Transorient Lojistik Yönetici Ortağı ve UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nil Tunaşar, her bir taşıma modunda derin deneyim ve güçlü acentalık ağları ile tedarik zincirinde lojistik anlamdaki tüm hizmetleri etkin biçimde koordine edebildiklerini ifade etti. Nil Tunaşar, alt yapı sorunlarına ilişkin verdikleri lojistik hizmetler hakkında sorularımızı yanıtladı.
Transorient Lojistik’in sektöre giriş öyküsünü kısaca sizden dinleyebilir miyiz?
Transorient’in öyküsü 1961 yılında Avrupa’yı Orta Doğu’ya bağlayan bir köprü oluşturmak amacıyla kuruluşu ile başladı. Başlangıçta özellikle diplomatik sektöre ve Türkiye’de yerleşik yabancı kuruluşlara verilen kara ve deniz yolu taşıma hizmetleri zaman içerisinde gümrükleme, depolama, yurt içi dağıtım gibi katma değerli hizmetler ile çeşitlendi. 1995 yılında IATA üyeliği ile hava yolu taşımacılık servisini de uzmanlık alanlarına ekleyen Transorient gün geçtikçe artan nitelikli yurt dışı acentalık ağı ile tüm dünya ülkelerinde kapıdan kapıya taşımacılık hizmetleri vermeye başladı.
Havayolu, karayolu, denizyolu ve intermodal taşımacılık hizmetlerinizi kısaca anlatır mısınız?
Bugün geldiğimiz noktada her bir taşıma modunda derin deneyim ve güçlü acentalık ağımız ile tedarik zincirinde lojistik anlamdaki tüm hizmetleri etkin biçimde koordine edebiliyoruz. Intermodal ve multimodal son iki yıldır üzerinde çalıştığımız, bu alanda Avrupa’nın en büyük iki kuruluşundan biri olan ECS ile partnerlik kurarak oluşturduğumuz ve Türkiye’deki bir çok büyük forwarder kuruluşa da hizmet verdiğimiz güçlü bir ürünümüz. Bu ürün sayesinde Türkiye ve Avrupa arasındaki ithalat ve ihracat taşımalarını optimum maliyet ve transit sürelerde ve düşük karbon salınımı ile gerçekleştirebiliyoruz.
Gerçekte fark yarattığımız konunun hangi servisleri verdiğimizden çok bunları nasıl organize ettiğimizde yattığını düşünüyoruz. Bizler 54 yılın deneyimi, 21. yüzyılın teknolojisi ve gelişmiş vizyonumuzu birleştirmek suretiyle rezervasyondan teslime kadar her aşaması izlenebilir, ölçülebilir ve raporlanabilir bir alt yapı üzerinde çalışıyoruz.
Lojistik sektörüne merceğimizi yakınlaştırdığımızda karşımıza ne gibi sorunlar çıkıyor?
Türkiye’de lojistik sektörünün ciddi altyapı sorunları var. Taşıma türlerinin entegrasyonundaki fiziki sorunlar, yetersiz liman ve gümrük sahaları dış ticaret döngüsünü yavaşlatarak hem Türkiye ekonomisini olumsuz etkiliyor, hem de Türkiye’nin coğrafi avantajlarını kullanmamıza engel oluyor.
Türkiye’nin 2025 hedeflerine ulaşmasını hepimiz içtenlikle istiyoruz. Ancak bu hedefler reel ise çok daha planlı, hedefe yönelik ve hızlı hareket etmenin gerekliliğine inanıyoruz. Kamu ile özel sektörün, lojistiğin çeşitli kademelerinde oluşturacakları konsorsiyumlar ile çalışmalara başlaması ve doğru altyapının kurgulanabilmesi için kapsamlı bir aksiyon planının oluşturulmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.
2015 yılının ikinci yarısına yönelik olarak gerçekleştirmeyi planladığınız hizmetler ve hedefler nelerdir?
Planladığımız doğrultuda ilerlemeyi sürdüreceğiz. 2015 ve 2016’da hedefimiz, çevreye duyarlı taşıma türlerinin gelişmesinde öncü olmak olacaktır. Dünyamıza dolayısıyla geleceğimize sahip çıkmak her birey ve kurumun öncelikli planları arasında olmalıdır.
Kaynak: Hizmetix