Negatif reel faiz küresel ekonomide olduğu gibi Türkiye’de de yatırımcının kafasını karıştırdı.Yüksek faizden yararlanarak tasarruflarını mevduata park eden yatırımcı faizlerin düşmesi ile birlikte yeni adres arayışına girdi. Düşük faiz ortamının sürmesi piyasalardan para kazanmayı daha da zorlaştıracak.
Küresel ekonomi eski günlerine dönmekte zorlanıyor. Toparlanma sürecine yönelik iyimser sinyallere rağmen bugün ekonomilerin en büyük sorunu büyüme
Gelişmiş ülkelerden gelen zayıf veriler küresel ekonomide durgunluğu desteklerken büyümeye yönelik endişeler gelişmekte olan ülkelerde de etkisini gösteriyor.
Küresel ekonomideki büyüme yönelik endişeler parasal genişlemenin uzun bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Küresel büyüme ve likidite dinamiklerindeki bu zayıf görünüm ise dünyada düşük faiz ortamını destekliyor.Büyüme kaygısı tüm dünya merkez bankalarını bol likidite ve düşük faiz ortamını devam ettirmeye zorluyor.
ABD ve Japonya’da devam eden parasal genişleme süreci başta ECB (Avrupa Merkez Bankası) olmak üzere pek çok dünya ülkesinde faiz indirimlerini gündeme getirdi.Avrupa Merkez Bankası’nın ardından Hindistan, Avustralya, Polonya,Güney Kore, EMEA Bölgesi ülkelerinden Macaristan ve Çek Cumhuriyeti de faiz hadlerini geriye çekti. Latin Amerika ülkeleri Meksika ve Kolombiya’da faiz indirimine giden ülkeler arasında.
Krizden çıkış sürecinde büyüme hikayesi ile dünyaya örnek olan Türkiye, son 3 çeyrektir büyümeye de zorlansa da pozitif ayrışmaya devam ediyor. Ancak, düşük faiz trendine Türkiye’de kayıtsız kalamadı.
Para Politikası Kurulu’nun(PPK)i kurlar üzerinde değerlenme baskını önlemek amacıyla iki kez üst üst aldığı faiz indirim kararı ile karşılık buldu.Merkez Bankası, 16 Mayıs’ta bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 5,00'ten yüzde 4,50'ye indirmesi ile birlikte gösterge tahvilin bileşik faizi tarihi dip seviyesi olan yüzde 4,81’e geriledi.
YENİ YATIRIMLAR DÜŞÜK FAİZ ORTAMINI DEVAM ETTİRECEK
Dünyada bol likidite ve düşük faiz ortamı ise faizde göreceli yüksek ülkeleri ön plana çıkarıyor. Gelişen ülke tahvillerine bakıldığında Türkiye’de nominal faizler hala yüksek.Bu da küresel piyasalarda kar arayışındaki bol likidite için Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri adres gösteriyor..
Bunun yanında Kasım ayında Fitch Raitings’in kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çekmesinin ardından Moody’s ve son olarak Japon derecelendirme kuruluşu JCR ve Kanada kaynaklı derecelendirme kuruluşu DBRS’in not artırımı, Türkiye’ye yönelik sermaye akımının ilerleyen günlerde daha da artacağına ve buna bağlı olarak düşük faiz ortamının devam edeceğine işaret ediyor.
Yaşanan son gelişmelerle yatırımcının kafasını karıştırmış durumda.Bugüne kadar yüksek faiz ortamında tasarruflarını mevduata park eden yatırımcı için işler daha da zorlaşıyor.
Global konjonktür ve yurt içindeki gelişmeler ışığında gerileyen faizler nedeniyle mevduat gibi geleneksel yatırım ürünlerinde reel getiri azaldıkça potansiyel getiri arayışı ve alternatif yatırım ürünleri ön plana çıkıyor.Bu arada mevcut yatırım ortamında yatırımcıların risk tercihlerine göre varlık seçimi de önem kazanıyor.
Küresel anlamda faizlerin en düşük seviyelerde seyretmesi ve bu durumun orta ve uzun vadede devam edeceğine ilişkin beklenti risk iştahını da destekleyen bir faktör. Ancak küresel ekonomide olağanüstü koşullara rağmen öncelik “ var olanı korumak ve sürdürülebilir getiri sağlamak” olacak.
ENFLASYONA YENİLMEDEN FAİZDEN PARA KAZANMAK DAHA DA ZORLAŞACAK
Negatif reel faiz küresel ekonomide olduğu gibi Türkiye’nin gündeminde de olmaya devam edecek. Ve enflasyona yenilmeden faizden para kazanmak yatırımcı açısından daha da zorlaşacak.
Peki yatırımcı bu durumda ne yapacak? Tasarruflarını nasıl değerlendirecek?
Piyasa uzmanları ve ekonomistlere göre faiz getirisi açısından TÜFE’ye endeksli tahviller ile hazine tahvillerinden daha fazla getiri sağlayan özel sektör tahvillerinin önümüzdeki süreçte ön plana çıkacak.
