Bloomberg HT televizyonunda Güzem Yılmaz’ın sunduğu “Finans Merkezi” programının canlı yayın konuğu olan UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, İran'a ambargonun kalkmasını ve lojistik sektörüne yansımalarını değerlendirdi.
Turgut Erkeskin, İran’la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında varılan nükleer mutabakatın ardından 3 yıldır süregelen ambargonun kalkmasını diploması açısından ‘devrim’ olarak nitelendirirken, dış ticaret yönünden büyük sıçramalara hazır olunmasını söyledi.
“Ticaret Hacminin 30 Milyar Dolara Ulaşılması Zor Bir Hedef Değil”
Yaptırımların kalkmasıyla iki ülke arasındaki ticaret hacminin ve işbirliğinin artacağını belirten Erkeskin, “İran ile ilişkilerimize baktığımız zaman 80’li yıllardan bu yana dış ticaret alanında yakın işbirliği içerisinde olduğumuzu ve hatta uluslararası ticaret işleyişi konusunda İran’dan çok şey öğrendiğimizi söyleyebiliriz. Bu ambargo döneminde ticaret hacmi düşmesine rağmen, Türkiye İran’a nükleer faaliyetlerde kullanılmaması şartıyla ürünlerin ülkeye ulaşması konusunda destek olmaya devam etti. Bu ilişkileri göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin İran ile olan 15 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin 30 milyar dolarlara çıkması zor bir hedef değil. Gelecek yılın başlarında bu canlanmaya yönelik ilk sinyalleri görmüş oluruz” diye konuştu.
“Güneyde Atıl Kalan Tır Filoları Tekrar Canlanacak”
Dış ticaretteki gelişmelerin doğrudan lojistik sektörünü etkilediğinin altını çizen Erkeskin, bu doğrultuda lojistik sektörü olarak anlaşmayı pozitif yönde değerlendirdiklerini ve artacak olan bu ticaret hacmini karşılayacak kapasiteye sahip olduklarını söyledi.
UTİKAD Başkanı, İran’da kapsamlı olarak faaliyet gösteren Türk lojistik firmalarının da bulunduğunu belirterek, taleplerin artması durumunda sektördeki firmaların hemen yatırımlarını arttırabileceklerini belirtti.
Türkiye’nin gelişmiş bir tır filosuna sahip olduğunu da hatırlatan Erkeskin, özellikle son yıllarda Suriye’de yaşanan gelişmelerin ardından güneyde atıl kalan filoların tekrar canlanacağına dikkati çekti.
“İran ile Tek Beyan Sistemi”
Geçtiğimiz yıllarda İran ile yapılan karayolu taşımalarında akaryakıt fiyat farkı gibi sorunların yaşandığını hatırlatan Erkeskin, şöyle konuştu:
“Özellikle akaryakıt fiyat farkı İran tırlarına önemli avantajlar sağlıyordu. Yapılan müzakereler sonucunda bu konuda belirli bir mutabakata varıldı ancak hala bölgede bazı sıkıntılarımız devam ediyor. İran ile en aktif kullandığımız taşıma modu olan karayolunda geçen yıl gerçekleştirdiğimiz sefer sayısı 30-32 bin dolaylarında bu payımızı arttırmalıyız.
Bizim her işimiz gümrükle gerçekleşiyor, onun için özellikle gümrüklerdeki işleyişimizi hızlandırmalıyız. İran ile karayolu taşımacılığımızda da öncelikli olarak atacağımız adım Gürbulak Sınır Kapısı’nda ‘tek beyan” sistemini hayata geçirmek olmalı. Tek bir beyan ile her iki ülkenin sınır kapısından zaman kaybetmeden geçiş ortamını sağlamak, gümrükteki zaman kaybını azaltacaktır. Gürbulak’ta bu uygulamayı zaman kaybetmeden devreye almalıyız.
Tabii bunun dışında demiryolu bağlantılarımızı da geliştirmeliyiz. İran ile konvansiyonel ve intermodal taşımacılık yapabilmemiz için Van Gölü’nde faaliyet gösteren feribotların kapasitesini arttırmamız gerekiyor. Van Gölü’nde şu anda 3 feribot ile çalışılmaktadır. Her bir feribot 9 ila 12 vagon kapasitesindedir ve 500 brüt ton taşıma kapasitesine sahiptir, ancak bu feribotlar arızalar nedeniyle sık sık devre dışı kalmaktadır. Yeni bir feribot bu yılın sonunda devreye alınacak. Van Gölü geçişini etkinleştirmek için bölgedeki bu yatırımlar arttırılmalıdır.”
“İran, Lojistik Merkez Olma Hedefimizde Ciddi Bir Rakip Olabilir”
Bu anlaşmanın ardından dünyaya entegre olmuş bir İran’ın Türkiye’nin lojistik merkez olma hedefinde ciddi bir rakip olabileceğini belirten Erkeskin, “Özellikle Çin pazarından Kafkas ülkelerine yapılacak pazarda Türkiye ve İran bu ticaretin tam göbeğinde kalıyor. İran’ın taşımacılık alanındaki imkânlarını düşündüğümüzde Çin’den Azerbaycan’a, Türkmenistan’a İran üzerinden gitmek daha avantajlı kalıyor. Avrupa pazarında bir sıkıntı yaşamayız ama Çin’den Kafkas ülkelerine yapılan transit taşımalarda dezavantajlı bir duruma düşebiliriz. Ayrıca, Kafkas ülkelerine yapılan transit ticarette pazar kaybetmemek için BTK (Bakü-Tiflis-Kars) demiryolu hattının bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.