Geçtiğimiz hafta Hatay’a uçarken, uçak içindeki ekranlarda bir reklam dikkatimi çekti. Gözlük reklamı değildi kesinlikle; “ancak vizyonunuz görebildiğiniz yer kadardır” diye bir mesaj vermekteydi. Seyahat boyunca bu sözün üzerinde düşünme şansı buldum ve kendimce şu söze karar verdim. “Vizyonunuz hayal edebileceğiniz yere kadardır”.
Yönetimsel olarak bir şirketin vizyonu, o şirket yöneticilerinin görebildiği kadar olmamalı diye düşündüm. Ancak daha da kötü olduğunu görüyorum. Özellikle bir hizmet sektörü olan lojistik sektörümüzde durum daha da içler acısı. Lojistik her şeyden önce emek yoğun bir hizmet sektörüdür. Her benzer sektörde olduğu gibi her an yapılması gereken bir iş vardır ve bu işi yaparken karşılaşacağımız engellerin aşılması gerekir. Taşıyorsanız zamanla, yol durumuyla, araç sorunlarıyla, trafikle, aracınızdaki malin korunmasıyla savaşırsınız. Depolama yapıyorsanız depodaki zamanla, işçilerle, teknik sorunlarla, barkodlarla, paketlerle, etiketlerle, ambalajlamakla uğraşırsınız. Dağıtım yapıyorsanız dağıtım planlama ile, trafikle, köprü ile ve yine zamanla savaşırsınız. Denizciler, limancılar hava koşulları ile dalgalarla, korsanlarla, kaçakçılarla, sığınmacılarla ilgilenmek zorundadır.
Günlük işlerle ilgilenen herkes önüne bakar, ileriyi göremez. İleriyi görmesi gerekenler günlük işlerini aşağıya aktarmış olan yöneticilerdir. Yöneticiler de ileri dediğimiz zaman rakiplerin ne yaptığını görerek kendilerine vizyon biçiyorlarsa geri kalıyorlar demektir. Yapılması gereken şirketinizi ileri götürecek olan planlamaların, kararların, uygulamaların eylemlerin kendi çerçevenizden görünene göre değil, hayallerinize, isteklerinize, dileklerinize göre şekillenmesidir.
Bundan dolayı şirketlerimizin bir yandan bugünün çözümlerini geliştirmesi, diğer yandan yarınoluşabilecek problemlere karşı tedbir almaları, öte yandan işlerini geliştirmeleri için projeler yapmaları gereklidir. Günlük iş emirleri günü kurtarır. Yıllık hazırlanan bütçelerin o aya dönük kısmı ayın analizine yarar. Yıllık bütçeler de yıl sonunda ortaya çıkar ve ne istedik - ne yaptık analizleri yapılır. Hiçbiri de tutmaz bu bütçelerin ve sonuç neden tutmadığının araştırılmasında kalır, ta ki yeni bütçe yapılıncaya kadar. Aralık ayı geldiğinde yeni bütçe bitmemişse, kimse Ocak ayında ne yapacağını bilemez.
Bundan dolayı destek verdiğim her kurumda bütçeleri yıllık değil 12 aylık, kayar bütçe yapmaya, her ay bu 12 aylık bütçeyi revize etmeye, şirketi aylık bütçelerle 12 ay sonrasını da görerek yönetmeye davet ediyorum. Daha ötesini de yöneticilerden bekliyorum, 12 ayı değil, gelecek 5 yılı hatta 10 yılı da hayal ediniz diyorum. Geçmişinize baktığınızda 10 yıl önce bu gününüzü hayal edemediyseniz gözünüz görmedi, aklınız çalışmadı, hayalleriniz eksik kaldı diyorum.
Vizyonunuz pencerenizden gördükleriniz değil, aklınızın gördüğü, kalbinizin gördüğü hedefler olsun.Gelecek 10 yılınızı düşünün beyninizde kalsın, gelecek 5 yılınızı düşünün, kağıt üzerine yazın ve gelecek 12 ayınızı da her ay revize ederek planlayın. Başlamak zordur her atılan ilk adım gibi. Önce yürümeye başlayacak sonra da koşacaksınız. Sağlıkla koşmanın zevkini hiçbir şeye değiştirmiyorum.
Atilla Yıldıztekin/ Perşembe Rotası