Lojistikçinin
en büyük hedeflerinden biri gerçekleşme yolunda. 600 milyar dolarlık lojistik
pazarını dışa açma kararı alan Çin, ilk karayolu anlaşması için Türkiye'yi
seçti.
Lojistik
projelerine 2 trilyon dolar ayıran ve 600 milyar dolarlık lojistik pazarını
dışa açma kararı alan Çin, ilk karayolu anlaşması için Türkiye ile masaya
oturdu. UND’nin, “en büyük hedeflerden biri” olarak belirlediği Çin pazarına
giriş için ilk büyük adım atılmış oldu. 25-26 Mayıs’ta Pekin’de Karayolu
Düzenleme Genel Müdürü Mustafa Kaya başkanlığındaki Türk heyeti ile Çin Ulaştırma
Bakanlığı heyeti arasında “Karayoluyla Uluslararası Taşımacılık Anlaşması
taslağı karşılıklı parafe edildi. UND adına toplantıya katılan Genel Sekreter
Nagihan Soylu, “Çin, böyle bir anlaşma için ilk kez Türkiye ile masaya oturdu.
Anlaşmanın önemi çok büyük. Çin’den üçüncü ülkelere taşımalar
gerçekleştirebileceğiz. İlk anlaşma Türkiye ile yapılıyor. Büyük bir avantaj
yakalayacağız. Çin’in Rusya ve AB hatta Türki Cumhuriyetlere olan ihracat
mallarını Türk nakliyecileri taşıyabilecek” dedi.
Mart
2016’da nihai anlaşmanın imzalanacağını ve 2017’de iki ülke arasında karayolu
taşımacılığının başlayacağını açıklayan UND Genel Sekreteri Nagihan Soylu,
anlaşmanın ilk kez Türkiye ile yapılıyor olmasınının nedenini şu sözlerle
vurguladı: “Çin’in İpek Yolu’nu yeniden canlandırma projesi var. Onun için de
önümüzdeki yıllarda bu güzergahlara 2 trilyon dolar altyapı bütçesi ayırdı.
Sadece demiryolu değil. Hem demiryolu hem de karayolu için İpek Yolu’nu yeniden
canlandırma projesi. Dolayısıyla İpek Yolu’nun en batısı diyebileceğimiz
Avrupa’ya giriş kapısı da Türkiye’dir. Dolayısıyla da şu ana kadar kapsamlı bir
karayolu anlaşmasını ilk kez Türkiye ile masaya yatırdı. Daha önce yaptığı
karayolu anlaşmasını sadece sınır ticareti sınır nakliyeleri konusunda
yapıyordu. Ama bunlar bizim bildiğimiz anlamda geniş kapsamlı karayolu
anlaşmaları değil. İlk kez Türkiye ile böyle bir anlaşma için masaya oturdu.”
ÇİN
KARAYOLUNUN PAYINI ARTIRACAK
Karayolu
anlaşması olmadan herhangi bir ülkenin TIR’ının diğerine giremeyeceğini, şu anda
hiçbir Türk TIR’ının Çin’e ve hiçbir Çin TIR’ının da Türkiye’ye giremediğini
belirten Soylu, “Dolayısıyla bu anlaşmanın İpek Yolu’nun iki ucundaki ülke
olarak baktığınızda önemi çok büyük. Çin tarafının beyanı ile söylüyorum.
Çin’deki taşımalarda karayolu payının çok düşük. Önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde
payını artırmak gibi bir hedefleri var. Hem uluslararası hem yurtiçi
taşımacılıkta. Biz taslak anlaşmayı parafe ettik, mart ayında nihai anlaşmayı
imzalamak için zaman istemelerinin sebebi uluslararası standartlara ve
konvansiyonlara uyumlu hale gelebilmek” dedi.
İHRACATÇININ
KAZANIMLARI OLACAK
Soylu,
Türkiye’nin, Türk nakliyecisinin ve Türk ihracatçılarının bu noktada kazanacağı
anlaşmaları ise şöyle sıraladı: “Birincisi biz Çin sınırına kadar mal taşıyoruz.
