Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gündem / UTİKAD BAŞKANI TURGUT ERKESKİN:“LOJİSTİK MASTER PLAN ŞART!”

UTİKAD BAŞKANI TURGUT ERKESKİN:“LOJİSTİK MASTER PLAN ŞART!”

UTİKAD BAŞKANI TURGUT ERKESKİN:“LOJİSTİK MASTER PLAN ŞART!”11.09.2013
Lojistiğin dış ticareti, üretimi ve sanayiyi destekleyen bir sektör olduğunu vurgulayan UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, "Üretiminiz, tüketiminiz ve dış ticaretiniz artıyorsa lojistiğe ihtiyacınız da artıyor demektir" diyor.

Türkiye lojistik sektörü 2000’li yılların başından bu yana çok önemli bir gelişim kaydetti. Coğrafyasının da verdiği avantajla “Lojistik Ülkesi” olma yolunda ilerleyen Türkiye, Dünya Bankası’nın son Lojistik Performans Endeksi’nde de üst sıralara doğru ilerlemeye devam ediyor. Birçok yabancı sermayeli firma ortaklık kurmak için Türkiye’deki lojistik firmalarını yakından takip ediyor. Önde gelen büyük firmalar da yabancı sermayeli ortaklıklarla şirket yapılarını güçlendiriyor ve uluslararası marka olma yolunda adımlar atıyor. Öte yandan devlette lojistik sektörünüe destekleyen projeler geliştiriyor. Lojistik sektörünün önemli sivil toplum örgütlerinden Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği’nin (UTİKAD) Kasım 2010’dan beri başkanlığını yürüten Turgut Erkeskin’e son dönem Türkiye lojistik sektörüyle ilgili gelişmeleri sorduk.

LOJİSTİĞİN POPÜLARİTESİ TAM GAZ DEVAM EDİYOR

Son yıllarda Türkiye’de lojistikten daha mı az bahsedilir oldu? Yani sanki lojistik popülaritesini kaybediyor.

Tam tersi. Lojistiğin popülaritesi tam gaz devam ediyor. Eskiden yatıp kalkıp lojistik dememizin önemli sebeplerinden bir tanesi Türkiye’de bir lojistik kültürü oluşturmaktı. Biz lojistik kültürünün oluşması için gayret sarf ettik ve bunun önemli bir miktarda başarıldığı düşünüyorum. Çünkü lojistik bu zamana kadar hep taşımacılık olarak algılanıyordu. Sanki taşımacılığın yeni, modern çağa uygun ismiymiş gibi biliniyordu. Fakat artık herkes anladı ki; lojistik, taşımacılığı da kapsıyor ve taşımacılıktan daha ileride.
Şimdi lojistik geniş bir kesim tarafından daha doğru bilinmeye başlandı, öyle mi?
Bu konuda gerek devlet, gerek sivil toplum kuruluşları gerekse özel sektör üstüne düşeni yapmaya başladı ve artık olay netleşmeye, insanlar tarafından daha doğru anlaşılmaya başlandı. Bir ara bir furya vardı. Herkes çok fazla anlayıp anlamadan lojistik konuşuyordu. Neredeyse her şehir, her organize sanayi bölgesi dedi ki, “biz buraya bir lojistik merkez kuracağız.” Lojistik merkezle kalkınacağız. Bir ara böyle bir furya esti evet.

TÜRKİYE’DE YÜZDE 100 LOJİSTİK ÜS TANIMINA UYAN BİR ÖRNEK HENÜZ YOK

Bu furya hala devam etmiyor mu?

Devam ederken bir taraftan da bunun her köşe başında yapılanmaması gerektiği, önceden seçilmiş matematiksel yöntemlerle  modellenmiş, o bölgenin gerçekten Türkiye’nin üretiminde ve tüketiminde kavşak noktası olmasındaki önemi değerlendirilerek yapılması gerektiği anlaşıldı. Bu anlamda sektörde bir kristalizasyon var. Bir taraftan TCDD’nin ortaya koyduğu 19 lojistik merkez var. Bu 19 lojistik merkezin bir kısmı bitirildi, bir kısmı inşaat halinde bir kısmı da sonra yapılacak. Öte yandan özel sektörün bu konuda girişimleri var. Artık 81 ilde de lojistik merkezi ihtiyacımız olmadığı net. Bunu artık insanlar gördü. Lojistik bir kümelenme gerektiriyor. Bugün hala lojistik çoğunlukla taşımacılıkla eş giden bir kavram olarak devam ediyor. Çünkü lojistik faaliyetlerin içinde Türkiye’de bugün oransal olarak taşımacılığın aldığı pay yüzde 85’lere kadar varıyor. Dolayısıyla taşımacılık faaliyetini yürüten firmaların bir arada bulunduğu noktalara dahi bazı yerlerde lojistik merkez gözüyle bakılabiliniyor. Ama bizim görmek istediğimiz lojistik üs tanımının içinde yer alan lojistik yapılanma bu değil.

Türkiye’de “lojistik üs” diyebileceğimiz bir merkez var mı? En yakın örnek sizce neresi olabilir?

Türkiye’de bugün yüzde 100 lojistik üs tanımına oturan bir örnek henüz yok. Bu tanıma en yakın örnek olarak Ankara Lojistik Üssü’nü verebiliriz.

Ama oranında demiryolu bağlantısı yok…

Evet ama lojistik üs tanımına çok yaklaşılmış bir örnek. Mutlaka dikkate alınması gereken bir merkez. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanımızın bundan 4-5 yıl evvel şöyle bir beyanatı var: “İçinde demiryolu olmayan hiçbir yere lojistik merkez demeyeceğiz.” İşte bunu da dikkate aldığımızda Ankara’dakine yüzde 100 lojistik üs diyemiyoruz ama bu tanıma en yakın olan yer şu an orası.

ARTIK LOJİSTİĞİ KONUŞUYORUZ

Lojistik popülaritesini kaybetti mi, diye sorarken aslında şunu sormak istedim: Lojistik, eskiden devletin dilinden düşmüyordu, şimdi eskisi gibi değil çok fazla konuşulmuyor. Ben mi yanılıyorum?

Uygulama sahasına geçildiği için belki de daha teknik platformda gelişmeler yürüdüğü için biz bunu her gün medyada görmüyoruz ama çalışmalar yapılıyor. Örneğin, bu yılın Haziran ayında geçenlerde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın Belçika ve Lüksemburg seyahatlerine katıldım. Bu ülkelerde iki yere gittik. İki yerde de ana konu lojistikti. Evet, bu iki ülkede lojistik açısından önemli ülkeler. Bu ülkelere gittiğiniz zaman lojistik konuşuluyor ama eskiden konuşulmuyordu. Türkiye’de de bunun artık ne kadar önemli olduğu anlaşıldıkça teknik bazdaki çalışmalarımızı nasıl yapıyoruz? Örneğin, otomotiv sanayicileri diyor ki, “Biz Avrupa pazarına daha yakın olmak için Avrupa’da bir lojistik üste yapılanmak durumundayız. Mallarımızı oraya sevk etmek ve oradaki tüketicilerin ihtiyaçlarına göre hızlı, zamanında ucuz maliyette teslimatlar yapmak durumundayız.” Artık bunları konuşuyoruz. Bence lojistik popülaritesini kaybetmedi, bütün o yapılan çalışmalar sonucunda önemi çok daha iyi anlaşıldı ve insanlar tarafından kullanılmaya başlandı.

EKONOMİK DİNAMİZMİ BESLEYECEK LOJİSTİK PLANLAMANIN DA YAPILMASI LAZIM

Belli bir sürece gelindi ama bundan sonra pek ilerleme kaydedilemiyor gibi geliyor bana..  Örneğin Türkiye Lojistik Master Planı’nın hazırlanmasında bir ilerleme kaydedilemedi.
Lojisitik master plan şart. Master planın olmayışı yatırımların nereye yapılması ve nasıl yapılması konusunda bizim elimizi kolumuzu bağlıyor. Master planda sadece Türkiye’nin lojistikteki var olan potansiyeli üzerine kurulacak bir şey değil. İleriye yönelik perspektiften mutlaka bunun incelenmesi lazım. Şurası bir gerçek: Lojistik; dış ticareti, üretimi, sanayiyi destekleyen bir sektör. Bir tarafta onu tetiklerken daha çok onun etkisinde kalıyor. Etkisinde kalması ne demek? Sizin sanayi üretiminiz, tüketiminiz, dış ticaretiniz artıyorsa lojistiğe ihtiyacınızda artıyor. Biz evet 2023’e giderkenki üretimimizi nerede, ne büyüklükte, hangi ürün gruplarında yapacağımızı, bunların nerede konuşlanacağını bilmeden örneğin gidelim Denizli’ye şu büyüklükte bir lojistik merkez yapalım. Bunun arkasında mutlaka ekonomik realitelerin dizili olması lazım. Biz Denizli’de ne üretimi planladık? Ne büyüklükte planladık? Ve oradaki üretimden biz hangi pazarlara hitap edeceğiz? Avrupa’ya mı, Afrika’ya mı, hepsine mi? Bütün bunlar veri olarak masanın üstüne konulmalı. Türkiye İhracatçılar Meclisi bir çalışma yaptı. Bununla paralellik arz eden, bu işte ekonomik dinamizmi besleyecek lojistik planlamanın da yapılması lazım. Bu da bizi lojistik master planına götürecek. Bu plan olmadan gerek bizi şirket olarak, gerek altyapı yatırımları yapan devlet kuruluşları nerede, ne büyüklükte, neyi yapacağını nasıl bilecek, neye göre tayin edecek? İşte bundan dolayıdır ki lojistik master planımız şu anda olmadığı için de bu yatırımların yapılması ve bu gelişmelerin kaydedilmesi konusunda biraz geride kalıyoruz.

LOJİSTİK 4 BAKANLIĞIN YETKİ ALANINDA BULUNUYOR

Lojistik konusunda yetkili olan bakanlık hangisi?

Lojistik 4 bakanlığın da yetki alanında bulunuyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı.  Hatta Sanayi Bakanlığı bile işin içinde var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı zaten temelde altyapı yatırımlarını yapmış olduğu için işin içinde. Bir şeye herkes sahip çıkarsa o zaman koordinasyon sorusu gündeme geliyor. Bu koordinasyonun sağlanması gerekliliği var.

MEVZUATLA İLGİLİ ÇALIŞMALARA AĞIRLIK VERİYORUZ

3 yıla yakındır UTİKAD’ın başkanlığını yapıyorsunuz. Bu süreç içinde UTİKAD sektörle ilgili ne gibi çalışmalar yaptı?

Geçmişte ve bu süreçte UTİKAD olarak birçok önemli çalışma yaptık. Şu an lojistik bir master plan çalışmasının nasıl yapılması gerektiği konusunda hazırlamış olduğumuz bir rapor var. O bitme aşamasına geldi. Tahmin ediyorum bu Ulaştırma Şurası’ndan önce yayınlamış oluruz. Şu anda onun çalışmasını yapıyoruz. UTİKAD olarak bizim bir numaralı işimiz üyelerimizin faaliyetlerini daha iyi bir ortamında gerçekleştirilebilmesi için gerekli çalışmalar yapmak. Bu yönde çalışmalar yapıyoruz. İş  imkânlarının artırılmasını sağlıyoruz.

Mesela en önemli konularımızdan bir tanesi mevzuat. Nedir mevzuatla ilgili çalışmalar? Gümrük mevzuatı ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Gümrük mevzuatında işimizi etkileyen konularla ilgili görüşlerimizi derliyoruz, toparlıyoruz ilgili bakanlıklara iletiyoruz. Katma değer vergisi ile ilgili Maliye Bakanlığı ile beraber yapmış olduğumuz bir çalışma var. Yine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yapmakta olduğumuz intermodal taşımacılıkla ilgili İspanya ile Türkiye’nin ortaklaşa yapmış olduğu bir eşleştirme çalışması var. O çalışmanın içinde yer alıyoruz. Şu anda hazırlanmış olan bir intermodal taşımacılık mevzuatı var, o mevzuatla ilgili diğer sivil toplum kuruluşlarının olduğu gibi UTİKAD’ın da görüşleri talep edildi. O görüşleri hazırladık, bakanlığa gönderdik. Diğer taraftan Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonlar (BALO) projesiyle ilgili çalışmalarımız var. BALO projesi Türkiye’nin en büyük intermodal projelerinden bir tanesi. Çok yakın zamanda Halkalı-Çerkezköy arası demiryolu hatlarımız kapatıldı. Dolayısıyla trenlerimiz ancak Avrupa’dan Çerkezköy’e kadar gelebiliyor. Çerkezköy’den geri dönüyor. Ama Çerkezköy’de bizim şöyle bir problemimiz vardı, Çerkezköy terminali, o anlamda gümrük işlemlerinin yürütülmesi için uygun değildi. Gümrüğe açılmasını temin ettik ama bir başka engel ortaya çıktı. Oraya gelen 10’a yakın demiryolu operatörümüz var. Alan kısıtlı. Herkesin kendi ekipmanlarıyla oraya gelip oradaki terminal hizmetlerini yerine getirdiği zaman kargaşa yaşanacağını gördük. Bu operatörlerimizle yapmış olduğumuz konuşmada dedik ki, bunu bağımsız bir kişi yapsın, herkese bu servisi faturalasın, orada bir kargaşa ve bir verimlilik kaybı olmasın. Operatörler buna sıcak baktı ve UTİKAD olarak biz bunu üstlendik. Şu anda terminaldeki forklift hizmetlerini veriyoruz.

TÜRK TRENİ BALO başlayacak mı?

Bu ay başlıyoruz. Manisa, Eskişehir, Denizli gibi şehirlerdeki uluslararası nakliyecilere ve sanayicilere tanıtım yapmaya başladık. Tanıtım sadece BALO hakkında değil, tren nasıl kalkar, nereden kalkar, nasıl rezervasyon yaptıracaklar, navlunlar nasıl belirlenecek, nasıl bir teklif alacaklar, hangi konteynırlar kullanılacak, Avrupa’da hangi terminallere gidiyoruz, o terminallerde muhatapları kim olacak? 8-9 Eylül gibi ilk trenimizi Manisa’dan kaldıracağız. Yüzdük, yüzdük kuyruğuna geldik. Güzergahımızda şöyle olacak. Manisa’dan Bandırma’ya kadar trenle. Bandırmadan Tekirdağ’a gemiyle. Tekirdağ’dan Avrupa’ya trenle gideceğiz. 7-10 gün içinde bir konteyner Manisa’dan Almanya’ya ulaşabilecek.

Demiryolunun serbestleşmesi ile ilgili kanun çıktı. Sıra yönetmeliklerde. BALO olarak yönetmelikler çıktığında yani demiryolunun serbestleşmesi tam olarak şekillendiğinde lokomotif almayı düşünüyor musunuz?

Hepsini yapmayı düşünüyoruz. Bizim uzun soluklu olan hedefimiz şu: Bugün Avusturya Demiryolları’nın bir işletmesi olan Express Interfracht’la bu işi yapıyoruz.  Ama bizim uzun dönemdeki perspektifimiz, vizyonumuz tamamen işletilecek o trenin dahi Türk treni olması. Mesela bugün biz Avrupa’dan iç hatlarda kullanılmak üzere vagon kiralayıp getiriyoruz. İleride hedef bunun sahibi olduğumuz vagonlarla yapılması. İleride hedef, Avrupa’ya taşımanın sahibi olduğunuz vagonlarla yapılması, kendi lokomotiflerimizin olması. Ama burada şunu da göz ardı etmemek lazım: Bu körü körüne bir hedef değil. İlla milli duygularla ben bütün trenlerin ve vagonların sahibi olacağım değil, burada mutlaka optimum noktayı aramak durumundayız. Çünkü özellikle Avrupa’da tren işletmeciliğiyle bir servisin üretimi birbirinden farklı konular. Biz her konuda olduğu gibi, burada da ideal oranlama yapacağız. Belki vagonların yüzde 30’u bizim olacak, belki yüzde 80’i belki de yüzde 100’ü bizim olacak. Ama temel hedef; kiralık vagon kullanıyor olsak bile tamamen operasyonun bize ait bir sistem olması.

BALO’DA RO-LA OLMAYACAK

Sadece konteynır mı taşınacak? Ro-La da olacak mı?

Ro-La’yı şu anda düşünmüyoruz. Bütün odaklanmamız başlangıçta çok fazla işi hep beraber yapalım yapalım iştahında değiliz. Bir işi yapalım tam yapalım. İhtiyaç olanı yapalım. Şu anda en büyük ihtiyaç 45’lik konteynırlarla Avrupa’ya bir intermodal bağlantının Anadolu’dan başlayarak verilmesi. Bunun Anadolu’dan başlaması en kritik konu. Çünkü böyle bir servis bugüne kadar hiç yapılmadı. Bu ilk olacak.

Potansiyel nedir?

Çok büyük potansiyel var. Şöyle düşünün; şu anda Anadolu’nun ihracatı Avrupa’ya trenle hiç taşınmıyor. Biz haftalık 20-25 blok trenlik Avrupa’ya demiryolu faaliyetinden bahsediyorsak ve bunun hiçbirisi bugüne kadar Anadolu’ya bağlanmamışsa, BALO’nun önünde nasıl bir potansiyel olduğu ortaya çıkıyor. Biz yapmış olduğumuz odluğumuz çalışmalarda bugüne kadar hiç sanayicilerimizle, dış ticaretçilerimizle hiç konuşmadık değil. Bu zamana kadar çok fazla bölgedeki ticaret odasınıa ziyaret edip onlarla hem BALO’yu tanıtan hem de onların yük potansiyellerini değerlendiren toplantılar yaptık. Ve burada gördük ki, sanayici var olduğu takdirde tren yolu taşımacılığını kullanmayı arzu ediyor.

Kaç trenle başlayacaksınız?

Başlangıçta haftada 2 tane blok trenle başlayacağız ve 9 aya kadar olan bir perspektifte de bunu haftada 5 blok trene çıkartmayı hedefliyoruz. Bu bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalar bunun yapılabilir bir hedef olduğunu gösteriyor.

LOJİSTİKTEKİ ATILIMIMIZ FIATA DÜNYA KONGRESİ’Nİ TÜRKİYE’YE GETİRDİ

FIATA Dünya Kongresi gelecek yıl Türkiye’de yapılacak. Bu kongrenin dünyadaki ve Türkiye’deki forwarder sektörüne etkileri nasıl olacak?

FIATA, forwarder konusunda dünyadaki en etkili kuruluş. Yapılacak bu kongre de kuruluşun en önemli organizasyonu. FIATA, dünyadaki taşımacılık ve gümrükle ilgili mevzuatların oluşturulmasında birebir etkili olan bir organizasyon. FIATA, Dünya Ticaret Örgütü’yle olsun, Dünya Gümrük Örgütü’yle olsun, Avrupa Birliği Komisyon’u olsun çok yakın çalışmaları olan bir federasyon. Bu federasyonun görüşü alınmadan uluslararası enternasyonal bazda dünyada bugün taşımacılık ve lojistik konusunda hemen hemen hiçbir karar alınmıyor diyebilirim.

