Anasayfa / Sektörel / Sektör Haberleri / Gümrük / VİZELERİ KOLAYLAŞTIRIN, TİCARETİ GELİŞTİRELİM

VİZELERİ KOLAYLAŞTIRIN, TİCARETİ GELİŞTİRELİM

VİZELERİ KOLAYLAŞTIRIN, TİCARETİ GELİŞTİRELİM08.02.2013
İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası’nın İstanbul’da yapılan toplantısında, İslam ülkeleri arasında ticaretin nasıl geliştirilebileceği ele alındı. Toplantının ev sahipliğini TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı yaptı. Hisarcıklıoğlu, vize ve gümrük geçişlerinin kolaylaştırılması için çaba gösterilmesini istedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, dünya gayrisafi milli hasılası 70 trilyon olarak kabul edildiğinde İslam ülkelerinin bu hasılasının onda birini ürettiğini belirterek, en zengin İslam ülkesi ile en fakir olanı arasındaki 220 katlık gelir dağılımı uçurumu bulunduğunu ifade etti.

Hilton Otel’de düzenlenen İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası’nın (ICCIA) 15. Yönetim Kurulu Toplantısı’nda konuşan Yazıcı, toplantıya katılan ülkelerin aynı coğrafyanın, aynı medeniyetin, aynı inancın mensupları olduğunu dile getirdi. Yazıcı, İslam ülkelerinin toplam milli gelirinde, 2002–2011 arasında düzenli bir artış görüldüğünü vurgulayarak, 2002 başında 1,7 trilyon dolar olan milli gelirin, 2011’de 5,7 trilyon dolara yükseldiğini söyledi.

İslam ülkelerinin bugün, dünya nüfusunun beşte birinden fazlasını oluşturduğuna vurgu yapan Yazıcı, “Dünya gayrisafi milli hasılası 70 trilyon olarak kabul edildiğinde İslam ülkeleri bu hasılanın onda birini üretmektedir. 2007–2011 arasında İslam ülkelerinde kişi başına milli gelir 4 bin 724 dolardan, 5 bin 507 dolara çıkmıştır. Bu, beş senede ortalama yüzde 20’lik bir artış yaşandığını göstermektedir. Ancak en zengin İslam ülkesi ile en fakir olanı arasındaki 220 katlık gelir dağılımı uçurumu bulunmaktadır. Kişi başına 53 bin dolar gelirin düştüğü Katar en zengin İslam ülkesidir. Kişi başına sadece 177 dolar milli gelir düşen Etiyopya ise en fakir ülkedir” diye konuştu.

Yazıcı, bunun temel sebeplerinden birinin İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacminin yeterince gelişmemesi olduğunu ifade ederek, İslam ülkelerinin birbirleriyle olan ticaretinin toplam dış ticaretlerinin ancak yüzde 17’sine karşılık geldiğini kaydetti. Bakan Yazıcı, İslam ülkelerinin dünyada, petrolün yüzde 65’ini, doğalgazın yüzde 51’ini, doğal kauçuğun yüzde 70’ini, kalayın yüzde 52’sini, hurmanın yüzde 93’ünü, Hindistan cevizinin yüzde 33’ünü, buğdayın yüzde 15’ini, pirincin yüzde 17’sini ve baharatın yüzde 39’unu ürettiğini söyledi. Sektörel olarak bakıldığında sanayi sektörünün İslam ülkelerinin toplam gayrisafi milli hasılasının yüzde 42,8’ni oluşturduğunu anlatan Yazıcı, şöyle konuştu:

“Bunun da toplam gelirlere katkısı yüzde 37,4’tür. Buradan üç sonuç çıkarabiliriz; İslam ülkeleri toplam milli gelirinin yarısına yakınını sanayi sektörü eliyle elde etmektedir. Toplam gelirlerinin yaklaşık yüzde 40’ını sanayi sektörü oluşturmaktadır. Milli gelire katkısı bakımından sanayi sektörü ilk sırada yer almaktadır. 2008 Küresel Gıda Krizi ve 2009 Küresel Mali Krizi sonrasında, İSEDAK Ekonomik Zirvesi, tarım alanında işbirliğine öncelik verilmesini kararlaştırmıştır. Bu ekonomik zirve neticesinde İSEDAK (İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi) bünyesinde, tarım sektörüne yönelik bu alanda gıda güvenliği programları geliştirmek üzere bir Görev Gücü oluşturulmuştur. İSEDAK Görev Gücü, yetkilerine paralel olarak, şimdiye kadar sekiz kez toplanmıştır. Görev Gücü, üye ülkeler arasında tarım, kırsal kalkınma ve gıda güvenliği konusunda işbirliği için taslak çerçeve oluşturmuştur. Söz konusu çerçeve belgesi İSEDAK çatısı altında tarım alanında işbirliği için önemli bir belge olarak memnuniyetle karşılanmıştır.’’

