Kimi olumlu, kimi olumsuz
gelişmelerle hafızalarımızda yer edecek bir yılı geride bırakıyoruz. Her
yılbaşında olduğu gibi, 2015’e de yeni umutlar ve beklentilerle girmekteyiz.
2014 yılı, ülkemizde ve özellikle yakın çevremizde önemli gelişmelere sahne oldu.
Lojistik sektörünün çatı kuruluşu UTİKAD da önemli sorumluluklarının bilinci
içinde bu gelişmelerin takipçisi olmaya devam etti.
Küreselleşmenin tekrar
hızlandığı dünyada, bir taraftan üretim ve ticaret artarken diğer taraftan iş
yapış şekil ve dinamikleri de eski kalıplarından çıkarak farklılaşmaya
gelişmeye devam ediyor. Bugün bu değişim sürecinde lojistik te dünya çapında
sürdürülebilir kalkınma ve büyümenin olmazsa olmaz bir parçası haline geldi.
Gerek uluslararası gerek iç pazardaki kızışan rekabet ortamında mal hareketlerinin
hızlanması ve maliyetlerin azaltılması noktasında lojistik kilit rol
oynamaktadır.
Değişim dinamiklerine paralel
olarak, uluslararası alandaki profili hızla yükselen ülkemiz, lojistik
sektöründe de önemli gelişmelere imza atmıştır. Türkiye’nin ulaşım altyapısında
yollar, deniz limanları, havalimanları, demiryolları, köprüler, lojistik
merkezler gibi çok büyük yatırımlar yapıldı. Lojistik ülkemizin 10. kalkınma
planında yer alırken, 9 stratejik sektörden birisi olarak tanımlandı. Lojistik
değişim ve dönüşüm sadece lojistik merkezler kurmak veya alt yapı yatırımları
ile sınırlı değil. Yatay ve dikey derinleşme, hizmet çeşitlenmesi, artan oranda
dış kaynak kullanımı, kaliteli eğitim, yurt dışı yatırımları ile bütünsel bir yaklaşıma
ve yepyeni bir lojistik kültürü oluşturmaya ihtiyacımız var.
Taşımacılığa bağlanıp kalmış
sektörel yapıdan kurtulmamız için hala daha çok çalışmamız gerekiyor. Lojistik
alt yapımızın ve mevzuatımızın gerekli dönüşümlere imkân verecek şekilde
yapılandırılması gereksinimlerimizin en başında geliyor. Dünya değer zincirinde
yer alabilmemiz, küresel ticarette payımızı arttırabilmemiz ve zenginleşerek
refah toplumu olabilmemiz için iyi işleyen, hukuki ve teknik darboğazları
ortadan kaldırıp maliyet avantajları yaratan bir lojistik yapılanmasına
ihtiyacımız var. Öte yandan gelişimin tetikleyicisi olan lojistiğin, talebi
karşılayabilmek için sürdürülebilir olması da zorunlu hale gelmiştir.
Bildiğiniz üzere, Ekim ayı
içerisinde UTİKAD olarak FIATA 2014 İstanbul Dünya Kongresi’ne ev sahipliği
yaptık. 100’e yakın ülkeden 1.100’ü aşkın katılımcının yer aldığı kongremizin
ana teması “Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme” idi. Beş gün boyunca tüm
katılımcılar “Dünya ticaretinin en önemli aktörünün lojistik olduğu, bu konumun
korunması ve daha da geliştirilmesi için sürdürülebilir bir büyüme politikası
ile hareket edilmesi” noktasında hem fikirdi.
Türk lojistik sektörü olarak
iş hacimlerimizi arttırırken, ülkemiz Avrupa-Orta-Doğu, Afrika ve Batı Asya
arasında üretim ve dağıtım için bölgesel bir merkez olma yolunda ilerken yatay
genişlemeye odaklanmak zorundayız. Son yıllarda bu hususa dikkat etmeye başlayan
sektör temsilcilerimiz, faaliyet gösterdiği bütün taşıma modlarında yeni
lojistik ürünler geliştiriyorlar.
UTA Dergisi’nin bu sayısında
yer verdiği “Fuar, Etkinlik ve Sergi Lojistiği, E-Ticaret Lojistiği ile Kargo
Taşımacılığı” bu gelişime en güzel örneklerdir. Bu 3 alan son yıllarda
özellikle ülkemizde muazzam bir gelişim potansiyeli barındırmaktadır.
2013 yılı rakamlarına
bakıldığında Türkiye’de e-ticaret pazarının büyüklüğü 14 Milyar TL’yi buluyor.
Önümüzdeki dönemlerde ise 50 Milyar TL’yi geçmesi bekleniyor. Türkiye’de
büyüyen bu pazarın müşterisiyle buluşmasını ise sektörümüz sağlıyor. Yapılan
araştırmalara göre e-ticarette müşterilerin satın alma kararından son anda
vazgeçmelerinin altında yatan en önemli nedenlerden biri teslim süresi ve kargo
maliyetleri. E-ticarette, bir ürünün sürekli stoklarda bulunması yani
depolanması, taleplere göre depodan alınarak müşteriye en hızlı bir şekilde
düşük maliyetlerle ulaştırılması ana hedeflerin başında geliyor. İşte bu
nedenle e-ticaret sektörünün geleceğinde lojistik hizmetler büyük önem taşıyor.
E-ticaret konusunda özel yatırım yapan lojistik firmalarımız gelecek yıllarda
daha fazla tercih edilecek ve önemli bir avantaj kazanacaklar.
Ancak sektör yepyeni ve
önemli bir sorun ile de karşı karşıya. Ticari olsun ya da olmasın 30 kiloya veya
300 desimetreküpe kadar olan gönderilerin Posta Kanunu çerçevesinde
değerlendirilecek olması lojistik sektörünü hem yurt içi hem de yurt dışı gönderilerde
etkiliyor. Hangi taşıma şekli kullanılırsa kullanılsın bu tanıma uyan taşımalar
için yetki belgesi almak ve yapılan işin cirosu üzerinden evrensel posta
hizmetleri katkı payı ödemek gerekecek. Posta hizmetleri ile lojistik
hizmetinin birbirinden ayrılması ve gönderi miktarı ve ebadı ne olursa olsun
ticari mal taşıma lojistiğinin bu kapsamın dışında tutulması gerekir.
2014’ü kapatırken bütün bir yılı
değerlendirdiğimizde en iyi ve en kötüyü tanımlamak gerekirse, en kötüsü,
özellikle körfez ülkelerine olan karayolu taşımacılığımızın çok büyük oranda
bloke olması ve yakın zamanda şartların daha da zorlaşacağı sinyallerinin
gelmesi, en iyisi de gelmiş geçmiş en başarılı FIATA Kongresine UTİKAD’ın,
dolayısıyla ülkemizin imza atmış olması.
2015 yılının her yönüyle
beklentileri karşılayan ve özellikle de lojistik sektörü için atılım yılı
olması temennilerimle yeni yılınızı kutlar, başarılar dilerim.
TURGUT ERKESKİN / UTA Köşe Yazısı