Kazakistan, Rusya’ya ve Moğolistan’a taşıyoruz. Oradan Çin’e girip mallarımızı
boşaltıp, Çin’den üçüncü ülkelere taşımalar yapabileceğiz. İlk anlaşma Türkiye
ile yapıldığında da çok büyük bir avantaj yakalayacağız. Çin’in Rusya ve AB
hatta Türki Cumhuriyetlere olan ihracat taşımalarını Türk nakliyeci
taşıyabilecek. İkincisi; Çin’den Türkiye’ye taşımalarda rekabetçi olabileceğiz.
Çünkü hızlı, 10-12 günde Çin’den Türkiye’ye taşıyacak. Dolayısıyla demiryolu ve
denizyoluna karşı rekabetçi bir fiyat oluşturma şansı var. Üçüncü olarak; dönüş
yükünü sağlayabilmemizin yarattığı başka bir fırsat daha var. Kazakistan,
Kırgızistan, Tacikistan, Rusya’nın doğusuna ve Moğolistan’a ihracat taşımaları
güzergah çok uzun olduğu için navlun yüksek. Şimdi dönüş yükü fazla olmadığı
için araçlar ya çok düşük navlunlarla ya da boş gelmekte. Çin’den üçüncü
ülkelere ve Türkiye’ye yüklemeler olduğunda nakliyeci yüksek navlun elde
ettiğinde bu, o bölgelere ihracat navlun fiyatlarını aşağıya düşürebilir. 10-12
günde Çin’in batısından mal getirilebilir. Çin’in batısında çok ciddi
yatırımlar söz konusu, orada lojistik merkezler yapılmış. Çin, bu lojistik
merkezlerden ihracatı ucuzlatmak için nakliyeyi sübvanse etmekte. Bir diğer
konu da bu güzergah sorunları sebebiyle zamanında ulaşma sıkıntılarımız var.
Ancak Çin’in İpek Yolu projesi transit ülkeleri de kapsıyor. Çin ile anlaşmamız
güzergah transit geçişlerini iyileştirecek. Karayolu anlaşması imzalandıktan
sonra karma ulaştırma toplantılarında kotaları belirleyeceğiz. Çin’in milli
hasılası 9.39 trilyon dolar. Dış ticaret hacmi 4 trilyon dolar. Yüzde 15’i
lojistik, 600 milyar dolarlık bir pazar. Türk kara nakliyecisi 600 milyar
dolarlık Çin’in lojistik pazarına pay almak için giriyor. Nakliyecilerimiz
Çin’e gidecek, yatırım yapacaklar.”
TÜRK
LOJİSTİK FİRMALARI YATIRIMA HAZIRLANIYOR
Çin
ile yapılacak karayolu anlaşması, son dönemde üçüncü ülke taşımalarına yönelen
ve sadece Türkiye'nin değil küresel ticaretin taşınmasında rol almak isteyen
nakliyecilere yeni bir kapı açıyor. Türk şirketlerin onlarca ülkede depoları,
ofisleri, irtibat merkezleri var. Çin pazarı, anlaşma gerçekleştiğinde
şirketlerin yeni merkezlerinden biri olacak. Birçok firmanın Çin'de depo, büro,
şirket veya ortaklık arayışına girmesi bekleniyor. Etis Lojistik, Çin’de yerel
bir ortakla lojistik merkez kurmak için görüşmeler yapıyor. Etis Lojistik Genel
Müdürü Erdal Kılıç, “Hükümetin Çin ile karayolu taşımacılığına yönelik çalışma
içerisinde olduğunu biliyorduk. Çin pazarını çok önemsiyoruz. Çinli bir ortakla
o pazarda bir lojistik merkez kurmak istiyoruz. Bu firma ile iki ülke arasında
artan ticarete lojistik destek sunmak istiyoruz” diye konuştu. 'Global marka'
hedefi için yurtdışında 11 şirket kuran Ekol Lojistik'in Yönetim Kurulu Başkan
Ahmet Musul, “Çin’in demiryoluna ciddi teşvikleri var. Bu projlerde Türkiye pek
görünmüyordu. Umzarız bu çalışma ile Türkiye onun içerisine dahil olabilir.