TİCARETİ GELİŞTİRMELİYİZ

Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Bizim inancımıza göre, hesap günündeki en ağır sorulardan biri de, bize verilen ömrün, bize tanınan vaktin nasıl kullanıldığıdır. İslam dünyasının kanaat önderleri olarak bu soruya hakkıyla cevap verebilecek miyiz?” diyerek, şunları söyledi: “Sahip olduğumuz toprakları, doğal kaynakları, nüfusu ve üretim potansiyelini dikkate aldığımızda, İslam ülkeleri çok zengin. Ama bizler, bu zenginliği yeterince kullanamıyoruz. İslam dünyası, dünya nüfusu içinde yüzde 23 paya sahip. Ama dünya üretiminin sadece yüzde 11’ini sağlıyoruz. Dünya ticaret hacmi içindeki payımızsa ancak yüzde 12. Yani, olması gerekenin yarısı kadar üretiyor ve kazanıyoruz. Bu olumsuz tabloyu değiştirmenin ilk adımı olarak, kendi aramızdaki ticareti geliştirmeliyiz. İşte, Avrupa Birliği kendi arasındaki ticaret kurallarını ve malların serbest dolaşım esaslarını belirlemiş. Böylece Avrupa’da bir refah alanı meydana getirmiş. Biz ne yapıyoruz? Biz daha aramızdaki vize ve gümrük engellerini aşamadık. Ortak ticaret kurallarını çalıştıramadık. Ülkelerimiz arasında ticaretin artırılmasının önemli bir mekanizması olan İslam Ülkeleri Arasında Tercihli Ticaret Sistemi anlaşması (TPS-OIC) bile daha yürürlüğe girmedi. Üye ülkelerin bu anlaşmayı imzalamasını ve onaylamasını bekliyoruz. Kendi aramızda güçlü ekonomik işbirliğini oluşturamazsak, dünya ile nasıl entegre olacağız? Bizler kardeşiz diyoruz. Peki, kardeşler birbirini ziyaret ederken önceden izin mi alırlar? Aramıza bariyerler koyarak bölünmenin zamanı değil, birlik olup güçlenmenin zamanıdır. İşte bu noktada, İslam Odası olarak öncü rol oynamalıyız. Burada bulunan Oda Başkanı kardeşlerime de bir çağrı da bulunmak istiyorum. İş aleminin kanaat liderleri olarak, bu konulardaki süreçlerin hızlandırılmasında sorumluluk ve inisiyatif almalıyız. Hem ülkelerimizdeki özel sektöre cesaret vermeli, hem de hükümetlerimizi somut adımlar atmaları için ikna etmeliyiz. Dünyada ortak gümrük politikası uygulayan gelişmiş ve başarılı örnekler varken, biz neden korkuyoruz? Neden, ülkelerimizi birbirine entegre edip, üretimimizi, ticaretimizi arttıramıyoruz?”

BİZ NEDEN YAPMIYORUZ?

Hisarcıklıoğlu, dünyanın artık tedarik zincirine odaklanmış durumda olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Şirketler, bir malı birkaç ülke menşeli girdilerle ve teknoloji ile üretiyor ve tüm dünyaya satıyor. Biz neden yapamıyoruz? Halen İslam ülkelerinde uygulanan gümrük tarifesi oranı, dünya ortalamasının yüzde 26 üzerindedir. Yerli sanayimiz zarar görür diye korkuyoruz ve korumacı politikalarla olduğumuz yerde sayıyoruz. Bu nedenle rekabet gücümüz gelişemiyor” diye konuştu.

ICCIA Başkanı Şeyh Saleh Kamel de İslam ülkelerinde idarecilerin ekonomi ile ilgili sağlam adımlar atmadığından şikâyet ederek, “On yıllarca yönetimde duran siyasetçiler bile ekonomi politikası üretmiyor. Ülkelerimizde ekonominin ve ticaretin gelişmesini istiyorsak özel sektör temsilcileri olarak ağır sorumluluklarımız var” dedi.


Kaynak : Ulaşım Gazetesi

Gayrettepe Mahallesi, Barbaros Bulvarı Dr. Orhan Birman İş Merkezi No:149/6 Beşiktaş 34349 İstanbul
+90 212 663 08 85 | +90 530 960 84 24
+90 212 663 62 72
utikad@utikad.org.tr