Türkiye lojistik sektörü artık uluslararası alanda daha fazla söz sahibi. Ancak 2013, tüm dünyada dış ticaretteki durgunlukla birlikte Türkiye lojistik sektöründe de durgunluğun yaşandığı bir yıl oldu. Yine de gelecek hedefleri büyük. Kamu yatırımlarının artması, demiryollarının intermodal taşımacılık için daha aktif hale gelmesi sektörü geliştirecek. "Bölgesel üs" olma hedefi doğrultusunda yapılacak yatırımlar büyük önem taşıyor.
Taşımacılık, lojistik sektörünün ana damarı... Karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığı faaliyetlerini kapsayan bu sektörde, uluslararası taşıma koridorlarına dâhil edilecek yatırımlarla verimin artırılacağı öngörülüyor. 2013 yılında küresel ekonomide iyileşmenin zayıf olması ve Türkiye'de büyümenin düşüş trendine girmesi, sektördeki büyümeyi geçen yıldan daha yüksek bir seviyeye taşıyamadı. Türkiye lojistik sektöründeki 2012'de yüzde 2.2 büyüme, 2013 yılında yaklaşık yüzde 3-4 düzeyine ulaştı. Türkiye'de karayolu taşımacılığı yapan toplam firma sayısı 44 bin 357. Taşıt sayısı ise 90 bin 600'e ulaşmış durumda. Karayolu taşımacılığında Avrupa'nın en büyük filosu Türkiye'de. Türkiye'de karayolu ağı 65 bin 627 kilometreye ulaşmışken Türkiye'nin içinden 12 bin 573 kilometre uzunluğunda 8 adet uluslararası karayolu koridoru geçiyor. Demiryolunda, 2012'de konvansiyonel ana hat uzunluğu 8 bin 770 km iken, bunun 2018'de 10 bin 556 km'ye çıkarılması; 2012'de 888 km olan hızlı tren hat uzunluğunun ise 2018'de 2 bin 496 km olması bekleniyor. Denizyolunda, 2012'de 3.9 milyon TEU olarak gerçekleşen konteynırlanmış yük hacminin 2018'de 13.8 milyon TEU; 2012'de 248 milyon ton olarak gerçekleşen yükleme-boşaltma hacminin ise yine 2018'de 615 milyon ton olarak gerçekleşmesi hedefleniyor. Havayolunda, taşınan yolcu sayısı 2012'de 131 milyon kişi iken, 2018'de 232 milyon kişi taşınması öngörülüyor.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu başkanı ve FIATA Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin, 2013 yılında taşımacılık ve lojistik sektöründe yaşanan dinamizmin ana nedeninin, Türkiye'nin 2023 yılı için 1.2 trilyon dolarlık dış ticaret ve dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefinin firmalar için oluşturduğu yol haritası olduğunu söylüyor. Bu doğrultuda ulaştırma altyapısı için yapılan kamu yatırımlarının hız kazanmasının önemli olduğunu vurgulayan Erkeskin, Türkiye'de intermodal taşımacılığın gelişmesinin önündeki en önemli engellerden biri olan demiryolu tekelinin kaldırılarak demiryolu taşımacılığının özel sektöre açılması gibi ulaştırma, taşımacılık ve lojistik sektörünün gelişmesini destekleyecek kanun ve mevzuat düzenlemeleri yapıldığını belirtiyor. "İlgili bakanlıklar tarafından belirlenen yeni strateji ve hedeflerle yapılacak yatırımlar için kısıtlı da olsa teşvik mekanizmaları harekete geçirildi" diyor.
Lojistikte İnovasyonun Önemi
Lojistik sektörü, hızla büyüyor. Yapılacak yatırımlarla büyüme artacak ve "bölgesel üs" olma hayali böylece yakın bir geleceğe taşınacak. Ancak bu noktada eğitimin yeri ve önemi büyük. O yüzden nitelikli insan gücü yetiştirmek gerekiyor. Bugün için lojistik sektöründe 500 bin kişinin istihdam edildiği biliniyor, yaklaşık 50 bin kişilik nitelikli eleman açığı mevcut. Önümüzdeki 10 yılda lojistik sektöründe çalışan personel sayısının en az iki kat artmasının öngörüldüğü düşünülürse, eğitimin önemi ortaya çıkıyor. Diğer yandan inovatif lojistik kavramı da tartışılan konulardan biri. Yalnızca Ar-ge faaliyeti olarak algılanmaması gereken bu inovatif yaklaşım lojistiğin tüm alanlarında kullanılarak daha fazla verim, daha az enerji, daha hızlı çözüme ulaşılabilir. Firmaların bu anlamda önemli çalışmaları bulunuyor ancak yetersiz. Daha yaygın bir kullanım, daha fazla yenilik beklentisi büyük. Ayrıca bu yıl, UTİKAD tarafından organize edilen ve 13-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek FIATA İstanbul 2014 Dünya Kongresi önem taşıyor. "Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme" teması ile küresel lojistik pazarının üst düzey yöneticileri ile karar vericilerini İstanbul'da bir araya getirecek kongre için Erkeskin, "Bilindiği gibi Türkiye; coğrafi konumu, lojistik avantajları ve barındırdığı büyük potansiyel ile geleceğin "Üretim, Depolama ve Dağıtım Üssü" olmaya aday ülkelerin başında yer alıyor. Kongre gerek Türkiye ekonomisi gerekse sektörümüz açısından büyük bir önem taşıyor" diyor.
Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi