Türk lojistik ve taşımacılık sektörü, Avrupa’daki durgunluğun sürmesi karşısında pazar çalışmalarını alternatif alanlarda sürdürme gayretinde. Sektör kendi altyapısına yönelik çalışmalarını, modernizasyonunu ise bilinçlenerek sürdürüyor ve gelecek dönemlerde yatırımların odağı olacak bir sektör yapısını korumak istiyor.
Uluslararası Taşımacılık ve Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin ile sektör üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Erkeskin, sektörden gelecek dönemlerde beklentilerini ve rekabet koşullarını aktardı. UTİKAD Başkanı, Türkiye’deki sektörün araç modernizasyonu bakımından global oyuncularla rekabet edebilecek düzeyde olduğunu belirterek son dönemlerde bilişim alanından lojistik sektörünün çok daha fazla yararlandığını dile getirdi.
Gelecek dönemler için Türk lojistik sektörüne dair öngörülerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Sektör firmalarımızda uzmanlaşma ve insan gücüne yatırım arttı. Buna paralel sektörün hizmet kalitesi de giderek yükseliyor. İnovasyon ve Ar-Ge konusunda farkındalık ve bilinç seviyesi yükseliyor. Bunların yanı sıra, geçen yıl bilindiği gibi sektörde önemli birleşme ve satın almalar oldu. Konsolidasyon sürecinin devam edeceğini düşünüyoruz. Teşvikler, özelleştirme çalışmaları, serbestleştirmeye yönelik adımlar, yabancı yatırımcı ilgisinin artması, dünya konjonktüründeki iyileşme sinyalleri, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı, bölgedeki konumunun güçlenmesi, çevre ülkelerdeki yatırımların, ekonomik ve ticari faaliyetlerin artması; Türk lojistik sektörünün bu bölge üzerindeki üstünlüğünü ön plana çıkararak, canlılık ve dinamizmi sürekli kılıyor. Ancak diğer taraftan Avrupa’da durgunluğun sürmesi, navlun ücretleri seviyesini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Yine sektörde artan fiyat bazlı rekabet ise firmaları karlılıkta zorluyor. Bu durum sürdürülebilir bir iş ortamı yaratmıyor. Gelişen Türkiye’nin özel sektör marifetiyle yapılacak yatırımlara ihtiyacı var. Bu çerçevede navlun ve karlılıkta artış beklentimiz sürüyor.
Sektörde alternatif pazar arayışları açısından ne tür çalışmalar yapılıyor?
Hükümetin ihracata dönük üretim stratejisi doğrultusunda, uluslararası pazarlarda rekabet etme kabiliyetine sahip sektörler bu açıdan belirleyici rol oynuyor. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından 2009 yılında yapılan “Küresel Ticarette Türkiye’nin Yeniden Konumlandırılması-Dış Ticarette Yeni Rotalar” çalışmasında dünya ticaretinin yüzde 90’ını temsil eden 73 ülke ve 1243 sektörün ayrıntılı analizinde, Türkiye’nin ihracat potansiyeli ortaya çıkarılıyor ve gelecekte Türk ekonomisine ivme kazandıracak pazarlar arasında Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Güney Asya ülkelerinin olduğuna dikkat çekiliyor. Buna tabii ki Afrika’yı da eklememiz gerekir.
Türk lojistik sektörünün alternatif pazarları nereleri olabilir?
Türkiye’nin geleneksel ihraç pazarları arasında ilk sıralarda Almanya, Irak ve İngiltere yer alıyor. Avrupa Birliği ülkelerindeki durgunluğa rağmen bölge ülkeleri hala Türkiye için önemini koruyor. Ayrıca, Ortadoğu’da yaşanan sıcak siyasi gelişmelere rağmen bölgenin büyüme potansiyeli, Türk dış ticareti açısından önem arz ediyor.