Sadece karayolu olarak düşünmemek lazım. Demiryolu ve intermodal olarak
düşünülürse çok daha kalıcı olur” dedi. Sertrans Lojistik CEO’su Nilgün Keleş,
Çin’e karayolu ile taşıma yapılmasını desteklediklerini ve Sertrans olarak bu
ülkeye taşıma yapmak istediklerini belirterek, “Biz zaten mevcut durumda
Kazakistan’a kadar taşıma yapıyoruz. Anlaşma gerçekleşirse Çin’e kadar devam
edebiliriz” dedi.
VERİMLİLİK
ARTACAK, TAŞIMALAR HIZLANACAK
Çin
ile olan ticaretimizin her sene artış gösterdiğini ve bu trendin önümüzdeki
yıllarda da aynen devam edeceğini vurgulayan Uluslararası Taşımacılık ve
Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin, bu
kapsamda her türlü taşıma modunun devreye girmesinin önemine vurgu yaptı.
Erkeskin, şöyle konuştu: “Çin’in yeni lojistik stratejisi 'OneBelt – One Road'
- 'Tek Kuşak-Tek Yol' stratejisinde Çin ile Avrupa arasında kurulacak
kordirolardan güney koridoru tren yolu ile Türkiye’den geçiyor. Artan dış
ticaret ve lojistik hizmetler çerçevesinde mümkün olan her taşıma tipine /
yoluna ve kapasitesine ihtiyaç duyuluyor. Bugün için taşımalar çok büyük
ağırlıkla denizyoluyla. Tamamlayıcı olarak havayolu taşımacılığı,
deniz+havayolu taşımacılığı ve az da olsa demiryolu taşımacılığı kullanılıyor.
Yapılan altyapı çalışmaları, belirlenen lojistik koridorları çerçevesinde yakın
gelecekte demiryolu taşımacılığının payını hızla arttıracağını
değerlendiriyoruz. Zira gerek demir İpek Yolu gerekse Kars – Tiflis – Bakü
projeleri ve gerekse de bu güzergahlardaki tarife ve uygulamaların
yeknesaklaştırılması çalışmaları bu yöndeki önemli adımlar. Bir taraftan demir
İpek Yolu Kafkaslar üzerinden Çin ile Türkiye’yi bağlarken diğer taraftan Çin
ile Pakistan arasında kurulmaya başlayan demir yolu bağlantısı, özellike Çin’in
Sincan bölgesi ile ülkemizi Pakistan – İran koridoru üzerinden demiryolu ile
bağlayacak. Bütün taşımacılık altyapısı gelişmeleri ile beraber karayolunda da
yük ve yolcu taşımalarına imkan verecek anlaşmaların yapılması bizler için
sevindirici. Zira verimli çalışabilen her tür taşıma tipine ihtiyacımız olacak.
Özellikle Türk Cumhuriyetlerine, Kazakistan’a giden karayolu araçlarımızın
Çin'den alabilecekleri yükler ile daha verimli çalışmaları mümkün olacak ve
yaratılan ekstra taşıma kapasitesiyle firmalarımıza yeni bir alternatif
sunulabilecek. Evet belki navlunlar deniz yolu kadar ucuz olmayacak ama
denizyoluna nispeten daha hızlı teslim süreleri ile hızlı teslime ihtiyaç duyan
segmente uygun bir taşımacılık ürünü oluşturulabilecek.. Bu güzergahta
demiryolu ile karayolunun birbirlerine olan avantaj veya dezavantajları ise
malın tipine, çıkış ve varış yerine göre farklılıklar gösterecek. Ancak şurası
bir gerçek ki Çin ile Türkiye ve Türkiye üzerinden, Kuzey Afrika, Güney Doğu
Avrupa ve Avrupa ülkelerine transit taşımalarda tüm taşıma modlarına kendi
dinamikleri içerisinde yer olacak.”
Kaynak:
Dünya Gazetesi