Proje taşımacılığı sektöründe büyük ölçüde; Alman, Hollandalı, İsveç, Fransız ve ABD’li firmaların ağırlığının hissedildiğini söyleyen UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin, “Ancak Türk firmaların da bu sektörde iddialı hale geldiği yadsınamaz bir gerçek” dedi
Sanayileşmeye paralel bir gelişim sürdüren proje taşımacılığı, Türkiye’nin sanayide gücünü artırmasıyla beraber endüstriyel alanda her geçen yıl daha fazla yapılan yatırımlarla potansiyelini artırıyor. Özellikle enerji, madencilik, çimento, kâğıt, rafineri gibi alanlara yapılan yatırımlarda proje taşımacılığı önemli bir rol oynuyor. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Erkeskin, Türkiye’de proje taşımacılığının global anlamda rekabetçi durumda olduğunu ifade ederek, “Proje taşımacılığı sektöründe büyük ölçüde; Alman, Hollandalı, İsveçli, Fransız ve ABD’li firmaların ağırlığı hissediliyor. Ancak Türk firmaların da bu sektörde iddialı hale geldiği yadsınamaz bir gerçek” diye konuştu. Endüstrinin gelişmiş olduğu ülkelerde doğal olarak sektörün de büyük olduğunu söyleyen Erkeskin, “İhracat ayağında çelik, trafo, takım tezgâhı üretimleri son yıllarda hızla artıyor ve bunların birçoğu proje yüklemeleri olarak yapılıyor. Özellikle endüstri ve enerji sektörlerinin büyümesi ve yaygınlaşmasıyla Türkiye’nin dinamik ekonomisi birleştiğinde, Türk lojistik sektörünün proje taşımacılığı kapasitesi giderek artacaktır. Türkiye’nin coğrafi konumu sayesinde, gelecekte Kafkasya, Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da proje yüklemelerinde söz sahibi olabiliriz” değerlendirmesini yaptı.
Sektörde faaliyet gösteren ve UTİKAD üyesi olan yaklaşık 20 firma bulunduğunu kaydeden Turgut Erkeskin, büyük kısmı yerli sermayeyle kurulmuş olan bu firmaların tahminen yıllık 100 milyon dolardan fazla bir hacim yarattığını aktardı. “Elimizde somut rakamlar olmamakla birlikte bahsettiğimiz bu rakamın yarısının yurtdışına fatura edildiğini düşünüyoruz” diyen Erkeskin, Türkiye’deki proje taşımacılığı firmalarının artık dünya çapında rekabet ettiğini ve çok uluslu proje taşıma organizatörlerine rahatlıkla rakip olabildiklerini söyledi. Erkeskin, üyelerinin Türkiye ile doğrudan ilgisi olmayan birçok projede de hizmet verdiğini anlatarak, “Sektörde yabancı sermayeli firmalar değerlendirildiğinde ise, sayıları 10’a yaklaşan firmaların Türkiye’de iyi birer proje kargo bölümü bulunduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Yatırımlarda hareketlenme olacağı öngörülüyor”
Ekonominin, ticaretin gelişmesinin ve devlet desteklerinin artmasının etkisiyle 2013 yılında yatırımlarda bir hareketlenme olacağını öngördüklerini belirten Erkeskin, ancak dünya konjonktürünün değişmesi, finans piyasalarının çalkalanması gibi tehditlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Yatırımların sağlıklı ve kolay kredi bulunabilen bir ortam gerektirdiğine işaret eden Turgut Erkeskin, “Şu anda proje finansmanında bir miktar sıkıntılar yaşanıyor. Bu durum gelecek yatırımların önündeki en büyük engellerden birisi olacak. Diğer yandan son yapılan değerlendirmeler gösteriyor ki; ekonomimiz dünyadaki birçok ülkeye göre çok daha canlı durumda. Bu noktadan hareketle özellikle ithalat ağırlıklı proje taşımacılığında hareketliliğin devam edeceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Erkeskin, firmaların faaliyetlerini ve varlıklarını sürdürülebilir kılmak için dünyada yaşanan gelişmelere ayak uydurmak zorunda olduğunu vurgulayarak, bu nedenle, küresel rekabet koşullarını dikkate alarak yapılan yatırımların önem kazandığını dile getirdi. Erkeskin , sektörde faaliyet gösteren ve çoğunluğu UTİKAD üyesi olan firmaların da bu doğrultuda, geleceğe yönelik kalifiye personel ve bilişim altyapısına yatırım yapmalarının yerinde olacağı önerisini yaptı.
“Proje taşımacılığında kapasite tam kullanılamıyor”
Türkiye’de özellikle altyapıda yaşanan eksikliklerin sektör açısından büyük bir sorun oluşturduğuna da değinen Turgut Erkeskin, şunları söyledi: “Büyüme potansiyeli oldukça yüksek olan proje taşımacılığı sektörü, kapasitesini tam olarak kullanamıyor. Karayolu ile yapılan proje taşımalarında, altyapı eksikliği ve otoyollar, bu otoyolların üzerindeki üstgeçitler, yaya geçitleri, tabela ve gişeler büyük sorunlar oluşturuyor. Karayolları üzerinde oldukça alçak inşa edilmiş yaya üst geçitleri mevcut olduğundan bazı durumlarda bu üstgeçitlerin sökülmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor. Güzergah üzerindeki engellerin kaldırılmasında, birkaç farklı kuruluş ile ayrı ayrı çalışılması gerekiyor. Bu durumda ise; bürokratik engeller oluşuyor ve taşıma süresi uzadığı gibi maliyetler de yükseliyor.”
Altyapıda yaşanan eksikliklerin kısa zamanda çözüme ulaşmasıyla proje taşımacılığı yük hacminin de artış göstereceğini belirten Turgut Erkeskin, denizyolu ile yapılan proje taşımalarında ise limanların özelleşmesiyle birlikte hizmet kalitesinde büyük artışlar görüldüğünü ifade etti. Ancak özelleşmeyle beraber özellikle proje yükleri için bazı limanlarda alınan hizmetlerde ciddi fiyat artışları olduğuna değinen Erkeskin, “Üyelerimiz fiyatlarda yaşanan bu artışları yurtdışındaki müşterilerine açıklamakta zorluk çekiyor. Ayrıca, sektörde yaşanan yetişmiş eleman sıkıntısı kısmen giderilmiş olsa da, halen yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyuluyor; çünkü sektör büyümeye devam ediyor” dedi.
Kaynak:Dünya