Diğer yandan canlanan ekonomisi ile dikkat çeken Kafkas ve Balkan ülkeleri de Türkiye’nin ilgi alanı içinde yer alıyor. Bu arada büyük ABD pazarı yüksek rekabet koşulları bakımından, Türkiye için zor bir pazar olsa da sahip olduğu potansiyel ile ihracatçı sektörlerin hedefinde bulunuyor.
Dünyanın yeni çekim merkezi olan ve gelişmeye açık Afrika pazarı Türkiye için de ihracat, yatırım ve lojistik faaliyetler açısından önemli bir potansiyel ihtiva ediyor.
Küresel lojistik pazarında daha fazla söz sahibi olmak isteyen sektör firmalarımızın başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Ortadoğu, Kafkaslar, Asya ve ABD’ de yaptıkları orta ve büyük ölçekli yatırımlar, sektörün gelecekteki rotasını gösteriyor.
Türkiye’deki sektörün araç modernizasyonu ve teknoloji kullanımı dünya lojistik sektörüne göre ne durumda?
Araç modernizasyonu konusunu her bir taşıma türünde ayrı ayrı incelemek daha doğru olur. Demiryolu araçlarının modernizasyonu hem çeken hem de çekilen gruplar için ivedilik arz ediyor. Demiryolu taşımacılığının serbestleşmesi ve altyapı yatırımlarının hayata geçmesi sürecinde üç-dört yıllık bir zaman dilimi bulunuyor. Bu süre sonunda gerek kamu gerekse özel sektörün uluslararası standartlarda lokomotif ve vagon kullanımı, nitelik ve nicelik açısından yeni bir zemine oturacak.
Havayolunda uçak filolarına yatırımlar sürekli büyüyor. Havacılık, artan yolcu talebi ve kargo trafiğine bağlı olarak gelişim gösteriyor. AHL kargo tesislerinde fiziki alan ihtiyacı had safhada. Yeni yatırımların yanı sıra var olan tesislerin modernizasyonu da yapılıyor.
Denizyolunda, özel sektör sahibi olduğu limanlarda kapsamlı yatırımlara girdi. Liman kapasitemizin dört yıl içerisinde yüzde elliden fazla büyüyeceği tahmin ediliyor. Özellikle son dönemde konteyner taşımacılığına yapılan yatırımları büyük hız kazandı.
Diğer taraftan karayolu ile eşya taşımacılığında uluslararası güzergahlarda seferde olan araçların yaş ortalaması oldukça genç. Bunun en önemli nedenini çevreye duyarlılık faktörü ile beraber yeni nesil motorların uygulandığı araçların kullanım zorunluluğu olarak açıklayabiliriz. Ancak sektörde düşen kar oranları dikkate alındığında filo sahipliği artan sabit ve değişken maliyetler ile son derece riskli bir hal alıyor.
Dijital çağın gerekleri sektöre adapte edilmiş durumda mı?
Lojistikte değişen dinamikler, hızın ve maliyetin ön planda olması, lojistik hizmet üreticilerini aynı anda hem rekabet etmeye hem de etkin maliyet uygulamalarını kullanmaya zorluyor. Hız, güven, kalite ve maliyetin karlılığı belirlediği bu süreçte firmaların teknoloji kullanımına verdikleri önem ve ayırdıkları bütçe sürekli artıyor. Sektörün bölgesel bazdan küresel arenaya doğru devinimi ise zaten bu konuda yatırımı olmazsa olmaz kılıyor.
Bu nedenle bugün Türk taşımacılık ve lojistik sektöründe, bilişim teknolojilerinin çok daha yaygın ve etkin bir şekilde kullanıldığını rahatça söyleyebiliyoruz. Firmaların yazılıma verdikleri önem gün geçtikçe artıyor. Hatta yazılım lojistik firmalarının beyni olarak görülüyor. Küresel lojistik pazarında iddialı olan firmalarımız kendi yazılımlarını kendileri dahi üretebiliyor.
Kaynak:Turkish Time Dergisi