TEB Stratejisti Erkin Işık, mevcut faiz ortamında yatırımcı açısından sabit getirili menkul kıymetler yerine TÜFE’ye endeksli tahvillerin daha cazip olacağını belirtiyor. Işık,”Yurt içindeki gelişmelerde belirleyici olan faktör global piyasalar. Türkiye’ye yönelik sermaye girişinin hızlanmasıyla Merkez Bankasını önlem almaya zorlayacaktır. Borsa’daki yükselişler yatırımcı için önemli.Gayrimenkul tarafında da talep artacaktır” diyor.
Getiri odaklı yatırımcı için paranın yeni adres hisse senedi öncelikli alternatiflerin başında yer alıyor.Düşük faiz ortamında borsa yeni rekorlar kırıyor ve yeni rekorlar kırabilir.Borsa endeksi için yıl sonu beklentisi ise 100 bin puanın hemen altında seyrediyor. Özellikle bankacılık hisselerine olan ilgi borsayı yukarılara taşımaya devam ediyor. Düşük faiz ortamında yükselen kredi talepleri nedeniyle finansal sektörün karlılık beklentisi borsayı da olumlu etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.
PROFESYONEL PROTFÖY YÖNETİCİLERİ İLE ÇALIŞILMALI
Finansbank Baş Ekonomisti İnan Demir, global piyasalardaki gelişmelere bağlı olmak kaydıyla Merkez Bankası’nın bir süre daha düşük faizde kalma olasılığının yüksek olduğunu belirterek,ancak yeni bir faiz indirimi için manevra alanının azaldığını söylüyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de negatif reel faiz ortamında fon yönetiminin daha önem kazandığına dikkat çeken İnan Demir, yatırımcıları profesyonel portföy yöneticileri ile çalışmalarını tavsiye diyor.
Demir, riskli iştahının arttığı bir dönemde yatırımcılar açısında tasarrufları korumanın getiri kadar önem kazandığının altını çiziyor.
Mevcut durumda yatırımcılar için başka bir alternatif ise gayrimenkul. Gayrimenkul daha uzun vadeli yatırım arayanlar ve riskten korunmak isteyenler için uzmanların öneri listesinin başında yer alıyor.Faizlerin düşmesiyle birlikte konut kredilerine olan talebin artması faizden kaçan yatırımcılar için fırsat oluşturacak.
Bir başka yatırım aracı da son günlerde yüzde 25 devlet katkısı alan Bireysel Emeklilik Sistemi. BES yine yatırımcı için alternatif olabilecek.
Altın ve dolar ise hemen hemen yatırımcının gündeminden çıkmış gibi. Klasik yatırım araçları olarak yatırımcının en çok tercih ettiği enstrümanlar arasında yer alan ikili için kar beklentisi oldukça zayıf.
YATIRIM İÇİN ADRESLER
Özellikle zor günlerin en güvenilir yatırımı altın yatırımcısına zor günler yaşatıyor. Paranın bol faizlerin düşük olduğu mevcut durumda uzun vadeli yatırım aracı olarak altın yatırımcının gündeminden çıkmış görünüyor. Mevcut durumun sürmesi halinde altının daha da düşeceğine ilişkin beklentilerde yatırımcı altından uzak tutuyor. Ancak uzmanlar, yatırımcılara yine d birikimlerinin yüzde 10-20’lik kısmını altında tutmalarını öneriyor. Altından vazgeçemeyen yatırımcı için ise yurtdışı altın opsiyonları bir seçenek olabilir.
Dolarda da durum pek farklı değil. Dolara yatırım yaparak kar beklentisine girmek çok güç.Merkez Bankası kurda oynamalara karşı müdahale edeceğini ve volatiliteye izin vermeyeceğini her fırsatta dile getiriyor. Uzmanlar, düşük faiz rüzgarının dövizden beklentiyi de uzun bir süreliğine dağıttığı görüşündeler.
Sonuç olarak, her sözün başında yer aldığı gibi küresel gelişmelere bağlı olarak ilerleyen günlerde Türk yatırımcısını zor günler ve zor kararlar bekliyor.
Uzmanlar ise zor kararlar arefesindeki yatırımcılar için önerilerini hisse senedi, gayrimenkul ve tahvil olmak üzere 3 ayrı başlıkta topluyor.
Bankacılık hisselerinden destek alarak yeni rekorlar yapma potansiteli yükselen BİST’te temettü getirisi yüksek hisse senetleri, parasına daha karlı bir alan bulmakta zorlanan, daha risksiz bir uzun vadeli bir yatırım tercihi olanlar için gayrimenkul ya da negatif reel faize direnebilecek TÜFE’ye endeksli tahviller ve özel sektör tahvilleri yatırımcılar için alternatif seçenekler arasında yer alıyor.
Kaynak:UNIBUSINESS