezleri arasındaki yerini çoktan aldı.
Türkiye’deki gelişim de dünyaya paralel şekilde hareket ediyor. E-ticaretteki rakamlara baktığımızda, 2012’de 8 milyon olan e-ticaret kullanıcı sayısı, 2013’de 10 milyona yükseldi. Türkiye’deki e-ticaret pazarının hacmiyse 14 milyar TL seviyelerine ulaştı.
Bu değişim sürecinde, lojistik sektörümüzün aktörleri de en başından beri sektörün önemli ortaklarından biri olmuştur. E-ticaret sektörü için en hayati konu ürünlerin son kullanıcıya hızlı, hatasız ve en düşük maliyetle ulaşmasıdır. Bu da tüm ülke sathında çok detaylı ve iyi kurgulanmış bir lojistik yönetimi gerektirir. Yani başka bir değişle tüm ülke genelinde her bir haneye ulaşma kabiliyeti gerekir. Hatta artık hedef ülke çapında ulaşılabilirlik değil tüm dünyaya hitap edebilmektir. Internet sitesi üzerinden siparişi verilen bir ürün, lojistik süreçlerindeki aksaklıklar nedeniyle son müşteriye ulaşamazsa veya geç ulaşırsa ürün çok iyi olsa bile e-ticaret şirketinin işini geliştirmesi mümkün olmayacaktır.
Lojistik sektörü de diğer tüm sektörler gibi müşteriye en iyi hizmeti sağlayabilmek için gelişen ve değişen sürece uyum sağlamak durumundadır. E-ticaret sektörünün değer kazanması ve büyümesi ile bu sektörün müşterilerinin beklentileri doğrultusunda, firmalarımızın lojistik süreçlerinde ciddi değişimlere gittiğinden bahsedebiliriz. Özellikle kargo sektöründe e-ticaret teslimatlarının daha az maliyetle ve daha hızlı taşınması için aktarım merkezleri kuruldu, taşınan siparişlerin boyutlarına uygun kutular ve araçlar tasarlandı. Hatta artık son teslim noktasında kurulan dağıtım sistemleri bazı küçük ölçekli işyerlerine yeni müşteri kazandıracak yapılar haline getirildi.
Tabii tüm bu dağıtım ve teslim sürecinde gerçek zamanlı izlenebilirlik bir diğer önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor.
E-ticaret için verilen hizmetlerin hemen hepsi lojistik firmalarımızın bildiği, uyguladığı sistemler. Ancak, e-ticaret sektörü büyüdükçe sektörümüzden beklentiler de aynı oranda artıyor. Firmalar lojistik faaliyetlerde ürünlerin taşınmasının yanı sıra depolama, elleçleme, etiketleme hatta web siteleri için fotoğraf çekme dâhil tüm katma değerli hizmetlerin de verilmesini talep etmeye başladı. Tersine lojistik dediğimiz iade sürecinin hatasız yönetilmesi konusunda da lojistik sektörüne önemli görevler düşüyor. Ve tüm bu işlemler tek bir ürün bazına kadar indirgenmiş durumda. Ortaya çıkan bu dinamik yapı çerçevesinde özellikle Amerika, Avrupa Ülkeleri ve Çin’de sadece B2C (Business to Consumer) lojistiğine odaklanmış lojistik firmalarının hizmet vermeye başladığını görüyoruz.
E-ticaret küresel boyutta gelişimini ve büyümesini devam ettirirken lojistik firmalarımızın bu anlamda tüm bu yeniliklere hazır olmaları, e-ticaret dinamiklerini çok iyi bilmeleri ve e-ticaretin lojistik ihtiyaçlarına ayak uydurmaları gerekiyor. E-ticaret alanında uzmanlaşan lojistik firmalarımızın şimdiden ticaretin bu yeni şeklini ve hızını karşılayacak altyapı yatırımlarına başladığını görmekten mutluluk duyuyoruz.
TURGUT ERKESKİN / UTA DERGİSİ