Türkiye’ye bu kongrenin gelmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi, Türkiye’nin lojistik konusunda çok önemli bir atılım içinde olması. Ülkenin ekonomik aşçıdan önemli bir gelişim kaydediyor olması, insanların gözünü dikkatini buraya çekiyor.Biz bunu da dikkate alarak 2011’de FIATA’ya ,2016’da yapılacak Dünya Kongresi’ni Türkiye’de yapmak için müracaat ettik. FIATA Kongresi son 20-30 yıldır aynı ülkeye 2  kere –ikinci kez -gitmiyor. Hatırlayın, 2002’de biz bunu Türkiye’de yapmıştık, bundan tam 12 sene yıl sonra 2014’de tekrar Türkiye’ye geliyor. Bizim 2016 müracaatımızı Türkiye’nin dinamiklerini de dikkate alarak daha da öne çekerek, 2014’ü 2014 kongresini  Türkiye’ye vermeyi e kabul ettiler. Bunun Türkiye’ye ne faydası olacak? Bir kere bizim 2023 hedefleri içerisinde dış ticaretimizi artıracağımız kaçınılmaz bir gerçek. Dış ticaretimizi artırırken bunun lojistik hizmetlerle desteklenmesi gerektiği de kaçınılmaz bir gerçek. Bu desteklemeyi yaparken bizim hem Türkiye’nin lojistik kabiliyetlerini dünyaya tanıtabilmemiz lazım hem de dünyanın bu konuyla ilgili verebildiklerini de Türkiye’ye tanıtabilmemiz lazım. Belki 150’yi aşkın ülkeden buraya gelecek 1000’in üzerinde delegelerle hem delegeyle bizim lojistikçilerimiz bu iş birliklerini konuşacaklar. Mesela bizim bir dış ticaret firmamızın Angola’da bir hizmete ihtiyacı varsa Angolalı firma o gün zaten burada olacak. Moğolistanlı, Çinli burada olacak. O anlamda çok ciddi bir know-how ve bilgi aktarımı söz konusu olacak.

KONGRENİN TEMASI “LOJİSTİKTE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK” OLACAK

Kongre’nin konusu ne olacak?

Kongre’nin konusu: Lojistikte Sürdürülebilir Büyüme olacak. Büyümenin sürdürülebilirliği. Bu çok kritik bir tanımlama. Dediğiniz gibi insanlar ilk defa sürdürülebilirliği gördükleri zaman daha ziyade yeşille –Yeşil Lojistik kavramıyla bunu örtüştürmeyi kafalarında düşünüyorlar ama bizim buradaki sürdürülebilirlikten kastımız lojistikteki büyümenin sürdürülebilirliği. Eğer sizin iç ve dış ticaretiniz büyüyorsa -dış ticaretiniz büyüyor ve iç ticaretiniz de büyüyorsa -sizi destekleyen lojistiğinde büyümesi lazım. Bu büyümeyi nasıl yapabilirsiniz? Altyapı ve üstyapı olarak. Bu sürdürülebilirliğinde temini ciddi bir şekilde devlet, özle -özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının hep beraber çalışmasını gerektiriyor. Biz bunu burada işliyor olacağız. Tam da dünyada en önemli lojistik altyapı gelişimlerini sağlayan bir ülke olarak Türkiye’nin seçilmesindeki kritik noktalardan bir tanesi bu. 2014’de biz konunun üstatlarıyla Türkiye’de bunu çalışacağız ve buradan çıkan bilgiler hem Türkiye’de hem dünyada uygulamaya alınacak.

11. Ulaştırma Şurası’ndan ne bekliyorsunuz?

En önemli beklentimiz Türkiye’nin lojistik yapılanmasının temelini oluşturacak master planın yaratılmasına yönelik çalışmaların yapılması. Bununla ilgili bakanlıklar arasında eşgüdümün sağlanmasına imkan verecek düzenlemelerin ortaya konması. Mobiletinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi yönünde çalışmaların ortaya konması. Mevzuatın günün şartlarına uygun hale getirilerek basitleştirilmesi ve eğitimle ilgili gerek eğitim kurumlarımızın gerek derneklerimizin yapmış olduğu çalışmalara destek verilmesi ve bu eğitimin kalitesinin artırılması ve eğitimde bütünlüğün sağlanması anlamında çalışmaların yapılması. Bunlar sadece lojistik sektörünün ihtiyacı değil, Türkiye’nin hepimizin ihtiyacı. ve evet Bu hepimizin Türkiye’nin sadece lojistik sektörünün ihtiyacı değil mobiletinin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi yönünde çalışmaların ortaya konması.Mevzuatın günün şartlarına uygun hale getirilerek basitleştirilmesi ve eğitimle ilgili gerek eğitim kurumlarımızın gerek derneklerimizin yapmış olduğu çalışmalara destek verilmesi ve bu eğitimin kalitesinin artırılması ve eğitimde bütünlüğün sağlanması için çalışmaların yapılması.

Kaynak:Transport