Gümrüklerde hayatımızı önemli ölçüde etkileyecek, gerek ihracatçılar, gerek ithalatçılar, gerekse taşımacılar ve gümrük müşavirlerinin iş yapış biçimlerini etkileyecek yenilikler, hayatımıza adım adım girmeye başladı. Tüm tarafları yakından ilgilendiren ve bizi gelişmiş ülkelerdeki seviyeye taşıyacak ve özellikle Avrupa Birliği’nde yer alan güvene dayalı uygulamaların en önemlisi olan Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği 21 Mayıs 2014’de Resmi Gazete’de yayımlandı.
Yönetmelik, öncelikli olarak; izinli gönderici, ve izinli alıcıyı tanımlarken, ithalatta yerinde gümrükleme ve onaylanmış ihracatçı kavramları ile, eksik beyan, kısmi teminat, götürü teminat uygulamaları gibi konulara da açıklık getirmekte. Onaylanmış ihracatçı yetkisi kapsamında elde edilen avantajlara göz atıldığında, A.TR dolaşım belgelerini bakanlıkça yetki verilen kişi ve kuruluş tarafından düzenleme ve vize işlemi için gümrük idarelerine ibraz edilme zorunluluğu olmaksızın düzenleyebilme izni, serbest ticaret anlaşması yapılan ülke veya ülke gruplarıyla tercihli ticarette, ülkemiz tarafından tek taraflı olarak tanınan Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi rejimi kapsamında eşyanın kıymetine bakılmaksızın fatura beyanı veya EUR, MED fatura beyanı düzenleyebilme izni, ihracatta yerinde gümrükleme izni, İzinli gönderici yetkisi, İzinli alıcı yetkisi, ithalatta yerinde gümrükleme izni gibi kazanımların olduğunu söyleyebiliriz. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü sahiplerine beyanın kontrolüne ilişkin olarak ayrıca bir talebe gerek kalmaksızın, yeşil hat uygulaması, beyannamenin belge kontrollerine tabi tutulması halinde kontrollerinin öncelikle yapılması, beyanname kapsamı eşyanın muayeneye tabi tutulması halinde muayenenin öncelikle yapılması gibi hakları da beraberinde sağlamaktadır.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Uygulaması'nın dünyada nasıl uygulandığı ve ülkelere göre değişen belge alma şartlarına kısaca göz attığımızda, Almanya’nın Avrupa’da bu belgeyi en yaygın kullanan ülke olduğu, belge alma şartları ve belgeyi alan firmalara getirileri açısından en iyi örnek olduğu görülmekte. Geçtiğimiz günlerde UTİKAD bünyesinde gerçekleştirdiğimiz bir toplantıda da uluslararası lojistik şirket temsilcileri de Almanya haricinde diğer ülkelerde belge kullanımının çok yaygın olmadığının altını çizerek, bunun belge alma şartlarının ağır maliyete bağlı olduğunu da vurgulamışlardır. Almanya’da bu sayı 10-15 bin civarı iken, İspanya’da 300-400, İtalya’da ise 200-300 firmanın sadece bu belgeyi almış olması da dikkat çekicidir. Mesele, Türkiye açısından önemlidir; bilhassa ithalata ilişkin uygulamaların birçok tarafı etkileyeceği, antrepoların da bu konuda endişe taşıdıklarını belirtmek lazım. Bu sebeple de yazımı, ilerleyen haftalarda konuyu daha pek çok kez ayrıntıları ve gelişmeleri ile ele alacağımızı belirterek noktalamak isterim.
Hakan Çınar / Dünya Gazetesi